İlerliyorduk , uçsuz bucaksız o karanlıkta ve sonra ışığı gördük . Ve sesler , bir takım radyoaktif dalgalar . Yaklaşmıştık demek ki sonun başlangıcına . 2 adet robot vardı orada tıpkı Mısır Çarşısında çocukluğumdan beri konuştuğum GB-Anı gibi robotlar . Yanlarına gitmeyi düşündüm , onlarla konuşmak için ...

'' Neler oluyorr ? '' diye bağırdı adamlardan biri , çelik zırhlı ve iri yarı olan atıldı ileriye '' saklanın , KAÇIN ! '' diye bağırıyordu . Saldırgandı bu robotlar , ilk defa böylesini görmüştüm alevler saçıyor , bizi parçalara ayırmaya çalışıyorlardı ve Dikkatimizi dağıtan bazı dalgalar yolluyorlardı bize . Neyseki onları alt edebilmiştik güçlü büyücülerimiz sayesinde . Sonra arkada kan izleri gördüm . Olamaz ! Bu genç bir büyücüydü ve kanıyordu , robotlar ona ulaşmayı başarmışlardı , şifacımız hemen yanına koştu ve onu bir Sağlık Ocağı'na götürmemiz gerektiğini söyledi . Diğerleride aynı fikirdeydi , burası öldürücü bir yerdi . Ama ben gidemezdim buradan , görevim vardı . Khaos odasını bulmalı ve içinin fotoğrafını çekmeliydim . Sonra ufak bir oda gördüm , arkamı döndüğümde ise sadece 3 kişi kalmıştık diğerleri çoktan kaçmıştı bile ...

Bir sürü kitap ve resimle doluydu bu ufak oda , kimdi bu resimlerdeki insanlar . Teşkilata ihanet eden Hainlerdi bazıları , bazılarıysa genç bilginlerdi , kimisi ise çoktan ölmüş bir takım insanlardı , bunların arasında benim öldürdüğüm bir çok tanıdık yüz vardı . El yazısı tanıdık gelmişti ama anlamıyordum Agah Efendi'nin o resimde ne işi vardı . '' İşte orada '' dediğini duydum birinin . Sonra üzerinde Khaos yazan o odayı fark ettim .
İçeri girdim yeni dostlarımla ve bir robot vardı orada , bir de resim .

NEYDİ BU BÖYLE ? Bu bilimadamları , fabrikalar , bu fotoğraf makinesi . Yalan mıydı yoksa hepsi . Tüm teşkilat halkı buranın gerçekten var olduğuna inanmıştı ama bu sadece kartondan bir resimden mi ibaretti ? Gene mi kandırılmıştık . Artık hiç bir şeye inanamıyordum , demek bu da bir oyundu ...
Hemen oradaki robotun devrelerini tuttum ve konuşması için onu zorladım , bana her şeyin bir sihirbazın numarası olduğundan bahsetti . Burayı evi haline getirmek için , insanları kandıran ve varolmayan kişileri hain ilan ettiren acımasız birisiydi bu . Kudretli bir büyücüydü , İstanbul onun gibisini görmemişti . '' Neeğ OlĞrurr bıraannk bEğnnii '' diye bağırıyordu bana .

Ne yapıyordum ben , bir an önce çıkmam gerekiyordu buradan , dahası gelebilirdi bu robotların . Ama gitmeden önce yapmam gereken son bir iş vardı . Robotu tuttum ve '' KİM O ADAM !! İSMİNİ SÖYLE BANA ! '' Yaşama içgüdüsüyle bana o son kelimelerini söyledi bu robot '' GAF FFARR '' . Ve sonra yanmaya başladı , lanet olsun bu odada kameralar vardı . Birazdan kim bilir neler olacaktı burda , hemen uzaklaştık odadan ve bu korkunç yerden . Nereye gideceğimi , ne yapacağımı bilmiyordum .
Güvenebileceğim nadir insanlardan biri olan Topal'dı gitmem gereken adam . Ya da o muydu ? Güvenebilirmiydim insanlara , teşkilata , kendime ? Bildiğim tek bir şey vardı artık değişmiştim , acımasız ve zalim birine dönmüştüm . Bana madalyalar takacaklar , ödüllendireceklerdi , ve sonunda onların istediği ama olmaktan korktuğum o adam olacaktım . Bir hiç olacaktım ...
( Khaos'a yardımcı olan arkadaşlara teşekkürler :arrow: )
BİZLER TARİHİN ORTANCA ÇOCUKLARIYIZ .