Hikaye Serisi I
Gönderilme zamanı: 11 Mar 2017 02:33
Uzun yıllar öncesine dayanır, evlat. Uzun uzun yıllar...
Sırma saçlıyım o zamanlar. Şimdiki gibi kenarlarda üç, beş tel yok.
Bastığım toprak inliyor evlat. Göğsümü gere gere yürüyorum, Eminönü sokaklarında. Şimdiki gibi kamburum yok.
Kimsecikler bakamaz gözlerimin içine, korkarlar. Aslında korkmak değilde, saygı duyarlardı o zamanlar. Mahallenin ağabeyi idim.
Ali vardı Ali. Ufak tefek bir çocuktu. Bakma sen onun ufak tefekliğine. Tahtadan yapmış olduğu tüfeklerle koştururdu, kah oraya, kah buraya...
Hiç unutmam bir gün geldi yanıma;
"Dayı...
Ben varya ben." ...
Bugün bakıyorumda haklıymış. Helal olsun Ali sana yiğit evlatmışsın.
Dayı idi lakabım. O zamanlardan kalan tek şey bu. "Dayı".
Dedim ya hani evlat, mahallenin ağabeyi idim diye.
Yaşıtlarımız vardı. Haliyle rekabet.
Şimdi bakıyorumda geriye şöyle bir, uzun yıllar ayakta tutan o muhabbet.
Necmi, Yusuf, Hamit, Fahri...
Agah vardı birde. Çok haz etmezdim kendisinden. Her zaman siyasetin içerisindeydi. Gerçek görüşü neydi hala daha bilmiyorum.
Fahri baba mesleğini öğrenirdi o zamanlar. Dericilik üzerinde çalışırdı. Bir ara ayrı düştük onunla. Sonralardan duydum ki terzi olmuş.
-Peki dayı ya diğerleri ?
Sırayla evlat, sırayla...
Yusufla kopmadık hiç hep yan yana, aynı yolda yürüdük. Necmi o zamanlar çok okurdu. Yasaktı okumak, böyle şimdiki gibi değildi. Okuduğunu iyi bilecektin. Yanlış birşey okursan demir parmaklıklar yanı başındaydı hemen. Bir iki defa girdi içeriye. Şimdilerde sahaflık yapıyor. Hamitle iyidir arası. Uğra bir ara yanına sana görede kitapları vardır elbet evlat.
-Tabi dayı, uğrarım.
Hamit o zamanlarda da, şimdi olduğu gibi düşkündü keyfine. Kahvehanede, elinde özel işlemeli oltu tesbihi, oyun oynar, vakit geçirirdi. Vermezdi kimseye dede yadıgarını. Gözü gibi bakardı, hoş tesbihdi.
-Dayı benim gitmem lazım. Annem telaşlanır. Yarın yine gelirim olur mu?
Tabi evlat git bakalım.
Umut evlat bir bak bakalım.
Ahdel var yeni genç ağabeylerinden. Dayı gönderdi de yeterli gelir akrep sıkıntına. Unutma Ahdel , Ahdelvefa...
Günlüğüm için tıklayın
viewtopic.php?f=137&t=139720
Sırma saçlıyım o zamanlar. Şimdiki gibi kenarlarda üç, beş tel yok.
Bastığım toprak inliyor evlat. Göğsümü gere gere yürüyorum, Eminönü sokaklarında. Şimdiki gibi kamburum yok.
Kimsecikler bakamaz gözlerimin içine, korkarlar. Aslında korkmak değilde, saygı duyarlardı o zamanlar. Mahallenin ağabeyi idim.
Ali vardı Ali. Ufak tefek bir çocuktu. Bakma sen onun ufak tefekliğine. Tahtadan yapmış olduğu tüfeklerle koştururdu, kah oraya, kah buraya...
Hiç unutmam bir gün geldi yanıma;
"Dayı...
Ben varya ben." ...
Bugün bakıyorumda haklıymış. Helal olsun Ali sana yiğit evlatmışsın.
Dayı idi lakabım. O zamanlardan kalan tek şey bu. "Dayı".
Dedim ya hani evlat, mahallenin ağabeyi idim diye.
Yaşıtlarımız vardı. Haliyle rekabet.
Şimdi bakıyorumda geriye şöyle bir, uzun yıllar ayakta tutan o muhabbet.
Necmi, Yusuf, Hamit, Fahri...
Agah vardı birde. Çok haz etmezdim kendisinden. Her zaman siyasetin içerisindeydi. Gerçek görüşü neydi hala daha bilmiyorum.
Fahri baba mesleğini öğrenirdi o zamanlar. Dericilik üzerinde çalışırdı. Bir ara ayrı düştük onunla. Sonralardan duydum ki terzi olmuş.
-Peki dayı ya diğerleri ?
Sırayla evlat, sırayla...
Yusufla kopmadık hiç hep yan yana, aynı yolda yürüdük. Necmi o zamanlar çok okurdu. Yasaktı okumak, böyle şimdiki gibi değildi. Okuduğunu iyi bilecektin. Yanlış birşey okursan demir parmaklıklar yanı başındaydı hemen. Bir iki defa girdi içeriye. Şimdilerde sahaflık yapıyor. Hamitle iyidir arası. Uğra bir ara yanına sana görede kitapları vardır elbet evlat.
-Tabi dayı, uğrarım.
Hamit o zamanlarda da, şimdi olduğu gibi düşkündü keyfine. Kahvehanede, elinde özel işlemeli oltu tesbihi, oyun oynar, vakit geçirirdi. Vermezdi kimseye dede yadıgarını. Gözü gibi bakardı, hoş tesbihdi.
-Dayı benim gitmem lazım. Annem telaşlanır. Yarın yine gelirim olur mu?
Tabi evlat git bakalım.
Umut evlat bir bak bakalım.
Ahdel var yeni genç ağabeylerinden. Dayı gönderdi de yeterli gelir akrep sıkıntına. Unutma Ahdel , Ahdelvefa...
Günlüğüm için tıklayın
viewtopic.php?f=137&t=139720