6. sayfa (Toplam 28 sayfa)
Re: ROSELENMORGONSİR'in Günlüğü --TEŞKİLAT--
Gönderilme zamanı: 07 Tem 2016 16:16
gönderen roselen
YankeeGoHome yazdı:Geri dönmen gayet güzel bir durum . Umarım yılmadan devam edersin .
Teşekkürler , yorumunuz beni çok mutlu etti . Umarım devam ederim

Re: ROSELENMORGONSİR'in Günlüğü --TEŞKİLAT--
Gönderilme zamanı: 07 Tem 2016 16:16
gönderen roselen
VoiceOfVoiceless yazdı:Pulların fiyatları gerçekten güzelmiş , şansın bol olsun

Evet bazen ilaç gibi geliyor . Teşekkür ederim

Re: ROSELENMORGONSİR'in Günlüğü --TEŞKİLAT--
Gönderilme zamanı: 09 Tem 2016 23:00
gönderen roselen
Herkese selamlar bu sefer daha farklı bir şekilde karşınızdayım . Uzun zamandır içimde yanıp tutuşan ŞİFACI ateşini bugün sonunda bastırabildim bir nevi.YENİ KARAKTERİMLE KARŞINIZDAYIM ! Şifacı konusunda çok bir bilgim olmadığı için böyle bir kararı uzun zaman önce almıştım ama bugüne kısmet oldu . Kafamda olan şey aslında karakteri Hol'de 49. seviye yaparak maceralara atılmaktı hemen . Fakat öyle yapmayacağım gibi görünüyor şu an , görev metinleri üzerinden daha bir hikaye havası katarak ilerlemeyi planlıyorum . Umarım hoşunuza gider ve bende umarım Şifacı sınıfının inceliklerini öğrenebilirim . Ve şunu söylemeliyim ki Asitçi olmak için sabırsızlanıyorum
Keyifle okumanız dileğiyle
Karakter Adı = Jabberwocky
Sunucu - Sınıf = Teşkilat - Şifacı
Nefret ediyordu bu Eminönünden . Çocukluğundan beri kurtulmak için sabırsızlanıyordu ama bir türlü babasıymış gibi davranan Agah'tan ve etraftaki yaşlı işe yaramaz teyzelerden kurtulamıyordu .İnsanlar ölüyor , şehir istila ediliyordu ama hiç birinin umrunda değildi bu . Yine Agah Efendi ( ! ) ona işlerini yaptıracaktı her gün oldupu gibi . Hiç bir değişiklik yoktu . Sahilden insanları uzak tut , fareleri etraftan uzak tut , kertenkeleleri etraftan yok et . Bütün bölge ondan sorumluydu sanki . Jandarma Ali ise hiç bir şey yapmadan orada durabiliyordu .Su uyur düşman uyumaz demekten başka bildikleri bir şey yoktu zaten sadece etrafı kolaçan ediyorlardı . Bütün pisliklerle uğraşmak ise ona ve arkadaşlarına kalıyordu . Yine her günkü rutini onu bekliyordu ve söylenerek işe koyuldu .
Her şey bitmiş gibi şimdi birde oradan oraya koşturuyordu . Jandarmaların emirlerini yerine getiriyor , Bankacıya insanların paralarını güvenli bir şekilde ulaştırıyor karşısındaki yaşlı adam ise ona sadece söylenebiliyordu .Ahh yine mi !Herkesten nefret etsede Halime Teyze'yi severdi fakat neden buradaki insanlar hep konuşmak ve dertlerini anlatmak zorundaydı ? Yine Savaş'tan yakınıyordu , yine bir haltlar yemiş olacak ki kadının gözlerinden yaşlar akıyordu . Ona bu işi halledeceğini söyleyip ayrılacakken son anda aklına geldi . Ali abi ilaçları gönderdi .dedi ve tam gidecektiki yine kolundan tuttu onu Halime Teyze'si . Al dedi ve eline çocukluğundan beri vazgeçilmezi olan o cevizleri bıraktı . Ona teşekkür edip bankacıya doğru yavaş adımlarla yürümeye başladı . Eminönündeki tek güzel şey bu diye düşündü kendi kendine .
İşte karşısındaydı yine . Paragöz , sapık herif . Herkes onu sessiz , kendi halinde iyi bir adam diye tanısada çocukluğundan beri bilirdi onu . Çapkın biriydi , gördüğü her güzele gönlünü kaptıran bir aptaldı onun gözünde sadece . Yüzünü ekşiterek onun yanına uğradı ve emanetleri teslim etti . Daha sonra Bankacı onun kulağına doğru fısıldayarak Işık hanıma çiçek yaptırdığını ve kimselere söylemeden bunu ona ulaştırmamı söyledi . Yine kim bilir neler peşindeydi bu adam . Aslında bu seferkini izlemek eğlenceli olacaktı . Çünkü Işık Hanım bu eminönündeki herkesten daha delikanlıydı . Sayısız leşi vardı onun hikayeleri hep anlatılırdı eskiden beri . Hallederiz abi sen sıkıntı yapma . Pis pis sırıtıyordu fakat elinde değildi . Işık Hanım tüm bu çiçekleri ona meydanda yedirirdi eğer duydukları doğruysa .
Şimdi hazır işi yokken Savaş'ın yanına uğraması gerektiğini düşündü . Bu sefer kulağını çekecekti o çocuğun . Tamam kendiside buralardan nefret ediyordu ama yaşlı başlı kadınıda üzmeye hakkı yoktu keratanın . Kerata mı ? dedi kendi kendine . Yaşlanıyordu burada , çürüyordu sonu tıpkı o bunak Agah gibi olacaktı ve bundan korkuyordu . Derin düşüncelere dalmamaya çalışarak savaşı buldu . Yine vasıfsız arkadaşlarıyla sağda solda koşuşturuyorlardı . Hemen yanına gitti ve çocuklara bağırdı . Hepsi oradan kaçıştı , Savaş ise oflaya puflaya koşarak yanına geldi . Biraz konuştular ve çocuğun derdini iyice anlamaya çalıştı . Oda kendisi gibiydi aslında ve bu yüzden Savaş'ı severdi . Adı onu etkilemiş olabilir diye düşündü . Babasını kaybettikten sonra savaşmak , özellikle fare adamların kökünü kurutmak istiyordu ama bu iş için çok küçüktü en büyük hayalide şu pahalı kostümlerin içindeki Lodoslardan biri olmaktı . Yine yalvarıp , yakardı bu çocuktan kurtulamayacakmıydı acaba ? Tamam sen efendi gibi dur , sağda solda boş boş gezmede git Halime Teyze'nin gönlünü al ben konuşacağım onlarla . Gözleri parladı çocuğun ve ona verdiği sözü tutmak üzere yola koyuldu . Ama giderken halletmesi gereken bir iş daha vardı . Lanet olsun , yinemi şu aptal örümcekler !
Sokakta Umut'u gördü . Onu severdi , eğlenceli sıcakkanlı bir çocuktu . Agah Efendi seni çağırıyor diye koştu peşinden . Kendisine hiç nefes alma imkanı verilecekmiydi acaba . Bıkmıştı o adamın işlerini yapmaktan . Yanına uğramak için hızlı adımlarla ilerledi . Nede olsa ona vefa borcu vardı çocukluğundan beri hep yanında olan tek kişi oydu . Bu sefer ki iş biraz daha eğlenceli olacak diye düşündü . Komutan'ın yakınlarındaki koca fareleri temizlemem gerektiğini söyledi . Güzel diye düşündü , Komutan'a yeteneklerini göstermesi için bir şans anlamına gelebilirdi bu . Koşarak oraya doğru ilerledi ve hiç durmadan işe başladı .
Küfrederek geri dönüyordu , çok sinirlenmişti . Bütün sokağı temizledi her şeyi kusursuz yaptı ama o Komutan olacak adam bir kere bile ona bakmaya tenezzül etmedi . Çünkü o lanet olası telsiz onun için daha önemliydi . Kendisi varını yoğunu ortaya koymuştu ama yine becerememişti , yine onun gözüne girmeyi başaramamıştı . Hızla Agah Bey'in yanına vardı ve sinirli bir şekilde işi hallettiğini söyledi . Duydum dedi Agah , yüzünde tatlı bir gülümsemeyle ona doğru bir değnek uzattı . Ama bu , bu acayip bir şey !onu omzundan tuttu ve yarın için lazım olacağını söyledi . Sebebini merak ediyordu , yarın ne vardı ki ? Ahh , şimdi aklına geldi . Yine bu günlük işler , sahil temizliği , İdris Amca'nın oraları temizleme işleri vardı , anlaşılıyordu . Ama Agah Bey sanki onu anlamışçasına Yarın seni bekleyen şey bir avuç sürüngen değil evlat . Komutan !

Re: ROSELENMORGONSİR'in Günlüğü --TEŞKİLAT--
Gönderilme zamanı: 09 Tem 2016 23:10
gönderen VoiceOfVoiceless
Şifacı karakterin hikaye kısmı gayet güzel , farklı geldi bana diğer hikayelere göre.Tebrik ederim.
Asitçi olmak harika bir duygu.Tavsiye ederim.
Bekliyoruz asit ile kasıp kavurduğun günleri.Bol şans

Re: ROSELENMORGONSİR'in Günlüğü --TEŞKİLAT--
Gönderilme zamanı: 10 Tem 2016 00:50
gönderen roselen
VoiceOfVoiceless yazdı:Şifacı karakterin hikaye kısmı gayet güzel , farklı geldi bana diğer hikayelere göre.Tebrik ederim.
Asitçi olmak harika bir duygu.Tavsiye ederim.
Bekliyoruz asit ile kasıp kavurduğun günleri.Bol şans

Teşekkürler dostum yorumun için umarım o günleri görürüz
