Oyun araştırmacısından beklenmeyecek şey Gaffar beyin bize niye düşman olduğunu bilmiyoruz Sanırım gaffarı hiç kesmedin veya görevleri okumadın Gaffar bey bize düşman değil aslında hatta meranların insanlara karşı saldırmasını önleyen biridir. İstihbarat komutanı başka güçlere karşı çalışan bir haindir.O bizi kullanmıştır ve aslında iyi biri olan Gaffar Bey i öldürtmüştür
Kıyametin göbeğinde, İstanbul'da ya Kıyametin Efendisi olursun ya kölesi!
Refresh yazdı:Oyun araştırmacısından beklenmeyecek şey Gaffar beyin bize niye düşman olduğunu bilmiyoruz Sanırım gaffarı hiç kesmedin veya görevleri okumadın Gaffar bey bize düşman değil aslında hatta meranların insanlara karşı saldırmasını önleyen biridir. İstihbarat komutanı başka güçlere karşı çalışan bir haindir.O bizi kullanmıştır ve aslında iyi biri olan Gaffar Bey i öldürtmüştür
Aksine, aslında görevler yanıltmacalıdır. İstihbarat komutanı bizi yanıltıyor doğru. Ama tarihçede detay bir nokta var. Tarihçeyi detaylı okumanızı tavsiye ederim .
Hiçbir şey başladığı gibi bitmez hayatta.
Ya hedeflediklerimiz ya biz biteriz daima.
Bir şeyi bıkmadan istemek,
Daima kazanmak için bir çabadır insana.
Ancak Kuklacı'nın bir önerisi vardı. Ona göre Beyaz Köşk'ün kapatılması, İstanbul'un tarihten silinmesi için atılmış büyük bir adımdan başka bir şey olmayacaktı. Kuklacı, Mansur Bey'e yaptığı öneride jandarmayı durdurabilecek kadar büyük bir Fare-adam kadrolaşması yarattıklarını ve bu fare-adamlarla kararın uygulanmasını engellemeyi ve kısa süreli bir sıkı-yönetim kurmayı teklif etti. Meclisin aldığı karardan dolayı büyük bir öfke ve yeis içerisinde olan Mansur Bey artık güvendiği bir dostu haline gelen bu maskeli zat'ın önerisini kabul etti. Kuklacı, Azat Bey ve Gaffar Bey'le birlikte Beyaz Köşk'ü bir isyan için örgütledi. Karşı çıkanları hapse attırdı. Kısa bir süre sonra şehrin sokaklarında fare-adamlar, Beyaz Köşk mensupları, jandarma ve bir kısım halkın dahil olduğu büyük çatışmalar çıktı. Bu çatışmalarda bir çok kişi öldü.
Mansur Bey'in her şeyden elini ayağını çekmesini takiben Kuklacı Beyaz Köşk'ü yönetmeye başlamıştı. Mansur Bey'in ölümünün ardından, Kuklacı'nın yönetimi resmiyet kazandı. Beyaz Köşk'ün İstanbul üzerindeki otoritesi kendiliğinden sağlamlaşıyordu. Azat Bey , Gaffar bey ve beraberlerindeki Beyaz büyücüler, halk arasında korkulan ve hürmet edilen kişilikler olmuşlardı. Kuklacı, sık sık Azat Bey'in heyecanlı kişiliği tarafından hazırlanan hızlı eylem planlarını olumsuz yanıtlıyordu. Azat Bey özellikle meclisin ve bazı kurumların yararsızlığının sırtlarına bir kambur teşkil ettiğinden yakınıyordu. Kuklacı için ise edinilen bağımsızlık yeterli gibiydi. Uzun uzun, köşkün resim atölyesinde oturuyor ve düşünüyordu. Fazla konuşmuyor, ancak emirlerini kesin bir şekilde ifade ediyordu. Büyüye hemen hemen hiç başvurmuyordu ancak büyünün gizemlerini öğrettiği diğerleri, onda saklı olan potansiyelin son derece farkında idiler. Kuklacı, fare adamların büyü ile ortaya çıkarılmasına ilişkin Mansur Bey'le hazırladığı bütün planları da hala gizli bir yerde koruyordu. Uzun zamandır büyü yoluyla fare adam üretilmemişti. Fare adamlar da zaten kendi aralarında hızla üreyebiliyorlardı dolayısıyla buna gerek olmuyordu. Fare adamlarının kuklacıya karşı tam bir sadakatle bağlı olmaları örgüt içinde olası bir isyanı engelliyordu. Her ne kadar Kuklacı'nın her yaptığını tasvip etmiyorlarsa da, Azat ve Gaffar Bey'lerin kuklacıya karşı ayaklanmak düşüncesi akıllarına bile gelmezdi. Diğerleri de zaten böyle bir şeye cesaret edemezlerdi. Kuklacı 3 sene boyunca şehri bu şekilde yönetti. 1967 yılının ılık bir yaz günü o zamanlarda oldukça az görünen güneş'in ışınları köşkün üzerine düştü.
Beyaz Köşk ve Jandarma arasındaki çatışma sebebiyle ölmüştür Gaffar Bey.
İstihbarat Komutanı baştan beri karşı olduğu şeyi yerine getirmek için kullandı bizi. Gaffar Bey tamamen bizden yana değildir. Eğer bizden olsaydı makineler, prototipler ve türevleri biz yerine Eminönün'de düşmanlarla savaş halinde olurlardı.
Görevlerde verilen bilgiler doğrudur. İstihbarat Komutanı bizi eskiden olan bir mevzu için kullanmıştır. Sadece Gaffar Bey'in ayaklanmasının, onca insanı hapise attırıp öldürmesinin intikamını almıştır.
Hiçbir şey başladığı gibi bitmez hayatta.
Ya hedeflediklerimiz ya biz biteriz daima.
Bir şeyi bıkmadan istemek,
Daima kazanmak için bir çabadır insana.
Ancak Kuklacı'nın bir önerisi vardı. Ona göre Beyaz Köşk'ün kapatılması, İstanbul'un tarihten silinmesi için atılmış büyük bir adımdan başka bir şey olmayacaktı. Kuklacı, Mansur Bey'e yaptığı öneride jandarmayı durdurabilecek kadar büyük bir Fare-adam kadrolaşması yarattıklarını ve bu fare-adamlarla kararın uygulanmasını engellemeyi ve kısa süreli bir sıkı-yönetim kurmayı teklif etti. Meclisin aldığı karardan dolayı büyük bir öfke ve yeis içerisinde olan Mansur Bey artık güvendiği bir dostu haline gelen bu maskeli zat'ın önerisini kabul etti. Kuklacı, Azat Bey ve Gaffar Bey'le birlikte Beyaz Köşk'ü bir isyan için örgütledi. Karşı çıkanları hapse attırdı. Kısa bir süre sonra şehrin sokaklarında fare-adamlar, Beyaz Köşk mensupları, jandarma ve bir kısım halkın dahil olduğu büyük çatışmalar çıktı. Bu çatışmalarda bir çok kişi öldü.
Mansur Bey'in her şeyden elini ayağını çekmesini takiben Kuklacı Beyaz Köşk'ü yönetmeye başlamıştı. Mansur Bey'in ölümünün ardından, Kuklacı'nın yönetimi resmiyet kazandı. Beyaz Köşk'ün İstanbul üzerindeki otoritesi kendiliğinden sağlamlaşıyordu. Azat Bey , Gaffar bey ve beraberlerindeki Beyaz büyücüler, halk arasında korkulan ve hürmet edilen kişilikler olmuşlardı. Kuklacı, sık sık Azat Bey'in heyecanlı kişiliği tarafından hazırlanan hızlı eylem planlarını olumsuz yanıtlıyordu. Azat Bey özellikle meclisin ve bazı kurumların yararsızlığının sırtlarına bir kambur teşkil ettiğinden yakınıyordu. Kuklacı için ise edinilen bağımsızlık yeterli gibiydi. Uzun uzun, köşkün resim atölyesinde oturuyor ve düşünüyordu. Fazla konuşmuyor, ancak emirlerini kesin bir şekilde ifade ediyordu. Büyüye hemen hemen hiç başvurmuyordu ancak büyünün gizemlerini öğrettiği diğerleri, onda saklı olan potansiyelin son derece farkında idiler. Kuklacı, fare adamların büyü ile ortaya çıkarılmasına ilişkin Mansur Bey'le hazırladığı bütün planları da hala gizli bir yerde koruyordu. Uzun zamandır büyü yoluyla fare adam üretilmemişti. Fare adamlar da zaten kendi aralarında hızla üreyebiliyorlardı dolayısıyla buna gerek olmuyordu. Fare adamlarının kuklacıya karşı tam bir sadakatle bağlı olmaları örgüt içinde olası bir isyanı engelliyordu. Her ne kadar Kuklacı'nın her yaptığını tasvip etmiyorlarsa da, Azat ve Gaffar Bey'lerin kuklacıya karşı ayaklanmak düşüncesi akıllarına bile gelmezdi. Diğerleri de zaten böyle bir şeye cesaret edemezlerdi. Kuklacı 3 sene boyunca şehri bu şekilde yönetti. 1967 yılının ılık bir yaz günü o zamanlarda oldukça az görünen güneş'in ışınları köşkün üzerine düştü.
Beyaz Köşk ve Jandarma arasındaki çatışma sebebiyle ölmüştür Gaffar Bey.
İstihbarat Komutanı baştan beri karşı olduğu şeyi yerine getirmek için kullandı bizi. Gaffar Bey tamamen bizden yana değildir. Eğer bizden olsaydı makineler, prototipler ve türevleri biz yerine Eminönün'de düşmanlarla savaş halinde olurlardı.
Görevlerde verilen bilgiler doğrudur. İstihbarat Komutanı bizi eskiden olan bir mevzu için kullanmıştır. Sadece Gaffar Bey'in ayaklanmasının, onca insanı hapise attırıp öldürmesinin intikamını almıştır.
Bizden demek aşırı olumlu bir yaklaşım olur tamam belki bizden değil ama düşmanımızda değildi.Nitekim Agah efendi Gaffar Beyin ölmesinden yana değildi bunu Agah efendi ile son konuşmamızdan anlayabiliyoruz.Zaten iki ters bir düzden kasıt bence bu Gaffar beyin öldürülmesi ve Teşkilattan ayrılmamız yanlış bir şey yani iki ters İstihbarat komutanını öldürmemiz ise doğru bi şey bu da bir düz anlamında
Kıyametin göbeğinde, İstanbul'da ya Kıyametin Efendisi olursun ya kölesi!
Nerull yazdı:Sstanss'daki çivi yazıları, labirentler, udjat, Mısır piramitlerine özgü semboller, benzer yapılar...
Acaba Mısır mitolojisinde Eskiler'in parmağı mı var? O koca piramitler nasıl yapıldı diye düşünmeden edemiyor insan
:lol:Mısırdaki Pramitleri kım yaptı bilmiyor musun cidden ? Ben Söyleyeyım; O büyük devasa yapıtlar M.Ö 2560 'de TOKİtarafından Büyük uğraşlar sonucu 20 yılda yapımı tamamlanmıştır :mrgreen: :mrgreen:
eline sağlık gerçekten mükemmel bir araştırmacı ruhun var.
Şimdi konuya dönelim o tablodaki el kuklacınınmı bi sorum bu 2.si ise o elin altındaki kim ? ve bir şey söyliyim Philetheos un labirenti nide araştırmanı öneririm oradada gizemli şeyler var
Gaffar beyin bize niye düşman olduğunu bilmiyoruz 
Araştırmalarının devamını Dilerim Başarıılar..
