Bir Umuttu İKV.

Eminönü sunucusuna ait Genel Sohbet alanı
konfucyusss
Şarapçı'nın Sırdaşı
Şarapçı'nın Sırdaşı
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Haz 2011 18:44
Sunucu: Eminönü

Bir Umuttu İKV.

Mesaj gönderen konfucyusss »


25 Aralık 2006 mynet reklamları ile tanıştık ikv ile. 2 arkadaşım oynuyordu oyunu. 2side savaşçı. Ve bana sürekli gaz veriyorlardı sende başla diye. Oyun hakkında kısa bilgi almak istediğim zaman sorularımı yönelttim. Kaç karakter var hangisi en güçlü diye. Her zaman en güçlü olmayı seçmişimdir. Lakin o dönemde bilmememden dolayı kandırıldım. Oyunun en güçlü karakteri şifacı dediler bana. Nasıl diye sordum. Kendi canını yükseltirsin, diğerleri sana muhtaçtır. Sensiz görev yapamazlar. Sürekli grupta yer bulursun vb. gibi söylemlerle şifacı ile tanıştırdılar beni. İsim arayışına girdik. Ne olsun diye düşünürken o dönemde okuduğum konfüçyüs ismini uygun gördüm.
İlk oyuna başladığım zamanlarda Agahın oradan başlayıp da Jandarma Aliyi bulmam yaklaşık 2 saatimi almıştı. Sonrasını iste tahmin etmek güç değil. 1 gün geçmesine rağmen Eminönü'nde karakterleri arayıp bulmak yerlerini öğrenmekle haşır neşir olduk. Sonra hepsini tek tek not almaya başladım haritadaki adresleri ile birlikte. Seviye atladıkça dağıtmamız gereken sadece yetenek puanları değildi. Birde karakter puanları vardı. 39 zamanında belkide daha öncesinde otomatik hale getirildi. Haliyle daha karmaşık, daha zaman alıcı ve daha çok uğraş isteyen bir sistemdi o zamanlar. Verilen puanları geri almak için GBM yoktu. Karakteri sil yeniden oluştur ve kasmaya başla. Böylelikle avucumuzun içi gibi öğrendik Eminönü'nü. Öğrendikçe yeni yeni kişilerle tanıştık. Tanıştık, kaynaştık. Bir süre sonra oyun oyun olmaktan çıktı artık sohbet mekanı olmaya başladı bizim için. Boş bir maden gördüğümüz zaman tek çekmezdik illaki birini çağırır sıra oluşturur maden çekmeye başlardık. Amaç maden olmaktan çıkmıştı belki. En derin sohbetlere dalınır, gecenin ilerleyen saatlerinde artık kiminin babası, kiminin annesi, kiminin eşi kızardı ancak o şekilde oyundan çıkardık. Bir umut olmuştu İKV bize belkide yeni bir hayat. Samimiyetin göstergesi insanların toplandığı ufak bir topluluk. İlk olarak seviyeler arttırıldı. Sonrasında ise Labirent geldi. Evet oyuna başlarken kandırılmıştım. Oyunun en güçlü karakteri şifacı diye kandırılmıştım. Ve şifacı nüfusu o zamanlar çok azdı. Aradan geçen 8 yıl artık pek azını hatırlıyorum. Malum artık bizde yaşlandık. Labirentte yaratık keserken şifacıların öneminin arttığını hissettim. Ferdi olarak başlamıştı belki herkes oyuna lakin artık gruplaşma zamanıydı. Yaratıkları kesmek bir dert, oraya gitmek başka bir dert. Kitabe görevini yapabilmek için tarih ve zaman verilir hale gelmişti. Görevi olan herkes o zamanı bekleyip hep birlikte labirentin yaratıklarına karşı güç birliği oluştururduk. Tabi oluşan lag ve düşmeler cabası.
Philotheos'un Salonuna düştü yolumuz. Onca kişi olmamıza rağmen salonun yılmaz bekçisi hiçbirimizin gözünün yaşına bakmadan, bu bayan buna el kalkmaz, bu çocuk yazıktır, bu 65 yaş üstü günahtır demeden herkesi tek tek acımasızca yere seriyordu. Az sayıda olan biz şifacılar ölenleri 1 can 1 kudretle kaldırıyorduk, ölenler yukarıda dinlenip yaralarını sarmaya çıkarken biz altta savaşanları korumaya çalışıyorduk. Ama nafile acımıyordu Philotheos. Çoğu zaman Philotheos galip gelirken nadiren biz galip geliyoruz. İşte o an ilk vuran grubun sevinci milli piyangodan büyük ikramiyeyi tutturmuş talihliden bile fazlaydı. Philotheos ile olan çetin bir savaş sırasında grubumdakilere hadi gidiyoruz dedim ve bir şey deneyeceğimi söyledim. Madem biz yaradılışın yardımcılarıyız bu yeteneklerimizi kullanmamız gerekiyordu. Eminönüne geçip yetenekleri sıfırladık ve tekrar salonun yolunu tuttuk. Bu sefer gidişimiz çok daha basit oldu. Savaş planını çizdik. 1 grup savaşçı ve büyücü biz şifacıları korumakla görevlendirildi. 2 grup ise Philotheosu kesmekle. Yalnız bir fark vardı artık. Ölenler 1 canla değil 100 can 30 kudretle kalkıyordu. Canlananlar ise bunun nasıl olduğuna hayret ediyordu. Canlananlar Allah Allah nidaları ile Philotheosun karşısına koşuyordu. İşte o gün Philotheos seriye bağlanmıştı. Her kalktığı anda öldürülüyor, örsler 0 olana kadar kesiliyordu. Görevi yapanlar teslim etmeye gidip şaheserlerini alıp geri geliyordu. Ah eski günler ah… Hatırlandığında bile yüzlerde tebessüm ettirilen o günler.
Birlik olmanın ne denli güçlü bir şey olduğunu o gün herkes bir kez daha öğrendi ve artık tüm görevleri bu şekilde belki 20 kişilik gruplarla kolayca yaptık. Görevler bitti maden ve eşya kasmalara geldi sıralar. Ve sohbetlerin derinleştiği noktalarda buralarda başladı. Eskinin bayAnt’ı sonradan Nocomment olan GM Nihat abi artık bankacıya borç para vermeye başladı. Ah onun kasasını bir yağmalayabilseydim ah. Faizciliğe beni alıştıran adamsın Nihat abi. 
Ticaretin daha çok krip, apa, saf krom ve koni çiçeği üzerinden döndüğü, paranın değerinin çok fazla olmadığı güzel bir dönemdi 29 dönemi. Oyunda klan yada lonca yoktu ama gruplar vardı. Ankalı Sapıklar, Anti Ankalı Sapıklar, İnatçı Zehirler, Baltalı Sapıklar… Şaka bir yana ne çok sapık barındırmış İKV. Birbirine kızanların buluşma mekanı Mısır Çarşısının yanındaki piknik alanı olmuştu. Evet bir savaş olacaktı ama savaştan daha önce kim arz olacaktı kim lodos olacaktı. Önce bunun savaşı yapılırdı daha sonradan ise kavga için geldikleri konunun savaşı yapılırdı. Handan Hanım ile İsmet Bey karşılıklı çay içip bu savaşları izlerken ilerleyen zamanlara iktidar savaşının tohumlarını atmaya başlamışlardı. Bir dönem geldi artık oyunda yenilikler aranmaya başladı. Savaşçılar kendi aralarında depar yarışı başlattı, büyücüler kendi aralarında meteroit yarışı ve şifacılarda kendi aralarında zehir yarışını başlattılar. Ortalık şen şakrak, eğlence o biçim. Kafadarlar şarapçının yanına çökerdi. Kesilen helal derken kesen eyvallah kardeş derdi. Hata eseri bir kişi küfür etse herkes ona saldırır, konuşma kanallarından özür dileyinceye kadar uğraşırdı. Yaratık kesiyorsa eğer herkes etrafına toplanır özür dileyene kadar yaratık kestirtmezdi. Özür diledikten sonra ise görevi yapılırdı. Günün belli saatlerinde Philotheosu görevi için çağrılar yapılırdı. Artık etkinlik gibi bir şey olmuştu. Philotheosu treni kalkıyor 1-2 diye çağrılar gelirdi. Öyle bir ana gelmiştik ki artık herkesin küçük bir İKV ailesi vardı. Abisi, ablası, kardeşi, annesi, teyzesi… Ailemiz yavaşça büyüyordu. Büyüdükçe güçleniyordu. Bir gün robotların saldırısına uğradık, robotlardan sonra Taşkanatlar istila etti Eminönünü. Zorlu savaşlar bitti derken Tepegözler saldırdı bizlere ve 1 Ekim 2007'de meteor bölgesine merhaba dedik. Şifacılara sakinleştirme büyücülere rüzgar yeteneği verilmişti. Şimdi ise bunlar yok. Meteor bölgesi değişikliklerle gelmişti. Eşya sistemi değişmişti artık. Ticarette madenlerin yanı sıra parada değerlenmeye başlamıştı. Görevler bir bir yapıldıktan sonra Meteor bölgesinin en büyük özelliği V.S.ler başlamıştı. Önce vs alanları belirlendi. Eminönü bölgesinde Uçak ve Balıkçı, Meteor Bölgesinde Mağara girişi, Ada Bölgesinde ise Ada girişi. Karşılaşma öncesi paralar ya da eşyalar bir kişiye verilir, izleyenler ise şahit tutulur. Kaybeden tebrik eder, kazanan teşekkür edip ganimeti alırdı. Şifacının amiyane tabirle kral olduğu bir dönemdeydik. Bir süre sonra v.s. atacak kimse bulamadık. Herkesin bir uğraşı vardı. Kimisi gizli bir yerde klan parası kasar, kimisi alman ok ucu takımı ile kemik kafalara rekor denemesi yapar, çoğu kişi çetin klan savaşlarına katılırdı. Bizde dev komododan başlayarak şah kobra, gözde, cevriye, dev anadan sonra soluğu büyük bronzun yanında alırdık. 39 zamanı eskiler için oyunun zirve zamanı idi. Fuar zamanında bir çok kişi geldi İstanbul’a. Dost dediğimiz ailemizin küçük parçaları birleşmişti. Adana, Ankara, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Balıkesir, Hatay, İzmir, Ordu, Bursa, Isparta, Uşak, Denizli, Antalya, Mersin, Trabzon, Rize, Samsun, Erzincan, Erzurum, Çanakkale, Bolu, Tekirdağ, Eskişehir, Kütahya… Oyundaki sohbetlerimiz bu sefer çay bahçelerine taşındı. Sonrasında 13 Mayıs 2009'da derindeki sır ile tanıştık. Derindeki sır ile birlikte tüm her şey değişti. yetenek sistemi, eşya sistemi. Grup bölgelerinde ise oyun tamamen şansa dayalı bir hal almaya başladı ve çemberli taşla bu perçinlendi. Bu dönemde birçok oyuncu bir bir veda etti küçük ailesine. Çok uzun zaman geçirdik İstanbul kıyamet vaktinin dar sokaklarında. Hüzünlerimiz sevinçlerimiz bir oldu. Yeri geldi başkasının derdine üzüldük, ağladık yeri geldi başkasının sevinci için kahkaha attık. İhaneti de gördük bu küçük dünyada sahiplenmeyide. Bir çok insanla tanıştık. Banka müdüründen başçavuşuna, yüzbaşısından öğretmenine, mühendisinden doktoruna. Çok dostluklar edindik her zaman sevgi ve saygımızı gösterdik. Bir umuttu bizim için İKV. Yeni heyecanları yaşadığımız kocaman bir umut.

Eskisi kadar aranızda olamasam da tüm dostlarıma selamlar olsun. İlerleyen zamanlarda aranızda olmak dileği ile…

konfüçyüs

Kullanıcı avatarı
Rotary
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 397
Kayıt: 05 Ara 2009 10:36
Sunucu: Eminönü

Re: Bir Umuttu İKV.

Mesaj gönderen Rotary »

Umarım ileri ki zaman gelirde, tekrar o ortamı kurmak için herkes çaba gösterir Alper Abi.
lllıPEACEılll

İKV Reçete Kitaplığı Discord Sunucusu: https://discord.gg/Sytdm8q95g
Kullanıcı avatarı
XxxChesTeRxxX
Bab-ı Ali Muhafızı
Bab-ı Ali Muhafızı
Mesajlar: 1878
Kayıt: 21 Eyl 2010 19:41
Sunucu: Eminönü
Lonca: ...
Konum: #reputation

Re: Bir Umuttu İKV.

Mesaj gönderen XxxChesTeRxxX »

Hepsini okurken duygulandım açıkcası. O günleri çok özlüyorum..
Kullanıcı avatarı
AnTiTeRoR
İskele Babası
İskele Babası
Mesajlar: 40
Kayıt: 09 Tem 2012 13:05
Sunucu: Eminönü

Re: Bir Umuttu İKV.

Mesaj gönderen AnTiTeRoR »

Selam olsun İnat Kıran'ını özleyenlere..

AnTiTeRoR
Kullanıcı avatarı
DoNotDisturb
Meteor Kaşifi
Meteor Kaşifi
Mesajlar: 1605
Kayıt: 27 Oca 2011 11:56
Sunucu: Eminönü
Lonca: BSG
Konum: BüyükHol
İletişim:

Re: Bir Umuttu İKV.

Mesaj gönderen DoNotDisturb »

IKV'ye bir hemşire arkadaşımın ekranında gördüğüm ve o zamanlar ne olduğunu bilmediğim yeraltı cinleri ve o mahluk bombacıların kenardan, kuytudan çıkışı ve öldürmesi ile heveslenerek başladım. Sizler gibi 29 39 oyuncu ol'a'mayıp direk 49 seviye ile başladım, hatta arkadaşım demişti ki; Yeraltı bölgesi geleli bir kaç gün oldu, karakter açsan bile kasıp yetişemezsin!

İlk olarak Beyazköşk sunucusu Shizofren 'i olarak başlamıştım, sonrasın da ise edindiğim arkadaşlar/dostlar sayesinde güzel bir oyun evresi geçirdim. Süreli görevleri bir kaç denemeden sonra yapabildim, hırslı biri olduğum için Yücelen saldırılı seti dizmem hem biraz zamanıma hemde bolca ölümüme sebep olmuştu ama başarmıştım. Yaşadığım bazı sorunlar sonrasında ise Kuklacı sunucusuna gidip orada yeni bir Shizofren kasmıştım :) Orada edindiğim dostluklar ise ikv 'de ki dönüm noktam oldu ve gerçek ikv'nin ne olduğunu öğrendim ve oyunu profesyonel olarak oynamaya başladım. Sonrasında Sancak, Meran, Tılsım derken yıl 2010 oldu ve yolum Eminönü sunucusuna düştü, Shizofren değil artık DoNotDisturb olmuştum ve oyunun Destek kademesinde yer alıyordum, herşey daha farklı ve daha güzeldi.

2009 'da başladığım ikv macerası 2014 yılında halen devam etmekte ve şuanda sunucular arasında lp sıralamasında ilk 15 'te yer alan biriyim, hala ikv'nin bir şekilde toparlanacağına ve tekrar eski güzel günleri geri getireceğine inanmaktayım.

Alper; yazını baştan sona kadar okudum ve o güzel günlerde yer almadığıma birkez daha hüzün ile şahit oldum. Eminönü sunucusuna geldiğimde senin yani konfüçyüs 'ün yetenek kullanımı/item dizilimi 'ni takip ederek ölümsüz şifalardan birisi olmayı başarmıştım. Çok tanışmasak bile mutlaka selamlaşmamız ve bir kaç sohbetimiz olmuştu, unutulmayacak insanlardan birisin. Hala şifacı dendiğinde ilk akla gelen isimlerdensin.

Geçmişte edindiğim onlarca dostluk ve arkadaşlıktan ise şuan çevremde görüştüğüm hala bir avuç insan bulunuyor, bunların bir çoğu oyunu bırakmış olsa da hala görüşüyoruz.

Eminönü;
DunA ~ DoNotDisturb ~ iLOVEu
Cümle Mühendisi ! ...

DoNotDisturb DunA iLOVEu
<Bana Saygı Göster>
Kullanıcı avatarı
Seven
Fareli Köyün Kavalcısı
Fareli Köyün Kavalcısı
Mesajlar: 2833
Kayıt: 29 Haz 2011 08:03
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos
Lonca: JANDARMA
Konum: KAYSERİ & ESKİŞEHİR ### ANADOLU ÜNİVERSİTESİ ############################## HALKLA İLİŞKİLER

Re: Bir Umuttu İKV.

Mesaj gönderen Seven »

Lafı fazla uzatmadan ikvdeki kendi serüvenimi özet geçeyim.Valla kardeşim yazdıklarının başından sonuna kadar haklısın. Mynet dönemindeki oyun zevki kadar hiç bir şeye değişmem. Labirenti olsun meteor bölgesi olsun o dönemlerde iyiydi oyunun gidişatı. Er meydanına giriliyordu dostluk kardeşlik vardı. Oyuna Derindeki Sır adlı yeni bir bölge gelecek dediler günü belli olmadı aradan aylar geçti ve sonunda derindeki sır gelmişti herkes o bölgedeydi kesecek 1 tane bile cin felan yoktu. Akşam bölgede kimse yokken bir fırsat doğuyordu kasılmak için bu seferde bombacı cini ilk defa görüyordum bombacı görünmemiş bende giderken patlamıştım o anı unutmam :) aradan günler geçtikten sonra 49 lvl olanlar kadim hidra arıyordu oysaki kadim hidrayı daha koymamışlardı bölgeye neyse onuda bekledik gelsin diye bi kaç haftada onu bekledik item arayışına geçtik o dönemlerde neyse günler geçtikten sonra kadim gelmişti kesilmişti zorda olsa.
O zamanlardada oyun güzeldi. Sonra sığınaklar ve migrat dediler bölge gelecek diye sanarken 6 kişilik bir grup bölgesi çıktı o zamanlardada oyun güzeldi sadece sorun şuydu EJDER ASA lı aranıyordu benimde ejder yoktu hırs yaptım ve ejder üretmiştim ve ejdersizleri alıyordum gruba arada 1 arkadaş ejderlide alıyordum. Neyse oyuna çemberlitaş ve arz ve lodos bağıntılı bir şey geldi ayrı ayrı zamanlarda o 2 yeni bölge geldiği zaman oyun benim için bitmişti zaten. şimdi tekrar oyuna dönmüş olsam aradıkları m1 varmı diye soruyolar onun için dostluğun olmadığı yerde oyunda olmaz...

Herkese iyi oyunlar...
Gizlenmiş İçerikGöster
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
BAYR
İri Fare Avcısı
İri Fare Avcısı
Mesajlar: 55
Kayıt: 24 Eki 2010 08:53
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: Bir Umuttu İKV.

Mesaj gönderen BAYR »

Herkese selamlar;
Öncelikle yazını baştan sona kadar özenle ve dikkatle okudum.Evet belki betaya yetişemedim ama o uzun uzun anlattığın Eminönü sokaklarında aradığımız onca BOSS un , labirentlerin , meteor açılışının vs.... Kısaca o güzel sohbet havasında geçen,kimi zaman güldüğümüz kimi zaman üzüldüğümüz , yenilenin tebrik etmesini gerektiğini oyuna ilk girerken herkese selam olsun diye girdiği dönemlerde , eğlencenin birlikte daha büyük ve neşeli hale geldiği yılları yaşama fırsatım oldu.
O zamanlar üniversitemi kazanmış,ilk yılımda kendi başıma evime çıkmış kaptığım gibi masaüstü bilgisayarımı nette gezinirken devamlı takıldığım mynet oyun sayfalarının sağ alt kösesinde rastlamıştım ... Alper in de dediği gibi J.ali yi bulana kadar gezmediğim yer kalmamıştı.sonraları hızlı geçiyim ilerledik güçlendik. kendi adıma oyundan en çok zevk aldığım dönemler 39 level iken o WS kapışmaları.Klan savaşları. Abartısız söylüyorum oyunu açtığımda direk uçağa giderdim , ws leri izlerdim , atardım bazen yenilirdim , bazen yenerdim ama hep saygı sevgi içerisinde.
Hiç unutmam seninle attığımız 3-5 ws den sonra tamamen itemler imi gözden geçirip(GÜL CONK a dönmüştüm.) oyuna sanki yeniden başlamış gibi bağlanmıştım.
Derken aradan geçen zamanda üniversite sonrası ara, askerlik , derken evlilik ......
Belki devamlı oyuna giremedik ama aklımızın bir köşesinde hep vardı.O güzel günlerin , yaşadığımız onca hatıranın hep bir anısı vardı. Şuanda halen oynuyorum. oynamaya da devam edeceğim ... oyuna döndüğünde seninle tekrar ws atmaktan veya görev yapmaktan büyük zevk duyacağım dan hiç şüphen olmasın...
Bayr Bayrbüyü xxBAYRxx xBayRx / EMİNÖNÜ
OYUN BİTTİGİNDE ŞAH DA PİYON DA AYNI KUTUYA GİRER...
xxBAYRxx
reel
Sahaf Yardımcısı
Sahaf Yardımcısı
Mesajlar: 103
Kayıt: 22 Ara 2010 22:32
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: Bir Umuttu İKV.

Mesaj gönderen reel »

Hım..
insanin yapisinda var galiba geçmişi sürekli güzel anmak.
Halbuki bugün dünü dün ise ondan önceki günü ondan önceki gün ise ...... bu şekilde devam eder bu
Aslinda değişen pekfazla birşey yok. O zamanlarda şikayetciydik şimdide şikayetciyiz.
şikayetçi olmaya mahkûmmuyuz ne (?) :-)
Vardık, varız, varolacağız.
Kullanıcı avatarı
Nocomment
Mezarlık Bekçisi
Mezarlık Bekçisi
Mesajlar: 1196
Kayıt: 04 Ara 2009 17:28

Re: Bir Umuttu İKV.

Mesaj gönderen Nocomment »

konfucyusss yazdı:
......................
Eskinin bayAnt’ı sonradan Nocomment olan GM Nihat abi artık bankacıya borç para vermeye başladı. Ah onun kasasını bir yağmalayabilseydim ah. Faizciliğe beni alıştıran adamsın Nihat abi. ...................
konfüçyüs


Selam Alper

4 ay sonra foruma girdim ve senin İKV .Biyografinle karşılaştım .=) Eline sağlık .Mesaj yazan diğer arkadaşlarada teşekkürler

Ticarette başarılı olduğum tek yer İKV nin Eminönü böümüdür, meteor açılınca, Yönetici'nin ticaret yapmasının şık olmayacağı düşüncesi ile tüm kasaları ROA loncasına bağışlamıştım. Yanılmıyorsam o paraları Sirkost ( Onur ) Ahmet Avci ve( ATX ) Engin serin ( Aynadakiçakma ) yediler .=)). Kulakları çınlasın..

İKV ye gönül vermiş,zaman içinde Aşkı ile kavrulmuş tüm dostlara en kalbi sevgilerimi, selamlarımı sunuyorum.
Sağlık yakanızı bırakmasın

İKV'den Haberdar Olun!
Resim Resim Resim Resim
konfucyusss
Şarapçı'nın Sırdaşı
Şarapçı'nın Sırdaşı
Mesajlar: 80
Kayıt: 08 Haz 2011 18:44
Sunucu: Eminönü

Re: Bir Umuttu İKV.

Mesaj gönderen konfucyusss »



Ah o 39 zamanı yok mu o 39 zamanı. Ömrümden ömür çalan zamanlardı. Ama en çok zevk aldığım zamanlardı. 29 seviye zamanında da yaratıkları tek kesmeyi severdim. Fakat 39 seviye zamanı haliyle tek kesememeye başladım. Malum eşya sistemi ve yetenek sistemi değişti max hasarlar dengesizce vurmaya başladı. Şifacı için büyü hasarı etki etmemeye başladı. 39 seviye ile birlikte gelen asit yeteneğini eşyalar olmadığı için kullanamadık. Lakin bir gün kurt mağrada tek başına kurtadam kesen bir şifacı gördüm. Johncoffy'di sanırım yada bunun gibi bir şey. İşte o gün oyuna bakış açım değişti. Oyunda eşyaların reçeteye dayandığı bir dönemdi. Oyun datalarından en kolay kesilecek yaratık hangisidir diye araştırma yaptığım zaman 35 seviye örümceklerin canının ve zırhının az olduğunu gördüm. Şifacı harici ilk karakterimi o gün kastım ve 35 seviye böceklerin oraya yerleştirdim. Allah var oranın çok ekmeğini yedim. :) Büyücüme komet merlin takım şifacıma alman ok ucu takımımı oradan aldım. Diğerleri cabası idi. Millet oraya dolunca adada ruhçalanların yolunu tuttum haliyle herkesin gözünde büyüyen bir yer ve kimsecikler yoktu. Oradanda sağlam malzemeler düşürdüm (Zincir Merlin takım ve reçeteleri) haliyle kişiler orayada doluştuğu anda kemikkafalarla münasebetim başladı. Lakin Hortlaklara kimse ellemiyordu o dönemde. Dedim bunları keseceğim. Turnusol Merlin+Conk takım düzüp ta heykelin orda hortlakları kesmeye başladım. İşte o an zirve oldu. Düşen reçete ve eşyaların haddi hesabı yoktu. Tek ben değil hemen hemen etrafımdaki bütün arkadaşlarımın üzerlerini dizdik. İşin garibi malzeme düşüyor birine veriyorum en fazla yarım saat içerisinde yine düşüyor. Büyücümü elektrik yaptım Nekropsi İnnocent ve Gattusso beni şifalıyor bende hortlak kesiyordum. O dönemler amaç sadece yaratık kesmekti ve şuan hatırlamadığım bir olaydan dolayı oyunu bırakacağımı söyledim. Gattusso (Osman) v.s. atalım kazanırsan bırak kazanamazsan bırakamazsın dedi. İlk yenilgimi o gün aldım. Belkide yenilmek istedim. Sonrasında ise v.s.ler ile daha haşır neşir olmaya başladık. Eşya kombinasyonu dirençler yetenekler derken cidden masa üzerinde kombinasyonlar dolusu kağıtlar olmaya başlamıştı. Zırh, Savunma, saldırı kombinasyonları içerisinde savaşçıyı en kolay nasıl yenerim diye düşünürken hiç kullanılmayan büyü bozma yeteneğini denemeye karar verdim. O gün vsde büyü bozmayı kullanan ilk şifacı oldum ama bunu kimseye söylemedim. :) Adım hileciye çıktı MOMT'tan torpilliye çıktı ve bir sürü şey. Ama savaşçıların az önce dikkat attım şimdi neden yok demesine hep güldüm. 2 savaşçıyla vs atıp yendiğim zamanlar oldu, 2 büyücüyü kestiğim zamanlar oldu ve o dönemlerde oyunda şifacılar bir elin parmakları kadar az iken bir anda mayoz bölünmeyle üreyen tek hücreli canlılar gibi şifacı üremesi oldu. ama bir elin parmakları kadar azdı dişe dokunur rakip. En uzun V.s.yi İnnocent(numan) (eskinin nummy-nummyxretun-Tortu'su) ile 48 dakika boyunca savaştık. Kudretlerimiz 50 civarı idi sıkılıp bıraktık. Erhan'ın(WHO) şifacısını dev komodo keserek kastık. Bizimle vs atan yoktu, karakter kasmaktan sıkılmıştık ne yapalım diye düşünürken Dev komodo gözüme çok hoş göründü. Dedim dev komodo ile vs atacağım. bizimkiler karşı gelsede (Nekropsi-Gattusso-İnnocent kısacası amelespor :)) O dönemler sanırım Beyazköşkte CIZIKS diye bir şifacı arkadaş cevriyeyi tek kesmişti. Dedim o yapıyorsa bende yaparım. O gün yetenek ve dirençleri denemek için defalarca gbm yaptım. Nitekim dev komodo ile güreşmeye başladıktan sonra yanımızda yaratık kesen bir savaşçı klandan "utanın utanın siz savaşçı olarak hortlağı zor keserken adam şifacı başına dev komodoyu kesiyor" dedi. tabi kimse inanmadı inanmayanları adaya davet etti. bir süre sonra kendimi eski romada arenaya çıkan gladyatör olarak hissettim. Nitekim dev komodoyu kestim benden sonra bizim ekip tek tek kesti. Sonra şah kobra, dev ananın gözdesi, cevriye, dev ana, Bronz, toprak şamanı, mağra şamanını kestik. tabi kısmi iksirlerden yardım aldığımızı itiraf edeyim. Karakürkü keselim dedik lakin bize karşı galip geldi. Bizde güçlerimizi birleştirip kesmiştik. Ah o 39 zamanı ne güzel zamandı... Anlatılacak o kadar çok anı o kadar güzel zamanlar var ki. Aklıma geldikçe tebessüm beliriyor yüzümde. Arz iken lodos oluşumuz, 1 vs'den 500m para kaldırışımız, klan savaşlarına girdiğimiz vakit karşıdakilerin bizi görmesiyle "savaş bitmiştir dağılın beyler" demesi, Bizim ihtiyar Nocomment'e defalarca vs teklif etmeme rağmen kaçması. 39 seviyenin ilk zamanları beni tek vuruşta yere seren ORDU'nun daha sonra bana yüksek vuramamasından dolayı "karakter bozulmuş" demesi. En çok güldüğüm bir şey var ki bir gün meteor bölgesinde dolanırken karakter kasmaya çalışan bir şifacı gelip "abi sana bir şey soracam" dedi sor dedim. Sorusunu yöneltti "sen öldüğün zaman kendi kendini kaldırabiliyormuşsun doğrumu bu" dedi gülmekten sandalyeden düştüm :)


39 zamanından elimde kalan birkaç resimden biri...

Resim


konfüçyüs
Cevapla