Sessiz Derinlikte Acı Son..
Kıyametin bizden aldıklarını asla telafi edemeyiz , hayatlarımız ruhlarımız ardında bıraktığımız yaşam ve uzun bir geçmiş..Geride kalan onca hayat anı ve hikayeler , mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir , yeryüzünde son bir mahluk kalana kadar kudretimizin son damlasına kadar savaşacağımızdan şüpheniz olmasın..Ne bugün , nede yarın daima istanbul sokaklarında her türlü kötülüğe karşı mücadelemiz omuzomuza sürecektir , bizlerden hiçbir zaman şüphe etmediniz ve daima yanımızda oldunuz , gerek dualarınız ile gerek sevgi ve sadakatiniz ile teşkilatın neferlerine vermiş olduğunuz bu denli manevi değerler için sizlere bir teşekkürü borç biliriz , sizi hikayenin başladığı yere götürmek istiyorum yani 25 Aralık 1956 tarihine...
Muhteşem bir haftasonuydu , hava sıcaklığı termometrelerde 25 - 30 dereceyi gösteriyordu , parklar caddeler cıvıl cıvıl ' idi
sokaklarda oyun oynayan çocuklar , parklarda piknik yapan aileler ve nice daha fazlası..Yaz ayının en iyi günlerinden birini yaşıyorduk adeta , taa ki...Büyük bir gürültü koptu , masmavi gökyüzü adeta birden toz bulutuna bürünmüştü , güneş adeta gözlerimizi ve bedenimizi kavuruyordu , sanki bir anda dünyadaki bütün iyilik ve , yaşam son bulmuş idi..İnsanlar çığlıklar içerisinde etrafta koşturuyordu , çocuğunu arayan anneler , eşini kaybeden insanlar , ailelerini arayan bireyler ve nice daha fazlası..Bir anda korku ve kaousun içerisine sürüklendik , jandarma kolluk kuvvetleri çok büyük bir saldırı olduğunu insanların yer altına inmesi su ve gıda depolayıp 2. bir emre kadar dışarıya çıkmamalarını söylüyordu , dünya üzerine adeta meteor taşları yağıyordu , meteorlar sanki önceden belirlenmiş bölgelere sırası ile düşüyor ve düştüğü nokta ise bir anda kaos ve korkunun içerisine sürükleniyordu , jandarma kuvvetleri hemen bir savunma hattı oluşturdu ve , sivil bölgelerde mahsur kalan insanlar için arama ve kurtarma ekipleri oluşturuldu , gerçekten büyük bir yıkımdı insanlar sokaklarda endişe ve panik halindeydi , olanlara anlam vermeye çalışıyorlardı caddeden geçerken komutan ve askerler arasında , geçen bir konuşmaya şahit oldum , komutan arama ve kurtarmaya giden 9 ekipten hiçbirşekilde haber alınamadığını söylüyordu , kısa bir süre sonra meteorit taşlarının içinden canavarlar ve yaratıklar dışarı çıkmaya başladı , dünyaya ait olmadıkları apaçık ortadaydı , önlerine çikan herkezi öldürüyor ve dünya nüfusunu adeta yok ediyorlardı , sanırım arama ve kurtarmaya giden jandarma ekiplerinden neden haber alınamadığı ortadaydı , insanlar sığınaklar ve birçok yeraltı mağalarında saklanmaya karar verdi , istanbul sokakları şiddetli çatışmalara sahne oluyordu , geceleri çığlık ve bağırış sesleri , istanbul sokakları adeta ölüm kokuyordu , radyodan ise jandarma savunma hattının düştüğünü ve yardım gelmiyeceğinizi söylüyordu , kimsenin savaşıcak kudreti ve gücü kalmamıştı , geriye kalan insanlar kaçarak ve saklanarak hayatlarına devam etmeye karar verdiler , geride kalan azınlık ise , TEŞKİLAT isimli toplumsal bir örgüte katıldılar , ve kıyamet ile mücadele saflarına katıldılar..Dediğim gibi kıyametin bizden aldıklarını asla telafi edemeyiz , ancak bildiğimiz tek şey umut..umut olmadan zaferde kazanılmaz , yarına umutla bakmalıyız kim olduğumuz nerden geldiğimiz önemli değil tek bir vücut halinde bütün olmalıyız , kim bilebilir belkide en iyi yol savaşmaktadır..
Teşkilat Acil Durum Hattı Bildiriyor ; Mücadelemiz sonsuza kadar sürecektir , son damla kan , son damla nefere kadar...