6. sayfa (Toplam 21 sayfa)

Re: ERG (Kitap)

Gönderilme zamanı: 27 Eki 2017 17:26
gönderen Retaliation
Plafect00 yazdı: 27 Eki 2017 11:31



Yedi ayın sonunda artık ellerinde kütüphanedeki ergle ilgili tüm kitapların birer kopyası vardı. Görevin hatasız tamamlanmasının şerefine herkes kadeh kaldırdı. Furkan ve Abdulkadir içki içmediklerinden su ile eşlik ettiler. Herkes içeceklerinden birer yudum aldı.
Straight Edge veya Türkçesine yakın olan Yeşilay'cı tutumumu burada dile getirdiğin için teşekkür ederim Muhammed. Aynen devam. :)

Re: ERG (Kitap)

Gönderilme zamanı: 27 Eki 2017 23:15
gönderen yun1010
Çok güzel yazıyosun hocam. Gorgar ile beraber bi iş çıkarmanı canı gönülden isterim doğrusu.

Re: ERG (Kitap)

Gönderilme zamanı: 28 Eki 2017 11:22
gönderen Plafect00
BÖLÜM 2.3 [ÖĞRETMEN]

Tak tak.
- Girin!
- İyi günler, Ersin Bey.
- Tanışıyor muyuz ?
- Bana madalyamı siz takdim etmiştiniz. (Mezunlara kıyamet döneminden kalma bir gelenek olarak madalya verilir.)
- Ah, demek mezunsunuz, buyrun oturun. (Fazıl oturdu.) İsmizin neydi ?
- Fazıl SARRAFOĞLU.
- Hangi yıl mezun oldunuz ?
- Geçen yıl.
- 2136 senesi mezunları... İşte burada. Hangi bölümdü ?
- Mühendislik.
- Evet, buldum. Sonuncu olmuşsun. Hatta bir dakika, sınava girip de sıfır alan ilk öğrenci olarak okulumuzun tarihine geçmişsin.
- Doğru.
- (Gülümseyerek) Gurur duyuyor gibisin.
- (Duygusuz) Kısmen.
- Ee, seni buraya getiren nedir ? Tekrar okumak mı istiyorsun ? Yalnız baştan söyleyeyim...
- (Lafını kesti.) Sınavlara girmek istiyorum.
- (Güler) Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. (Fazıl'ın yüzünde mimik yok.) Telafi sınavları yarın başlıyor, böyle bir hakkın var. Bu sefer kaçıncı olacaksın, sondan birinci mi ? (Tekrar güldü.)
- Beni kaydedin, yarın gelip sınavlara girmeye başlayacağım. (Fazıl kalktı yavaşça kapıya yürümeye başladı.)
- Şansa ihtiyacın olacak.
- (Kapıyı kapatırken kafasını ve omuzlarını öne doğru uzatarak) Hayır, olmayacak. (Odadan çıkar, kapıyı yavaşça kapatır.)

- Bir Hafta Sonra -

- Değerli hocalarım, saygıdeğer öğrencilerimiz, sevgili konuklar. Recai Bey Bilim Fakültesi'nin 29. Mezuniyet Töreni'ne hepiniz hoşgeldiniz. Buradan mezun olan öğrencilerimiz Çemberlitaş Labratuvarları'ndan İstanbul Meteor Hastanesi'ne kadar pek çok önemli konumda çalışma fırsatını elde edecekler. (Dalga geçmek için) Hatta kütüphanede bile! (Kalabalıktan kahkaha sesleri...) Lafı fazla dolandırmadan 23 öğrencimizin derecelerini ve çalışabilecekleri yerleri açıklamak istiyorum:
Okulumuzun birincisi, Çemberlitaş'ta çalışma fırsatını elde etmiş öğrenci... (Ersin Bey donmuştu. Elindeki kağıtta Fazıl'ın ismi vardı. Biraz bekledikten sonra yutkunarak) Fazıl SARRAFOĞLU. Fazıl sahneye çıkmadı. Biraz bekledikten sonra Ersin Bey ikinci kişinin adını söyledi. İki saat kadar sonra tören bitti.

Ersin Bey odasına girdi, dönüp kapıyı kapattı, yerinde durdu.
- (Yüzü kapıya dönükken) Beni rezil ettin. (Arkasına döndü, Fazıl koltukta oturuyordu.)
- Senin beni rezil ettiğin gibi mi?
- (Yerine otururken) Sadece şov yapıyordum.
- Ben de öyle.
- Affetmek üstün kişilerde bulunan bir duygudur.
- Ben duygularımı kaybettim Ersin Bey, özellikle de acımayı.
- ( Bu sözün ardından Ersin Bey masasını düzenlemeyi bırakmış, Fazıl'ın gözlerinde takılmıştı. Az sonra bakışlarını masadaki dosyalara yönelterek) Peki, labratuvara başvurunu yapıyorum.
- Hayır.
- Nerede çalışacaksın o halde.
- Burada.
- Ne? Sen aklını kaçırmış olmalısın. İstediğin yerde çalışabilirsin.
- Evet, burada çalışmak istiyorum.
- (Şoka girmişcesine Fazıl'a bakmakta olan Ersin Bey kendini toparladı, dik durdu.) Hangi derse gireceksin ?
- Erg enerjisi ve kullanımı.
- Ama bu...(Diyeceği şeyden vazgeçti.) Bu, ders kredini doldurmuyor. Bir ders daha seçmelisin.
- (Ayağa kalkar, paltosu elinde.) O halde istediğiniz bir başka dersi daha bana verin.
- Ama...
- (Sözünü kesti) Hangisi olduğu farketmez. İyi günler dilerim. (Odadan çıktı. Ersin Bey şaşkın.)

Re: ERG (Kitap)

Gönderilme zamanı: 28 Eki 2017 13:50
gönderen mahmutcaan
Plafect00 yazdı: 28 Eki 2017 11:22 BÖLÜM 2.3 [ÖĞRETMEN]

Tak tak.
- Girin!
- İyi günler, Ersin Bey.
- Tanışıyor muyuz ?
- Bana madalyamı siz takdim etmiştiniz. (Mezunlara kıyamet döneminden kalma bir gelenek olarak madalya verilir.)
- Ah, demek mezunsunuz, buyrun oturun. (Fazıl oturdu.) İsmizin neydi ?
- Fazıl SARRAFOĞLU.
- Hangi yıl mezun oldunuz ?
- Geçen yıl.
- 2136 senesi mezunları... İşte burada. Hangi bölümdü ?
- Mühendislik.
- Evet, buldum. Sonuncu olmuşsun. Hatta bir dakika, sınava girip de sıfır alan ilk öğrenci olarak okulumuzun tarihine geçmişsin.
- Doğru.
- (Gülümseyerek) Gurur duyuyor gibisin.
- (Duygusuz) Kısmen.
- Ee, seni buraya getiren nedir ? Tekrar okumak mı istiyorsun ? Yalnız baştan söyleyeyim...
- (Lafını kesti.) Sınavlara girmek istiyorum.
- (Güler) Yenilen pehlivan güreşe doymazmış. (Fazıl'ın yüzünde mimik yok.) Telafi sınavları yarın başlıyor, böyle bir hakkın var. Bu sefer kaçıncı olacaksın, sondan birinci mi ? (Tekrar güldü.)
- Beni kaydedin, yarın gelip sınavlara girmeye başlayacağım. (Fazıl kalktı yavaşça kapıya yürümeye başladı.)
- Şansa ihtiyacın olacak.
- (Kapıyı kapatırken kafasını ve omuzlarını öne doğru uzatarak) Hayır, olmayacak. (Odadan çıkar, kapıyı yavaşça kapatır.)

- Bir Hafta Sonra -

- Değerli hocalarım, saygıdeğer öğrencilerimiz, sevgili konuklar. Recai Bey Bilim Fakültesi'nin 29. Mezuniyet Töreni'ne hepiniz hoşgeldiniz. Buradan mezun olan öğrencilerimiz Çemberlitaş Labratuvarları'ndan İstanbul Meteor Hastanesi'ne kadar pek çok önemli konumda çalışma fırsatını elde edecekler. (Dalga geçmek için) Hatta kütüphanede bile! (Kalabalıktan kahkaha sesleri...) Lafı fazla dolandırmadan 23 öğrencimizin derecelerini ve çalışabilecekleri yerleri açıklamak istiyorum:
Okulumuzun birincisi, Çemberlitaş'ta çalışma fırsatını elde etmiş öğrenci... (Ersin Bey donmuştu. Elindeki kağıtta Fazıl'ın ismi vardı. Biraz bekledikten sonra yutkunarak) Fazıl SARRAFOĞLU. Fazıl sahneye çıkmadı. Biraz bekledikten sonra Ersin Bey ikinci kişinin adını söyledi. İki saat kadar sonra tören bitti.

Ersin Bey odasına girdi, dönüp kapıyı kapattı, yerinde durdu.
- (Yüzü kapıya dönükken) Beni rezil ettin. (Arkasına döndü, Fazıl koltukta oturuyordu.)
- Senin beni rezil ettiğin gibi mi?
- (Yerine otururken) Sadece şov yapıyordum.
- Ben de öyle.
- Affetmek üstün kişilerde bulunan bir duygudur.
- Ben duygularımı kaybettim Ersin Bey, özellikle de acımayı.
- ( Bu sözün ardından Ersin Bey masasını düzenlemeyi bırakmış, Fazıl'ın gözlerinde takılmıştı. Az sonra bakışlarını masadaki dosyalara yönelterek) Peki, labratuvara başvurunu yapıyorum.
- Hayır.
- Nerede çalışacaksın o halde.
- Burada.
- Ne? Sen aklını kaçırmış olmalısın. İstediğin yerde çalışabilirsin.
- Evet, burada çalışmak istiyorum.
- (Şoka girmişcesine Fazıl'a bakmakta olan Ersin Bey kendini toparladı, dik durdu.) Hangi derse gireceksin ?
- Erg enerjisi ve kullanımı.
- Ama bu...(Diyeceği şeyden vazgeçti.) Bu, ders kredini doldurmuyor. Bir ders daha seçmelisin.
- (Ayağa kalkar, paltosu elinde.) O halde istediğiniz bir başka dersi daha bana verin.
- Ama...
- (Sözünü kesti) Hangisi olduğu farketmez. İyi günler dilerim. (Odadan çıktı. Ersin Bey şaşkın.)
8) 8)

Re: ERG (Kitap)

Gönderilme zamanı: 28 Eki 2017 14:03
gönderen Baskent06
Hepsini bir çırpıda okudum ellerine sağlık fazla gecikmeden devamını bekliyoruz :)

Re: ERG (Kitap)

Gönderilme zamanı: 28 Eki 2017 14:38
gönderen BuShiDoka
Gene döktürmüş benim guzel kardeşim 😊

Re: ERG (Kitap)

Gönderilme zamanı: 28 Eki 2017 17:23
gönderen Retaliation
8) 8) 8)


Re: ERG (Kitap)

Gönderilme zamanı: 29 Eki 2017 15:03
gönderen Plafect00
BÖLÜM 2.4 [İLK DERS]

*Zil çaldı*
Öğrenciler sınıfta sohbet ediyorlar. Kapı açıldı, Fazıl elinde bir çantayla içeri girdi. Öğretmen masasının arkasına geçti, oturdu. Bir öğrenci:
- Anlıyorum, yeni geldin. Ama sıra ile masa arasındaki farkı ayırt edebilmelisin. (Sınıftakiler güldü.)
- (Fazıl öylece duruyordu. Gülüşmeler sona erene kadar bekledi.) Ben bu seneki Erg Enerjisi ve Kullanımı dersinize gireceğim. (Sonradan hatırladı) Ve bir de elektromanyetik alan teorisi dersinize.
Sınıftakiler şaşkındı. Şaka olduğunu sanıyorlardı. Fazıl çantasını karıştırmaya başladı. Az sonra sınıfa Ersin Bey girdi.
- Günaydın arkadaşlar. Bu Fazıl SARRAFOĞLU. Okulumuzun yeni öğretmeni.
- (Bir öğrenci lafını kesti.) Yeni ve en genç.
- Evet, öyle de denilebilir. Şimdiye kadarki en genç öğretmeninizle arasında 10 yaş var. Kendisi bu seneki sınavlara girdi ve bir rekor kırdı. Okulumuzun gelmiş geçmiş en yüksek notunu aldı.
- (Bir öğrenci) Kaç ?
- 64 sorudan, 64 puan. Yani tam puan. (Sınıftakilerin dili tutuldu.) Lütfen kendisine gerekli saygıyı gösterin . (Fazıl'a dönerek) İyi dersler, hocam.

Fazıl konuşmadan, başıyla teşekkür ettiği anlaşılacak bir hareket yaptı. Ersin Bey sınıftan çıktı.
- Ders anlatma biçimimden bahsedeyim. 40 dakikalık dersin ilk 20 dakikası ders anlatırım, dersi bitiririm. Sonrasında sorularınız varsa cevaplarım, yoksa gidebilirsiniz. Bugün Elektromanyetik alan dersine giriş yapacağız.

*Zil çaldı*
4 saatin sonunda okul dağılmıştı. Fazıl sınıftan çıktı, öğrenciler hala şaşkın. Tramvaya bindi. 50 dakika sonra derneğe ulaştı. Kapıyı açtı, paltosunu astı, oturdu.
- Ee, ilk ders gününüz nasıl geçti öğretmen bey ?
- Sıkıcı. Aradığım ışığı henüz göremedim.
- Ne o, ülkenin en zeki öğrencileri seni tatmin edemiyor mu ? (Ender çayını aldı, oturdu.)
- Çok zeki olmalarına gerek yok, bana ayak uydurabilsinler yeter.
- Yani çok zeki olmalılar.(Gülümser)
- (Hasan girdi) Heyt be! Şunların güzelliğine bak! Bu cevizleri almak için az daha ağaçtan düşüyordum.
- Oh oh, tam da çay demlemiştim. Ver bana ordan 2-3 tane. (Hasan Ender'e 3 ceviz verir.)

*Radyo haberi*
Bankadaki silahlı saldırının sorumlusu yakalandı. Bilinen bir ismi olmayan şahıs suç dünyasınca "Maymun" ismiyle tanınıyor. Zanlının duruşması yarın yapılacak.

Hasan: Kesin idam ederler bunu. Kaç kişi öldürmüştü ? 6 mı ?
Ender: 7
Hasan: Vay vicdansız!
Ender: Üstelik bir şey de çalmamış.
Hasan: Ee, neden girmiş bankaya ? (Ender bilmediğini gösterecek şekilde kafasını salladı.) Gene uyduruyorlardır. Teröristmiş, peh! (Hasan, İhsan Bey'in olayından sonra ne zaman radyodan dinlediği bir olaya inanmasa böyle söylerdi. Çünkü radyoda gizitlilere terörist denmişti.)
Asım Bey: (Derneğe girdi.) Selamlar, dostlarım. Nasıl gidiyor ?
Ender: Maymun'u tartışıyoruz.
Asım Bey: Evet, duydum. Şu katil.
Hasan: Kesin idam...
Asım Bey: Hayır, serbest kalacak.
Hasan: (Şaşkın) Nasıl ?
Asım Bey: Adam tımarhaneden kaçmış. Deli yani, ruh hastası.
Fazıl: (Şüpheli gözlerle Asım'a baktı.) Haberlerde böyle bir şey duymadım.
Asım Bey: (Gülümseyerek) Evet, haberler. Biz zenginler meraklı oluyoruz, bize gelen haberler size gelenlerden biraz farklı oluyor açıkçası.

****************

- Geç şuraya! (Kolundan sıkıca tuttuğu adamın kelepçesini açıp onu parmaklıkların arkasına itti. Adam yere düştü, kalkmadı. Muhafız prmaklıkları sertçe kapattı, kitledi.)
- (İçerde sadece bir kişi vardı.) Sen neden düştün ?
- (Sağ yanına yatık. Sürekli olarak kıkırdıyor. Kafasını yerden kaldırmadan adamın yüzüne bakacak kadar çevirdi. Hala kıkır kıkır gülüyor.) Sadece biraz eğlenmek istedim.

Re: ERG (Kitap)

Gönderilme zamanı: 29 Eki 2017 17:28
gönderen mahmutcaan
Joker ? :') eline sağlık dostum çok güzel ilerliyor

Re: ERG (Kitap)

Gönderilme zamanı: 30 Eki 2017 15:28
gönderen Plafect00
BÖLÜM 2.5 [EĞLENİYORUM]

- Sorusu olan ?
Öğrencilerden ses çıkmadı. Fazıl biraz bekledikten sonra:
- Güzel. Şimdi Erg dersine geçeceğim isteyen çıkabilir.
- Hocam, erg dersinde anlatacağınız şeyler sınavda çıkacak mı ?
- Notlar... Tek kaygınız bu. Not her şey değildir.
- Bunu söyleyen kişi tam puan aldı ama.
- Bu, benim okulda kırdığım ikinci rekor. İlk rekorum en düşük puanı alan öğrenci olmaktı, sıfır puan.
Sınıf bir şok daha yaşadı.

Kapı açıldı, Fazıl girdi. Sinirle oturdu. Ender:
- Hayrola ?
- (Ender'in kelimesi biter bitmez.) Hepsi gerizekalı! Hepsi!
- Ne oldu ?
- İlk 15 dakikada dersi anlattım.
- (Gülümseyerek) Şaşırmadım.
- Sonra "Erg anlatacağım, isteyen çıkabilir." dedim.
- (Kahkaha attı.) Hepsi çıktı değil mi ?
- (Garipsedi, gözlerini kıstı, gayet sakin) Hayır. (Ender birden ciddileşti, utandı.) Sınıfta sadece üç kişi kaldı.
- Tamam işte, senin istediğinden 2 kişi fazla.
- Evet, ama benim istediğim kişi aralarında yoktu. Çocuklardan ikisi okul birinciliğine oynuyor. Sadece not için kaldılar. Öbürü de...
- Öbürü ?
- Bana ilgi duyduğu için kaldı. (Ender dehşete düştü, korku dolu gözlerle Fazıl'a baktı. Fazıl Ender'in ne düşündüğünü anladı.) Hayır, o kız. Erkek değil, kız.
- Eminsin değil mi ?
- Evet, kesinlikle.
- Yani çünkü mühendislik fakültesinde genelde hiç kız olmaz.
- Evet, biliyorum. (Ender rahatladı.) Her neyse.
- Hiç mi umut yok ?
- Saçmalama, bir kızla bir arada olmayı düşünmem bile hata olur. Bizim bir davamız, çok büyük hedeflerimiz var.
- Hayır, öğrencilerden. Yani...
- Ha, şey evet. Aslında bir öğrenci var çok zeki ama her şeyden çabucak sıkılıyor. İçindeki merakı uyandırmalıyım. Yani, bir umut var.
- Ha, iyi. O zaman bence kıza bir şans ver. (Gülümseyerek döndü, kapıya yöneldi.)
- (Ender kapıya doğru giderken.) Ama bu hiç komik değil. Benim hayatımda bu davadan başka bir şey yok sen de biliyorsun.
- (Dışarı çıkmış, açık kapının kolunu tutarken Fazıl'a dönük. İmalı imalı baktı. Gülümseyerek) Biliyorum.

****************

Gece saat iki. Sandalyedeki adam oturduğu yerde uyuyakalmış. Tüm gün yerden kalkmayan adam ayağa kalkmış, uyuyan adamın karşısına dikilmiş, öylece duruyor. Adamı uyandırdı.
- Ne yapıyorsun ?
- (Güldü, adamın saçından tutup kulağına yaklaştı, fısıldadı.) Eğleniyorum.

Nezarethanenin korkunç karanlığından daha korkunç çığlık sesleri ve maymunu andıran kahkaha sesleri parmaklıkların arkasından yükselerek tüm koridorlarda yankılandı..