425. sayfa (Toplam 899 sayfa)

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Nis 2011 14:20
gönderen eseslisemi
ustax66 yazdı:
onurala yazdı:
eseslisemi yazdı:
Bilgetonyukuk yazdı:03.04.2011 Pazar günü saat 10.00 ila 11.00 arasında lonca genel toplantısı gerçekleştirilecektir. Toplantının imkanlar elverirse Skype adlı sesli konuşma programından yapılması sağlanacaktır. Toplantıya katılması gereken üyelerimiz;

- Börteçinexilteri - Börteçinexhakanı [Mertkan UĞURLU]
- Börteçinexusta - Börteçinexxusta - Börteçinexxxusta [Arif YAMAN]
- Börteçinexatsız - Börteçınexatsız - Börteçinexxatsız [İhsan YEDİER]
- Börteçinexazrail - BörteçinexKenan - Börteçinexidikut [Kenan KAÇMAZER]
- Börteçinexvif [Yusuf]
- Börteçinexarthur - Börteçinexgaius [Mustafa]
- Börteçinexthoth [Semi]
- Börteçinexömer - Börteçinexbüyü - Börteçinexkurşun [Ömer]
- BöRTeÇİNexSeRSri [Emre]


Ulaşılırsa katılması sağlanacak üyeler;

- Börteçinexsepya - Börteçinexxsepya [Çağdaş]
- Börteçinexlegend [Murat]
- Çatlıxdevil - Xdevilsadvocatsx [Onur]
- BörteçinexİzOoX [İzzeddin]


Toplantı, isimleri belirtilen üyelere mutlaka bizler tarafından haber edilecektir. Toplantıya ciddi ve geçerli bir mazeret sunmadan katılmayan kişilere yönetim kurulu tarafından uygun görülen ceza verilecektir. Toplantıda konuşulacak konular, belirli başlıklar altında yönetim kurulu tarafından toplantı tarihine kadar yayınlacaktır. Siz üyelerimizin de fikirlerini ve görüşlerini almak istediğimizi unutmayınız. İyi oyunlar.

Benım katılmam İmkansız Çünkü Mıkrofon Yok Benım Bılgısayarda Ayrıca o Çatlıxdevil veledi Katılırsa Sonuç Iyı Olmayabılır

Veled mi ne ayaksın sen oglm 1 dkkada rahat dur be gel yiorsa ws de kozlarımızı paylastıralm.

Hayırdır gençler, veletli-oğlumlu ifadeler ile forum sayfasında argo kültürünüzümü geliştiriyorsunuz. Ben 45 yaşındayım ve benim bulunduğum mekanda oğlum yaşındakilerin argo kelime yarışı bana abes geliyor ve beni üzüyor. Kendimi sizlere yanlış örnek olmuş olduğumu düşündürüyor. Ayrıca bu sayfa her hangi bir forum sayfası değil Börteçine sayfası bunu aklınızdan çıkarmayı Börteçine olmak sorumluluk demektir.

Abı Noldugunu Onur adlı 13 aysındakı çocuk daha ıyı Bılıodur

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Nis 2011 20:45
gönderen ayberk
Selamun aleyküm börteçine kardeşlerim... Toplantı fotoğraflarına baktım da içim gitti :) Aranızda olamıyorum ''TEKNİK '' sebeplerden :) fakat ne kadar eğlendiğinizi tahmin edebiliyorum. Sorunlar çözülmüş... Hepinize iyi oyunlar iyi eğleneceler :)

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Nis 2011 20:53
gönderen ayberk
Bu gün okuduğum ve bitirdiğim Türkler adlı kitaptan aklimda kalan gurur verici bir bilgiyi paylaşmak isterim... Barbaros Hayrettin Paşa son seferini Fransaya yardım etmek üzere İspanyaya yapmiştir ancak ispanya ile sadece bir savaş yapmiştir. Bir şehri sadece 100 şehit vererek zaptetmiş ve sonra ispanyollar Türk askerlerinin karşısına çıkma cesareti gösterememiştir. Ve bu sayede Fransa İspanyanın elinden kurtulmuştur. Fransız yöneticiler yalvar yakar Barbarosu kışı Toulon'da geçirmeye ikna ederler. O şehrin o zamanki nüfusu barbarosun limandaki asker sayısının onda biri kadar bile etmiyormuş. Kıyıdaki şehirlerin hepsini bir yıllığına Osmanlıya vermişler(vergileri ile beraber) ve fransa kıyılarında ezan sesleri Türk bayrakları bir yıl boyunca dalgalanmış... Bu sefer sırasında Barbaros Roma'yı da almayi planlasa da Fransız yöneticilerin adeta barbarosun dizlerine kapanması sonucu bu isteğinden vazgeçmiştir. BU GÜN BİZLER AB'YE GİRMEK İCİN FRANSANIN AĞZINDAN CIKACAK İKİ CİFT SÖZE MUHTAC OLDUK! Barbasosun, kanuninin şanlı kanı damarlarmızda dolaşıyorsa bizdeki bu gaflet nedir. Nereye kadar bu uyku

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Nis 2011 21:53
gönderen ustax66
ALEYKÜMSELAM.

Ayberk kardeşim hoş geldin. İnşaallah daha sık görürüz seni aramızda, unutma bu loncanın sanada ihtiyacı var.

Anlattığın tarihi olay benim tarihimizde en çok esef ettiğim olaylardan biridir. Tarihte defalarca yardım edip felaketlerden kurtardığımız fransa ve ingiltere günümüzde Türk Milleti ile alay edebiliyor ve türk Milletinin gıkı çıkmıyor, hiç zoruna gitmiyor. Sözün özü; Tarihini bilip ders almayan, yaşadığı günüde geleceğinide planlayamaz...

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Nis 2011 21:55
gönderen Kurtlarxfearx
Yusuf oyuna ne zaman giriyorsun bir kadim yapalım adam bulalım ejdere 2 kadim kaldı hala üretemedim ejderi.

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Nis 2011 21:59
gönderen ustax66
Semih kardeşim sen Börteçine gibi davran biz hak edene hak ettiği gibi davranırız. Bu onur yanlış davranıyorsa siz karşılık vermeyin yönetimden birine söyleyin bana, ihsana yada kenana ama siz gerektiği gibi davranın yanlış davranan yanlışının hesabını versin...

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Nis 2011 22:05
gönderen ayberk
Allah razı olsun abi :) Yeni bir bilgisayar almadan oyunu forumdan takip edicem yapicak bir şey yok :) siz oyunun tadını cikarin benim yerime de :D

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Nis 2011 22:08
gönderen ustax66
ayberk yazdı:Allah razı olsun abi :) Yeni bir bilgisayar almadan oyunu forumdan takip edicem yapicak bir şey yok :) siz oyunun tadını cikarin benim yerime de :D

Oyunun tad dediğimiz o ortamı tam manası ile hepimiz bir arada iken çıkar inşaallah en kısa zamanda makina alırsın aramızda olursun.

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 04 Nis 2011 22:22
gönderen ustax66
TÜRK BOYLARI-- 1


Kırgızlar
En eski




Türk kavimlerinden biri olan Kırgızlar, ilk başta Yenisey Irmağı çevresinde yaşıyorlardı. M. S. 1. yüzyılda
Asya Hun Devleti'ne bağlandılar ve


Tanrı Dağları yönünde yerleştiler.


Asya Hun devleti'nin yıkılışı üzerine IV. yüzyılda güçlü bir devlet kurdular. Göktürk Devleti kurulunca da ona bağlandılar. Göktürk Devleti'nin yıkılmasından sonra bir süre bağımsız yaşayan Kırgızlar, Uygur Devleti kurulunca bu yeni siyasi teşkilatın içine girdiler. Daha sonra tekrar bağımsızlıklarını ilan ettiler ve Uygur Devleti'ni yıktılar. Bu yeni Kırgız Devleti 80 yıl bağımsız yaşadı. Daha sonra beliren Hitaylar, Kırgızları kuzeydeki eski yurtlarına sürdüler. Kırgızlar daha sonra Karahanlılar Devleti'ne bağlandılar, ancak yarı bağımsız hayatlarını da sürdürdüler.

XIII. yüzyılda beliren Moğol Devleti bütün Asya'nın kaderini değiştirdi. Pek çok devlet bağımsızlığını yitirdi. Kırgızlar da uzun bir süre siyasi varlıklarını kaybettiler.

Sibirler
Çok hareketli Türk kavimlerinden biri olan


Sibirler, Balkaş Gölünün güneyinde yaşıyorlardı. V. yüzyıl ortalarında Ural Dağlarının güney doğusuna geldiler ve burada yaşayan başka bazı Türk kavimlarinin göç etmesine neden oldular. VI. yüzyılın başlarında Kafkas Dağlarının güneyine yerleştiler ve oradan da Anadolu'nun bazı bölgelerine çıktılar.

Başka bir Türk devleti olan Avarlarla rekabet edemeyince VI. yüzyıl ortalarından itibaren güçlerini yitirdiler ve bir süre sonra Sasani Devleti'ne bağlandılar.

Akhunlar
Bir başka adı
Eftalitler olan Akhunlar, büyük Hun kavminin bir parçasıdırlar. IV. yüzyıl ortalarında, bazı Hun boylarının, yaşadıkları Altay bölgesinden ayrılarak güney batıya doğru ilerlemesiyle Akhunlar, tarih sahnesine çıkmış oldu. Önlerine kattıkları diğer kavimleri batıya doğru süren Akhunlar, bugünkü Afganistan'a yerleştiler. Bir yandan da Hazar Denizi'nin doğu sahillerine ilerleyerek İran'la komşu oldular. Böylece büyük bir Türk devleti daha kurulmuş oldu.



Orta Asya'nın batısında egemenlik kurmak için, İran'da yaşayan güçlü Sasanilerle büyük bir rekabetin içine girdiler. V. yüzyılın ortalarında bu rekabet, Akhunların kesin zaferi ile bitti. Öte yandan Hindistan'ın kuzey batısı da Akhunların egemenliğine girmişti.

VI. yüzyılın ilk yarısında bu baskılardan bunalan İranlılar, Akhunluların Orta Asya'daki egemenliğinden rahatsızlık duymaya başlayan Göktürk Devleti ile güç birliği yaptılar. VI. yüzyılın ikinci yarısının hemen başlarında, bu iki büyük ordunun arasında kalan Akhunlular yenilerek dağıldılar. Ardından bir kısım Akhunlar Hindistan'a yerleşirken, bir kısmı da
Göktürk İmparatorluğu içinde yaşamlarını sürdürdüler.

Akhun Devleti, Hunların siyasi bir varlık olarak ortaya çıktıkları son devlet olması açısından da önemlidir.

Avarlar
Asya Hun İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra Anayurdumuzda To-pa ve Avar (Cu-Cen)kavimleri bu siyasi boşluğu doldurmuşlardı. Her iki kavim de Türk'tü. 546-552 yılları arasında süren Göktürk - Avar mücadeleleri, Göktürk Devleti'nin kurulması, Avarların dağılması ile son bulmuştu.

Bazı Sibir boylarını, yine onlar gibi Türk olan Onogurları ve hatta bazı Slav ve Macar topluluklarını da yanlarına alarak, on yıl süren bir göçten sonra Tuna Irmağının bugünkü Macaristan'dan geçen yörelerine yerleştiler. Böylece Bizans'la komşu oldular.

VI. yüzyılın sonlarında Avar Devleti bütün Orta Avrupa'ya egemen olmuştu. Aynı tarihlerde ünlü Avar Kağanı Bayan Han, Balkanlara inip İstanbul önlerine kadar gelmişti. Bir yandan da İtalya'nın kuzeyine kadar etkilerini yayan Avarlar, bünyelerine Slavları, Batı Hunlarını ve başka bazı kavimleri de alarak büyük bir imparatorluk meydana getirdiler.

VII. yüzyılın başlarında dünyanın en büyük güçlerinden biri olan bu imparatorluk, Sasanilerle işbirliği yaparak, ortak düşmanları olan Bizans'a karşı çarpıştı. Hatta her iki devletin orduları 626 yılında İstanbul'u kuşattılar. Bizanslılar, şehri bu saldırıdan büyük zorluklarla kurtardılar.

Avarlar, bünyelerinde barındırdıkları ilkel kavimlere kendi kültürlerini de aşıladılar. Özellikle Slavlar toplum ve ordu düzenini Avarlardan öğrendiler. Giderek güçlenen Slavlar, artık yavaş yavaş Avar Devleti'ni sarsmaya başlamıştı. Öte yandan Batı Avrupa'daki Büyük Karl'ın (Şarlman) imparatorluğu ile de rekabete giren Avarlar, güçlerini yitirmeye başladılar. IX. yüzyılın başlarında da, özellikle Slavların etkisiyle Avar Devleti ortadan kalkmış oldu.

Son Avar kağanlarından Tudun Han Hıristiyanlığı kabul etmek zorunda kaldı. Avarlar Avrupa'nın çeşitli bölgelerine dağıldılar, güçlü topluluklar olarak burada yaşamlarını sürdürdüler ve sonunda oralardaki halklarla kaynaştılar.


Hazarlar
Hazar Türkleri, Göktürk Devleti'nin en batı ucunda yaşıyorlardı. Hazarlar yavaş yavaş batıya doğru ilerleyip Hazar Denizi'nin tam kuzeyindeki geniş bölgede, VII. yüzyıl başlarında devletlerini kurdular.

Hazarlar eski Türk dinlerini bir süre sonra bırakarak Museviliği kabul ettiler. Yahudiler bir yana, kitle halinde, Musevi olan bir başka kavim Hazarlar dışında mevcut değildir. Ama bir süre sonra Hazarlar arasında Hıristiyanlık da yayılmaya başladı. Devletin sonlarına doğru artık Müslümanlık da Hazarlar içinde yeşermeye başlamıştı. Bu çok dinlilik, oldukça hoşgörülü olan Hazar Türklerini hiç etkilememişti. Öyleki; Devletin yedi tane yargıcı vardı. İkisi Musevilerin, ikisi Hıristiyanların, ikisi Müslümanların ve kalan biride diğer dinlere mensup olanların davalarına bakarlardı.

Hazarlar birçok bölgeye medeniyet götürmüşlerdir. Bugünkü Güney Rusya'yı imar edenler Hazar Türkleridir. Günümüzdeki birçok Rus şehri, mesela Kief, Hazarlar tarafından kurulmuştur.

Tıpkı Avarlar gibi Hazarlar da medeniyet getirdikleri kavimlerin kurbanı oldular. X. yüzyılın ikinci yarısında güçlenen Slav Knezleri (şefleri) Hazar Devleti'ni yavaş yavaş eritmeye başladılar. Yüzyılın sonunda Devlet tamamen ortadan kalktı. Hazar Türkleri de diğer Türk kavimleri ve Slavlar ile kaynaştılar.


Bulgarlar
Bugün yalnızca Bulgaristan'da yaşayan bir Slav halkı olarak bilinen Bulgarların aslı, tam anlamıyla Türk'tür. Bulgar adı dahi Türkçedir ve' bulamak',' bulgalamak' (yani karışmak) kelimelerinden türemiştir. Bulgarlar, Hun boyları ile karışan bir başka Türk boyu Ogurlar' ın soyundan gelmişlerdir.

Büyük Asya Hun İmparatorluğu içinde bulunan Ogurlar IV. yüzyılda Hazar Denizi'nin kıyısına, İdil (Volga) havzasına aktılar. Orada Batı Hun Devleti'nin çözülmesinden gelen boylarla birleşerek' Bulgar' Türk kavmini oluşturdular.

İdil (Volga) Bulgarları VII. yüzyılda tam bir devlet olarak belirdiler. Ünlü hakanları Kubat zamanında (ölümü:679) en parlak dönemlerini yaşadılar. Bu sırada kurulan ve giderek güçlenen Haar Devleti, Volga Bulgarlarını hızla kendi bünyesine almaya başladı. Ancak Hazarların X. yüzyılın ikinci yarısında güçten düşmeleri üzerine Volga Bulgarları yeniden toparlandılar ve bu arada Müslümanlığı kabul edip Ruslara karşı başarılı mücadeleler verdiler. Volga Bulgar Devleti'ni Cengiz Han'ın torunlarında olan Batu ortadan kaldırmıştır.

Bulgarların bir bölümü, V. yüzyıl ortalarında İdil yöresindeki kardeşlerinden ayrılarak daha batıya geçmiş ve Tuna Nehri çevresine yerleşmişti. Esas merkezleri bugünkü Kuzey Bulgaristan'ı oluşturuyordu. Burada çok güçlü bir devlet kurdular.

Tuna Bulgarları bir süre Avarlarla birlikte oldular. Bizans'a karşı birlikte savaştılar. Avar Devleti ortadan kalkınca Bulgarlar yeniden güçlendi. Başkentleri bugünkü Şumnu civarında idi. Tuna Türk Bulgar Devleti IX. yüzyıl başında Kurum han'ın oğlu Omurtag Han'ın işbaşına geçmesiyle altın çağını yaşadı. Kısa zamanda Doğu Avrupa'nın en güçlü devleti konumuna geldiler. Ama verimli topraklarına bol miktarda Slav halkın akması ve gene IX. yüzyıl sonlarına doğru Ortodoksluğu kabul etmeleri üzerine yavaş yavaş benliğini yitiren Bulgar Türkleri Bizans-Slav kültür çevresine girdiler. Bir süre sonrada devletleri tamamen ortadan kalkmış oldu.

Türgişler
Göktürk Devleti'nin dayandığı esas kavim olan Onoklar içinden büyük bir boy grubunun adı da Türgişler dir (Türkeşler de denir).

Esas yurtları


Balkaş Gölü'nün güneyindeki İli Irmağı vadisidir. VII. yüzyılın sonlarında Sulu Han'ın hükümdar olmasına kadar, Göktürklerin içinde yaşamış, Göktürk egemenliğini kabul etmemek için devamlı onlarla mücadele etmişlerdir. Asıl önemli rolü, VIII. yüzyılın başlarında Orta Asya'ya girmeye başlayan Emevi Araplarını durdurmaları olmuştur.
Emeviler, Arap olmayanlara adil davranmadıkları için Orta Asya'nın batısında İslamiyeti kabul eden Türkler onlardan rahatsız oluyorlardı. İşte Sulu Han bu Emevi ordularını sürekli yenilgiye uğratarak daha ileri gitmelerine imkan vermemiştir.


Sulu Han'ın ölümünden sonra zayıflayan Türgişler bir süre sonrada tamamen devlet olarak varlıklarını yitirdiler. Ama halk çeşitli Türk topluluklar içinde yaşamlarını sürdürdüler.

Karluklar
Karluklar Türklerin Oğuz boyları arasında sayılırdı. Belirmeleri oldukça geçtir. Karlukların Göktürk Devleti içinde bulundukları biliniyor. Göktürk Devleti'nin ilk dönemi sona ererken (VII. yüzyıl ortaları) Karlukların yaşadığı Güney Altay bölgesi bir süre Çinlilerin eline geçti. Karluklar, Basmiller ve Uygurlarla birleşerek Göktürk Devleti'ne son vermişlerdir.

Karluklar, 756 yılından sonra yavaş yavaş güçlendiler ve Tokmak ile Talas şehirleri yöresinde bir devlet kurdular. Bu devlet Türgişlerin yerine geçmiştir. Başlangıçda Araplara karşı direnişde bulunmaya çalıştılarsa da IX. yüzyılın başlarında İslamiyeti kabul etmeye başladılar.

Bir süre sonra Karlukların tamamı Müslümanlığı kabul ettiler, Uygurlarla birleşerek Karahanlılar Devleti'ni kurdular.


Macarlar
Macarlar, Finli kavimlerden birinin bir Türk kavmi olan Onogurlar la kaynaşmasından oluşmuştur. İlk yurtları Ural Dağlarının güneyindeydi. IX. yüzyıl ortalarında Avarlarla Sibirlerin baskısı üzerine ilk önce Kuzey Kafkasya'ya göçtüler. Oradan da Karpatlar bölgesine geçip bugünkü yurtlarını kurdular. Macarlara göre, onları buralara getiren şefleri, Atilla'nın torunlarıdır. Böylece Hun-Macar yakınlığı daha somut bir biçimde belirmektedir.



Macarlar X. yüzyılda Karpatlarda ve Macar ovasında Hun ve Avarlardan kalan boylarla birleşip güçlü bir devlet kurdular. Yüzyılın sonunda Saksonlara yenildiler ve yavaş yavaş Hıristiyanlaştılar. Kısa sürede Macarlar, Katolikliğin Doğu Avrupa'daki koruyucuları oldular. Macar tarihi bundan sonra Avrupa tarihine bağlanır.
Peçenekler, Uzlar ve Kumanlar
Peçenekler Göktürk Devleti içinde, batıda Aral Gölü çevresinde yaşıyorlardı. IX. yüzyılın ikinci yarısında Tuna boylarına kadar geldiler. Giderek Romenler ve Bizanslılar arasında sıkışarak XI. yüzyılda Hıristiyan oldular. Bulgaristan'daki Peçenekler, Osmanlılar Balkanları fethedince Müslüman oldular. Romanya'da yaşayan Peçenekler ise Hıristiyan olmalarına rağmen Türklük bilinçlerini kaybetmemişlerdir.

Uzlar ise Oğuzların bir kolu idi. Peçeneklerin ardından Balkanlara geldiler. Macarlarla birlikte yaşadılar. XIII. yüzyıla kadar benliklerini korudularsa da, bir süre sonra Macarlaşmaktan kurtulamadılar.

Kumanlar (Kıpçaklar) da çok hareketli bir Türk kavmi olup Doğu Avrupa'da önemli roller oynamışlar ve Ortaçağ Asya tarihinde Moğollarla Ruslar arasında kader belirtici bir gelişim çizmişlerdir.


Oğuzlar
Oğuzlar Türk kavimleri içinde en kalabalık ve en ünlü olanlarıdır. Oğuzlar Göktürk Kağanlığının dayandığı en büyük Türk kavmi olmuştur. Daha sonra Orta Asya'nın batısına geçen Oğuzların bir bölümü X. yüzyılın sonlarında dalgalar halinde başta İran olmak üzere Ön Asya ülkelerine yerleşmişlerdir.



Büyük Selçuklu İmparatorluğu ve
Osmanlı İmparatorluğu Oğuzlar tarafından kurulmuştur.

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Gönderilme zamanı: 05 Nis 2011 13:05
gönderen Staffers
Kurtlarxfearx yazdı:Yusuf oyuna ne zaman giriyorsun bir kadim yapalım adam bulalım ejdere 2 kadim kaldı hala üretemedim ejderi.
Yunusum uygun bir zaman belirle yardıma her türlü gelirim :)