Uzun bir süre uğraştım ama sanırım dün tüm şansımı kullanmıştım.Zar zor bir tane düşürebildim.
Ardından Büyük Hol'e gittim.Raylarda bekleyen klan delileri antilop iksir içmişcesine bizi kovalıyordu.
Zorlu mücadeleler sonunda rayların sonuna ulaştım ve Saklı Tür'lerden Xenotim materyalini düşürmeye çalıştım.Tabi tılsımlar eksik olmuyordu...
Yine zar zor bir tane düşürebildim.Buna da şükür ettim ve holden ayrıldım.
Yine Ada'ya gidip son kez şansımı denemek istedim.
Biraz Fare Adam Terbiyecisi öldürdükten sonra 1 tane daha Sürüngen Pul'u elde edebildim.
Günü noktalamış gidiyordum ki YigasTV yayını başladı.Bir büyücüye ihtiyaçları vardı.Belki bir pantolon alırım ümidiyle Çemberlitaş'a gittim.
Bu yeri koruyan makineler ve beyaz büyücüler ile uğraşıp durduk.
İlk önce Stuart Efendi'nin işini bitirdik.Bir ganimet elde edemedim.
Yaşam merkezine doğru ilerlemeye devam ettik...
Ardından Semiha Hanım ile karşılaştık.Kapıyı koruyordu.Ama onu biraz hırpalayınca içeri kaçmak zorunda kaldı.İçeri girdik.Gaffar Bey ve Semiha Hanım ile savaştık.Semiha Hanım öldüğünde ganimet torbamın içinde duran pantolonu gördüm.Bir sevinçle baktığımda ise o pantolonun bende mevcut olan tek pantolon ile aynı olduğunu fark ettim.
Gaffar Bey ise yine bir madalya vermişti.Yani bölgeden eli boş ayrılmıştım.Maalesef fotoğraf çekmedim.
En azından iksirlerimizi aldık.Ve bölgeden ayrıldık.
Böylece bir günü daha sonlandırmış oldum.Aşağıdaki videoda ise holde yaşadığımız bazı tuhaf anlar yer almaktadır ;
Bugün elimdeki eşyaları satarak para kazanma hedefi ile yola çıktım.
Elimde birikmiş ganimetler vardı.Önce onların sayısını 10'a tamamladım.
1 Sürüngen Pulu daha elde ederek toplamda 10 adet Sürüngen Pulu'na sahip oldum.
Ardından 1 Klorotoksin daha elde ederek toplamda 10 adet Klorotoksin'e sahip oldum.Biraz ticaret yapıp bunların satışını gerçekleştirecektim.Ama önce biraz daha ganimet toplamalıydım.
Yine Büyük Hol'e gittim.Ganimet çantamda o mor materyali görmek istiyordum.
Ama önce üzerime yağan tılsım yağmurundan kurtulmalıydım.
Bu tılsımların ve reçetelerin arasından bir Xenotim çıkarmayı başardım.
Daha sonra yine tılsımları ayıklamakla uğraştım.
Daha sonra 1 Xenotim daha elde ettim.Devamında yine tılsımlar yağmaya devam etti.
Artık oradan ayrılıp ticaret yapma zamanı gelmişti.
Ama bir değişiklik olması için holün pek uğramadığım bir kısmına bir göz atmak istedim.
Kalabalık bir grubu yere serdim.Ama üstlerinden bir şey çıkmadı.
Bu etkileyici yapıya bakarak daha fazla vakit öldürmek istemedim ve holden çıktım.
Bu ganimetleri ve kullanmadığım bir diğer tılsımı da satarak iyi bir para elde ettim.
Güne Büyük Hol'de başladım.Saklı türleri öldürüp durdum.Hemde saatlerce...
Tılsım yağmuru devam ediyordu.Hemde öncekilerden daha şiddetli..
Çok yer kaplamaması için düşürdüğüm tüm tılsımların resimlerini atmadım.Ama yerde biriken çantalardan halimi anlarsınız...
Nasıl olur ? Nasıl olur dedim.Saatler geçmişti ve nasıl olurda bir tane bile Xenotim düşmez ? Ben sürekliliğe inanmıştım.Eğer sürekli burada ırkları öldürürsem illaki düşecektir mantığıyla yola çıkmıştım.
Ama onlar inat etmişti.Tılsımlar yağdı üzerime...
Sonuna adım atacak yer kalmamıştı.Artık Xenotim'in bugün bana uğramayacağını anlamıştım.
Büyük Hol'den Sivri Ada'ya geçtim.Burada da Fare Adam Terbiyeci'lerini öldürüp durdum.Yine uzun bir süre elim boş dolandım.
Artık buradan da umudumu kesmişken ilk Sürüngen Pul'u düşüverdi.
Sonra bir tane daha.
Ve bir tane daha ! Günü eli boş bitireceğimi sanıyordum.Ama sonunda biraz ganimet alabildim.
Son olarak şansımı Yer Altı'nda denemek istedim.Ve başladım akrep avına.
Ve kısa süre içinde bir hoşgeldin hediyesi aldım.Uzun zaman sonra bir Yonca ! Kötü başlayan bir gündü ama işler değişiyordu.
Bunun üzerine bir Klorotoksin düştü.
Bir süre sonra bir klorotoksin daha elde ettim.Ve bu ganimetleri yeterli bulup günü sonlandırdım.
Yeterince yorulmuştum.Ama sonunda biraz ganimet kazandığım için sevinçliydim.Hatta mutluluğum yüzümden okunuyordu...
Bugün yine rutin ganimet turlarımı attım.Önce ada da sonra Yer Altı'nda koşturdum durdum.
Adadan sadece bir saf maden alabildim.
Yer Altı'ndan ise eli boş ayrıldım.Şansımı denemek için yine hole gittim.
Ancak yine tılsımdan başka bir şey alamadım.Bugün pek şansım yoktu.
Günün ilerleyen saatlerinde artık umudumu kaybetmiştim.Daha sonra YigasTV yayını başladı.Beraber Çemberlitaş'a gittik.Bu sefer şifacıydım.
Yine etrafımıza cesetler yığıldı.Bir kaç ganimet alabilmek için çok kan döktük.
Stuart Efendi bir ganimet vermedi.Hemen Yaşam Merkezi'ne gittik.Kapıyı koruyan Semiha Hanım ile savaştık...
Semiha içeri kaçınca kapıdan geçtik ve Yaşam Merkezi'ne girdik.
İçeride bizi bekleyen iki büyük patron ile zorlu bir mücadele verdik.
Bir kişi hariç kimse ganimet alamamıştı.Crimzon "YigasTV" sonunda istediği eşyalardan birini almıştı. Çantasında bir "Taş Kanat Tabanca" vardı.Tekrardan hayırlı olsun.
Ardından iksirlerimizi alıp bölgeden ayrıldık.
Bugün pek şansım yaver gitmedi.Ama önemli olan eğlenmekti...
Bugün yine para kazanmak için ganimet arayışındaydım.Ama şansım gün geçtikçe azalıyordu.
Sivri Ada'yı boş geçtim...
Büyük Hol'e gidip her zamanki gibi güvenli odada ırkları öldürdüm.Devamı yine bildiğiniz gibi ;
Tılsımlar ve tılsımlar.
Ama tek çantada iki tane de fazla !
Tılsım banyosu devam ediyor...
Sonunda..Geçen uzun zamanın sonunda bir tane Xenotim elde edebildim.Bir şeyler olmuş bu ırklara.Bana gelince inatları tutuyor.
Devamında yine tılsımlarla uğraştım.Sanırım günlüğümün son sayfaları tılsımlardan ibaret...
Artık yeter bu kadar tılsım dedim ve sahne sırası sende Yer Altı.
Bir süre akreplerle boğuştuktan sonra bir Klorotoksin elde edebildim.Durum cidden kötüydü.
Ruh taşına tıklayıp artık son perdeye doğru yol alıyordum ki Topal'ın yakınında bulunan Krizoberil madeni aklıma geldi.Genelde burayı terk etmeden önce uzaktan bir yoklarım onu.Eğer oradaysa gidip şansımı denerim.Önceki günlerde de bir tane Alexandrite almıştım buradan.Bugün de...
Ve Topkapı Sarayı'na giderek günü noktaladım.Sanırım 3-4 milyon lira kazanabildim.Ne demiş para babası Domuz "Umudunu Yitirme!"
Elbet şans yüzüme tekrar gülecektir...