Merhaba YASEMİN ;
Buralar bugün biraz ıssız ve sakin sanırsam. Bugün hayatın koşuşturmasından sıkılıp dinlenmeye çekildiğim vakitlere gelmiştim. Hava biraz soğuk yanlardan hafif esintilerle tüylerim ürperiyordu. Bütün neferler olarak görevimizi layikiyle yerine getirmiş olmanın verdiği gururla dinlenirken uzaktan bir ses ‘’ NEFERRRR’’ diye bağırdı. Uzaktan geliyordu fakat bu senin kim olduğunu biliyordum. Bu kişi AGAH EFENDİ ‘idi.
Hemen yattığım yerden kalkıp AGAH EFENDİ ‘ ın yanına koşmaya başladım.
Yollarda düşmanlarımızın olduğunun farkındayım. Fakat diğer arkadaşlarımın yanımda olmaması beni birazda olsa korkutuyordu. Yapabileceğim bir şey yoktu AGAH EFENDİ benden yardım istemişti. Tam AGAH EFENDİ’ nin orayı geldim derken HAYIR OLAMAZ dediğim bir olayla karşılaştım. Evet bu bir Fare adamdı yolumu kesmişti izin vermeyecek gibiydi.
Uzun çatışmalar sonunda galip gelen taraf bendim ve Fare adamı Cehennem çukurunun en derinliklerine döndermenin verdiği gururla AGAH EFENDİ’nin yanına doğru koştum.
AGAH EFENDİ bana zor durumda olduğunu yardımıma ihtiyacı olduğunu söyledi. Bende her zamanki gibi ‘’ söylediğiniz her şey benim için bir emirdir’’ dedim ve dinlemeye başladım.
AGAH EFENDİ biraz buruk bir şekilde anlatmaya başladı. Arkadaşları katlediliyor , bazen önleri kesiliyor , bazende laf atıyorlarmış. Bunun önüne geçmem için bana ekip toplamamı ve ona yardım etmemi istedi. Bende bunu seve seve yapacağımı söyledim. İlk önce işime bu kişilerin kim olduğunu öğrenmekle başlamam gerekiyordu.
Her zaman bilgi almak istediğimde yanına gittiğim Recep Dayı’nın yanına gittim. Bana bazı şeyler gördüğünü ama bunları bana söylerse hayatımın risk altında olacağını söyledi. Ben en başta pek aldırış etmedim bu sözlerine ve söylemesini istedim.
Bana Hainin Kuklacının adamı olduğunu söyledi ve AGAH EFENDİ’ye bir şey söylemeden hemen yola koyuldum.
Beklenen an gelmişti ve Kuklacı’nın adamını bulmuştum.
Kuklacı’nın adamının sonu gelmişti. Bu mutlu havadisi hemen gidip AGAH EFENDİ’ye bildirmem gerekiyordu. Hemen AGAH EFENDİ’nin yanına gidip haberi verdim ve bana çok teşekkür ettiğini söyledi.
Dün AGAH EFENDİ’için yaptığım savaşta yorgun düşmüştüm. Elimi kaldırmaya mecalim kalmamıştı , ama bana halen ihtiyaçları olabilirdi. Biraz dinlemek için eski dostum olan JANDARMA’nın yanına gitmeye karar verdim.
Uzunca eski günleri yad edip özlem giderdik. Biraz sıkıntıları olduğunu fakat bunları zamanla aşabileceğini söyledi. Beni yormak istemediği ve uğraşmamı istemediği için bana söylemiyordu.
Biraz ısrarım sonucunda ağzından laf almayı başardım. Sıkıntıları olduğunu , annesinin ilaca ihtiyacı olduğunu ve maaşının bütün ilaçlara yetmediğini dile getirdi. Ona yardım edebileceğimi canını sıkmaması gerektiğini söyledim . Hemen yanından ayrılıp annesinin ihtiyacı olan ilaçlara alıp olan malzemeleri toplamaya koyuldum.
Birkaç karışım toplayıp yine eski dostum olan AKTAR ŞEVKET’in yanına gidip JANDARMA’nın annesi için lazım olan ilacı yapmasını istedim ve malzemeleri verdim. Hiç tereddüt etmeden bana yardım etti ve hemen işe koyulup malzemeleri karıştırmaya başladı.
AKTAR ŞEVKET ilacın yapımını bitirmişti ve bende hemen acele ile JANDARMA’nın yanına gidip ilaçları vermek için yola koyuldum. JANDARMA’ nın yanına gittiğimde beni görünce gözleri dolmuştu ve çok sevinmişti. Annesininde bana minnettar olacağını ve ne zaman yardıma ihtiyacım olursa ona söyleyebileceğimi söyledi. Bende ona teşekkürlerimi sunup yalnız bırakmak istedim ve oradan hemen ayrıldım.
Biraz deniz havası iyi gelir diye düşünüp sahile attım hemen kendimi. Uzun uzun ileriye bakarken gözüme YASEMİN takıldı düşünceli düşünceli etrafa bakıyordu. Selam vermek için bağırdım ve el salladım.