İKV Mini Fan Art (Yazım Yarışması) - 06.10.2010

[Kindar]

Merhabalar,

İKV Mini Fan Art (Yazım Yarışması) sonuçlanmıştır. Kazanan kullanıcılar, mansiyon sahipleri ve tümünün eserleri,

viewtopic.php?f=87&t=40769 adresinde mevcuttur.

Konu tüm içeriklerin incelenebilmesi, ve seçim kriterlerimizin bir sonraki Fan Art için örnek teşkil etmesi için bu konu altında sergilenecektir.

İlginiz için teşekkür ederiz.

[kafemeze]

Söyle genç kişi ne biliyorsun?
Kıyamet devam ediyor ve başından beri izlediğim bu savaş gittikçe büyüyor
Ben sana olanları anlatayım
Eski teşkilat görevlisi Gaffar Bey bulundu ve çemberli taş da kurtarılmayı bekliyor.
Kuklacı artık orada ve onu ortadan kaldıracak birini bekliyor.
Sana hepsini detaylı olarak anlatayımmı genç kişi?
Subayımız telefonda komutan ile konuşurken arkadan bir ses geldi ve konuşmalar dinlenmeye başladı.Gaffar Bey konuşuyordu ama kimle olduğu bilinmiyor.Kişilik olarak adlandırılan şahıs Kuklacıya suikast düzenleyecek ve Gaffarı çemberlitaş dan kaçıracak.Ve adresi verdi ve Komutan hemen neferlerini çemberli taş’a gönderdi ve Gaffar’ı korumak ve tüm hainleri ve lideri kuklacıyı öldürtmek için herkes yola çıktı ve 1 haftaya yakın sürede çemberli taş’a ulaşıldı.İçeri girdiklerinde ortam sessiz ve karanlıktı.Birden bir çığlık geldi ve savaşcılar son güçlerinde bağırarak sese doğru koştu ve hedefe ulaşıldı.Gaffar Bey bulundu ve korkuyordu.Savaşcılara ‘Kuklacı kuklacı beni öldürecek koruyun beni lütfen!’ diyerek ağlıyordu savaşcılar savaş naraları atarak Kuklacıyı buldu ve plan yapmaya karar verdiler.
Şifacılar dualarını esirgemeden herkezi koruyacaktı.Büyücüler kudretlerini yıldırıma çevirerek Kuklacıyı kavuracaktı ve savaşcılar tüm güçlerini kılıçlarını balyozlarını ve baltalarını sallayarak ölüm saçacaktı.Savaşcılardan birisi nara atarak saldırdı ve kuklacı onu püskürttü ve savaşcı yere yığıldı.Büyücüler harekete geçti ve kuklacıyı kavurmak için uğraşırken şifacılar dualarıyla yere yığılan savaşcıyı iyileştiriyordu.Savaşcılar silahlarını salladı ve sonunda kuklacı yere yığıldı ve o anda olan oldu.Suikastçi geldi ve neferleri görünce kaçtı savaşcılar onu kovalarken büyücüler Gaffar Bey’i kaldırdı ve götürmek için çekerken Gaffar Bey gelmek istemedi teşkilata küsmüştü ve büyücüleri gönderdi.
Evet artık her şeyi biliyorsun genç kişi ve İstanbul seni bekliyor kurtarılmak için

[DoGanSarLi]

Klasman: Geleceğe Yönelik Hikaye

Sonralarda İstanbul...

16 Mart 2024, Eminönü/İstanbul

Felaketten 68 yıl sonra...İnsanlar bu yaratıklarla 68 yıl geçirmiş, artık yaratıkları seslerinden tanır hale gelmişlerdi.Bu yaratıkların soyunu kurutmak, İstanbul'dan atmak onların en büyük istekleriydi. Ancak bu istekleri diğer istediklerinden farklıydı, bu istek 68 yıl boyunca soyu tüketilememiş yaratıkları İstanbul'dan, Türkiye'den, Dünya'dan atmaktı.İnsanlar bu isteklerini yerine getirmek için çalışmışlar, çabalamışlar ama bir türlü yerine getirememişlerdir. Babalardan sonra oğullar onlardan sonra da torunlar her şeyleriyle savaşmışlar ancak yinede atmayı başaramamışlardır yaratıkları İstanbul'dan...

Yaratıkları İstanbul'dan atmak herkesin hayali olduğu gibi Agah Bey'inde hayaliydi.Ve hayalini yerine getirmek için en uygun zamanın bu zamanlar yani insanların yaratıkları İstanbul'dan atmak için en çok istekli oldukları zamanlardı.Yaşı oldukça ilerlemiş olmasına rağmen hala başında bulunduğu Teşkilat'ın ileri gelenleri ile bir toplantı yapma gereği duydu.Artık o ve Teşkilat'ın diğer üyeleri bu savaştan çok yorulmuş ve çıkar yol bulunması kararını almışlardır.Saatler süren toplantı sonrasından iki seçenek sunulmuştur İstanbulluların önüne.Bu seçenekler ya onlarla savaşıp soylarını tüketmek yada onlarla birlikte yaşamaya devam etmektir!

İstanbullunun kararı tabi ki de onların soyunu kurutmaktı ama Agah Bey bu kararda aceleci olmadı ve iki büyük kuruluş olan Lodos ve Arz klanının başkanları ile bu konuyu görüşmeye karar verdi.Ayrıca bu görüşmeye Komutan ve İstihbarat Subayı da dahil oldu.Çok geçmeden Handan Hanım, İsmet Bey, Komutan ve biraz gecikmelide olsa İstihbarat Subayı da Teşkilat'ın merkezine geldiler.Agah Bey hiç uzatmadan direk söze girerek durumu izah etti.Yaratıkların İstanbul'dan atılmasını veya onlarla birlikte yaşamaya razı olmaları seçeneklerini sundu orada bulunanlara.İlk kurulduklarından beri amaçları bu olan Lodos klanı başkanı İsmet Bey hemen onay verdi yaratıkların soylarının tüketilmesi fikrine.Ve İstihbarat Subayı da onayladı bu fikri.Handan Hanım'da ilk başlarda yaratıklarla birlikte yaşanması gerektiğini düşünse de sonralarda fikri onların soyunu kurutmak olduğu yönünde değişti.Biraz tereddütte de olsa Komutan'da en sonunda bu fikri onayladı.

İstanbulluyla beraber komutanlarda bu fikri onayladığına göre ordu toplanmalı ve büyük vurgun başlamalıydı.İstihbarat Subayı ve Lodoslar bir grup, Komutan ve Arzlar bir grup olarak toplandılar.Bu 2 gruptan biri sahilden diğeri ise caminin etrafından başlayacaktı büyük vurguna...

8 Mayıs 2024, Eminönü/İstanbul

Ve 53 gün sonra ordu toplanmış, Agah Bey'in emri ile büyük vurgunun başlamasını beklemeye koyulmuşlar.Agah Bey ise vurgunun tam bir saat sonra başlayacağı haberini vermiştir.Ve ordu heyecanlı bir bekleyişe başlamıştır...

1 saat sonra...

Ve büyük an gelmiş Agah Bey vurgunun başlama emrini vermişti.Arz klanı ve Komutan sahili, Lodos klanı ve İstihbarat Subayı caminin etrafında başlamıştı büyük darbeye...İstanbulluda destek veriyordu bu son ve büyük savaşa.Savaş her geçen dakika kızışıyor, etraf kan gölüne dönüyordu.Ancak bu kanların çoğu öldürülen yaratıkların kanlarıydı.Çok geçmeden sahil kesimi yaratıkların büyük bir kısmından kurtulmuş buna karşılık çok sayıda askerimiz ölmüştü.Bu durum cami etrafında da aynıydı.Ancak herkes ölene kadar savaş devam edecekti.Arz klanından bir an için ayrılmış olan Komutan'ın etrafını bir anda yaratıklar çevirmiş ve ölümle burun buruna gelmiştir.Komutan gittikçe güç kaybediyor ve ölüme doğru gidiyordu.Çok geçmeden beklenen son gerçekleşti ve Komutan hayatını kaybetti.

Arz klanı Komutan öldükten sonra çok zorlanmış ve İsmet Bey'i yanlarına çağırmıştı.İsmet Beyde hiç zaman kaybetmeden Handan Hanım'ın yanına doğru gidiyordu.Ve o da ne bir anda sırtında bir yanma ve acı hissi uyandı.Arkasından hançerlenmişti.Öleceğini anlamıştı ancak yapabilecek hiç bir şeyi yoktu.Ve çok geçmeden maalesef hayatını kaybetti.Bu haberi alan Handan Hanım İstihbarat Subayı ile birlikte geri çekilmişti.Ve büyük vurgun maalesef gerçekleşememiş üstüne üstlük İsmet Bey ve Komutan'ı kaybetmiştik.

Bu haberi alan Agah Bey fenalaşarak revire kaldırılmıştı.Durumu ciddi olan Agah Bey 2.5 saatlik komada yatmasının ardından hayatını kaybetmişti.Bu haberi alan Teşkilat üyeleri büyük üzüntü yaşamış ve Teşkilat'ın dağılması kararını almışlarıdır.

Ve o günden sonra Teşkilat dağılmış, Eminönü yaratıklardan kurtulamamış ve yaratıkların cirit attığı yer haline gelmiştir.Çaresiz İstanbullular da artık evlerinde ölümü beklemeye başlamışlarıdır...

SON

Harun Ateş

Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim.

[Rzakeskinn]

Konu; Şiir

Bir Harf Kadar İstanbul'um

A nsızın oldu hersey
B ir nefes kadar sıradan, bir gözyaşı kadar sakin
C eddim nice kıyametler gördü ancak
Ç ekmedi benim çektikleri mi
D ünden kalan bir özlem misali; aradım
F eryatlar içinde agladım İstanbul'um için
G eçmişte gördüğüm o güzel tablo gibi; sakin
H uzuru aradım...
I ssız adamda gezerken anladım
İ stanbu'lum buymuş artık.
J iletlerin dayandğı boğazlar misali, korkak
K üçüçük olmuş saklanmıştı artık Eminönüne
L atifelerle ağlar olduk artık ki biz biliriz gerçeği,
M eranın, yeraltının, meteorun geldiği,
N ice kahraman, dostların geçtiği zamanları...
O turup sohbet ederken hırs yapmak yerine,
Ö zel bir yer etmeyi, en derinden
P is bir sayfa yerine güzellikler yapmayı
R ıza gösterdiğimiz her güzellik gibi, bilirim.
S aygının bir onur olduğunu bilirim.
Ş aşırmak yerine durup kıyamete karşı durduğumu bilirim.
T ereddütsüz, eğlenerek oynadığım günlerin değerini,
U nutulmayacak br yeri olduğunu bilirim bir oyun olsada;
Ü züldüğüm sevindiğim zamanlar da vardı ki değer,
V akti geldiğinde KIYAMETİN geri alacagımı bilirim.
Y eterki gülsün yüzüm oynadıkça,
Z amanı geldiğinde İstanbul da KIyamet vakti geldiğinde Ölmesini de

Bilirim...



RIZA KESKİN
Rdmxlrızakeskinl

[pasakadir]

Tarhass'ın Kalbi
Arzuhalci: Demek Sstanss'ın lideri İfliss öldü ölemi. Seni ve arkadaşlarını tebrik ederim.Fakat bu köklü uygarlık hakkında ilerleyişe ara vermemeye karar verdim.Senden düşünmeni istiyorum.Bu seferki çıkacağımız yolculuk sana daha öncede bahsettiğim Tarhass olacak.Sana söz verebilirimki burda ölümün nefesi sana daha yakın olacak .Kararını vermen beni sevindirecek zaten artık Teşkilatın sizinle çalışmama kararınıda duydum.Evet bekliyorum karar senin kadim dostum.
Battal:Peki kadim dostum senin bilgilerine sonuna kadar ortak olucam .Seni dinliyorum nerden başlıyoruz
Arzuhalci:Saol dostum seni asla unutmıyacağım.Öncelikle elimizdeki kaynaklara göre Tarhass daki en eski Dişi meranlar yani Sstanss mucadele ettiğimiz meranların anneleri liderliğini yaptığını düşüyorum .Çok güçlü özellikle ateşin üstatlarının hayatlarını sürdürdükleri kadim komşularımızla karşılacakmış gibi görünüyor.
Battal:Peki tarhass nerde nası ulaşmalıyım.
Arzuhalci:Sana Sstanss'da bulunan tarhass la ilgili bir medini okumak istiyorum kadim meran şöle diyor ''Ateşin kalbinden kopmuş bir kayanın üstündedir Tarhass .Ateş merana hükmederken Tarhass'ın üstatlarını ona hükmetti.Ona yaklaşdıkça kalpleriniz dağlanır .Bizler ateşden korunmak için kurduk Sstanss'ı .Kurtuluşumuz sırdı sandık ama onlar bizi ve annelerimizin kalplerine arzın içinden gelen kor ateşlerini bıraktılar .Öldük Buz ateşe yenilmişti kalan annelerimizin gözlerinden yaşlar döküldü.Ve biz sonsuza dek kendimizi koruyamaya Efendimiz Şah-ı Merana ant içtik .Kndimizi annelerimizi ve küçük kalplerimizi. ''Gerçekten etkiliyici öle değilmi bahsedilen ölülerin mezarları Sstanss'daki kıtabelerde olduğunu düşünuyorum.Görüyorsun değilmi Battal ne zamandır araştırdığımız içimize korku bırakan bu kadim aileyi yurtlarından sürecek kadar güçlü bir ateşe sahip Tarhass öle değilmi.
Battal:Gerçekten etkileyici .Görmeden bile ateşinin acısını kalbimde hisettim .
Arzuhalci:Unutma sizde Sstanss'la olan mücadeleyi kazandınız.Gelelim sadede öncelike yeraltında bulunan diğer tarihi köprüleri araştırmanı isticem şimdi bu kağıdı al yeraltındaki kuyunun başında görevli olan babı-ali muafına ilet sana köprülere giden gizli geçişi gösterecek.Hemen karşılaşacağını sanmıyorum ama ne olur ne olmaz sen yanına seni ateşden korucak efsunlar ve iksirler bulundur.Yolun açık olsun kadim dostum .Kendine dikkat et emin ol sana ihtiyacım var .
Battal: kısa sürede karşında olacağıma söz verebilirim .Sen araştırmaya devam et fazla beklemeyi sevmem bilirisin.
Battal altı saat sonra şifacı kardeşi sinayla yer altına doğru yola çıktı içinde ateşden bir korku vardı .Ne kadar güçlüde olsada bu sorulara cevap bulamadıkça bu ateş sönmicekti.
Fazla geçmedi iki üç saat sonra vardılar Domuzkente Arzuhalcinin sölediği muafızın yanına gittiler.
Battal:Biz şehri kıyametten geliyoruz
Kağadı uzatır.Muafız sağa solu konturol eder ve.
Bab-ı Ali Muafızı:Gelin benimle.Bir yürüdükden sonra girişi çamurla kapalı bir tünele girerler ve köprü geçişlerşne varırlar ve muafız söze başlar .Bizim bildiğimiz tek geçiş burası .Bizim aldığımız talimat ile hiç ilerlemedik.Arzuhalciyle tekrar konuşmanızı dilerim.Burdan sonrası siz yanlız ilerliceksiniz .Dikkatli olun
Battal ve Sina :Saol dostum biz yolumuza devam edelim.
İkisi köprüyü kullanarak diğer tarafa geçer ve bir anda kulaklarına korkunç bir uğultu dolar öleki Sina ruh koruma büyüsünü kullanmak sorunda kalır ve hırçın bir sesle
Sina anet olsun sana kaç kere şu kara deliklerle uraşma dedim .Ne vardı tehlikeye atıyorsun bizi.
Battal kısık bir sesle
Battal :Geri dönebilirsin kardeşim
Sina gülerek
Sina :Nankörlük etme seni hiç yanlız bırakmadım sende biliyorsun
Battal:O zaman devam edelim
Uzun süre yürüdükden sonra içlerinden ölüm kokusu yayılan iki tünelle karşılaşırlar .Burda iş Sina'ya düşer ve kalbinin gözlerini açarak tünellerde ilerlemeye başladı.Bir kaç dakika sonra Sina gözlerini açar ve sağ tarafı işaret eder ve yürümeye başlarlar ilerledikçe kalplerindeki korku dahada çok büyür artık acı çekmeye başlarlar Battal Sinaya dönerek
Battal:Canlarımızı koruma altına alırsan iyi olucak karşımıza ne çıkacak emin değiliz.
Sina:Peki şimdi kendimizi elementlere karşı korumaya çalışıcam
Uzun süre geniş koridorlarda yürüdükden sonra karşılarına geniş ve ateşden bir kapı çıkar
Battal : Sonunda .Şimdi kapıyı nası açmalıyız bir fikrin varmı
Sina :Bekle üzerimde can koruma efsunu varken kapıya yaklaşıyım der .
Tam kapıya yaklaşır elini kapıya uzatırken inanılmaz bir ateş rüzgarı onu geri fırlatır . Battal ve ikisi o kadar şaşırmışlardıki .Gözlerindeki korku yerini yaşlara bırakmışdı
Peki ya sizce Battal ve sina kapıyı açmayı başırıcakmı,tarhass'ın engin büyüsünün kalbine varabilecekmi,karşılarına neler çıkıcak
(Metin tamamlanmış ancak diğer ve uzun olan bölümü Muhtemel olan Fan Art yarışmasında kullanmayı düşüyorum)
Saygılarım Teşkilattan Paşaxkadir

[DapoeT]

Bir Ufuk Yılmaz Hikayesi

Teşkilat’ın İhaneti

Yazar: Ufuk Yılmaz

Karakter: Ottopsylancet

Sunucu: Sancak


Sayı: 1

İçindekiler

1….. Bölüm -1 İhanetin Doğuşu
2…..İhanetin Doğuşu
3…..Bölüm -2 Araştırma Başlıyor
4…Araştırma
5....Araştırma
6….Araştırma
7…..Bölüm -3 Her Şey Açığa Çıkıyor
8…..Her Şey Açığa Çıkıyor
9…..Son



BÖLÜM -1


İhanet’in Doğuşu


Sayfa: 1


Hava soğuktu,meteora birkaç sultan öldürmek için iniceydim ki
Komutan beni gördü ve kulağıma fısıldadı :
-Merhaba ajan
-Merhaba efendim , nasılsınız?
-Hiç iyi değilim Sivri ada girişinde bir olay çıktı ve bu olayda çok sayıda Babıali Muhafızı hayatını kaybetti.Senden bu olayı araştırmanı istiyorum
-Emredersiniz efendim
Sayfa :2

Bölüm -2
Araştırma Başlıyor
Sayfa : 3

Ben heyecanlanmıştım o kadar heyecanlıydım ki yanlışlıkla çantamda ki Ejder asayı yere atmıştım ve bunun dönüşü olmadı.Çok üzgündüm ve Mebure hanıma gittim oda bana bir görev verdi bana dedi ki :

-Biraz geç geldin bu görevi sana veriyorum iyice araştır.3 gün önce 30 tane muhafızımız Sivri Ada girşini temizlemek için gönderdim ama ne yazık ki bir haber alamadık . Senden Oraya gidip yasaklı bölgeyi araştırmanı ve bana haber getirmeni istiyorum.

-Yasak bölge hayır olamaz orası çok tehlikeli.

Sayfa : 4

-O zaman kendine 6 kişilik bir grup kur ve içeri gir oradaki düşmanları tek tek yok et oradakileri 70 yıl önce içeri hapis ettik ve bunlar bize her geçen gün daha da öfkeleniyor bu yüzden daha da dikkatli ol orası yer altından daha tehlikeli bu yüzden kendinizi boşlukta hisseliğiniz anda daha da tehlikeye girmeyin çünkü oranın nasıl olduğunu bilmiyoruz!

- Tamam size en yakın zamanda haberdar edicez.

-Tamam öyleyse git grubunu kur !

Sayfa : 5


Koşarak Eminönü’ne indim ve herkesi
bu olaydan haberdar ettim.Herkes heyecanla kılıçlarını biledi , Asalarını eline aldı ve burayı keşif etmek için yürüyüşe çıktık ve Bölgeye geldiğimizde yerde bir Babaili muhafızı bulduk ve muhafız kafasını hafifçe kaldırdı ve dedi ki :

-Lütfen yardım edin içeride arkadaşlarım var hepsi zehirlendi ve onları içeriden çıkarmamız lazım dedi.

Bizde heyecanla içeri girdik ve yerde yatan yüzlerce muhafız gördük
hepimiz üzülmüştük ve bundan
Teşkilatın sorumlu olduğunu düşündük ve haklıydık da

Sayfa : 6

Bölüm -3
Her Şey Açıya Çıkıyor.
Sayfa : 7


Bunu Agah Bey’e anlatmaya karar verdim.Agah beyin yanına koşarak dedim ki:

- Efendim siz bize yalan mı söylediniz yoksa
- Dur bakalım anlat bakayım noldu.

-‘’Ona olan her şeyi anlattım ‘’

-Agah bana bakarak dedi ki ben kör bir adamım sence bu olanları yapsam bile ne için yapayım ki

-Haklısınız kusura bakmayın benim hatam

Kafamı eğerek oradan uzaklaştım…
ve olayı araştırmak için bölgeye gittim...

Sayfa : 8
Son
Sayfa : 9



NOT BUNU FAN ART DA YAYINLIYICAKDIM AMA BURDA YAYINLIYORUM ESERE SAYGI GOSTERIN ALINTI YAPMAYIN HERKEZE BAŞARILAR !!! UMARIM Kİ BU HİKAYEM YENİ GELİCEK BÖLGEMİZE YARARLI OLUR

[wsyegel]

Eminönü’nün kötü hikayesi
İnsanlar Eminönü’nde güzel bir hayat sürdürüyorlardı.Fakat o gün Eminönü’ne bir Meteor düşmüştü.İçinde 1000 lerce yaratık vardı.%40’ı Eminönü’ne girmişti.En büyükleri ise “Kuklacı” lakaplı bir insandı.Meteor’un içinde Sivri Ada Yeraltı ve vardı.Yeraltı kilitli’ydi.İnsanlar çok zor bir hayat sürdürmeye o gün başlamışardı.Ve Yeraltı’nda Kadim Hidra , Yeşil Hidra ,Solucan. Meran’da ise çok güçlü bir yaratık olan İfliss vardı.Bu yaratıkları öldürmek çok zordu .Meteor’da Eminönü’nde ve Yeraltı’nda Jandarmalar vardı.Ve savaşçılar’dan birisi Kadim Hidra’nın bir kafasını koparmıştı.Kadim Hidra’nın 2 kafası kalmıştı.Ve 2 klan vardı…Biri Arz’ın çocukları diğeri ise Lodos’tur.Bu 2 klan birbirlerinden nefret ediyorlardı.Bu klan savaşlarında ölen 1000’lerce insan vardı.Bu klanların kurucuları ise ;
Balyoz Nazım
Handan Hanım
Ama Balyoz Nazım Meteor düşünce vefaat etmiştir.
Şimdi başlarında ise İsmet Bey var.

*İsmet Bey :
“Handan Hanım.Eminönü çok kötü bir durumda.Ve ikimizin klanı çok güçlü.Birleşelim ve Eminönü’nü eski haline getirelim” dedi.

*Handan Hanım:
“Doğru söylüyorsunuz.Eminönü berbat bir durumda.Birleşme teklifini kabul ediyorum” dedi.

*Handan Hanım ve *İsmet Bey:
“Muhafızlar toplanın!Bu gün için birleşiyoruz!!!” dediler.Muhafızlar hazırlandı.

Lodos ve Arz’ın Çocukları o gün için birleşmişti.O gün binalar heryer yıkılmıştı.Ancak bir bina sallanıyordu.
İçindeki kişiler;
Agah Bey
Komutan
Balıkçı İdris
Demirci Rüstem
Gaffar‘dı.
Ama Klanlar sayesinde hepsi kurtuldu ama Agah bey gözlerini kaybetmişti.
*Çok üzülmüştü*
Klan’lar savaşmaya tekrar başladılar.

[zaxdzaxdzaxd]

Bir İstanbul sabahı herkez uyurken;
Dısardan akla zarar bir ses.
Ya subay nedir bu ses derken
Koca bir meteor,ve bir krater.

Artık hayat eskisi gibi değil
Ya hayatta durmak,ya hatatta durmak!
Çeşit çeşit yaratıklarla nasıl başa çıkmak,
Al eline hançerini Ya kahraman.

Korkmadan,yılmadan,uyumadan,yemeden öldür
Artık acımak yok ya öldür ya öldür
İnsanlarda bölünse
Ya kes ya biç kahraman

Kuralsızxreis

[ferhatbaba]

[Eminönü agahta başladı bu macera
jandarma ali için gittim türk bayrağına
Bankacı,halime,ışık,savaş derken tanıdım bu sokakları
öldürdüm bütün cani kokanları

bir arzuhalci dramı başladı
labirentin gizemi aralandı
Kitabe,salon,philetos
e.ö. halkı diyor S.O.S.

komutanın emri,meteor bölgesi
verdi istihbarat subayı görevleri
gezdim bütn meteor bölgesini
bir yardımın sesi bab-ı ali


cin macerası bitti
33 lwl geldi
sıra çeteci mağrasında
saldırıyorum bütün muhafızlara
dev ananın gözdeleri
cevriyenin elektrikleri

35 lwl mekanı,kurt mağrası
ayıptır sorması
nerden geliyor alfa kanatması
uzun oluyor yarasını sarması

sivri ada bir roman gibi
allah aşkına tazı dur bi
bronz yatıyor ufka bakanda
potansiyel var bu şiiri okuyanda

ruh,kemik derken geliverdi 40 lwl macerası
domuz geldi karşıma yılan engeli sonrası
sırada karacin mahlukları
o da ne bir bombaccı saldırısı!!

bi boş görsem şu maden başını
bir türlü engelleyemedim bombacı saldırısını
41-42-43 derken oluyorsun 44 seviye
bütün acemiliğimiz kaldı geride
şimdi meran zamanı
meranı inletin cesur ikv oyuncuları

47 seviye başlıyoruz devle
gidiyoruz kadime
yeşil kesiyoruz
yeraltını inletiyoruz

kadim başlıyoruz
can kurtaranları açıyoruz
kutubumu açtım
şifamı bastım
sert vurdum
ağır vurdum
kadimi kudurttum

ee sen hala ne duruyorsun
indir ikv kurulsun
yaz şifreni
camide agah bekliyor seni

[Ucube]

Klasman: Hikaye
Eser adı:Tüm gizemi ile kıyamet günleri..


Afetten yıllar sonrası... İnsan oğlu kıyametin etkileri ile mücadeleye devam ediyordu. İstanbul'da Kıyamete rağmen tüm görkemi ile istanbul halkını büyülemeye devam ediyordu...

Yine bir Eminönü sabahı.. İnsanlar kıyametin etkilerine karşı koyuyor bir yandanda insanın birbirine kıyabildiği bu dönemde yaşam mücadelesi veriyorlardı. Başlangıçta herkese gene sıradan bir kıyamet günü olarak görünüyordu. Ama insanların unuttukları bir gerçek vardı. Bugüne kadar bu kıyamet sürecinde hiç bir gün sıradan olmamıştı.. ve olmayacaktıda. Güneş tam tepede.. Öğlen vakti gelmiş mısır çarşısı önü bir anda hareketlenmişdi.. Agah bey J.aliyi yanına çağırmış birşeyler anlatıyordu. Bir süre sonra J.aliye tüm teşkilatın ileri gelenlerini mısır çarşısı altındaki saklı olan yeraltı salonuna toplaması için emir vermişti. J.alide hemen Arzuhalci,Komutan,İstihbarat subayı gibi teşkilatın önemli isimlerini yeraltındaki gizemli salona toplamaya başlamışdı. Gizemli salonda toplanan teşkilatın ileri gelenleri kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı. Buraya neden toplandıklarını merak ediyor bunun cevabını öğrenmek için birbirlerinin görüşlerini alıyorlardı. Agah bey ise bir köşede oturmuş kara kara düşünüyordu. Birden ayağa kalktı. Ve elindeki bastonunu iki kez yere vurdu.! Salon bir anda amansız bir sessizliğe büründü. Tüm dikkatler Agah efendinin üzerindeydi. Agah Bey konuşmaya başladı. Neden burada toplandıklarını anlatıyor,Yeni bir bölgeden ve yeni saklı türlerden bahsediyordu. Ve anlaşılan o ki İstanbul halkını yeni maceralara sürükleyecek bir günün başlangıcıydı bu gün.. Agah bey herkesi hazırlıklı olması için uyardı. Komutanı yanına çağırıp ondan oniki kişikik bir grup hazırlamasını istedi. Agah efendi bu grubu muhtemelen bahsettiği yeni bir bölgede keşif için kullanacaktı. Ve öylede oldu..

Komutan hemen Eminönüne çıkıp Tüm halkı bir araya topladı. Ve aralarından 4 savaşçı 4 büyücü ve 4 şifacı seçerek oniki kişilik bir grup oluşturdu. Grubu ilk mısır çarşısına aktar Şevketin yanına götürdü. Şevket bey hazırladığı bir takım iksirleri keşif grubuna vererek bol şans diledi. Komutan önderliğindeki keşif grubu mısırdan Agah efendinin yanına geçti. Agah efendi Galata köprüsünün diğer yamacında saklı türlerin olduğunu ve yakında bu türlerin Eminönüne bir saldırı düzenleyeceği bilgisini aldığını anlattı. Ve bu saklı türlerin ve o bölgenin sırlarının açığa kavuşması için keşif grubunun yola koyulması için gereken emiri verdi. Agah bey elini paltosunun cebine attı.. Ve cebinden bir kağıt çıkardı ve grup liderine uzattı. Bu kağıt Arzuhalcinin yeni bölge hakkında bir takım araştırmaları sonucunda hazırladığı bir haritadan ibaretti. Agah bey "Bol şanslar evlatlarım." Diyerek keşif grubunu uğurladı. Grup yola koyulmuş Galata köprüsünü geçtikten sonra Çöl gibi bir yere varmışdı. Savaşçılar önden ilerliyor arkalarında büyücüler ve en arkadanda şifacılar geliyordu. Herkes dikkatlice etrafına bakıyor bu yeni bölgeyi inceliyordu. Etraf susuzluktan kurumuş ağaçlar,hayvan ve insan iskeletleri ile dolmuştu. Ve yeni madenler göze çarpıyordu. Bir anda savaşçılarının bacakları tutulmuş ilerleyemez hale gelmişlerdi. Şifacılar hemen savaşçılar üzerindeki etkiyi bozup grubun dirençlerini arttırmışlardı. Görünen o ki yeni bölgede İnsanların yeni yetenekler öğrenme ihtiyaçları duyduğu apaçık ortadaydı. Aksi durumda bu bölgede yaşam mücadelesi veremeyeceklerdi. Bir anda çalılıkların arkasından çöl kobraları keşif grubuna saldırmaya başladı. Zar zor grup çöl kobralarını etkisiz hale getirdi. Ancak çok yorgun ve bitkin düşmüşlerdi. Yeni iksir ve yeteneklere ihtiyaçları vardı. Ve Keşif grubu akşam geç saatlerde geri dönmüş Agah efendiye yeni bölgedeki yaratıklardan,madenlerden bahsediyorlardı. Ve yeni yeteneklere ihtiyaç duyduklarını belirttiler. Bunun üzerine Agah efendi ise yeni yeteneklerin öğrenilmesi için Teşkilatın en usta öğretmenlerinden yardım istedi. Zaman hızla akıp gidiyordu. Agah efendi öğrencileri ile yakından ilgileniyor yeni bölgeye keşiflerde bulunuyor bir yandanda Teşkilata yeni katılan insanlarla meşgul oluyordu. Artık yeni bölgeye daha sık gelip gidiliyor buralarda yeni türlere karşı mücadeleler veriliyordu. Yeni bölgeden toplanan madenlerle yeni silahlar,zırhlar,kıyafetler üretilip Teşkilat askerlerinin daha güçlü olması ve yeni bölgede daha iyi mücadele vermesi için gayret ediliyordu. Günler gelip geçiyor.. İnsanoğlu İstanbul için savaşmaya devam ediyordu...

İnsanoğlu bugün kıyametin getirdiği yeni bölge ve saklı türlerle tanışmış ve yeni maceralara atılmıştı. Tabiki öğrendikleri tek gerçek yeni bölge ile sınırlı kalmamıştı.. Bugün öğrendikleri bir gerçekte Bu gizem dolu kıyamet günlerinin hiç birinin sıradan olmamayışıydı...

Umudunu yitirme..! Kıyamet günü yeni görkemleri ve süprizleri ile bizleri bekliyor gibi…
____________________________________________________________________________________________________
Karakter adı : Ucube
Sunucu adı : Sancak


Not: Biraz saçma oLdu gibi hayaL gücümü bu kadar zorLayabiLdim