Bugün kendimden gururlu bir kahkaha ile başlamak istiyorum izninle...Devam edelim.Girdiğim YGS sınavına toplasan 1 ay çalıştım ki bu da korkudandır ne korkusu olduğunu yazamam. Her neyse YGS-1 ve YGS-2 'den 160 puan alarak kaldım ki sadece Matematik'ten 2 soru çözdüm.Öbürlerinden barajı geçtim.Fotoğraf atmak isterdim ama kendimi ifşa etmek istemedim.Günlüğe de devam edeceğim.
Bugün kendimden gururlu bir kahkaha ile başlamak istiyorum izninle...Devam edelim.Girdiğim YGS sınavına 1 ay kala çalışmaya başladım ki bu da korkudandır ne korkusu olduğunu yazamam. Her neyse YGS-1 ve YGS-2 'den 160 puan alarak kaldım ki sadece Matematik'ten 2 soru çözdüm.Öbürlerinden barajı geçtim.Fotoğraf atmak isterdim ama kendimi ifşa etmek istemedim.Günlüğe de devam edeceğim.
Tebrik ederim , inşallah hayırlısıyla bir bölüme yerleşirsin
Uzun bir dinlenmenin sonunda tekrar Bab-ı Ali'ye vardı nefer.Herkes işi ile meşgulken Mebure Hanım'a tehlikeli bir şey olup olmadığını sordu.Mebure Hanım gururlu ve hoş bir tebessüm ile Yaman'ı karşıladı:
- Hoş geldin yolcu.Bab-ı Ali Komutanı'ndan aldığım bilgiye göre,faydalı olabileceğin konusunda kendini ispatlamışsın - Hoş bulduk. - Şimdi bir davamız var.Ancak aramızda kalacak,yoksa başın belaya girer.Daha saklı ve kazançlı şeyler için yolunu açacak bu işler. Olumlu anlamda başını salladı nefer,Mebure Hanım bu olumlu cevaba karşın gülümsedi ve devam etti sözlerine: - Güzel,kabul edeceğini biliyordum.Hissedebileceğin gibi bu bölgede bir çok düşmanımız var.Kurtlar,ilikçiler,Tepegöz makineleri,fare adamlar,cinler,çeteciler,ne bileyim çok - Tepegözler? - Arz Kale'nin oradaki iri kıyımlı olanlar. Yaman hatırladı.İsimlerini yeni öğrendiği bu canavarların,ne kadar dayanıklı birer barbar savaşçı olduğunu da.Mebure Hanım'a işin ne olduğunu sordu.Mebure Hanım kaldığı yerden devam etti: - Çeteciler manyaktır,uzak duracaksın.Kurtlar çok kuvvetlidir.Ama derileri iyi para eder.Tepegözleri materyal için ortadan kaldırıyoruz.İlikçiler karınları açsa eğer,gene bulaşmamak lazım.Ama birileri vardır.Onları asla göremezsin,ama herkes her şey onlar için çalışabilir.İşte gizli rekabetimiz onlarla.Bizim mallarımızı kaçırıyorlar.Şehre saldırı düzenleyenlerin arkasında da onlar var eminim.Kimler?Bilmiyorum fakat fikirlerim var.Ama bugün bunu düşüneceğimiz gün değil.Şenlik ateşi yakacağız seninle beraber.Yeni Bab-ı Ali güçleniyor.Eğer bu görevi başarırsan,sana güzel bir zırh vereceğim.Tehlikeli bir şey.Meteor bölgesinde bazı stok merkezleri var.Kimse bulaşmıyor.Kiralık çeteciler koruyor.Genelde kıyı köşe yerlere koyuyorlar.Mallar çetecilerin gibi görünse de değil.Her gece toplanıyor.Sana gereken biraz benzin.Bir kutu kibrit.Bütün stokları yak.Bu onları sinirlendirecektir.
- Anlaşıldı,yağmala ve kaç. - Aynen öyle.Eğer bu işi yaparsan sana çok güzel bir hediyem olacak.
Yaman'ın aklı sürekli Mebure Hanım'ın sürekli tekrarladığı düşmanlar olan İlikçi,tepegöz,cin,tepegöz ve kurtlarda idi.Aklının ücra köşesinde bir odaya tıktı bu düşmanları.Bab-ı Ali'den çıkar çıkmaz cinlerin orada bir stok gördü ve ateşe verdi.
Daha sonra hiç girmediği bir mağara gördü.Aklının odasındaki düşman kelimeleri yokladı.İlikçilerin belli mekanları yoktu,çetecileri mağarasını biliyordu.Tepegözlerinde aynı şekilde.Cinlerin yolunun üzerinden geçmişti.Geriye tek bir seçenek kalıyordu o da Kurtlar...İçeriye girince ulumaları duydu.Çember gibi bir yolda dolandı ve bir adet stok görüp ateşe verdi.Kendisine saldıran kurtlara bulaşmadan koşarak oradan uzaklaştı.
Sonra hemen Tepegözlerin mağarasına yöneldi.Koşarak yol üzerindeki stoğu yaktı ve içerideki mağaraya sığındı.Burada şimdiye kadar hiç dikkatini çekmediği bir fıçı gördü.Sağını solunu inceledi ama sonra işine konsantre olması gerektiğini düşünerek arayışlarına devam etti.
Mebure Hanım'ın dediğine göre son bir adet stok kalmıştı.Bakmadığı yer kalmamıştı kum fırtınası le dolu Meteor'da.Son bir yer vardı...O da Yılan vadisi.Koşarak yılanları es geçti ve bir stok gördü.Hızlı davranarak yaktı ve zehirlenmeden Mebure Hanım'a gitti.
Mebure Hanım'ın gözlerinde ürkütücü bir zafer parıltısı bir an belirir ve kaybolur:
- Çok iyi.Cesaretini kanıtladın.Cüretkar insanları severim.Zırhını,Bab-ı Ali Komutanı'ndan alabilirsin.Sana gene ihtiyacım olabilir.Yaktığımız ateşi söndürmek isteyeceklerdir.
- Tamamdır.
Komutan'dan aldığı yeni ceketini giymek için,zırhını dikkatlice çıkarttı.Üstündeki ceketi çıkartıp,yeni ceketini ve zırhını taktı ve veda ederek oradan ayrıldı.
Veda edip ayrılırken bir Bab-ı Ali Muhafız'ının okuduğu şiiri duyunca duraksadı nefer.Kulağa hoş geliyordu:
Yaşanmaz oldu artık çölün,toz bulutunun
Kıyametle beraber bütünleşen cehennemin
Söndürülmez oldu hoyrat ateşi
Yaşanmaz oldu artık kıyameti İstanbul'un
Muhafız'ın yanına yaklaşarak selam verdi:
- Selamun Aleyküm Ağabey. - Aleyküm Selam genç kardeşim. - Ağabey,çok güzel bir şiir.Sen mi yazdın? - Selami Ağabey'in bu şiirdir.Selami Kelaynak'ın.Tanır mısın kendisini? - Hiç duymadım adını. - Selami Kelaynak bir ozandır.Bir yaşam ve gönül adamıdır.Bir kayptır.Eğer onu bulursan,Bab-ı Ali muhafızlarından selam eyle.Bizimle daima dost geçinmiştir kendisi.Meteor Bölgesi'nde dolanır bazen. - Bir dostu yok mudur üstadımızın? - Eminönü'nde bir arkadaşının kahvehanesine gidermiş evvelce. - Tamam Ağabey sağolasın.
Eminönü'nde tanıdığı tek kahvehaneci olan Hamit Pehlivan'ı ziyaret etmeye gitti nefer.Kahvehane'ye vardı ve selam verdi:
- Selamun Aleykum Hamit Pehlivan. - Aleyküm Selam yiğidim.Gel bir çayımı iç Bir bardak çay aldıktan hemen sonra hızlıca konuya girer."Hamit Pehlivan,Selami Kelaynak'ı tanır mısın? - Selami Ağabey'imi sordun?Birkaç ay önce gördüm buralarda.Amma daha uzun zaman uğramaz.Bazen soğuktan bıkar ve kahveme gelir. - Ne zaman olmuştur gelmeyeli? - Selami'yi birkaç aydır görmedim,açıkçası ben de merak ettim akıbetini.Eskiden daha sık uğrardı.Ama gene de onun işi belli olmaz.Kimsenin korkup giremediği yerler onun için sıcak bir yuvadır.Çünkü o gönlünü de götürür gittiği yere. - Peki daha kimlere soruşturabilirim? Çayından bir yudum aldıktan sonra Hamit"Paşa çayı içerdi bu arada Selami.Çok sıcağa gelemez.Şevket'le de samimidir.Mısır Çarşısı aktarı."
Veda ederek ayrılır oradan nefer.Mısır Çarşı'sına,Aktar Şevket Bey'in yanına gitti.Ona Selami Kelaynak'ı sordu:
- Aaa evet Selami,çok uzun zamandır uğramadı.Dur listeye bakalım bir.En son bira mayası almıştı.Haa evet hatırladım.Meteor Bölgesi'ndeki bir mağarada,Şerbetçi otu yetiştiriyordu.Bira yapacak,keyif çatacaktı.O mağarada yaşadı bir süre.Biradan göndereceğim demişti ama ses seda çıkmadı sonra kendisinden. - Meteor Bölgesi'ndeki mağara mı? - Evet oradaki. - Tamam Şevket Bey sağoalsın.
Aklına küçük tüneller geldi.Bitmek bilmeyen Tepegöz ziyaretleri,kafasına yediği darbeler,vücudundaki kanamalar...Adını yeni duyduğu ama etkilendiği bir yazar için tehlikeye giriyordu.Artık bıksa da kabullenir hale gelmişti yapacağı işi.Mağaraya kafası gözü yarıla yarıla geldi.Mağarayı didik didik etti ve bir fıçıyı buldu.Fıçıdaki tüm birayı Şevket Bey'in verdiği numune kaplarına aldı.Fıçının yanında bir de telefon numarası buldu.Numarayı ceketinin iç cebine koydu ve birayı Şevket Bey'e götürdü.Şevket Bey,birayı tadıp onayladıktan sonra,nefere birazını hediye etti.Teşekkürlerini sunan nefer oradan ayrıldı.
Bugün yine Karacin mağaradaydım.Fazla kalmadım.Pek de aktif olamadım.İki üç fotoğraf alarak günü kapattım.
Yine cin öldürme olayı.
Oyunda bayağıdır görmediğim ablam ve kardeşi ile karşılaştım,fotoğraf almayı unutmadım.Buradan onları sevdiğimi ve saygı duyduğumu iletiyorum.
Geleceğe bir atılım yaptım.Azat Efendi Cevriye Sultan *'lı ceket aldım.Böylelikle elektriğe döndüğümde ki en çok istediğim şey,transformatör ceket üretilene kadar beni idare eder.
Günün Sözü Kalbin kendine has nedenleri vardır ki akıl hiç bir zaman anlayamaz. -Blaise Pascal
Bugün baya aktif bir gündü.Vs mi desem,kesimler mi desem,materyal mi desem bilemedim.Neyse hadi başlayalım.
Dükkanda arttırıcı varmış dediler.Çıktım aldım geri girdim oyuna.2-3 dakika sonra bir topaz madeni çektim ve sonuç;
Forumdan tanıdık bir isimden 10 adet Jadeit aldım;Raskolnx.Kendisi söz verdiğimiz vs'yi söyledi.Ben de müsait olduğumu vs atabileceğimizi söyledim.Açıkça söyleyeyim vs atmasını pek bilmem ne bir strateji ne de bir iddiaya sahibim.Sadece merak ettiğimden teklif etmiştim.Gerçekten zevkliydi.Teşekkürlerimi sunuyorum buradan ona.
Vs'den önce trollemek istedim dostlarımı.
Sonra gerçeği açıkladım tabii ki de.Neyse,adaya vardım rakibimi saygıyla selamladım.Sonra taibiri caizse ağzıma ağzıma büyüyü yedim.Kendisi gerçekten sağlam bir büyücü.
Bir fotoğraf rica ettim kendisinden.
Son olarak şifaya geçip,Solucan görevi olan arkadaşlara yardım ettik(Ben,Emre ve Volkan)Güzel kestik,materyal alan herkese hayırlı olsun.
Günün Sözü Yenilgiye ugrayınca umutsuzluğa kapılma her başarısızlıkta bir zafer isteği yatar. -Germain Martin
Teşkilat İstihbarat'tan kendisine gelen mektubu hızlıca okuyup kağıdı cebine koydu.Koşarak Subay'a vardı ve selamladı:
- Beni çağırtmışsınız efendim? - Evet.Sana göre bir işim var ama gizli kalacak.İstihbarat gizli yürütüyor bu operasyonu. - Peki ben de operasyona dahil olacak mıyım? - Seni bir testten tabii tutacağım;Hız testi. - Peki efendim. Subay küçük bir kağıt uzatır."Al bunu,Bab-ı Ali'deki gizli ajanımıza ver.Kendisinin sadece bir bayan olduğunu bilmen yeterli.3 dakika içinde orada ol ve bunu ilet.Sonra o da sana bir takım kağıtlar verecek. - Tamam efendim!
Hızla koşup Bab-ı Ali'ye vardı.Öyle bir girmişti ki içeri herkes işini bırakıp ona bakıyordu.Etrafı bir gözlemledi.4 alternatifi vardı;Mebure Hanım,Ayşe Teyze,Demirci Dilek ve Elif.
Birkaç saniye düşündükten sonra Elif Hanım bir takım beden yolu iletişimle neferin dikkatini çekti.Nefer koşarak yanına gitti.Elif:
- Sakin ol her tarafı ayağa mı kaldıracaksın.Al kağıt burada.Haydi beni görmedin,duymadın.
- Tamamdır.
Subaya hızlıca vardı ve kağıtları verdi.Yorgundu,nefes nefeseydi nefer.Subay:
- Harika.Şimdi operasyonumuzu anlatıyorum sana yaklaş biraz.Kumsala büyük bir operasyon düzenlemeyi planlıyoruz.Burada bir insan varlığı olup olmadığını.Ama Ruh taşının oradaki mavi engerekler oradan geçmemize engel oluyor.Onları bir ortadan kaldır ve benden yeni bir ödül al! - Tamam efendim.
Yaman vadiye vardı.Çıngırak sesi dışında hiçbir ses yoktu.Toprak renk değiştirmişti.Yılanlar belli ki zehirlerini toprağa bile vermişlerdi.Vadi çorak içerisindeydi.Birkaç bitki türünden başka bir şey de yoktu.Yaman sonra ilerledi.Ruh taşını gördü ve etrafında üç dört tane mavi engerek vardı.Bir anda atak yapmaya çalıştılar ama onları geri püskürttü.Sürüngenler çok tehlikeliydi.Hele ki zehirleri...Zehir vücuda bir gelse,nasıl tahriş edeceğini ve vücudu içten içe kavuracağını biliyordu.O yüzden kendine değdirmeden,temkinli şekilde savaşıyordu.Hepsini sürekli geri püskürtüyor,doğru anı bekliyordu.En sonunda biri atak yaparken kafasını hizarla kopardı.Öbür yılanlar etrafını çevirdi.İkisi birden atak yaptı.Birini kalkanı ile savuşturdu.Öbürünü ise havada parçalarına ayırdı.Hizarına yılan kanı ve zehiri işlemişti.Kenara koydu ve ıslık çalana geçti.Islık çalan hafif bir silah olduğu için çok seri hamlelerde bulunuyordu.Son ikiliyi de öldürdü ve daha nice mavi engerekleri...
Subay'dan yeni ceketini aldı.Subay ona Ruh taşının güvenliğini sordu.Yaman onaylar şekilde başını salladı.Subay:
- Güzel.Şimdi adaya giriş yapmalıyız.Ama daha önce bir tazı saldırısına uğradığını söylemiştin değil mi?Hem de giriş kısımlarında? - Evet,doğru. - Onları da bir harca.Hiçbir şey bu keşfimize engel olmamalı.Bir insan varlığını araştırıyoruz burada. - Tamam efendim.
Ruh taşını kullanarak adaya vardı.Tazıları gördü.Aşırı hızlılardı.Onlar da neferi görür görmez üstüne koştu.Çok hızlı saldırıyorlardı.Yaman saldırıdan çok savunmaya ağırlık verdi.Sürekli ısırmaya çalışan tazılar,Yaman'ın kudretini de tüketiyordu.Dayanamadı Yaman.İçinden"Ölümüm bu köpeklerden olamaz"dedi ve bir nara attı.Bir tazıyı kalkanıyla geri itti.Öbürüne ise hizarı sapladı.Köpek acı içinde yere yığıldı.Öbürü ise sıçrayarak saldırmaya çalıştı,yine kalkanını kullandı ve boğazına doğru darbe yaptı hizarıyla.Tekrar saldırdı ve yere serdi tazıyı.Cesareti gelmişti kendisine.Yere çöküp bağırmaya başladı.Giderek kendisine olan güveni arttı ve tazılara dehşet verdi.Ada'nın giriş kısmındakileri temizledi ve adadan ayrıldı.
Subay'a son durumu belirtti.Subay gurur duyduğunu belirterek Yaman'a madalya ve bir yüzük verdi.Dinlenmesi için onu azat etti.
Eminönü'ne Agah Efendi'yi ziyaret etmeye giderken,Bankacı ve Halime Teyze'nin arasındaki konuşmaya kulak misafiri olan nefer,duraksayarak dinlemeye başladı.
- Halime Teyze,okudun mu fısıltı gazetesinde yazan havadisi.Teşkilat,bir kumsal keşfetmiş ama şimdilik gizliyorlarmış.Şehrin gençleri toplanmaya başlamış.Lodos'a seçilemeyen Savaş da hazırlık yapıyormuş yolculuğa. - Duydum duydum çektim kulağını edepsizin.Ne dersin bankacı efendi,hayır mı,şer mi bu havadis? Bankacı gülümseyerek cevap verir"Valla bir tekşey biliyorum.Hayır da olsa şer de olsa bir heyecan var bu işte.Acaba Işık Hanım ne yapacak işittiniz mi?
Havadisi koşarak Agah Bey'e ileten nefer,durumun artık önüne geçilemeyeceğini belirtti.Agah Efendi de ona katılarak üzüntü ile başını salladı.
- Ok yaydan çıktı demek.Yapılacak bir şey yok.Meclis'in kararını bekleyeceğiz. - Tamam Agah Bey Amca.
Ardından Yaman telaşlı bir şekilde Subay'a gitti.Ona da durumu bildirdi ama iş işten geçmişti artık.Keşiflere devam edilmesini isteyen İstihbarat,Subaya da emir vererek bir ekip yollaması hususunda bilgilendirdi.Subay,bu ekipte Yaman'ın da olmasını istiyordu.Ona:
- Tazı konusunu kısmen atlattık.Yeni görevde seni de görmek istiyorum.Bir keşif görevi. - Tabi efendim. - Sahil kısmen güvenli hale geldiğine göre keşiflere başlayabiliriz.Çizdiğimiz kısmi haritada adaya çıktığımız bölge burası.Parmağıyla haritayı işaret ederek devam etti"Sen karşına çıkacak tepenin sağından dolaşacaksın ve sahil boyunca ilerleyebildiğin kadar ilerleyeceksin.Karşına tehlikeli bir bölge çıkarsa şansını zorlama...Yanına kağıt ve kalem al.Gittiğin yerlerin basit taslak haritalarını istiyorum.Şimdi gidebilirsin.
- Anlaşıldı efendim.
Ada'ya vardı.Etrafını gözlemledi.Subay'ın dediği tepeyi gördü ve tepenin sağından yola devam etti.Baya ilerledikten sonra bir çadır gördü ama etrafında kimseyi göremedi.Değişik bir yaratıkla karşılaştı.Sürüngen bir yaratık...İleride bu sürüngenlerin binicilerinin olduklarını da gördü.Biniciler fare adamlardı.Yaman şaşırdı ve karmaşık duygular içerisine girdi.Yoluna devam etti ve kulübelerle karşılaştı.Bir yerleşim yeri vardı burada.Ortada kocaman bir direk ve yaşayanlar fare adamlardı.Fare adamlar onu görür görmez silaha sarıldılar.Yaman koşarak oradan uzaklaştı ve Subay'ın yolunu tuttu.
Nefes nefese kalan Yaman,Subay'a durumu bildirdi:
- Demek,sahil sola doğru kıvrılıyor.Ve sonunda da bir Fare adam köyü var.Üstelik saldırdıklarını söylüyorsun.Seninki ile birlikte tepenin etrafını dolaşan ajanların çizdikleri taslakları karşılaştırırsak buranın bir ada olduğu çıkarımını yapabiliriz. - Evet efendim. Subay bir ara Yaman'ı baştan aşağıya süzdü.Hımm.Saldırıları ucuz atlatmışsın.Bu fare adamların,Karaköy'lü dostlarımızdan farklı olduğunu söylediğine göre,daha fazla araştırma yapmamız gerekecek.Bölgeden buraya geri dönebildiğimize göre,yeni bir tehditle karşı karşıya olabiliriz.Tamam bu kısma sonra döneriz. - Şimdi ne yapacağız efendim? - Daha acele işlerimiz var.Komutan'a bu haberi ulaştırmak gerekiyor.Keşifler için daha çok adama ihtiyacımız var.Bir mesaj karaladım acele Komutan'a ulaştırılması gerek.Kendine dikkat et.Git gide vazgeçilmez olmaya başladın. - Teşekkür ederim efendim.
Yaman kağıdı Komutan'a götürdü.Komutan,Subay'ın tedbir amaçlı kullandığı küçük,okunaksız yazısını,görebilmek için gözlerine yaklaştırdı
- Hımm.İstihbarat'tan bilgi geldi demek.Tamam teşekkür ederim.Haa...Bu arada bana bir uğra,sana verilecek birkaç görevim olacak ama şimdi dinlen kötü görünüyorsun. - Tamam efendim.
Bugün aktivitesi bol bir oyun oldu.Dostlarla toplanıp konuştuk,hal hatır sorduk ve bir tur Sığınak attık.Ayrıca Yeraltı'nda da koşturdum.
Daha mesaiye yeni başlamışken güzel bir reçete yakaladım.
Bir arkadaşın Gümüş Akrep görevi varmış.Yardımcı oluyordum gruba başka bir büyücüyü aldı.Tam akrebi kestim yeni aldığı kişiye Klorotoksin düştü.Bu kadar mı bahtsızım ya?
Tam görevi bitti,gruptan çıktım poşetten şöyle bir eşya aldım.
Bir şey fark ettim.Cinnet'in kafası İnat Kıran'a benziyor.
Bir Kenan atalım istedik,bana şunlar düştü:
Ayrıca Emre'ye yani OoNİKOLAxTESLAoO'ya teşekkürlerimi iletiyorum.Sağolsun bana 11 adet Peptit Kloroksin vererek eksiklerimi karşıladı.
Günün Sözü Dünyada insana yardım eden şey raslantı değil azim ve sebattır. -Samuel Smiles
Her neyse YGS-1 ve YGS-2 'den 160 puan alarak kaldım ki sadece Matematik'ten 2 soru çözdüm.Öbürlerinden barajı geçtim.Fotoğraf atmak isterdim ama kendimi ifşa etmek istemedim.Günlüğe de devam edeceğim. 
