7. sınıftayım o sene OKS kalkmış SBS gelmişti. Biz de SBS ye 7. sınıfta girecek olan ilk nesildik. Zaten bizden başka da olmadı. Bizden sonra gelenler de 6. sınıftan itibaren girmeye başlamıştı. 95 neslinin eğitim konusunda bi cünüplüğü vardı hep bilen bilir.... Neyse ben İKV yi kafamdan tamamen sildim, zaten dershane telaşı falan aklıma bile gelmiyordu. Haziran ayı geldi havalar güzel o zamanlar yaz gelince herkes bisikletlere sarılırdı efsane günlerdi. SBS de iyi geçmiş keyfime diyecek yok. O ara arkadaş ortamımda herkes bir MMORPG oynuyor. İşte KO oynayan SRO oynayan M2 oynayan... Ben de onların gazıyla bütün oyunları indirdim. 1-2 hafta oldu bu oyunların hiç biri beni sarmıyor. Hep içimde farklı bir beklenti var ama yerini tutan yok. İşte o an aklıma tekrar İKV geldi. Açtım sitesini bir de baktım oyuna yeni seviyeler, itemler, bölgeler falan gelmiş. İçimi amansız bir heyecan kapladı.
2008 ve serüven tekrar başlıyorr...
Launcher gelince bir de baktım yepyeni sunucular var. Yeni sunuculardan en çok kalabalık olanı Meran'dı. Ben de açtım Meran sunucusunda bir savaşçı başladım kasmaya. Ama oyun bambaşka bir şey olmuş. Sadece eminönü ve labirentten ibaret olan oyuna koskocaman bölgeler eklenmiş. Kıyafetler zırhlar çok değişmiş. O zamanlar ikvonline diye bir forum platformu vardı. Fanların açtığı bir forum. Orada LYDER adındaki bir kullanıcı şuanki Görev Listesi formatında bir konu hazırlamıştı. 1 lvlden 39 lvl a kadarki bütün görevler resimli bir şekilde vardı. Ben de başladım savaşçıyı kasmaya. Gel zaman git zaman oyuna adapte olmuş ve savaşçımı 38 lvl yapmıştım. Haftalarca beklenilen cevriye grupları, karakürk grupları geride kalmış ve karakterim görevsiz bir şekilde 39 olmayı bekliyordu. Bir süre sonra sıkıldım ve Tılsım sunucusunda büyücü açtım. Oyunda bir çevrem olmadığından görevleri yapmam ve karakterleri kasmam çok uzun sürüyordu. Tabi plus falan da yok. Neyse büyücümle daha rahat kastığım için o 39 olmuştu. Aynı zamanda görev pencerelerini okuyor, arkada çalan müziklerden feyz alıyordum. Oyundan aldığım zevk ve duygu yoğunluğu hat safadaydı. İki karakterimde de kalan Büyük Bronz görevini yaparken duyduğum hazzı ne ben anlatabilirim ne de siz anlayabilirsiniz.
2008 yazının sonuna yaklaşırken büyücüm 39, savaşçım hala 38 lvldi. Tılsımda şifacı da açmış ve 34 lvl yapmıştım. Fakat oyunda hala bir etkinliğim yoktu. Üzerimdeki kıyafetler görev itemleriydi. Param madenim yoktu. Hala efsun sistemini tam olarak anlamamıştım. Fakat forumlarda gezine gezine yavaş yavaş Element item olayını anlamaya başlamıştım. Eğer savaşçıysanız üzeriniz element+saldırı olmak zorundaydı. Oyundaki en pahalı itemler bu kombinasyona sahip itemlerdi. Ben de 38 lvl olan savaşçıma bu itemleri dizmeye başladım. Cebimdeki tüm parayı 15-25 lvl arası element+saldırı, element+zırh gibi itemlere harcadım. Artık üzerim tamamen bu itemlerle kaplıydı fakat item lvlleri çok düşüktü. O zamanlar efsun lvl i düşük de olsa şimdiki gibi etkisi azalmıyordu. Yine de iş yapıyordum.
Neyse yine bir Eylül ayı gelmişti. Artık İKV yi tamamen çözmüş gibiydim. Yavaş yavaş oyunda insanlarla tanışıyor bir ortam kuruyordum. Yine oyunda aylak aylak dolaştığım bir gün bir adamla tanıştım. Adam bana oyunda bir açık bulduğunu ve ona şifremi vermem dahilinde bütün çarlarımı 39 yapıp gözlük falan dizeceğini söyledi. Şuan bunu yazarken bile gülüyorum ama o zamanlar o adama inandım. Daha 13 yaşındaydım ve online oyun tecrübem yeni yeni oluyordu. Sonuç olarak bir şekilde bu adama kandım ve mynet üyeliğimi, şifremi, gizli sorumu dahil verdim.
Öteki gün hayatımın en büyük hüsranını yaşadığım gün oldu. Tahmin edeceğiniz üzere oyuna giremiyordum. Bir yanım hala umut taşısa da diğer yanım aptallığımı kabul etmişti. Günlerce şifremi almak için uğraştım. Fakat geri almam imkansızdı. 1 sene arayla İKV hayatım yine sonlanmış ve Eylül ayının hüznü ve kasvetiyle içim dolmuştu. İKV yi artık unutmalı ve 8. sınıfa geçmiş bir öğrencinin sorumluluğunu üstüme almalıydım. İçimden "Zaten sınav senem bu sene çok önemli iyi oldu" gibi sözlerle kendimi avutuyordum.
8. sınıf benim için dopdolu geçti. Sınav heyecanı, ilk aşklar ve hayatımı değiştirecek dostluklar edindiğim muazzam bir seneydi. Kendimi tembel ve miskin bir insan olarak tanımlarım. Fakat bir şeye odaklandığımda kapasitemi tamamen o işe yoğunlaştırabiliyorum. Bu yüzden okul hayatımda başarılı bir öğrenciydim. O zamanlar okulumuza başka bir şehirden gelen ve hem aynı okulda hem de aynı dersanede olduğum bir arkadaşla tanıştım. Daha sonra en yakın dostum olucak ve kalan lise ve üniversite hayatımda dopdolu anılar yaşayacağım kişi olduğunu daha bilmiyordum. Her günümüz beraber geçiyordu. SBS denemelerinde ikimiz de çok yüksek puanlar alıyorduk ve ailelerimiz de bundan memnun olsa gerek sürekli beraber ders çalışıp birbirimizde kalıyorduk. İşte yine bizde kaldığımız bir akşam ona İKV yi gösterdim. SBS'ye 1 ay kalmıştı ve okul dersleri artık bitmişti. Dersanemize yakın bir internet kafede İKV olduğunu keşfettik. O sıra İKV Derindeki Sır adlı teaser ını yayınlamış ve oyun 49 lvl e geçmişti. İşte hayatımız o teaserı izledikten sonra değişti. O kadar heyecanlanmıştık ki her denemeden sonra o internet kafeye gidip İKV oynuyorduk. Onla 2 senelik buruk İKV tecrübemi paylaşıyordum ve o da oyuna yavaş yavaş ısınıyordu.
Karakterlerimiz Kuklacı sunucusundaydı. Niye kuklacıyı seçtik bilmiyorum ama seçmiştik bir kere. Ortak kastığımız savaşçıyı 40 lvl yaptık. Tam o sıra SBS geldi çattı. Bir önceki sene gibi yine yüksek bir puan yaptım ve Kocaeli nin en gözde lisesini kazandım. Arkadaşımsa denemelerde yaptığı netlerin altında bir sonuç yaptı ve hedeflediği lisenin bir altı bir lise kazandı. Bunun sorumlusu olarak hep kendimi görmüşümdür...
Biz bu ikili olarak İKV de dopdolu günler, reel hayatımızda da muazzam zamanlar geçirdik. Şuan o üniversiteden mezun oldu, bense son sınıftayım. Her şeye rağmen kendisi hala en yakın dostumdur. Bu kadar samimi olmamızı İKV ye borçluyuz. Bu oyunda gelinebilecek en üst noktalara geldik, o sene plus almamızla birlikte radikal bir kararla Ankaya geçmiştik ve 2 senede sunucunun en gözde 2 neferi haline geldik. İnanılmaz dostluklar kazandık. Hala tanıştığımız insanlarla görüşürüz.
İşte o arkadaşımın adı Berat KANAPRA. Kendisi oyunu bırakmış olsa da Kanpara isimli karakterlerini hala ben kullanırım. Nerden başladık nereye geldik ben de bilmiyorum ama 10 senelik süreçte şu yazdıklarımın milyon katı anı var. Bu itiraftan çok biyografiye döndü ama yazdık işte