2007'den bu yana geçen 14 yıl... Binlerce insanın yüzlerce anısı var bu oyunda. Herkese güvenilmemesi gerektiğini , aramızda kötü insanların da olduğunu ilk kez bu oyunda , eski handan'ın orada benden plus yüklemek için bir sayfaya kullanıcı adı ve şifremi girmem gerektiğini söyleyen abi öğretti bana
Hesabıma ilk kez plus yüklenecek diye beklerken hesabım gitmişti. Yıl 2007 , 13 yaşındayım o zamanlar. Çok da safmışım aslında, şimdi aklıma geldikçe tatlı bir tebessüm oluyor yüzümde. O zamanlarda her ne kadar meteor setli savaşçımı kaybettiğime üzülsem de benim için iyi bir tecrübe olduğu için seviniyorum
Aynı zamanda bu oyun bana yardımlaşmayı da , sevgiyi de öğretti. Gece anne / babamdan gizli bilgisayarı açıp labirentte Phi'yi kestiğimiz günler aklıma geldikçe heyecanlanıyorum. 4 grup gidiyorduk ortalama. Her grup kesene kadar ayrılmıyorduk oradan. Ölünce tekrar kalkmasını beklemek... Beklerken salonun tabiri caizse ' içinden geçmek ' mükkemel bir duyguydu. O anın verdiği zevki , şu yaşıma kadar hiç bir şeyden alamadım
O labirentin yolları hafızama öyle bir kazınmış ki , yıllar geçse bile gözüm kapalı her yere gidebilirim. Her santimetre karesini avucumun içi gibi biliyorum.
O labirentte o kadar çok anım var ki , ne zaman girsem 14 yıl öncesine gidiyorum. Kimsecikler olmamasına rağmen orada onlarca kişiyle ilerliyormuşum hissine kapılıyorum. Salona girdiğimde içim ürperiyor, gözlerim arkadaki şifacıları arıyor. Şifacı olmadan salona girmek beni hala korkutuyor
Ne zorluklarla gelmişiz oraya , ya son düzlükte 1 canla ilerlerken arkadaki ruh çalandan kurtulabilecek miyim endişesini , stresini hiç bir sınavda yaşamadım. Kurtulup kendimi salonun girişine attığımda o anın verdiği mutluluğu , istediğim üniversitede istediğim bölümü kazanmam bile vermedi bana
Aslında karakter olarak hiç bir şeyle mutlu olmayan bir insanım. Dönemin en iyi telefonlar, bilgisayarlarını hediye olarak aldığımda bile mutlu olmadım. İçimi neşe kaplamadı. Beni mutlu eden tek şey ,labirentin içinde yüzlerini hiç görmediğim , seslerini hiç işitmediğim abilerle örümcek kesmekti. O zamanlara geri dönebilsem keşke.
O dönemlere duyduğum özlem ile sık sık giriyorum oyuna. Ama maalesef o zevkin binde birini bile alamıyorum. Olmuyor. Ama birkaç gün geçince tekrar o duygular ile açıyorum oyunu... Karakteri açıp geziniyorum o sokaklarda. Sevgilisini kaybetmiş bir adamın , sevgilisiyle gezdiği yerleri tek başına dolanması gibi...
Her şey için teşekkürler. Bize bu anıları yaşatan , bunun için öncülük eden herkese binlerce kez teşekkürler. İyi ki varsınız
Bu arada labirenti , Phi'yi tasarlayan kişiyle şu an konuşmayı çok isterim. Umarım 2 cümle de olsa yazıp , ona minnet duygularımı ifade edebilme şansı bulurum. Sağlıcakla kalın
Gorgar kıyamet günlüğü
Re: Gorgar kıyamet günlüğü
Günlüğün tarihine baktığımda 2018 yılının olduğunu gördüm. Bu muhtemelen karaköy expansion paketinin yapım aşamasında olduğunu ve Gorgar'ın Aşırı duygu içeriyor. Günlüğü ilk okuduğumda çok heyecanlı bi şekilde okumuştum. Yıllar sonra bir daha okudum yine aynı heyecan vardı.
Re: Gorgar kıyamet günlüğü
Şu günlüklerin devamı gelse oyunu bırakıp bunlara sarsak ne de güzel olur
Re: Gorgar kıyamet günlüğü
Bir de 2018'den beri tüm günlüğü en az 6-7 kez okuyanlar var...trexi yazdı: ↑17 Oca 2023 16:21 Günlüğün tarihine baktığımda 2018 yılının olduğunu gördüm. Bu muhtemelen karaköy expansion paketinin yapım aşamasında olduğunu ve Gorgar'ın Aşırı duygu içeriyor. Günlüğü ilk okuduğumda çok heyecanlı bi şekilde okumuştum. Yıllar sonra bir daha okudum yine aynı heyecan vardı.
- Windowss
- FareAdam Düşmanı
- Mesajlar: 489
- Kayıt: 03 Şub 2013 13:00
- Sunucu: Eminönü
- Lonca: Parallax Phenomenon
Re: Gorgar kıyamet günlüğü
Ne zaman foruma girip okusam hep aynı hissiyatı yaşatıyor..duygulanmamak elde değil. Aynı hisleri yaşayan tüm dostlara selam olsun.
"Bizler daimi tanıklarıyız hep varolan kentimizin şimdi ve kıyamette!"
Re: Gorgar kıyamet günlüğü
Oyun sektörüne girmeseydi, belki de çok iyi bir, senarist-yönetmen olarak karşımıza çıkabilirdi ,sayın gorgar.