Rüzgar ve...Veda ile Gelen Derin Uyku

İKV için yazdığınız hikayeler, şiirler veya kurgusal eserleriniz
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Retaliation
Cin Sigorta Üyesi
Cin Sigorta Üyesi
Mesajlar: 5029
Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
Sunucu: Eminönü
Konum: İstanbul

Rüzgar ve...Veda ile Gelen Derin Uyku

Mesaj gönderen Retaliation »

Çınaraltı'na vardığımda Işık koluma girdi.Elindeki tabancayı beline soktu ve meraklı gözlerle sordu."Sana ne oldu böyle?"Artık nefes almakta bile güçlük çekiyordum."Arzuhalci...Beni sadece Arzuhalci'ye götür."demekten başka bir şey söyleyemedim.Işık söylene söylene beni Arzuhalci'nin avlusuna götürdü.Hala Işık'ın ne dediğini hatırlamıyorum.Hemen avludaki bir sandalyeye oturarak derin nefes almaya başladım.

Arzuhalci beni kontrol etti.Sonra Arzuhalci de Işık gibi aynı soruyu sordu.O sıra Suzan bir bardak su getirmişti.Suyu tek dikişte içtim.Orada Arzuhalci'ye tüm yaşadıklarımı anlattım.Gaffar-Meran ilişkileri,enerji boğumları,İnsanoğluna daha fazla tolerans gösterilmeyecek" sözü ile kafana kazınmış Drasmuss metnini.Arzuhalci daha fazlasını duymak istercesine kafasını sallıyordu.Ona İstihbarat Komutanı'ndan bahsettim.İhanetinden ve yüzüne işlenmiş çivi yazısı dövmeden.Yazının,Meran'daki yazı türüne aşırı benzediğini söyledim.Sağ arka cebimden dövmeyi not aldığım kağıdı çıkartarak Arzuhalci'ye uzattım.Arzuhalci kanlı kağıdı dikkatle tutarak tercüme yapmaya çalıştı."Kisless..."dedi.O an avluya sessizlik hakim oldu.

Sözlerimi bitirdikten sonra Arzuhalci sağ elini çenesine götürdü."Daha garip olan şey ise,farklı zaman dilimlerinde Philotheos,Junon ve Gaffar Bey'in tılsımı korumaya çalışmaları.Diğer bir gariplik ise,Migrat'taki Tangriss kapısının kapalı olması.Yani Çemberlitaş halkı başka bir kapı kullanıyordu.Komutan ve Teşkilat olayı ise hayli ilginç.Eminönü'nün güvenerek kendilerini yönetme gücünü verdiği makam sahipleri,şimdi ihanet etti."Arzuhalci masasına geçti,yan oturdu ve gökyüzüne daldı."Yönetmek.Yönetmek;bir toplum için en iyi sonuçların alınması amaçlı yapılan bir eylemdir.Büyük,küçük her kimse göz etmeksizin yapıldığı bir eylem.Yöneten kişilerin aldığı bu kararlar,toplumun büyük bir kesiminin algısının dışında kalır.Zaten toplumdaki herkesten,farklı düşünceler çıkması da yönetim için kargaşaya neden olabilir.Bu yüzden de yönetici olan bir kimse,inandığı ve savunduğu yönetim tarzını benimser.Bu,bazen kötü sonuçlar doğursa da,aynı senin bir şeyler keşfederken ki feragat etmen gibi çelişki içerisinde olabiliyor.Bazen bir şeyleri saklaman gerekebiliyor.Derinden,sessiz..."Arzuhalci masasının üzerinden bir tütün alarak yaktı.

"Yalnız Teşkilat bunu gereğinden çok yaptı ve o 'derin' çizgiyi bir mağaraya dönüştürdü.Bir gün o mağaranın girişi keşfedildiğinde ise gerçek karmaşalar çıkıyor.Böylece Teşkilat,çekmiş olduğu Kaos perdesinde tekrar haklı çıkma sahnesinde yer almaya çalışıyor.Belki o Mağaradan çıkabilecek bir şey bile ganimet etkisi yaratabiliyor.İşte bu yüzden İdeal bir yönetim biçimi seçemiyoruz.Kim istemez ki;doğruların yanında yer alan,yönetilenden sır esirgenmeyen bir yönetim biçimi?Ancak öyle olmuyor.Maalesef şu dönemlerde idealimize ulaşamayacak kadar aciziz."Arzuhalci sözlerini bitirdi ve elindeki tütünü bitirerek yere attı.Tütünü ayağı ile çiğnedikten sonra bana baktı.Hala kendime gelmekte güçlük çekiyordum.Arzuhalci'nin beni bir süre süzmesinden sonra irkildim.Sonra da söze girdi."Bu yüzden o bilim adamının sana söyledikleri doğru.'İnsanoğlunun krallıkları,yeryüzüne yayılmış imparatorlukları vardır...Uygarlıkları değil.Birbirleriyle ilişkilerine politika derler.Politikanın bizim dilimizde bir karşılığı yoktur.Olduğundan farklı söylenen söz demektir.'Zamanında insanlarla tarih sahnesinde defalarca antlaşmalar yapan bu Yılankavi topluluk,şimdi artık bizlere tolerans göstermeyecek.O İstihbarat Komutanı'nın,sana hatta diğer İstihbarat üyelerine nasıl riyakarlığını yaptığını düşünürsek,biz İnsanların da onlara riyakarlık yaptığını ve onların da bu sebepten ötürü bize artık acıma duygusu beslemeyeceklerini söyleyebiliriz.Onlar büyük yalan atmış ki onlarda yalan diye bir sözcük olduğunu düşünmüyorum."Arzuhalci benden aldığı kağıtları masanın üzerine bıraktı ve bana doğru yürüdü.Elimden tuttu ve ayağa kaldırmaya çalıştı."Çok yorgun görünüyorsun,dinlenmelisin."Vücudumdaki belirsiz bir yerden kan aktığını ve çimlere döküldüğünü hatırlıyorum.Bilinçsizlikle titredim ve uyku bastırdı.Yere düşecek gibi olurken Arzuhalci beni alttan destekleyerek buna engel oldu.

Biraz yürüdükten sonra Arzuhalci'ye döndüm."Artık Teşkilat adına iş yapmayacağım.Burada kalmak istiyorum,sizinle.Artık onları umursamayacağım.Buraya tek bir hedef için geldim ve artık onunla da çok yakında yüzleşerek yapmak istiyorum.Artık bu emelimi yerine getirebilecek bir ashab istiyorum."Duvardan aldığım destekle yürümeye devam ediyordum.Arzuhalci arkamdan bağırdı."Hey İkinci,dur bir dakika!"Arkamı dönerek baktım.Arzuhalci kitaplığının olduğu yere kadar gitti ve birkaç saniye sonra döndü.Elinde bir adet kağıt vardı ve onu bana uzattı."Benden istediğin şiiri buldum.Hatırlarsan Çemberlitaş'a gitmeden evvel benden istediğin son şey,bu şiirdi."Sağ elimi Arzuhalci'nin omzuna koyacaktım ancak elimdeki kanın,ona bulaşmasından çekinerek elimi aşağıya indirdim.Teşekkür ederek oradan ayrıldım ve üzerime ısrarla çöken derin uyku için bir yer aradım.
Resim
Cevapla