İKV Forum

FireFighter095 yazdı:Hikaye çok güzel , kalın bir kitap olur umarım

Ayrıca birşey dikkatimi çekti.Reta'nı XP'si 22 mi ? Yanlış mı gördüm

Doğru görmüşsün dostum.Kendisi 48 levelde iken Kenan'da idi.Burada kalakaldım [49] adlı görev de kendisinde mevcuttu.Malum slotlar kesilirken ve görev de yapılırken gelen XPler sayesinde expi 22.

Merhaba Sevgili Günlük;

Bugün yine Hol Bölgesi'nde idim.Fakat boş geçti.Başıma da bir olay gelince,sinirlendim oyuna konsantre olamadım ve çıktım.

Resimdeki arkadaşımızla daha önce yeraltı ve meteor bölgesinde karşılaştım.Bir aralar Meteorit 1 tılsımı basmaya çalışıyordu.Bugün kuyularda akrep kasarken bana söylediği bu söz beni incitti doğruları söylemek gerekirse.Arkadaş Y2 geçmiş,seti tamam,ama içinde ego büyütmüş.Eğer 350M'lik bir tılsım basıp bu egoya kavuştuysa,ben kendi tılsımımı iyi ki çaldırmışım der,susarım.

Kendisi ile anlaşma yoluna vararak sıra ile keselim dedim.

Bir ara da gözüm klana ilişti.Yaptığı hırsızlıkları klana yazanlar oldu.Yazıklar olsun böyle karaktersiz,haysiyetsiz insanlara.


Sonra da ben kuyu da kesim yaparken bir Arz,gelip beni kesti.Kendisine "Derdin ne?" dedim,bana "Beni keserken iyiydi" dedi.Halbuki o sıra ben yeni oyuna girmiştim.Girmeden önce de kahvaltımı yapıyordum.Kendisine durumu bildirdim ama kısaca bana "Banane" demekten başka bir şey demedi.


Günün Sözü
Körlerin ülkesinde, tek gözlü insan kral olur. -Desiderius Erasmus

Bugünlük böyleydi günlük,başka yazıda görüşürüz.

şu sondaki arkadaşın burada lodos bırakmayacağım sözünden ötürü , karşıma çıkmassın inşallah birde o zaman konuşuruz günlüğün başarılı takip ediyorum

UDUBIYYETT yazdı:şu sondaki arkadaşın burada lodos bırakmayacağım sözünden ötürü , karşıma çıkmassın inşallah birde o zaman konuşuruz günlüğün başarılı takip ediyorum

Teşekkür ederim.Elimden geldiğince yazmaya devam.

Yarasının dinmesinin ardından nefer,Işık'la yarım kalan işini tamamlamak için tekrar ona uğradı.Işık fare adamların direncinin kırıldığını söyledi.Yeni bir iş almıştı ayrıca Işık.Bu seferki müşterisi,ortalığı karıştırarak,bir çıkar elde etmek istiyordu.Işık bunu Yaman'a iletti.Yaman elini çenesine götürüp düşündü.Aslında karmaşa olsun istemiyordu ama Teşkilat'ın kendisine devamlı ücret sağlayamadığı için para karşılığı bu işi kabul etti.Hedef fare adamların lideri Kızgın Kum'du.Tam yerini öğrendikten sonra Yaman,cesaretini aldığı kılıcı ve zırhını vücudunda tartarak yola koyuldu.Kızgın Kum'un olduğu çıkmaz sokağa vardı.Ama ters giden bir şey vardı.Kızgın Kum yalnız değildi.Etrafında ellerinde GBT tabanca olan birkaç suikastçi de vardı.Yaman kılıcını kınına geri soktu ve belinden Tek Atar tabancasını çıkardı.Suikastçileri teker teker öldürdü.Ne olduğunu anlayamayan Kızgın Kum,şaşkın bakışlarla genç nefere kilitlenip kaldı.Yaman o sıra Kızgın Kum'a nişan alarak ateş etti.Kızgın kum bir refleks ile bu ateşten kaçtı.Yaman kılıcını kınından çıkartarak koşar adımla Kızgın Kum'a atak yaptı.Kızgın Kum GBT tabancasıyla bir atış yaptı.Mermi neferin omuzuna denk geldi.Adımları yavaşladı,kafası yere bakmaya başladı.Sonra dikkatini topladı,kafasını kaldırdı ve bir savaş narası ile bağırdı.Kızgın Kum bir atış daha yaptı.Yaman zırhını kullandı ve merminin kendisine gelmesini engelledi.Sonra kılıcını boynuna doğru salladı.Boynunda bir göçük oluşan Kızgın Kum bağırmaya başladı ve Yaman'ı geri itti.Yaman bu sefer kılıcı Kızgın Kum'un karnına sapladı.Çıkardı ve bu sefer boynunda göçük olan yaraya vurarak kafasını ikiye ayırdı.



Kızgın Kum'un başını alarak Işık'a veren Yaman,Işık'tan da ödemesini ve yeni ceketini aldı.Sonra Işık ona "Komutan seni soruyordu." demesiyle Komutanın yanına gitti.Esas duruşa geçti ve Komutanı selamladı.Komutan ona kırmızı örümceklerin tehlikesinden bahsetti ve ortadan kaldırılması gerektiğini iletti.Yaman yeni savaştan çıkmıştı,yaralıydı ama Teşkilat için elinden geleni yapmayı en başta söz vermişti.Gidip örümcekleri de kesmeye başladı.Sanıldıklarının aksine pek tehlike görememişti onlarda ve kısa süre içinde onları da öldürdü.



Komutan'dan da yeni bir eldiven aldı genç nefer ve Aktar Şevket Bey'e uğrayıp birkaç iksir almayı düşündü.İksirleri aldı ve hemen birini içti.Vücudu yerine gelmişti,adeta kendini yeniden doğmuş hissediyordu.Sonra Agah Bey'in yanına gidip Cinler konusunda bir gelişme olup olmadığını sordu.Agah Bey Antrepodaki cinlerin birkaçının öldürülmesini ve böylece içeriye Teşkilat ajanlarının sızabileceğini söyledi.Yaman işe koyularak Antrepo'ya gitti.Antrepo çok sessizdi.Yere iğne atılsa büyük bir ses cümbüşü yapabilirdi.Ama bu sessizlik bir anda cinlerin ortaya çıkıp nefere saldırmasıyla son buldu.Nefer 3 cin arasında kalmıştı.Önce 2 cin birden saldırı yaptı.Birini kalkanıyla geri itti,öbürüne ise kılıcı ile karşılık verdi.Üçüncü hala bir şey yapmamıştı.Sonra nefer bu ufak tefek mahluklara kılıcını sallayarak göz korkutmaya çalıştı.Ama gözü dönmüş cinler,hala saldırmaya çalışıyordu.Yaman bekledi,bekledi ve bir anda birsinin kafasını uçurdu.Ortamda tekrar sessizlik hakimleşti.Cinler korkmuştu.Yaman cesaretini topladı ve öbürüne de aynı şeyi yapmaya çalıştı ama işi anlayan cin bu hamleden kaçındı.Bunun üzerine kılıcını karnına sapladı.Yere yığılan cin öldü.Üçüncüsü kalmıştı artık.O ise öbürlerinden biraz farklıydı.Elinde bir tüftüf vardı.Belli ki avcıydı.Neferin gücünü test etmek için hiç vurmamış,ona göre hamle yapmaya çalışmıştı.Yaman kalkanını kullanarak hamlelerden kaçınmış ve onu da arkadaşlarının yanına yollamıştı.Antrepo'da önüne kim çıktıysa öldürmeye başlamıştı.Ama bir yerden sonra kudreti tükenmeye başladı ve geri çekildi.





Agah Bey'e durumu ve halini bildirdikten sonra dinlenmek için izin aldı ve evinin yolunu tuttu.

Basarılı bır gunluk devamını beklıyorum.

Yatağında uzanmışken bir rahatsızlık vardı içinde.Cinlerin kökünü kazımak vardı aklında.Eminönü'nü bu gaspçı,hırsız haşerelerden kurtarmanın liderlerini bulup öldürmekte olduğunu düşündü uzunca içinden.Kendisi ne kadar kalkmak istese de vücudu el vermiyordu.Hemen yatağının yanındaki kudret iksirini içerek,etkisini göstermesini bekledi.Birkaç dakika sonra mükemmel hissediyordu.İçinden şöyle dedi "Aktar Amca da olmasa neferlerin durumu vahim vallahi."Hemen koşarak Cami'ye vardı.Agah Bey'e içinin rahat olmadığını,bu işi tamamlaması gerektiğinin üstüne bir borç gibi yüklendiğini hissetti.Agah Bey gülümsedi:

- Evladım sen bizim Teşkilat'a resmen aşık olmuşsun.Onun görevlerini kendine borç bilmişsin.Bu çok güzel ama biz hiçbir neferlerimizi ölüme sürüklemek istemeyiz.Ama madem ki kendini güçlü ve iyi hissediyorsun,sana bu görevi vermek düşüyor bana.
- O soytarıların Eminönü'nden çekilip gitmelerini istiyorum Agah Amca,yaptıklarını herkes görüyor.Kayıtsız kalamam.Liderlerini öldürmem gerekli,kimdir bu soytarıların lideri?
- İsmi Azul.Cinleri Eminönü'ne yaymak istiyor.Bunun için Antrepo içerisinde kazım çalışmaları yaptırıyormuş.Eğer varırsa buraya her gün olay olur.İstersen arkadaşlarını da...
- Tek yapabilirim Agah Amca,bu illete bir son veren olmalı.

Antrepo'ya vardı.Önüne gelen cinleri bir bir zorlanmadan devirdik sonra,karşısına çıkan Dövüşçü cin grubuna karşı büyük bir savunma sergiledi.Gerçekten güçlüydüler.Bir anda atak yapıp hepsini geri püskürttü.Püskürttüklerini tek tek öldürdü.Bu sefer de nişancı cinler geldi.Bunlar gerçekten zordu.İksirlerini yokladı hızlıca ve onlara güvenerek üzerlerine koştu.Yakın mesafeden savunmasız olan bu mahlukları de öldürdükten sonra,Azul ile göz göze geldi.İkisi de birbirlerine koşmaya başladılar.Azulun elindeki şey baya ağırdı.Kendisini savunması için havaya kaldırdığı kalkanı paramparça etmişti.Savunmasız kalmıştı artık.Azul kendisinden daha ağır hareket ediyordu.Bu,onun için avantajdı aslında.Azul'un saldırısından kaçındıktan sonra ayağına kılıç ile darbe yaptı.Azul acıdan inledi.Sonra tekrar kaçındı,bu sefer öbür ayağına salladı kılıcını.Azul giderek düşüyordu.Her seferinde ayağına vura vura Azul diz üstü çöktü.Bunu fırsat bilen nefer göğüsüne doğru hamle yapmaya çalıştı ve başardı.İkinciyi yaparken Azul,buna izin vermedi ve neferi geri püskürttü.Zorlukla ayağı kalkmaya çalıştı.Sıçrayarak Azul'un kafasına hamle yaptı,sersemledi.Tekrar sıçradı ve tekrar vurdu.Tekrar göğüsüne çalıştı.Defalarca vurdutan sonra,Azul'un bedeni yere yığıldı ve kaldı.Öldüğünden emin olamayan nefer,kılıcını kafasına sapladı.Antrepo'dan ayrılıp,Cami'ye gitti.



Yaptıklarını tek tek Agah Bey'e anlattıktan sonra,Agah neferi tebrik etti ve çeşmenin arkasından çıkarttığı bir torbayı nefere uzattı.Merakla nefer sordu:

- Bu nedir Agah Bey Amca?
- Mükafatın.Çok büyük iş başardın.Eminönü'nü tehlikeden kurtardın.Sana teşekkür ederiz.

Paketi açtığında bir balta buldu.Hemen eline aldı,tarttı ve bir vuruş provası sergiledi.Yüzü güldü ve evine doğru yola koyuldu.

Merhaba Sevgili Günlük

Bugün şanssız bir gündü.Sadece bir tane Örümcek Salgısı düşürdüm.Belki de en şanssız oyuncu benim bilemiyorum.Karakterlerimin de adını Emre'nin dediği gibi Bahtsız koymayı düşünüyorum.

Salgıyla başlayalım.

Kuyuda iken bir arkadaşla sıra ile kesim yaptık zevkliydi,kasamı boşaltmaya gittiğimde bu zevk bitti.

Bir ara yine poşet düştü,heyecanla açtım ama beklenti boş.

Bu da "Havada durdum şahitlerim var" fotoğrafı.


Günün Sözü
Eğer bir örs isen kendini sabit tut, eğer bir çekiç isen zamanında vur. -G.Herbert

Bugünlük böyleydi günlük,başka yazıda görüşürüz.

Teşkilat'ın ve Agah Bey'in nefere,yaptığı son operasyondan sonra suikaste uğramamak için birkaç gün iş vermemesi üzerine nefer,Eminönü'nde dolaşıyor ve esnafın halini hatırını soruyordu.Bir ara şarapçının yanına geldi.Azıcık dertleştiler.Sonra şarapçı ufuklara bakarak kaybetti kendisini.Nefer bunu görünce gözü iskeleye ilişti.Daha önceden tanıştığı Yasemin Hanım oradaydı.Selam vererek yanına yaklaştı.Yasemin Hanım dönüp selamı aldı:

- Selam,birkaç gündür uğramıyordun.
- Teşkilat işleri.Ama şuan birkaç gün izinliyim.
- Neden?
- Antrepo'daki cinlerin canını okudum.Ama şimdi bir şey yapamayacağım.Teşkilat birkaç gün ortalıkta gözükmememi,bunun bizim için yararlı olacağını söyledi.
Yasemin Hanım'ın aklına bir fikir geldi ve gülümseyerek nefere; "Macerayı seviyor musun?Gizemli ve tarihsel şeyleri?
- Eee..Evet.Neden sordun ki?
- O zaman can sıkıntını alacak bir iş buldum sana.Çınar Altında Arzuhalci'yi bul,ona benim adımı ve niçin geldiğini söyle.Seni baş üstünde ağırlayacaktır.
- Tamam,teşekkür ederim.



Diyerek yola koyulan genç Yaman,Çınar Altına vardı.Sağına soluna baktı ama kimseyi göremedi.Hamit Pehlivan'a sordu.Pehlivan,sol işaret parmağı ile sol taraftaki evleri gösterdi.Teşekkür ederek evlere doğru gitti.Şapkalı,bir elinde kitap,gözlüklü ve ince bıyıklı bir adamla karşılaştı.Ona Arzuhalci'yi sordu.Adam güldü, "İşte karşında duruyor" dedi.Nefer her şeyi anlattı.Arzuhalci dikkatlice düşündü.

- Demek macera seversin.Şu sıralar akrepler ve örümcekler üzerinde çalışıyorum.Eğer gizemlerini merak ediyorsan,Sahaf Necmi'den siparişinde bulunduğum kitabı bana alarak işe başlayabilirsin.
- Tamamdır.

Hızlıca ama içinde bir şüpheyle Çarşı'ya vardı,kitabı aldı ve Arzuhalci'ye getirdi.Arzuhalci daha sonra Agop'tan temin ettiği reçeteleri de almasını söyledi.Onu da aldı.Daha sonra Yasemin Hanım'a uğrayıp mezarlıktan çıkarttığı parşömenleri alarak Arzuhalci'ye teslim etti.Arzuhalci,genç neferi şimdilik yalnız bıraktı ve parşömenler ve reçeteler üzerinde çalışmaya yoğunlaştı.

Merhaba Sevgili Günlük

Bugün şanssızlık yakamı bırakmadı.Defalarca oyundan düştüm,elektrikler gitti.Satte başarılı olamadık.Slotların doğma süreleri karışıktı.Biz de öylece zaman geçerdik.

Saatte aslında fazla kalabilirdik,fakat kavga çıktı.Kavga sonucu karşı taraf kendisini ve bizi öldürmek amaçlı tüm slotları çekti.

Hol'de sonra Arzlar ile mücadele başladı.Kendilerini tebrik ediyorum gerçi sadece şifalarını.Üzerine dizmiş olduğu İbni Shen setle devrilmez bir şey oldu.Mükemmel şifacılık yaptı ve grubundaki 2 kişiyi ayakta tuttu ama arada yine şifacı dışında herkesi öldürdük.



Günün Sözü
Yumuşak olma ezilirsin , sert olma kırılırsın. -Victor Hugo

Bugünlük böyleydi günlük,başka yazıda görüşürüz.