Retaliation-YollugTigin-IıIıIYaMaNIıIıI Günlüğü

[Retaliation]

Sabahın ilk ışıkları ile koştura koştura Çınar Altı'na vardı.Hamit Pehlivanı ve kahvedekileri selamladı.Ardından Pehlivan nefere bir çay uzattı ve "Bitince bardağı getir,tazelerim"dedi.Hemen Arzuhalci'nin yanına gitti.Arzuhalci neferi güler yüzle karşıladı ve parşömenleri işaret ederek:

- Tüm gece düşündüm ve sonunda çözdüm.Gerçekten değdi ama henüz her şey çözülmüş değil dedi.Gel hadi sana tercümeyi söyleyeyim.

Yaşamda ve hatta ölümden sonra,Philotheos'a bağlı kalacağım,bozmaya gelen için tılsımı,yıkamya gelen için kenti,her nerede olursam olayım,geri döneceğim

- Nedir bu tılsım Arzuhalci?
- Bilmiyorum genç dostum ama aklıma bir şey geldi.diyerek Sahaf Necmi'den aldığı kitabı çıkardı.İşte bu.Bunu görmüştüm.Bu kesinlikle bir şeyi temsil ediyor.Şimdi Yasemin'e bir uğra.Yeni bir şey edinmiş mi sor.dedi.

Yasemin Hanım,kendilerinin izlendiğini fark ettiğini nefere söyledi.Şu sıralar Çetecilerin mezarlıkta cirit attığını,neredeyse her gün orada olduklarını söyledi.Nefer koşarak Mezarlığın karşısındaki çeteci ile konuştu.Çeteci kendisine 3 Adet İşlenmiş Gümüş getirince konuşacağını söyledi.Bunun üzerine nefer,Eminönü'ndeki Nikel ve Gümüş madenlerini alarak Demirci Rüstem'de bu iki madeni reaksiyona sokarak İşlenmiş Gümüş'ü elde etti ve çeteciye verdi.Çeteci:

- İyi mal.Sadede gelelim.Bizim çete mezar soygunculuğu ile uğraşmaz normalde.Yaratıklarla değildir işimiz.Bir adam geldi geçenlerde,zengin bir adam,sizi izlememiz için epey mangır döküldü.Neyin peşinde olduğunuzu merak ediyor.Sizden sonra da mezarlıkta bir araştırma yaptırdı.O lanetli,kudurmuş ölülerden senin şu güzel hatun arkadaşının yaptığı gibi kağıtlar topladık.Adama verdik.Ertesi gün yine geldi.Bu sefer mezarlığa tam bir baskın düzenletti.Yere serdiğimiz ölüleri inceledi tek tek ve birinin boynundaki çürümüşlüğün arasından bir madalyon çekip çıkardı.Ölü çığlıklar atmaya başladı.Sonra biz kaçtık mezarlık bölgesinden.Bu madalyon herhalde sizin de aradığınız şeydi.Bilgimin değeceğini söylemiştim.

Önce Yasemin Hanım'a daha sonra Arzuhalci'ye bu haberi bildirdi.Arzuhalci izlenildiklerini öğrenince suratına huzursuz bir üzüntü belirleşti.

- Madem baskın düzenletmiş.Bir madalyon almış biz de onlardan birinin kalkanını alarak gizeme devam ederiz.Sen şimdi git ve ölülerin birinden kalkanını al,bana getir.
- Tamamdır.

Mezarlığa vardı,ölülerden birinin kalkanını aldı.Alırken ölü inleyerek kendisine bir şeyler fısıldadı.Hızlıca kalkanı çeker çekmez Arzuhalci'ye getirdi.Arzuhalci memnuniyetini bildirdi ve kalkanın üzerindeki sembolleri çözümlemek için zaman istedi.

[Retaliation]

Merhaba Sevgili Günlük

Bugün pek oyunda olamadım.Gerek YGS sınavım gerek oyuna olan iştahım da az olunca sadece fotoğraf almak için oyuna girdim.Az biraz maden çektim.

Gerçi bir şey çıkmadı ama,arttırıcısız normaldir.Bu yolun böyle olmayacağını anladım ama pes etmek yok,o tılsımı illa basacağım.

Son olarak,Kenan'ı anladım,Junon'u anladım ama ÇT'ye ücretli gelmek nedir?Bu oyuncuların gözü dönmüş.

Günün Sözü
Kurtlarla arkadaş ol, yalnız elinden baltayı bırakma. -Rus atasözü

Bugünlük böyleydi günlük,başka yazıda görüşürüz.

[Retaliation]

Ankara'da yaşanan üzücü olay sonucu bugün paylaşım yapmayacağım.

[MaHKuMII]

Ankara'da yaşanan üzücü olay sonucu bugün paylaşım yapmayacağım.

Çok doğru bir karar vermişsin dostum. Keşke herkes öyle yapsa

+rep

[Retaliation]

Kalkandaki sembollerin tanımlanmasına saatler kala nefer,Komutanın çağrısıyla yanına gitti.Komutan şu sıralar liman kesimlerinde fare adam artışının olduğunu söyledi.Bunların tehlike doğurabileceğini ve aldığı istihbarata göre liderlerinin de yakında Eminönü sınırlarına ayak basmasının beklendiğini söyledi.Yaman'ın yapması gereken görev belliydi:Fare adamları temizlemek.

[i[Liman'a vardığında bir fare adam ordusu ile karşılaştı.İçinden kendisine çıkacak olan zorluğu düşünerek bir ah çekti.Baltasını ve zırhını kontrol ettikten sonra saldırıya geçti.Öndeki iki fare adamı baltasıyla geri püskürttü.Birinin vücuduna boydan boya kesik attı,öbürünün ise kafasına saplamıştı baltayı.Sonra dört fare adam çember oluşturarak neferi araya almıştı.Tereddüt eden nefer,baltasını olağanca sıktı.Zırhını kafasına kadar kaldırdı.Sol arkasındaki fare adam atak yaptı,ani bir hareket ile dönerek baltasını alttan yukarıya doğru savurdu.Fare adam acı içinde yere düştü ve öldü.Sıra son üçlüdeydi.Sağ öndeki bu sefer atak yaptı.Zırhını kullandı ve onu geri itti.Diğer ön taraftaki fare adam bıçağını salladı,vücudunda bir sıyrık açtı.Ama açılan bu sıyrık onu daha da öfkelendirmişti.Baltasını boynuna sapladı ve çıkardı.İki fare adam kaldı.Arkadaki bir an davrandı eğilerek bu saldırıdan kaçtıktan sonra sıçrayarak kafasına baltayı sapladı.Ama bir türlü baltayı çıkartamıyordu kelleden.Çok derine saplamıştı belli ki.Öbür fare adam fırsattan istifade ataklara başladı.Hepsini zırhı ile savuşturuyordu.Sonunda baltayı çıkardı ve göğüs bölgesine derin bir sıyrık açtı.İkinci hamleyi sağ dize ve son darbeyi de kafasına yaparak bu fare adamdan da kurtuldu.Birkaç fare adam avından sonra ileride daha güçlülerini gördü ama kuvveti kalmamıştı.Komutan'a gidip son durumdan haberdar etti.[/i]

Sonra nefer Arzuhalci'ye uğradı.Arzuhalci başını olumsuzlukla salladı ve Philotheos bulguları ile aynı sembollere denk geldiğini söyledi.Tek çarenin mezarlıktaki ruh taşı olduğunu söyledi.Neferden bu görevi yapıp yapamayacağını sordu.Nefer olumlu anlamda başını salladı.Arzuhalci tebessüm etti ve ruh taşını kullanırken söylenen sözleri nefere ezberletti.

Nefer mezarlığa vardı.Ruh taşına dokundu ve ezberlediği sözleri söyledi.Bir anda bir ışık parlaması sonucu vücudunu birkaç saniye hissetmedi.Korkudan gözünü kapatmıştı.Gözünü açtığında başka bir yerdeydi.Bir labirentte...Hemen gördüğü şeyleri not etmeye çalıştı ve ayrıca Arzuhalci'nin kendisine vermiş olduğu fotoğraf makinesi ile içerideki gizemli şeylerin fotoğrafını çekecekti.Fakat bilmediği bu yerden fazla uzaklaşmak,kaybolmak istemiyordu.Bir koridoru geçerken üstüne mavi örümcekler ve bir takım ölüler üstüne koşmaya başladı.Nefer hemen ilk gördüğü yoldan geçerek kaçtı ve şans eseri bir başka Ruh taşı buldu.Fotoğrafını çekti ve bu Ruh taşını kullanarak Eminönü'ne geri döndü.Arzuhalciye geri döndü.

Arzuhalci neferin gelişine çok sevindi ve onu kucakladı.Sonra fotoğrafları alıp banyo etti.Birkaç dakika sonra fotoğraflara baktı ve memnuniyetsiz tavırda:

- Hımmm,keşke flaşı kullansaymışsın,çok karanlık çıkmış resimler.Fotoğraflardan görebildiğim kadarıyla ve senin verdiğin bilgiler ışığında buranın bir Eski Roma labirenti olduğu açık.Dar koridorlar,bir yere çıkmayan yollar.Bu tarz labirentler genelde bir yeri veya bir şeyi korumak için yapılır.
- Peki şimdi ne olacak?Ne iş yapmalıyım?
- Biliyorsun ki çağımız cehalet çağı.Bunu sormak zorundayım,okuma yazma biliyorsun değil mi?
- Evet biliyorum.
- Güzel.Al bu kağıt ve kömürleri.Labirent'den çıkmayı öğrendiğine göre tekrar girmenin bir sakıncası yok.Eğer labirentin bir bölümünde dikkate değer bir yazı bulursan bu kağıtlara yaz ve bana getir.Aynı zamanda semboller önemli.İçeride çok sayıda geçit bulunabilir.Duvarlarda semboller görürsen mutlaka bir gizli geçit olup olmadığını araştır.Dikkat et,bu labirentler tuzak doludur.


Nefer hemen yola koyuldu ama Arzuhalci'nin istediklerini bulabilecek miydi?

[Retaliation]

Tehlikeli koşuşturma sonunda koridorun duvarına kafasını yaslayıp dizlerinin üstüne çöktü.Nefes nefese kalmıştı genç nefer.Sonra gözüne bir sembol gözüktü.Bir tür örümcek sembolü.Üzerinde çevirmeli biçimde anahtar vardı.Gözlerini kapattı ve anahtarı çevirdi.Akrepler ve örümcekler ile dolu bir koridora geldi.Üzerine onlarca akrep ve örümceğin koşuştuğunu görünce yüksek nara ile büyülü sözleri fısıldadı ve depar atmaya başladı.Uzunca,bitmek bilmeyen bir koridordu.Koridorun sonunda bir tür Kitabe gördü.Hızlı hamleler ile bunları kağıda döktükten sonra çıkışta da giriştekine benzeyen örücmek sembolü ile dışarı çıktı.Yine koşuşturma başladı.Zar zor çıkışa vardı.Arzuhalci'ye getirdi yazdıklarını.Arzuhalci de neferi bekliyordu.Derin bir nefes alarak sevinçle başladı konuşmaya:

Büyük bir tehlike atlattınız sevgili dostum.Çok takdire şayan bir iş yaptınız.Durun şimdi şu yazdıklarınızı bir tercüme edelim.
- Onlarca...Hatta daha fazla...Belki de hepsi...Hepsi oradaydı tüm sürüngenlerin.
- Tamam dostum,kendine bir kadeh şarap al.Belli ki çok büyük badireler atlattın.
- Ben içmem,teşekkür ederim.

Uzun bir uğraştan sonra Arzuhalci elini havaya kaldırarak"Bitti"dedi.Beklemekten uyuyakalmış olan genç nefer,hemen ayağa kalktı ve Arzuhalci'nin başına geldi.Arzuhalci çevirilerini işaret ederek:

- Bizler daimi tanıklarıyız
Hep var olacak kentimizin
Şimdi ve kıyamette

Akrep'in büyüsü,akrepten koruyan
Tamamlayacak olan diğerlerini
Bekçisi kentin Philotheos
Onun ve hepsinin muhafızı

Ve eskiler örmüş tılsımı
Bizler unuttuk sırları
Gücümüz yetmez yapmaya
Yeniden ve yeniden

Zaman akmaya devam edecek
Yanımızdan ve sessizce
Yaşamın diğer kıyısında
Kent kalacak baki
Ve bizler

Bir an sessizlik oldu,sonra Arzuhalci konuşmasına devam etti.

Bu metin ip uçlarıyla dolu ve bir şeyler çıkartabiliyorum bunlardan.Her şeyden önce,sana saldıran iskeletlerin hepsinin bu labirentin veya kentin her ne ise,muhafızları olduğu ve Philotheos'un da hepsinin baş muhafızı olduğu ortada.Bununla birlikte bir tılsım ve kent bu metinde de bir arada anılıyor.'Tılsımı gücümüz yetmez yeniden yapmaya' deniliyor 3.bölümde.Belki de bu sebeple bu tılsımın korunması çok önemli.Ama 'akrepin büyüsü akrepten koruyan ve tamamlayacak olan diğerlerini' nedir tam olarak anlayamadım.Bu kitabenin bulunduğu bölge akrep ve örümcek doluydu demiştin.Belki bunlarla bir ilgisi vardır.Bir de dikkatini çekti mi bilmiyorum,Bu iskeletler orta çağından yani Bizans döneminden kalma silahlar ve zırhlar ile kuşanmışlar.Ancak yazılar eski yunanca değil latince.Latince,Roma döneminde kullanılan bir dil.Belki de bu muhafızlar,Roma döneminden,Bizans dönemlerinin sonlarına kadar,çok uzun bir zaman boyunca seçilmeye devam etmişler.Bu çok ilginç bir nokta.Biz keşfimize devam edelim.Labirent'in bir yere çıkıp çıkmadığını,eğer çıkıyorsa nereye çıktığını bulmamız gerekiyor.Bu seferki araştırma biraz daha tehlikeli olabilir.Güvenilir birkaç arkadaşını yanına alman faydalı olabilir.
- Elimden geleni yapacağım.

Labirent'te yine bir koşuşturma başladı.İlk defa ilerilere kadar gidiyordu nefer.Kan emen bir ölü ile karşılaştı.Ruhundan bir şey çalındığını hissetti nefer.Hemen yine depara başvurarak bu kan emici ölüden kaçtı.Sonra uzun,bir o kadar kıvrımlı koridorları geçti.Daha sonra uzun ve düz bir koridor çıktı karşısına.Bu yoldan gitmeyi tercih etti.Yolun sonunda büyük bir salon ile karşılaştı.Antik tiyatro salonlarına benzeyen bir salondu burası.Gizlice içeriyi izledi.Sonra gözü diğerlerinden farklı,mızraklı,miğferli ve kalkanında sembollü bir savaşçı gördü.Anladı ki bu liderleriydi.Yani metinlerde geçen Philotheos.Philotheos'un arkasında bir akrep heykeli gördü.Bu akrep heykelinden gözlerinin biri eksikti.Daha fazla inceleyemeden bir ses yankılandı salonda."Felesi Caetedel"

[Vezirx27]

Güzel gidiyorsun

[Retaliation]

Güzel gidiyorsun

Teşekkür Ederim.

[Retaliation]

Merhaba Sevgili Günlük

Bugün oyunda pek aktif olamadım.Dostlar oyuna girmeyince kimsenin giresi gelmiyor açıkçası.Bugün de öyle oldu işte.Ben de bir nostalji ile bitirmek istedim günü.Neredeyse geçen seneden kalmış bir fotoğrafım.İlk göz ağrım şifacım:

Günün Sözü
Beraber ağlamaktaki tatlılık kadar hiçbir şey yürekleri birbirine bağlamaz -Jean Jacques Rousseau

Başka yazıda görüşürüz günlük.

[Elwing]

Selamlar,
Günlüğünüzü takip etmekteyiz. Her iki şekilde de yazmanız hoş olmuş 06-31 Mart tarihleri arasında düzenlenen Kıyamet Günlükleri etkinliği kapsamında, etkinlik süresi içerisinde günlük tutan oyuncularımıza motivasyon amaçlı ufak tefek hediyeler vermeyi düşünüyoruz. Oyuna girdiğiniz günleri ve saatleri bize özel mesaj yoluyla belirtirseniz size de ufak tefek sürprizler yapmak isteriz. İyi eğlenceler.