10 şubat yani yarın biricik oğlumun yaş günüdür.
Dualarınızı benden ve oğlumdan esirgemeyin.
Oğlum diyor ki babamın dostlarının ellerinden öperim.
Ben dedirttim ama neyse gene de bu kelimeler ağzından çıktı.
Sonsuz sevgi ve saygılar.
Alpaslanx yazdı:Selamlar.
10 şubat yani yarın biricik oğlumun yaş günüdür.
Dualarınızı benden ve oğlumdan esirgemeyin.
Oğlum diyor ki babamın dostlarının ellerinden öperim.![]()
Ben dedirttim ama neyse gene de bu kelimeler ağzından çıktı.
Sonsuz sevgi ve saygılar.
Maaşallah roman yazmışınız :mrgreen:YiLMaZ yazdı:ecrin yazdı:Oturduğu yerden usulca kalktı ve yüzünü gökyüzüne döndü. Rüzgar sanki bedenini alıp #@!? gibi esiyordu. Bedeni ise ona inat ayakta durmaya çalışıyormuş gibi hafif sallanarak dimdik ayaktaydı. Gözyaşları gözlerinden hırçınca çıkıyor, yanaklarından hızla süzülüp, yüreğine yavaşça akıyordu. Delip geçiyordu yağmur her yerini. Düşündüğü hatıralar yağmurla bir bir akıp gidiyordu içinden. Bir ara hatıraların birinde düşecekmiş gibi oldu. Eğer güçlü olmasaydı biliyordu ki o anda yere yığılıp kalacak ve bir daha kalkamayacaktı. Ölmek onun için aslında bir şey ifade etmiyordu. Ölse de olurdu, yaşasa da. Ölümü düşünmek için önünde yıllar varken o yaşa şimdiden girmişti…
O zaman neye direniyordu? Ölmeyi istiyorsa neden hala yaşıyordu?
Aslında bizim gibi o da bilmiyordu bu sorunun cevabını. Belki de onu yeniden kazanabilirim umudu içindi, yaşamayı seçmesi. Zor bir ihtimaldi belki de ama herşeye değerdi.
Kimse bilmiyordu içinde kopan fırtınaları, yaralandığını, savunmasız olduğunu. Dayanabilir sanıyorlardı oysa o çoktan yenilmişti. Gözyaşları yağmurla birleşip adeta göl oluşturmuşlardı. Saçlarında sanki bir ayrilik ezgisi dolaşıyordu.
Kimdi?
Neden böyleydi?
Neler yaşamıştı hayatın ve gerçeğin soğukluğunda…
Sevginin güzelliğini çoktan unutmuştu. Çok denemişti ondan sonra ama olmamıştı. Yapamamıştı.
Kimdi onu bu kadar yaralayan?
Yakalanamayan bir yüz mü yoksa bir ses mi?
Ondan gelecek tek bir haber bile yeterdi yaşamasına. Zaten bunun için yaşamıyor muydu?
Tek bir ses her şeyi yapmasına yeterdi.
Gel dese gelir, öl dese ölürdü.
Yağmur bir anda dinince, ilişkilerininde bir anda böyle nedensiz ansızın bitivermesini hatırladı.
Hayatında ilk defa mi seviyordu? Yok ikinci kez. İlkinde aşık olmuştu ama ikinci de tutulmuştu. Değişik bir sevgiydi onunki. Hem seviyor hem de nefret edebiliyordu. Yüreğinde iki zıt duyguyu aynı insan için besleyebiliyordu. Özlemi giderek artıyordu tıpkı denizin duvara hırçınca çarpması gibi özlemleri de kendisine çarparak büyüyordu. Buna bir türlü engel olamıyordu. Delicesine seviyor, delicesine özlüyor, delicesine kıskanıyor ve delicesine kin duyuyordu. Bitmeyen, yoğun duygulardı onun için. Aylardır tek başına sürdürüyordu içinde bu sevdayı. Aslında o bir ölüyü özlüyor ve seviyordu. Ölüden hiç bir farkı olmayan bir erkeğe böyle delicesine bağlanabiliyordu. Ölü biriydi çünkü onun ne sesini duyabiliyordu, ne kendisini görebiliyordu ve her şeyden önemlisi bir kalbi yoktu.
Kısa bir süre içinde onu etkilemeyi başarmıştı. Önceleri farketmemişti onu bu kadar çok sevdiğini. Güçlü sanıyordu kendini ama her görüşmelerinde yanan bir mum gibi eriyordu yavaş yavaş. Sonuna kadar yanacağını düşünürken bir rüzgarla söne vermişti mum. Çoktan sönmüştü de nedense dumanı hala daha sürüyordu. Ona yenilmişti ve ona karşı çok zayıftı. Karanlık çoktan çökmüştü ama o hala daha aynı yerdeydi. Bu akşam dolunay vardı gökyüzünde ve yıldızlar her zamankinden daha parlaktı. Oysa o bu güzellikleri göremeyecek kadar yastaydı. Bazen boşversede bu sevgiyi, özlem nöbetleri dinmek bilmiyordu. Birden haykırmaya başladı :
“NEDEEEENNN?”
Durmak bilmiyordu defalarca haykırdı en sonunda yoruldu ve yere çöküp ağlamaya başladı. Hıçkıra hıçkıra, gözyaşlarına engel olamıyordu. Birden sıcak bir el dokundu omzuna. O sandı birden ve aniden döndü ama o değildi.
“Lütfen artık içeri girin”dedi.
Ayağa kalktı ve yavaş yavaş yürümeye başladılar içeriye doğru.
Geride sadece deniz köpüklü, kollarını iki yana açmış, gel bana dercesine bir erkek resmi kaldı deliler hastanesinin o yalnızlık bahçesinde…
yaşanmış bir olaydır ..günlükten yazılmıştır..
Selamlar:
Çok etkileyici buldum.İzninizle ben bu yazıyı başka bir forumda paylaşmak istiyorum.Eski bir Anka oyuncusu olduğumdan izin verdiğinizi düşünüyor ve paylaşıyorum....![]()
Dün Altı yaşına bastı Furkancım.turkoxHAMSTER yazdı:Alpaslanx yazdı:Selamlar.
10 şubat yani yarın biricik oğlumun yaş günüdür.
Dualarınızı benden ve oğlumdan esirgemeyin.
Oğlum diyor ki babamın dostlarının ellerinden öperim.![]()
Ben dedirttim ama neyse gene de bu kelimeler ağzından çıktı.
Sonsuz sevgi ve saygılar.
kaça giriyor abi*
Fantomx yazdı:Dün Altı yaşına bastı Furkancım.turkoxHAMSTER yazdı:Alpaslanx yazdı:Selamlar.
10 şubat yani yarın biricik oğlumun yaş günüdür.
Dualarınızı benden ve oğlumdan esirgemeyin.
Oğlum diyor ki babamın dostlarının ellerinden öperim.![]()
Ben dedirttim ama neyse gene de bu kelimeler ağzından çıktı.
Sonsuz sevgi ve saygılar.
kaça giriyor abi*
Alp
Fantomx yazdı:Büyümüş mü ?![]()
Hani ben bırakıyom ya benim yerime omu oynasın ikv yi
Alp