ÇEMBERLİTAŞ (hikaye)

İKV için yazdığınız hikayeler, şiirler veya kurgusal eserleriniz
Kullanıcı avatarı
Comader
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 361
Kayıt: 07 Ağu 2010 21:00
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Arzın Çocukları

Re: ÇEMBERLİTAŞ (hikaye)

Mesaj gönderen Comader »

Fan Art'a kazanmak için katılmadığımı önceden belirtmiştim zaten,bu yüzden tartışma sebebi bunla ilgili olamaz.İlk yorumumda belirttiğim gibi zamanım yoktu ama bazı işlerimi erteleyip oturup güzelce senin yazını analiz ettim.Sense hikayeyi okuduğuna veya dikkatli okuduğuna inanmıyorum demişsin.Buna sinirlendim biraz.
Eski nickim, LoSTxGENCASKER

Yeni nickim, BericDondarrion


Düşsel Eserler Kısa Hikaye Birincisi

Fan Art 2011 Kısa Hikaye İkincisi

''Hikayede sen de yerini al '' Kazananı
Kullanıcı avatarı
Buqrahan
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 839
Kayıt: 13 Eki 2010 19:07
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Merchant King
Konum: Ankara

Re: ÇEMBERLİTAŞ (hikaye)

Mesaj gönderen Buqrahan »

birbirimizi anlıyoruz o zaman problem yok.
____________________________

Cahil insan; boş bir Kavanoza benzer, dışını istediğin kadar parlatsan da güzelleştirsende, içi her zaman boş kalır.

LEYLIRK ۩۩۩ LEYLİRK ۩۩۩


____________________________

𝔾𝔸𝕃𝔸𝕋𝔸𝕊𝔸ℝ𝔸𝕐

_________________________
Kullanıcı avatarı
umutdeniz
Teşkilat Neferi
Teşkilat Neferi
Mesajlar: 511
Kayıt: 04 Şub 2011 16:37
Sunucu: Kuklacı

Re: ÇEMBERLİTAŞ (hikaye)

Mesaj gönderen umutdeniz »

Buqrahan yazdı:Paylaşsam mı paylaşmasam mı diye bayadır düşünüyordum. Comader arkadaşım ve daha bir çok kişi paylaşabilirsin / paylaşmalısın gibi sözler söyledi. O zaman bizde HİKAYEMİZİ paylaşırız arkadaş... :)

ÇEMBERLİTAŞ


( Gaffar şık bir şekilde giyinmiş, dışarı çıkmaya hazırlanıyordu. Sabahın erken saatleriydi. )

Kız kardeşi Semiha onu durdurdu, birkaç isteği ve söylemesi gereken şeyler vardı:

Semiha: Abi, hayırdır bu sabah erkencisin? Acelen mi var. Kahvaltı yapsaydık.
Gaffar: Semiha, bugün bizim gençlerle önemli bir toplantım var, onlarla buluşacağım. Sen içini ferah tut dışarı da simit falan alır karnımı doyururum.
Semiha: ( gözleri nemli ) Dikkatli ol hâlâ dışarı da seni takip ediyor olabilirler. Lütfen Dikkat et!
Gaffar: ( tebessüm ederek ) tamam sen telaş etme, sakın ben gelmeden kimseye kapıyı açma.
Semiha: Peki.

( Dışarı da şiddetli yağmur vardı. Bunu gören Gaffar paltosunu istedi ve çıktı. )

Semiha her şeye rağmen hâlâ korkmaktadır; çünkü abisinin büyücüler tarafından takip edildiğini biliyordur.

( Gaffar, proje arkadaşları ile buluşacakları yere geldi ve onlarda zaten orada beklemekteydi .)

Semih: Neden bu kadar geç kaldın?
Gaffar: Kusura bakmayın yolda gelirken bir kaza olmuş ona takıldım.
Fatih: Doğru, bugünlerde yağmur şiddetini arttırdı. Dolayısıyla kaza olayıları da sıkça oluyor.
Gaffar: Haklısın, iyi ki yanıma paltomu almışım.
Fatih: ( gülümseyerek ) Bizde yolda gelirken biraz ıslanmadık değil doğrusu.
Gaffar: (Ciddi bir yüz ifadesi ile) Neyse konumuza dönelim, getirdiniz mi belgeyi?
Selin: Evet, getirdik dikkatlice al ve okumaya başla.
Gaffar: Peki.

(5 Dakika sonra.)

Gaffar: Bu proje’den kimsenin haberi yok değil mi?
Selin: Hayır, yok.
Gaffar: Siz genç bilgililer ekibisiniz dikkatli olun etrafınızda takip eden casuslar olabilir.
Fatih: ( tebessüm ederek ) Beyaz Büyücüleri mi diyorsun? Onların gözünün önünü görecek halleri yok.
Semih: ( parmağı ile dikili taşı göstererek ) Evet; ama çemberli taş savunucuları olarak biliniyorlar, bu yüzden dikkatli olmalı ve oraya bölge kurmalıyız. Birlik olmayı sağlamalıyız; çünkü “ Erg Bulutlusu “ çok zehirli bir gaz dikkatli olmalıyız yoksa ölebiliriz.
Gaffar: Biliyorum; ama size güveniyorum bunu başaracağız.
Selin: Bende başaracağımızdan yanayım; çünkü arkadaşlar biz bir ekibiz ve birlikte çalışanlar her zaman başarır!
Semih: ( Selin’in gözlerine bakarak ) Haklısın.
Gaffar: (masadan kalkmaya yeltenir) Arkadaşlar, haberlerimi bekleyin zamanımız kalmadı kısa süre içerisinde bitirelim bu işi.

( Güneş batıyordu, Gaffar yağmur altında ıslanırken eve gitmeye çalışıyor ve ne zaman elindeki projeyi başlatacaklarını düşünüyordu. )

Eve geldi, pencereden bakan kardeşini görünce yüzünde tebessüm belirdi.

( Gaffar, kapıya gelmeden kapı açılmıştı zaten. )

Semiha: Hoş geldin abi gözüm yollardı kaldı.
Gaffar: ( gülümseyerek ) geldim işte çok mu meraklandın.
Semiha: Evet, senin için yemek hazırladım.

(Semiha, tertibe düşkün olan abisi için çok özenli ve şık bir sofra hazırlamış ve en sevdiği yemeği yapmıştı)

Gaffar: ( gülümseyerek ) Böyle güzel bir sofra karşısında kim hayır diyebilir ki?
Semiha: ( yüzü kızardı ) Biliyordum, en sevdiğin yemeği(Sulu Köfte) yapmıştım.

(Gaffar, masaya oturdu ve kardeşi onun tabağına yemeği koyarken, birden lise yıllarında annesinin onu karşılayıp aynı şıklıkta bir masa ile yemekler hazırladığını hatırladı ve gözleri nemlendi.)

Gaffar: Senin gibi kardeşim olduğu için çok mutluyum.
Semiha: ( gülümsedi ) teşekkür ederim abi.

( Gaffar tabağını bitirmiş ve Semiha’nın gözlerine bakarak. )

Gaffar: Ben yatmaya gidiyorum hadi iyi uykular. Sen de geç olmadan yat.

( Gaffar odadan ayrıldı… )

Semiha: Tamam abi.

( Dedi ve o da yatmaya gitti. )

Gaffar, başını yastığa koyduğunda günün stresi ve yorgunluluğunu hisseder, yarın olacakların hayalini kurup derin bir uykuya dalar.

(Sabah olmuştu, Gaffar, Semiha’yı uyandırmadan evden çıktı. Çemberli taş hakkında aklına yeni fikirler gelmişti ve bunları Genç Bilgililer ile paylaşmak istedi. Selin’i aradı.)

Gaffar: Çabuk Dikili Taş önüne gelin.
Selin: ( sesi biraz boğuk ) Tamam hazırlanıp hemen geliyoruz.

( Selin, Fatih ve Semih; Dikili Taş’ın önüne geldiklerinde Gaffar’ı görürler. )

Fatih: Hayırdır, neden sabahın bu saatinde bizi buraya çağırdın?
Gaffar: Proje hakkında fikirlerim var.
Semih: Nasıl yani?
Gaffar: Nereden başlamamız gerektiğini ve nasıl başlamamız gerektiğin bütün gece düşündüm, artık projeye başlamamızın zamanı geldi…

( Bu olaydan o dönemdeki İTB (İstanbul Teşkilat Başkanı) Agah Efendi’nin de haberi olur. )

Teşkilat Neferi: Efendim, Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi ortalıkta yok; bir söylentiye göre, ÇEMBERLİTAŞ’ı ele geçirip İstanbul’a hâkim olmak istiyorlarmış.
Agah Efendi: Neden böyle bir girişimde bulunabilirler?
Teşkilat Neferi: Son dönemde Genç Bilgililere azalan ilgi ve Gaffar Bey’in hâkimiyet duygusu bu söylentilerin doğru olabileceğinin ispatıdır.
Agah Efendi: Ama Gaffar Bey…

( Teşkilat Neferi, Agah Efendi’nin lafını bölerek. )

Teşkilat Neferi: Evet efendim, Gaffar Bey eski profesörlerimizden. Onun bu hâkimiyet duygusundan dolayı görevinden alınan profesör.

( Gaffar Bey, eskiden İTT (İstanbul Teşkilat Takımı) ’i için çalışan bir profesördü; fakat onun liderlik duygusunun aşırı derecede olduğunu fark eden Agah Efendi görevine son vermişti. )

Agah Efendi: (Kaşlarını çatar) Böyle bir şey düşünülemez, Gaffar eğer Çemberli taş’ı ele geçirirse kıyamet kopabilir. Hemen bana İstihbarat Subayı ve Komutan’ı çağırın!

( Teşkilat Neferi hemen oradan ayrılır. )

(3 Dakika sonra.)

( İstihbarat Subayı ve Komutan konuşurlarken uzaktan bir Nefer’in seslendiğini duyarlar. )


Teşkilat Neferi: ( Soluk soluğa ) Komutanım! Komutanım! Olanlardan haberiniz var mı?
Komutan: Ne olmuş, neden haberim var mı?
Teşkilat Neferi: Gaffar Bey’in Çemberli taş’ı ele geçirmeye çalıştığını söyleniyor ve bu sayede İstanbul’a hakim olmayı planladığı.
Komutan: Nasıl yani?
İstihbarat Subayı: ( şaşırarak ) Bu bizim Gaffar mı?
Teşkilat Neferi: Ne yazık ki… Bu talihsiz durum karşısında Agah Efendi sizi çağırıyor.
Komutan: Elbette.
İstihbarat Subayı: Tamam, hazırlanalım birazdan yola çıkarız.

( İstihbarat Subayı ve Komutan, Teşkilat Binası’na gitmek için tramvay’a binerler. Tramvay’ın mavi kapısı ve kırmızı camları dikkatlerini çeker, bu sırada Gaffar Bey hakkında fikirlerini söylemeye başlarlar. )

Komutan: ( sinirli bir şekilde konuşmaya başlar ) Olanı görüyor musun, zamanında Teşkilat Takımı için çalışan bir profesör iken; şimdi o takım’ın baş düşmanı olan bir profesör.
İstihbarat Subayı: Aman dur daha net bir bilgi yok elimizde, sadece düşünceler var bu konu hakkında.
Komutan: Görmüyor musun? Herkes aynı kanaatte.
İstihbarat Subayı: Ama kimsenin net bir bilgisi yok değil mi?
Komutan: Haklı olabilirsin, konu hakkında net bir bilgi kazanalım. ( Tramvayın koltukları dikkatini çeker ) Fark ettin mi eskiden tramvaylar daha dardı ve tek renkti. Ama şimdi mavili, kırmızılı renkler ve birçok koltuk, onlarda beyaz.
İstihbarat Subayı: ( gülümseyerek ) Haklısın, bizim zamanımızda her şey farklıydı; ama ilerleyen teknoloji ve bir çok olay hayatın akışını da değiştiriyor…

(10 Dakika sonra.)

Komutan: Geldik galiba.
İstihbarat Subayı: Evet, zaten son durakmış burası.

( Desenli taşlarla çevrili olan ve bir Kiliseyi andıran Teşkilat Binasına doğru yürümeye başlarlar. )

Teşkilat Neferi: Efendim, emrettiğiniz üzere Komutan ve İstihbarat Subayı geldiler.
Agah Efendi: Tamam nefer, sen gidebilirsin.

( Agah Efendi Komutanın gözlerine bakarak. )

Agah Efendi: Olanlardan haberin var değil mi?
Komutan: Maalesef…
İstihbarat Subayı: Efendim, bu konu hakkında net bir bilgi varmı?
Agah Efendi: Bilmiyoruz; ama Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi 4 Gündür ortalıkta görünmüyorlarmış. Halkta böyle bir olayın olabileceğini düşünüyor.
Komutan: Evlerine gidilmiş mi?
Agah Efendi: Genç Bilgililer; yani Selin, Fatih ve Semih aynı evde yaşıyorlarmış ve hiçbir yakınları da yokmuş.
Komutan: Peki ya Gaffar?
Agah Efendi: Gaffar hakkında pek bir bilgi yok; ama bir kız kardeşi varmış galiba…

( İstihbarat Subayı, Agah Efendi’nin lafını bölerek. )

İstihbarat Subayı: Tamam o zaman! Daha ne bekliyoruz, hemen gidelim.

( Komutanla göz göze gelirler ve selam verip Teşkilat Binası’ndan ayrılırlar. )

Semiha oturmuş abisinin nerede olduğunu düşünürken birden kapı çalar.

Semiha: Kim o?
Komutan: Teşkilat’tan geliyoruz! Ben Komutan.

( Semiha ne için geldiklerini anlayamaz ama kapıyı açar. )

Komutan: Merhaba, hanımefendi.
Semiha: Merhaba.
Komutan: ( Kibar bir dille ) İçeri girebilir miyiz?
Semiha: Siz kimsiniz?
Komutan: Ben Teşkilat Komutanı ve arkadaşım(İstihbarat Subayı’nı gösterir) Teşkilatımızın İstihbarat Subayıdır.
Semiha: Tabii ki, girebilirsiniz.

( Evin tertip ve düzeni ikisininde dikkatini çeker. )

İstihbarat Subayı: Abiniz nerdedir biliyor musunuz?
Semiha: ( başını öne eğer ) Bende abimi 4 gündür göremiyorum. Neden sordunuz?
İstihbarat Subayı: Hâkkında bir takım suçlamalar var.

( Semiha biraz çekinir. )

Semiha: Nasıl yani?
Komutan: Abiniz Çemberli taş hakkında bir şey söyledi mi?
Semiha: ( biraz tedirgin ) Hayır söylemedi, ne oldu açıklayacak mısınız?
İstihbarat Subayı: Efendim, Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi; Çemberli taş için bir proje planladığı ve orayı ele geçirmek istedikleri düşünülüyor. Bu düşünceyi de doğrulayan birçok kişi var. Bizde onları arıyoruz.
Semiha: Ama bu konuda benim hiçbir bilgim yok.
İstihbarat Subayı: Peki, Abinizden bir haber alırsanız hemen bize bildiriniz.

( İstihbarat Subayı ve Komutan elleri boş bir şekilde evden çıkar. )

İstihbarat Subayı ve Komutan tekrar teşkilat binasının yolunu tutarlar. Bu arada Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi hâlâ ortalıkta görünmemektedirler.

Komutan: ( Yerdeki granit taşlara bakarak ) Olana bak hâlâ elimizde net bir bilgi yok, nereden başlayacağımızı da bilmiyoruz.
İstihbarat Subayı: Haklısın, yapabileceğimiz bir şey yok, hele bir teşkilat binasına varalım, Agah Efendi ile bu konu hakkında daha net konuşuruz kim ne biliyor öğreniriz…

( Bu arada Agah Efendi telaşlıdır. )

Agah Efendi: Nefer!!
Teşkilat Neferi: Evet efendim.
Agah Efendi: Çabuk bu olay hakkında halk ne düşünüyor iyice bir araştır.
Teşkilat Neferi: Tamam efendim.

( Nefer odadan çıktı, İstihbarat Subayı ve Komutan içeri girdi. )

Agah Efendi: Bende sizi bekliyordum, ne yaptınız bir şey bulabildiniz mi?
İstihbarat Subayı: Ne yazık ki hayır.
Komutan: Elimizde hiçbir belge veya kanıt yok, Gaffar’ın nerede olduğunu bilmiyoruz veya Genç Bilgililerin, kısacası elde var sıfır.
Agah Efendi: ( belgeleri göstererek ) Bende Gaffar’ın eskiden yapmış olduğu araştırmalar ve belgeleri çıkarmıştım, inceliyorum dikkatimi çeken bir konu var.

( Komutan ve İstihbarat Subayı, Yuvarlak masanın yanına gelir. )

Agah Efendi: Bakın Gaffar, düzenli ve tertipli biri olduğu çok belli özenli bir şekilde not tutmaktan hiç çekinmemiş. Ve…

( Komutan, Agah Efendi’nin lafını bölerek. )

Komutan: Evet, evdeki düzen ve tertip; işte bu. Aslında o kız bir şeyler biliyor; ama bize söylemedi.

( Hemen İstihbarat Subayı ile birlikte oradan ayrılırlar. )

İstihbarat Subayı: Ne oldu? Hiçbir şey söylemeden ayrıldık, neyi anladın. O kız ne biliyor?
Komutan: Fark etmedin mi? Gaffar Bey düzenli ve tertipli birisi, evi hatırlasana. Tertemiz ve düzenliydi.
İstihbarat Subayı: Yani Gaffar Bey aslında o eve tekrar gelmişti!
Komutan: ( gülümseyerek ) Evet. Hemen o kızla konuşmamız gerek.

(Eve yaklaşırlar, komutan kolu olmayan kapıyı çalar; ama yanıt yoktur. Tekrar, tekrar çalar; ama gene yanıt yok.)

Komutan: Olamaz. Kız anlamış ve hemen gitmiş evden.
İstihbarat Subayı: Akşamı bekleyelim, belki pazara falan gitmiştir.

( Komutan onaylarcasına başını sallar. )

( 2 Saat sonra. )


Komutan: Artık bekleyemeyeceğim.
İstihbarat Subayı: Sanırım Gaffar Bey, Çemberli taş’ı ele geçirdi; yoksa bu kadar gün nerede kalacaklar.
Komutan: İşte bu olamaz. Kız kardeşini de yanına aldığına göre haklı olabilirsin.
İstihbarat Subayı: Hemen Agah Efendi’ye haber vermeliyiz.

( En yakın tren istasyonundan, kırmızı pencereli mavi kapılı tramvaya binerler. )

Komutan: Ben biliyordum böyle olacağını, kız zaten cevaplarında çok tedirgindi. Keşke, Ahh keşke…
İstihbarat Subayı: Tamam boş ver yapabileceğimiz bir şey yok. Bu durumdan Agah Efendi’yi haberdar etmeliyiz.
Komutan: Haklısın.

( Varmak istedikleri yere gelmişlerdir ve teşkilat binasına koşar adımlarla ilerliyorlar. )

( Agah Efendi kara, kara düşünürken içeri istihbarat subayı ve komutan girer. )


Komutan: Efendim, korktuğumuz başımıza geldi!
Agah Efendi: ( endişeli ) Noldu?!
Komutan: Çemberli taş…
Agah Efendi: Yoksa?
Komutan: Evet Gaffar Bey orayı ele geçirmiş!
Agah Efendi: Olamaz, olağanüstü hâl ilan edin. Şehirde bulunan tüm eli silah tutabilen kişileri çağırın. Bu güce karşı savaşamayız.
İstihbarat Subayı: Elbette Efendim!

( Odadan çıkarlar ve ertesi gün sokaklarda anons sesleri yankılanır. )

Anons: Seferberlik ilanıdır. Teşkilat Takımı eski üyelerinden Prof. Gaffar Bey, Çemberlitaş’ı ele geçirmiş ve İstanbul’a saldırı düzenlemeyi planlıyordur. Eli silah tutan bay/bayan herkesin acilen Teşkilat Binasına gelmesi gerekir.

( Bu anons birer saat arayla tekrarlanır. )

Tüm milletin arasında hep aynı diyaloglar geçer:

Mehmet: Korktuğumuz başımıza geldi.
Cenk: Haklısın; ama birinin Gaffar’a “ dur! “ demesi gerek.
İdil: Evet! O kişilerde bizleriz.

( 2 Hafta sonra, eli silah tutan bay/bayan herkes Teşkilat Binası önünde toplanmıştır. )

Agah Efendi: ( yüksek ve sert bir sesle ) Ey İstanbul Ahalisi, bu yaşamış olduğunuz topraklar tehlike altındadır. Gaffar Bey bize karşı bir savaş açmıştır. Bunu engellemek bizlerin vatan borcudur. Bizimle savaşmaya VAR MISINIZ!
Tüm halk aynı anda: VARIZ!

( Agah Efendi biraz olsun rahatlamıştır; çünkü halk bu savaşa hazırdır. )

( Komutan ve İstihbarat Subayı plan yapmışlardır; iki ayrı gruba ayrılmışlardır ve nasıl Çemberli taş’a gireceklerini anlatıyorlardır. )

Komutan: Çemberli taş etrafı “ Erg Bulutlusu “ gibi güçlü bir zehirli çevrili ve içerisi değişik makineler ve büyücülerle dolu zor bir yerdir. Gaffar Beyi yenmek için önce bunları geçmeliyiz.
Halktan biri: Ama uzun zamandır kimse oraya girmedi.
Komutan: Gaffar Bey girdiğine göre bizde girebiliriz!
İstihbarat Subayı: İki ayrı gruplar hâlinde saldıracağız; çünkü Gaffar Bey bizi orada bekliyor, tek grup saldırırsak kolay hedef oluruz.
Komutan: Evet, o yüzden bir grup başında İstihbarat Subayı ve bir grup başında ben olacağım.

( Komutan ve İstihbarat Subayı orayı 2 gruba ayırır ve yerlerini alırlar. )

Komutan: Evet, Silah ARKADAŞLARIM! Artık zafer bizim zaferimiz olacaktır. (İstihbarat Subayına işareti verir.) Saldırma vakti!

( Aradan belirli bir süre geçer her iki tarafta büyük darbe almıştır; İstihbarat Subayı ve birçok teşkilat neferi şehit olmuştur. Ama Gaffar Bey hâlâ ortada yoktur. )

Komutan: Yılmadan savaşmaya devam edeceğiz bu savaşı kazanacağız.

( Savaş hâlâ devam etmektedir ve komutan neferlere moral kazandırmaya çalışmaktadır. Sonunda Gaffar Bey görülmüştür. Görkemli Asası ve Pelerini ile Gaffar Bey tam karşılarındadır. )

Komutan: Saldırın arkadaşlarım bizim İstanbul’umuzu kimse bizden alamaz!
Neferler(Ordu): İstanbul Bizimdir! BİZİM KALACAK!

( Gaffar Bey, Genç Bilgililer Ekibi ve Semiha ile çarpışan ordu; arasında muazzam bir savaş vardır. Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi ölmüştür. Semiha ise yaralı olarak ele geçirilmiştir. Ama Komutan ve ordusu çok kayıp vermiştir. )

( Komutan ve ordusu yanında Semiha ve Gaffar Bey’in cesedi ile teşkilat binasına dönerler. )


Agah Efendi: İnanamıyorum o gördüğüm Gaffar mı?
Komutan: Evet, efendim. Ordumuz büyük bir savaş yaşadı ve büyük bir kargaşa, bir çok kişi “ Erg Bulutlusu “ gazını geçemedi ve makinelere, büyücülere karşı olan savaşta şehit düştü; ama geri kalan neferler ile Gaffar Bey’i yenmeyi başardık.
Agah Efendi: ( gözleri İstihbarat Subayını aramakta ) Ya subay?
Komutan: ( başını eğer ) başımız sağ olsun.
Agah Efendi: Vatan sağ olsun! Böyle evlatlarımız olduğu sürece bu İstanbul bizimdir bizim kalacak.

Her şey bitmiş olsa bile hâlâ o Dikili Taş ve santral duruyor. “İşte bu santral, insanın acımasız kaosa karşı verdiği büyük mücadelenin eseridir.” Çemberli taş, İnsanın acımasızlığa karşı verdiği mücadelenin en güçlü ve en kuvvetli sonucudur ve o noktada can veren Gaffar Bey’in son sözü unutulmadı, unutulamayacaktır: “ ÇEMBERLİTAŞ! “



Buğrahan*
Güzel olmuş
Ama hikayeni bir daha gözden geçirmeni öneririm
Çünkü bazı anlamsızlıklar var
Mesela Semiha ağır yaralanmıştır diyorsun
Sonrada agah bey gaffarla semihanın cesedini görmüş diyorsun
Semiha ne ara oldu
Burada mesela bir bilgi vermen Lazım ama güzel olmus bole ince ayrıntılar onemlidir
İyi forumlar
umutdeniz
Kullanıcı avatarı
umutdeniz
Teşkilat Neferi
Teşkilat Neferi
Mesajlar: 511
Kayıt: 04 Şub 2011 16:37
Sunucu: Kuklacı

Re: ÇEMBERLİTAŞ (hikaye)

Mesaj gönderen umutdeniz »

Buqrahan yazdı:Paylaşsam mı paylaşmasam mı diye bayadır düşünüyordum. Comader arkadaşım ve daha bir çok kişi paylaşabilirsin / paylaşmalısın gibi sözler söyledi. O zaman bizde HİKAYEMİZİ paylaşırız arkadaş... :)

ÇEMBERLİTAŞ


( Gaffar şık bir şekilde giyinmiş, dışarı çıkmaya hazırlanıyordu. Sabahın erken saatleriydi. )

Kız kardeşi Semiha onu durdurdu, birkaç isteği ve söylemesi gereken şeyler vardı:

Semiha: Abi, hayırdır bu sabah erkencisin? Acelen mi var. Kahvaltı yapsaydık.
Gaffar: Semiha, bugün bizim gençlerle önemli bir toplantım var, onlarla buluşacağım. Sen içini ferah tut dışarı da simit falan alır karnımı doyururum.
Semiha: ( gözleri nemli ) Dikkatli ol hâlâ dışarı da seni takip ediyor olabilirler. Lütfen Dikkat et!
Gaffar: ( tebessüm ederek ) tamam sen telaş etme, sakın ben gelmeden kimseye kapıyı açma.
Semiha: Peki.

( Dışarı da şiddetli yağmur vardı. Bunu gören Gaffar paltosunu istedi ve çıktı. )

Semiha her şeye rağmen hâlâ korkmaktadır; çünkü abisinin büyücüler tarafından takip edildiğini biliyordur.

( Gaffar, proje arkadaşları ile buluşacakları yere geldi ve onlarda zaten orada beklemekteydi .)

Semih: Neden bu kadar geç kaldın?
Gaffar: Kusura bakmayın yolda gelirken bir kaza olmuş ona takıldım.
Fatih: Doğru, bugünlerde yağmur şiddetini arttırdı. Dolayısıyla kaza olayıları da sıkça oluyor.
Gaffar: Haklısın, iyi ki yanıma paltomu almışım.
Fatih: ( gülümseyerek ) Bizde yolda gelirken biraz ıslanmadık değil doğrusu.
Gaffar: (Ciddi bir yüz ifadesi ile) Neyse konumuza dönelim, getirdiniz mi belgeyi?
Selin: Evet, getirdik dikkatlice al ve okumaya başla.
Gaffar: Peki.

(5 Dakika sonra.)

Gaffar: Bu proje’den kimsenin haberi yok değil mi?
Selin: Hayır, yok.
Gaffar: Siz genç bilgililer ekibisiniz dikkatli olun etrafınızda takip eden casuslar olabilir.
Fatih: ( tebessüm ederek ) Beyaz Büyücüleri mi diyorsun? Onların gözünün önünü görecek halleri yok.
Semih: ( parmağı ile dikili taşı göstererek ) Evet; ama çemberli taş savunucuları olarak biliniyorlar, bu yüzden dikkatli olmalı ve oraya bölge kurmalıyız. Birlik olmayı sağlamalıyız; çünkü “ Erg Bulutlusu “ çok zehirli bir gaz dikkatli olmalıyız yoksa ölebiliriz.
Gaffar: Biliyorum; ama size güveniyorum bunu başaracağız.
Selin: Bende başaracağımızdan yanayım; çünkü arkadaşlar biz bir ekibiz ve birlikte çalışanlar her zaman başarır!
Semih: ( Selin’in gözlerine bakarak ) Haklısın.
Gaffar: (masadan kalkmaya yeltenir) Arkadaşlar, haberlerimi bekleyin zamanımız kalmadı kısa süre içerisinde bitirelim bu işi.

( Güneş batıyordu, Gaffar yağmur altında ıslanırken eve gitmeye çalışıyor ve ne zaman elindeki projeyi başlatacaklarını düşünüyordu. )

Eve geldi, pencereden bakan kardeşini görünce yüzünde tebessüm belirdi.

( Gaffar, kapıya gelmeden kapı açılmıştı zaten. )

Semiha: Hoş geldin abi gözüm yollardı kaldı.
Gaffar: ( gülümseyerek ) geldim işte çok mu meraklandın.
Semiha: Evet, senin için yemek hazırladım.

(Semiha, tertibe düşkün olan abisi için çok özenli ve şık bir sofra hazırlamış ve en sevdiği yemeği yapmıştı)

Gaffar: ( gülümseyerek ) Böyle güzel bir sofra karşısında kim hayır diyebilir ki?
Semiha: ( yüzü kızardı ) Biliyordum, en sevdiğin yemeği(Sulu Köfte) yapmıştım.

(Gaffar, masaya oturdu ve kardeşi onun tabağına yemeği koyarken, birden lise yıllarında annesinin onu karşılayıp aynı şıklıkta bir masa ile yemekler hazırladığını hatırladı ve gözleri nemlendi.)

Gaffar: Senin gibi kardeşim olduğu için çok mutluyum.
Semiha: ( gülümsedi ) teşekkür ederim abi.

( Gaffar tabağını bitirmiş ve Semiha’nın gözlerine bakarak. )

Gaffar: Ben yatmaya gidiyorum hadi iyi uykular. Sen de geç olmadan yat.

( Gaffar odadan ayrıldı… )

Semiha: Tamam abi.

( Dedi ve o da yatmaya gitti. )

Gaffar, başını yastığa koyduğunda günün stresi ve yorgunluluğunu hisseder, yarın olacakların hayalini kurup derin bir uykuya dalar.

(Sabah olmuştu, Gaffar, Semiha’yı uyandırmadan evden çıktı. Çemberli taş hakkında aklına yeni fikirler gelmişti ve bunları Genç Bilgililer ile paylaşmak istedi. Selin’i aradı.)

Gaffar: Çabuk Dikili Taş önüne gelin.
Selin: ( sesi biraz boğuk ) Tamam hazırlanıp hemen geliyoruz.

( Selin, Fatih ve Semih; Dikili Taş’ın önüne geldiklerinde Gaffar’ı görürler. )

Fatih: Hayırdır, neden sabahın bu saatinde bizi buraya çağırdın?
Gaffar: Proje hakkında fikirlerim var.
Semih: Nasıl yani?
Gaffar: Nereden başlamamız gerektiğini ve nasıl başlamamız gerektiğin bütün gece düşündüm, artık projeye başlamamızın zamanı geldi…

( Bu olaydan o dönemdeki İTB (İstanbul Teşkilat Başkanı) Agah Efendi’nin de haberi olur. )

Teşkilat Neferi: Efendim, Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi ortalıkta yok; bir söylentiye göre, ÇEMBERLİTAŞ’ı ele geçirip İstanbul’a hâkim olmak istiyorlarmış.
Agah Efendi: Neden böyle bir girişimde bulunabilirler?
Teşkilat Neferi: Son dönemde Genç Bilgililere azalan ilgi ve Gaffar Bey’in hâkimiyet duygusu bu söylentilerin doğru olabileceğinin ispatıdır.
Agah Efendi: Ama Gaffar Bey…

( Teşkilat Neferi, Agah Efendi’nin lafını bölerek. )

Teşkilat Neferi: Evet efendim, Gaffar Bey eski profesörlerimizden. Onun bu hâkimiyet duygusundan dolayı görevinden alınan profesör.

( Gaffar Bey, eskiden İTT (İstanbul Teşkilat Takımı) ’i için çalışan bir profesördü; fakat onun liderlik duygusunun aşırı derecede olduğunu fark eden Agah Efendi görevine son vermişti. )

Agah Efendi: (Kaşlarını çatar) Böyle bir şey düşünülemez, Gaffar eğer Çemberli taş’ı ele geçirirse kıyamet kopabilir. Hemen bana İstihbarat Subayı ve Komutan’ı çağırın!

( Teşkilat Neferi hemen oradan ayrılır. )

(3 Dakika sonra.)

( İstihbarat Subayı ve Komutan konuşurlarken uzaktan bir Nefer’in seslendiğini duyarlar. )


Teşkilat Neferi: ( Soluk soluğa ) Komutanım! Komutanım! Olanlardan haberiniz var mı?
Komutan: Ne olmuş, neden haberim var mı?
Teşkilat Neferi: Gaffar Bey’in Çemberli taş’ı ele geçirmeye çalıştığını söyleniyor ve bu sayede İstanbul’a hakim olmayı planladığı.
Komutan: Nasıl yani?
İstihbarat Subayı: ( şaşırarak ) Bu bizim Gaffar mı?
Teşkilat Neferi: Ne yazık ki… Bu talihsiz durum karşısında Agah Efendi sizi çağırıyor.
Komutan: Elbette.
İstihbarat Subayı: Tamam, hazırlanalım birazdan yola çıkarız.

( İstihbarat Subayı ve Komutan, Teşkilat Binası’na gitmek için tramvay’a binerler. Tramvay’ın mavi kapısı ve kırmızı camları dikkatlerini çeker, bu sırada Gaffar Bey hakkında fikirlerini söylemeye başlarlar. )

Komutan: ( sinirli bir şekilde konuşmaya başlar ) Olanı görüyor musun, zamanında Teşkilat Takımı için çalışan bir profesör iken; şimdi o takım’ın baş düşmanı olan bir profesör.
İstihbarat Subayı: Aman dur daha net bir bilgi yok elimizde, sadece düşünceler var bu konu hakkında.
Komutan: Görmüyor musun? Herkes aynı kanaatte.
İstihbarat Subayı: Ama kimsenin net bir bilgisi yok değil mi?
Komutan: Haklı olabilirsin, konu hakkında net bir bilgi kazanalım. ( Tramvayın koltukları dikkatini çeker ) Fark ettin mi eskiden tramvaylar daha dardı ve tek renkti. Ama şimdi mavili, kırmızılı renkler ve birçok koltuk, onlarda beyaz.
İstihbarat Subayı: ( gülümseyerek ) Haklısın, bizim zamanımızda her şey farklıydı; ama ilerleyen teknoloji ve bir çok olay hayatın akışını da değiştiriyor…

(10 Dakika sonra.)

Komutan: Geldik galiba.
İstihbarat Subayı: Evet, zaten son durakmış burası.

( Desenli taşlarla çevrili olan ve bir Kiliseyi andıran Teşkilat Binasına doğru yürümeye başlarlar. )

Teşkilat Neferi: Efendim, emrettiğiniz üzere Komutan ve İstihbarat Subayı geldiler.
Agah Efendi: Tamam nefer, sen gidebilirsin.

( Agah Efendi Komutanın gözlerine bakarak. )

Agah Efendi: Olanlardan haberin var değil mi?
Komutan: Maalesef…
İstihbarat Subayı: Efendim, bu konu hakkında net bir bilgi varmı?
Agah Efendi: Bilmiyoruz; ama Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi 4 Gündür ortalıkta görünmüyorlarmış. Halkta böyle bir olayın olabileceğini düşünüyor.
Komutan: Evlerine gidilmiş mi?
Agah Efendi: Genç Bilgililer; yani Selin, Fatih ve Semih aynı evde yaşıyorlarmış ve hiçbir yakınları da yokmuş.
Komutan: Peki ya Gaffar?
Agah Efendi: Gaffar hakkında pek bir bilgi yok; ama bir kız kardeşi varmış galiba…

( İstihbarat Subayı, Agah Efendi’nin lafını bölerek. )

İstihbarat Subayı: Tamam o zaman! Daha ne bekliyoruz, hemen gidelim.

( Komutanla göz göze gelirler ve selam verip Teşkilat Binası’ndan ayrılırlar. )

Semiha oturmuş abisinin nerede olduğunu düşünürken birden kapı çalar.

Semiha: Kim o?
Komutan: Teşkilat’tan geliyoruz! Ben Komutan.

( Semiha ne için geldiklerini anlayamaz ama kapıyı açar. )

Komutan: Merhaba, hanımefendi.
Semiha: Merhaba.
Komutan: ( Kibar bir dille ) İçeri girebilir miyiz?
Semiha: Siz kimsiniz?
Komutan: Ben Teşkilat Komutanı ve arkadaşım(İstihbarat Subayı’nı gösterir) Teşkilatımızın İstihbarat Subayıdır.
Semiha: Tabii ki, girebilirsiniz.

( Evin tertip ve düzeni ikisininde dikkatini çeker. )

İstihbarat Subayı: Abiniz nerdedir biliyor musunuz?
Semiha: ( başını öne eğer ) Bende abimi 4 gündür göremiyorum. Neden sordunuz?
İstihbarat Subayı: Hâkkında bir takım suçlamalar var.

( Semiha biraz çekinir. )

Semiha: Nasıl yani?
Komutan: Abiniz Çemberli taş hakkında bir şey söyledi mi?
Semiha: ( biraz tedirgin ) Hayır söylemedi, ne oldu açıklayacak mısınız?
İstihbarat Subayı: Efendim, Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi; Çemberli taş için bir proje planladığı ve orayı ele geçirmek istedikleri düşünülüyor. Bu düşünceyi de doğrulayan birçok kişi var. Bizde onları arıyoruz.
Semiha: Ama bu konuda benim hiçbir bilgim yok.
İstihbarat Subayı: Peki, Abinizden bir haber alırsanız hemen bize bildiriniz.

( İstihbarat Subayı ve Komutan elleri boş bir şekilde evden çıkar. )

İstihbarat Subayı ve Komutan tekrar teşkilat binasının yolunu tutarlar. Bu arada Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi hâlâ ortalıkta görünmemektedirler.

Komutan: ( Yerdeki granit taşlara bakarak ) Olana bak hâlâ elimizde net bir bilgi yok, nereden başlayacağımızı da bilmiyoruz.
İstihbarat Subayı: Haklısın, yapabileceğimiz bir şey yok, hele bir teşkilat binasına varalım, Agah Efendi ile bu konu hakkında daha net konuşuruz kim ne biliyor öğreniriz…

( Bu arada Agah Efendi telaşlıdır. )

Agah Efendi: Nefer!!
Teşkilat Neferi: Evet efendim.
Agah Efendi: Çabuk bu olay hakkında halk ne düşünüyor iyice bir araştır.
Teşkilat Neferi: Tamam efendim.

( Nefer odadan çıktı, İstihbarat Subayı ve Komutan içeri girdi. )

Agah Efendi: Bende sizi bekliyordum, ne yaptınız bir şey bulabildiniz mi?
İstihbarat Subayı: Ne yazık ki hayır.
Komutan: Elimizde hiçbir belge veya kanıt yok, Gaffar’ın nerede olduğunu bilmiyoruz veya Genç Bilgililerin, kısacası elde var sıfır.
Agah Efendi: ( belgeleri göstererek ) Bende Gaffar’ın eskiden yapmış olduğu araştırmalar ve belgeleri çıkarmıştım, inceliyorum dikkatimi çeken bir konu var.

( Komutan ve İstihbarat Subayı, Yuvarlak masanın yanına gelir. )

Agah Efendi: Bakın Gaffar, düzenli ve tertipli biri olduğu çok belli özenli bir şekilde not tutmaktan hiç çekinmemiş. Ve…

( Komutan, Agah Efendi’nin lafını bölerek. )

Komutan: Evet, evdeki düzen ve tertip; işte bu. Aslında o kız bir şeyler biliyor; ama bize söylemedi.

( Hemen İstihbarat Subayı ile birlikte oradan ayrılırlar. )

İstihbarat Subayı: Ne oldu? Hiçbir şey söylemeden ayrıldık, neyi anladın. O kız ne biliyor?
Komutan: Fark etmedin mi? Gaffar Bey düzenli ve tertipli birisi, evi hatırlasana. Tertemiz ve düzenliydi.
İstihbarat Subayı: Yani Gaffar Bey aslında o eve tekrar gelmişti!
Komutan: ( gülümseyerek ) Evet. Hemen o kızla konuşmamız gerek.

(Eve yaklaşırlar, komutan kolu olmayan kapıyı çalar; ama yanıt yoktur. Tekrar, tekrar çalar; ama gene yanıt yok.)

Komutan: Olamaz. Kız anlamış ve hemen gitmiş evden.
İstihbarat Subayı: Akşamı bekleyelim, belki pazara falan gitmiştir.

( Komutan onaylarcasına başını sallar. )

( 2 Saat sonra. )


Komutan: Artık bekleyemeyeceğim.
İstihbarat Subayı: Sanırım Gaffar Bey, Çemberli taş’ı ele geçirdi; yoksa bu kadar gün nerede kalacaklar.
Komutan: İşte bu olamaz. Kız kardeşini de yanına aldığına göre haklı olabilirsin.
İstihbarat Subayı: Hemen Agah Efendi’ye haber vermeliyiz.

( En yakın tren istasyonundan, kırmızı pencereli mavi kapılı tramvaya binerler. )

Komutan: Ben biliyordum böyle olacağını, kız zaten cevaplarında çok tedirgindi. Keşke, Ahh keşke…
İstihbarat Subayı: Tamam boş ver yapabileceğimiz bir şey yok. Bu durumdan Agah Efendi’yi haberdar etmeliyiz.
Komutan: Haklısın.

( Varmak istedikleri yere gelmişlerdir ve teşkilat binasına koşar adımlarla ilerliyorlar. )

( Agah Efendi kara, kara düşünürken içeri istihbarat subayı ve komutan girer. )


Komutan: Efendim, korktuğumuz başımıza geldi!
Agah Efendi: ( endişeli ) Noldu?!
Komutan: Çemberli taş…
Agah Efendi: Yoksa?
Komutan: Evet Gaffar Bey orayı ele geçirmiş!
Agah Efendi: Olamaz, olağanüstü hâl ilan edin. Şehirde bulunan tüm eli silah tutabilen kişileri çağırın. Bu güce karşı savaşamayız.
İstihbarat Subayı: Elbette Efendim!

( Odadan çıkarlar ve ertesi gün sokaklarda anons sesleri yankılanır. )

Anons: Seferberlik ilanıdır. Teşkilat Takımı eski üyelerinden Prof. Gaffar Bey, Çemberlitaş’ı ele geçirmiş ve İstanbul’a saldırı düzenlemeyi planlıyordur. Eli silah tutan bay/bayan herkesin acilen Teşkilat Binasına gelmesi gerekir.

( Bu anons birer saat arayla tekrarlanır. )

Tüm milletin arasında hep aynı diyaloglar geçer:

Mehmet: Korktuğumuz başımıza geldi.
Cenk: Haklısın; ama birinin Gaffar’a “ dur! “ demesi gerek.
İdil: Evet! O kişilerde bizleriz.

( 2 Hafta sonra, eli silah tutan bay/bayan herkes Teşkilat Binası önünde toplanmıştır. )

Agah Efendi: ( yüksek ve sert bir sesle ) Ey İstanbul Ahalisi, bu yaşamış olduğunuz topraklar tehlike altındadır. Gaffar Bey bize karşı bir savaş açmıştır. Bunu engellemek bizlerin vatan borcudur. Bizimle savaşmaya VAR MISINIZ!
Tüm halk aynı anda: VARIZ!

( Agah Efendi biraz olsun rahatlamıştır; çünkü halk bu savaşa hazırdır. )

( Komutan ve İstihbarat Subayı plan yapmışlardır; iki ayrı gruba ayrılmışlardır ve nasıl Çemberli taş’a gireceklerini anlatıyorlardır. )

Komutan: Çemberli taş etrafı “ Erg Bulutlusu “ gibi güçlü bir zehirli çevrili ve içerisi değişik makineler ve büyücülerle dolu zor bir yerdir. Gaffar Beyi yenmek için önce bunları geçmeliyiz.
Halktan biri: Ama uzun zamandır kimse oraya girmedi.
Komutan: Gaffar Bey girdiğine göre bizde girebiliriz!
İstihbarat Subayı: İki ayrı gruplar hâlinde saldıracağız; çünkü Gaffar Bey bizi orada bekliyor, tek grup saldırırsak kolay hedef oluruz.
Komutan: Evet, o yüzden bir grup başında İstihbarat Subayı ve bir grup başında ben olacağım.

( Komutan ve İstihbarat Subayı orayı 2 gruba ayırır ve yerlerini alırlar. )

Komutan: Evet, Silah ARKADAŞLARIM! Artık zafer bizim zaferimiz olacaktır. (İstihbarat Subayına işareti verir.) Saldırma vakti!

( Aradan belirli bir süre geçer her iki tarafta büyük darbe almıştır; İstihbarat Subayı ve birçok teşkilat neferi şehit olmuştur. Ama Gaffar Bey hâlâ ortada yoktur. )

Komutan: Yılmadan savaşmaya devam edeceğiz bu savaşı kazanacağız.

( Savaş hâlâ devam etmektedir ve komutan neferlere moral kazandırmaya çalışmaktadır. Sonunda Gaffar Bey görülmüştür. Görkemli Asası ve Pelerini ile Gaffar Bey tam karşılarındadır. )

Komutan: Saldırın arkadaşlarım bizim İstanbul’umuzu kimse bizden alamaz!
Neferler(Ordu): İstanbul Bizimdir! BİZİM KALACAK!

( Gaffar Bey, Genç Bilgililer Ekibi ve Semiha ile çarpışan ordu; arasında muazzam bir savaş vardır. Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi ölmüştür. Semiha ise yaralı olarak ele geçirilmiştir. Ama Komutan ve ordusu çok kayıp vermiştir. )

( Komutan ve ordusu yanında Semiha ve Gaffar Bey’in cesedi ile teşkilat binasına dönerler. )


Agah Efendi: İnanamıyorum o gördüğüm Gaffar mı?
Komutan: Evet, efendim. Ordumuz büyük bir savaş yaşadı ve büyük bir kargaşa, bir çok kişi “ Erg Bulutlusu “ gazını geçemedi ve makinelere, büyücülere karşı olan savaşta şehit düştü; ama geri kalan neferler ile Gaffar Bey’i yenmeyi başardık.
Agah Efendi: ( gözleri İstihbarat Subayını aramakta ) Ya subay?
Komutan: ( başını eğer ) başımız sağ olsun.
Agah Efendi: Vatan sağ olsun! Böyle evlatlarımız olduğu sürece bu İstanbul bizimdir bizim kalacak.

Her şey bitmiş olsa bile hâlâ o Dikili Taş ve santral duruyor. “İşte bu santral, insanın acımasız kaosa karşı verdiği büyük mücadelenin eseridir.” Çemberli taş, İnsanın acımasızlığa karşı verdiği mücadelenin en güçlü ve en kuvvetli sonucudur ve o noktada can veren Gaffar Bey’in son sözü unutulmadı, unutulamayacaktır: “ ÇEMBERLİTAŞ! “



Buğrahan*
Güzel olmuş
Ama hikayeni bir daha gözden geçirmeni öneririm
Çünkü bazı anlamsızlıklar var
Mesela Semiha ağır yaralanmıştır diyorsun
Sonrada agah bey gaffarla semihanın cesedini görmüş diyorsun
Semiha ne ara oldu
Burada mesela bir bilgi vermen Lazım ama güzel olmus bole ince ayrıntılar onemlidir
İyi forumlar
umutdeniz
Kullanıcı avatarı
MasumprenS
Kobra Takipçisi
Kobra Takipçisi
Mesajlar: 977
Kayıt: 04 Ara 2009 18:20
Klan: Lodos
Lonca: ---
Konum: Mersin
İletişim:

Re: ÇEMBERLİTAŞ (hikaye)

Mesaj gönderen MasumprenS »

Emeğine sağlık güzel bir hikaye olmuş, ama bazı kopuk noktalar var düzeltilirse daha güzel olacağına eminim.

Şimdiden başarılar.
Ki, kalbin kemiği yoktu, siz onu da kırdınız...

İKV Macerası 27 Aralık 2006 [Başlangıç]

"MasumprenS"
Kullanıcı avatarı
Buqrahan
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 839
Kayıt: 13 Eki 2010 19:07
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Merchant King
Konum: Ankara

Re: ÇEMBERLİTAŞ (hikaye)

Mesaj gönderen Buqrahan »

Doğru söylüyor olabilirsiniz, teşekkürler, ama bazı yerleri bilerek öyle yaptım; çünkü açıklama yaparsam konunun akıcılığı/sürekliliği bozuluyordu. Yoksa dikkatlice yazdım :) Yorumlar için tekrar teşekkürler, 2 Gün sonra bitiyor. Herkes elinden geleni yapmasını isterim, sonuçta bu bir yarışma; herkes yollayabilir...


Fan Art 2011'de Herkese Başarılar...
____________________________

Cahil insan; boş bir Kavanoza benzer, dışını istediğin kadar parlatsan da güzelleştirsende, içi her zaman boş kalır.

LEYLIRK ۩۩۩ LEYLİRK ۩۩۩


____________________________

𝔾𝔸𝕃𝔸𝕋𝔸𝕊𝔸ℝ𝔸𝕐

_________________________
Kullanıcı avatarı
Aggron
Acemi Savaşçı
Acemi Savaşçı
Mesajlar: 3
Kayıt: 26 Kas 2011 05:26
Sunucu: Sancak

Re: ÇEMBERLİTAŞ (hikaye)

Mesaj gönderen Aggron »

Buqrahan yazdı:Paylaşsam mı paylaşmasam mı diye bayadır düşünüyordum. Comader arkadaşım ve daha bir çok kişi paylaşabilirsin / paylaşmalısın gibi sözler söyledi. O zaman bizde HİKAYEMİZİ paylaşırız arkadaş... :)

ÇEMBERLİTAŞ


( Gaffar şık bir şekilde giyinmiş, dışarı çıkmaya hazırlanıyordu. Sabahın erken saatleriydi. )

Kız kardeşi Semiha onu durdurdu, birkaç isteği ve söylemesi gereken şeyler vardı:

Semiha: Abi, hayırdır bu sabah erkencisin? Acelen mi var. Kahvaltı yapsaydık.
Gaffar: Semiha, bugün bizim gençlerle önemli bir toplantım var, onlarla buluşacağım. Sen içini ferah tut dışarı da simit falan alır karnımı doyururum.
Semiha: ( gözleri nemli ) Dikkatli ol hâlâ dışarı da seni takip ediyor olabilirler. Lütfen Dikkat et!
Gaffar: ( tebessüm ederek ) tamam sen telaş etme, sakın ben gelmeden kimseye kapıyı açma.
Semiha: Peki.

( Dışarı da şiddetli yağmur vardı. Bunu gören Gaffar paltosunu istedi ve çıktı. )

Semiha her şeye rağmen hâlâ korkmaktadır; çünkü abisinin büyücüler tarafından takip edildiğini biliyordur.

( Gaffar, proje arkadaşları ile buluşacakları yere geldi ve onlarda zaten orada beklemekteydi .)

Semih: Neden bu kadar geç kaldın?
Gaffar: Kusura bakmayın yolda gelirken bir kaza olmuş ona takıldım.
Fatih: Doğru, bugünlerde yağmur şiddetini arttırdı. Dolayısıyla kaza olayıları da sıkça oluyor.
Gaffar: Haklısın, iyi ki yanıma paltomu almışım.
Fatih: ( gülümseyerek ) Bizde yolda gelirken biraz ıslanmadık değil doğrusu.
Gaffar: (Ciddi bir yüz ifadesi ile) Neyse konumuza dönelim, getirdiniz mi belgeyi?
Selin: Evet, getirdik dikkatlice al ve okumaya başla.
Gaffar: Peki.

(5 Dakika sonra.)

Gaffar: Bu proje’den kimsenin haberi yok değil mi?
Selin: Hayır, yok.
Gaffar: Siz genç bilgililer ekibisiniz dikkatli olun etrafınızda takip eden casuslar olabilir.
Fatih: ( tebessüm ederek ) Beyaz Büyücüleri mi diyorsun? Onların gözünün önünü görecek halleri yok.
Semih: ( parmağı ile dikili taşı göstererek ) Evet; ama çemberli taş savunucuları olarak biliniyorlar, bu yüzden dikkatli olmalı ve oraya bölge kurmalıyız. Birlik olmayı sağlamalıyız; çünkü “ Erg Bulutlusu “ çok zehirli bir gaz dikkatli olmalıyız yoksa ölebiliriz.
Gaffar: Biliyorum; ama size güveniyorum bunu başaracağız.
Selin: Bende başaracağımızdan yanayım; çünkü arkadaşlar biz bir ekibiz ve birlikte çalışanlar her zaman başarır!
Semih: ( Selin’in gözlerine bakarak ) Haklısın.
Gaffar: (masadan kalkmaya yeltenir) Arkadaşlar, haberlerimi bekleyin zamanımız kalmadı kısa süre içerisinde bitirelim bu işi.

( Güneş batıyordu, Gaffar yağmur altında ıslanırken eve gitmeye çalışıyor ve ne zaman elindeki projeyi başlatacaklarını düşünüyordu. )

Eve geldi, pencereden bakan kardeşini görünce yüzünde tebessüm belirdi.

( Gaffar, kapıya gelmeden kapı açılmıştı zaten. )

Semiha: Hoş geldin abi gözüm yollardı kaldı.
Gaffar: ( gülümseyerek ) geldim işte çok mu meraklandın.
Semiha: Evet, senin için yemek hazırladım.

(Semiha, tertibe düşkün olan abisi için çok özenli ve şık bir sofra hazırlamış ve en sevdiği yemeği yapmıştı)

Gaffar: ( gülümseyerek ) Böyle güzel bir sofra karşısında kim hayır diyebilir ki?
Semiha: ( yüzü kızardı ) Biliyordum, en sevdiğin yemeği(Sulu Köfte) yapmıştım.

(Gaffar, masaya oturdu ve kardeşi onun tabağına yemeği koyarken, birden lise yıllarında annesinin onu karşılayıp aynı şıklıkta bir masa ile yemekler hazırladığını hatırladı ve gözleri nemlendi.)

Gaffar: Senin gibi kardeşim olduğu için çok mutluyum.
Semiha: ( gülümsedi ) teşekkür ederim abi.

( Gaffar tabağını bitirmiş ve Semiha’nın gözlerine bakarak. )

Gaffar: Ben yatmaya gidiyorum hadi iyi uykular. Sen de geç olmadan yat.

( Gaffar odadan ayrıldı… )

Semiha: Tamam abi.

( Dedi ve o da yatmaya gitti. )

Gaffar, başını yastığa koyduğunda günün stresi ve yorgunluluğunu hisseder, yarın olacakların hayalini kurup derin bir uykuya dalar.

(Sabah olmuştu, Gaffar, Semiha’yı uyandırmadan evden çıktı. Çemberli taş hakkında aklına yeni fikirler gelmişti ve bunları Genç Bilgililer ile paylaşmak istedi. Selin’i aradı.)

Gaffar: Çabuk Dikili Taş önüne gelin.
Selin: ( sesi biraz boğuk ) Tamam hazırlanıp hemen geliyoruz.

( Selin, Fatih ve Semih; Dikili Taş’ın önüne geldiklerinde Gaffar’ı görürler. )

Fatih: Hayırdır, neden sabahın bu saatinde bizi buraya çağırdın?
Gaffar: Proje hakkında fikirlerim var.
Semih: Nasıl yani?
Gaffar: Nereden başlamamız gerektiğini ve nasıl başlamamız gerektiğin bütün gece düşündüm, artık projeye başlamamızın zamanı geldi…

( Bu olaydan o dönemdeki İTB (İstanbul Teşkilat Başkanı) Agah Efendi’nin de haberi olur. )

Teşkilat Neferi: Efendim, Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi ortalıkta yok; bir söylentiye göre, ÇEMBERLİTAŞ’ı ele geçirip İstanbul’a hâkim olmak istiyorlarmış.
Agah Efendi: Neden böyle bir girişimde bulunabilirler?
Teşkilat Neferi: Son dönemde Genç Bilgililere azalan ilgi ve Gaffar Bey’in hâkimiyet duygusu bu söylentilerin doğru olabileceğinin ispatıdır.
Agah Efendi: Ama Gaffar Bey…

( Teşkilat Neferi, Agah Efendi’nin lafını bölerek. )

Teşkilat Neferi: Evet efendim, Gaffar Bey eski profesörlerimizden. Onun bu hâkimiyet duygusundan dolayı görevinden alınan profesör.

( Gaffar Bey, eskiden İTT (İstanbul Teşkilat Takımı) ’i için çalışan bir profesördü; fakat onun liderlik duygusunun aşırı derecede olduğunu fark eden Agah Efendi görevine son vermişti. )

Agah Efendi: (Kaşlarını çatar) Böyle bir şey düşünülemez, Gaffar eğer Çemberli taş’ı ele geçirirse kıyamet kopabilir. Hemen bana İstihbarat Subayı ve Komutan’ı çağırın!

( Teşkilat Neferi hemen oradan ayrılır. )

(3 Dakika sonra.)

( İstihbarat Subayı ve Komutan konuşurlarken uzaktan bir Nefer’in seslendiğini duyarlar. )


Teşkilat Neferi: ( Soluk soluğa ) Komutanım! Komutanım! Olanlardan haberiniz var mı?
Komutan: Ne olmuş, neden haberim var mı?
Teşkilat Neferi: Gaffar Bey’in Çemberli taş’ı ele geçirmeye çalıştığını söyleniyor ve bu sayede İstanbul’a hakim olmayı planladığı.
Komutan: Nasıl yani?
İstihbarat Subayı: ( şaşırarak ) Bu bizim Gaffar mı?
Teşkilat Neferi: Ne yazık ki… Bu talihsiz durum karşısında Agah Efendi sizi çağırıyor.
Komutan: Elbette.
İstihbarat Subayı: Tamam, hazırlanalım birazdan yola çıkarız.

( İstihbarat Subayı ve Komutan, Teşkilat Binası’na gitmek için tramvay’a binerler. Tramvay’ın mavi kapısı ve kırmızı camları dikkatlerini çeker, bu sırada Gaffar Bey hakkında fikirlerini söylemeye başlarlar. )

Komutan: ( sinirli bir şekilde konuşmaya başlar ) Olanı görüyor musun, zamanında Teşkilat Takımı için çalışan bir profesör iken; şimdi o takım’ın baş düşmanı olan bir profesör.
İstihbarat Subayı: Aman dur daha net bir bilgi yok elimizde, sadece düşünceler var bu konu hakkında.
Komutan: Görmüyor musun? Herkes aynı kanaatte.
İstihbarat Subayı: Ama kimsenin net bir bilgisi yok değil mi?
Komutan: Haklı olabilirsin, konu hakkında net bir bilgi kazanalım. ( Tramvayın koltukları dikkatini çeker ) Fark ettin mi eskiden tramvaylar daha dardı ve tek renkti. Ama şimdi mavili, kırmızılı renkler ve birçok koltuk, onlarda beyaz.
İstihbarat Subayı: ( gülümseyerek ) Haklısın, bizim zamanımızda her şey farklıydı; ama ilerleyen teknoloji ve bir çok olay hayatın akışını da değiştiriyor…

(10 Dakika sonra.)

Komutan: Geldik galiba.
İstihbarat Subayı: Evet, zaten son durakmış burası.

( Desenli taşlarla çevrili olan ve bir Kiliseyi andıran Teşkilat Binasına doğru yürümeye başlarlar. )

Teşkilat Neferi: Efendim, emrettiğiniz üzere Komutan ve İstihbarat Subayı geldiler.
Agah Efendi: Tamam nefer, sen gidebilirsin.

( Agah Efendi Komutanın gözlerine bakarak. )

Agah Efendi: Olanlardan haberin var değil mi?
Komutan: Maalesef…
İstihbarat Subayı: Efendim, bu konu hakkında net bir bilgi varmı?
Agah Efendi: Bilmiyoruz; ama Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi 4 Gündür ortalıkta görünmüyorlarmış. Halkta böyle bir olayın olabileceğini düşünüyor.
Komutan: Evlerine gidilmiş mi?
Agah Efendi: Genç Bilgililer; yani Selin, Fatih ve Semih aynı evde yaşıyorlarmış ve hiçbir yakınları da yokmuş.
Komutan: Peki ya Gaffar?
Agah Efendi: Gaffar hakkında pek bir bilgi yok; ama bir kız kardeşi varmış galiba…

( İstihbarat Subayı, Agah Efendi’nin lafını bölerek. )

İstihbarat Subayı: Tamam o zaman! Daha ne bekliyoruz, hemen gidelim.

( Komutanla göz göze gelirler ve selam verip Teşkilat Binası’ndan ayrılırlar. )

Semiha oturmuş abisinin nerede olduğunu düşünürken birden kapı çalar.

Semiha: Kim o?
Komutan: Teşkilat’tan geliyoruz! Ben Komutan.

( Semiha ne için geldiklerini anlayamaz ama kapıyı açar. )

Komutan: Merhaba, hanımefendi.
Semiha: Merhaba.
Komutan: ( Kibar bir dille ) İçeri girebilir miyiz?
Semiha: Siz kimsiniz?
Komutan: Ben Teşkilat Komutanı ve arkadaşım(İstihbarat Subayı’nı gösterir) Teşkilatımızın İstihbarat Subayıdır.
Semiha: Tabii ki, girebilirsiniz.

( Evin tertip ve düzeni ikisininde dikkatini çeker. )

İstihbarat Subayı: Abiniz nerdedir biliyor musunuz?
Semiha: ( başını öne eğer ) Bende abimi 4 gündür göremiyorum. Neden sordunuz?
İstihbarat Subayı: Hâkkında bir takım suçlamalar var.

( Semiha biraz çekinir. )

Semiha: Nasıl yani?
Komutan: Abiniz Çemberli taş hakkında bir şey söyledi mi?
Semiha: ( biraz tedirgin ) Hayır söylemedi, ne oldu açıklayacak mısınız?
İstihbarat Subayı: Efendim, Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi; Çemberli taş için bir proje planladığı ve orayı ele geçirmek istedikleri düşünülüyor. Bu düşünceyi de doğrulayan birçok kişi var. Bizde onları arıyoruz.
Semiha: Ama bu konuda benim hiçbir bilgim yok.
İstihbarat Subayı: Peki, Abinizden bir haber alırsanız hemen bize bildiriniz.

( İstihbarat Subayı ve Komutan elleri boş bir şekilde evden çıkar. )

İstihbarat Subayı ve Komutan tekrar teşkilat binasının yolunu tutarlar. Bu arada Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi hâlâ ortalıkta görünmemektedirler.

Komutan: ( Yerdeki granit taşlara bakarak ) Olana bak hâlâ elimizde net bir bilgi yok, nereden başlayacağımızı da bilmiyoruz.
İstihbarat Subayı: Haklısın, yapabileceğimiz bir şey yok, hele bir teşkilat binasına varalım, Agah Efendi ile bu konu hakkında daha net konuşuruz kim ne biliyor öğreniriz…

( Bu arada Agah Efendi telaşlıdır. )

Agah Efendi: Nefer!!
Teşkilat Neferi: Evet efendim.
Agah Efendi: Çabuk bu olay hakkında halk ne düşünüyor iyice bir araştır.
Teşkilat Neferi: Tamam efendim.

( Nefer odadan çıktı, İstihbarat Subayı ve Komutan içeri girdi. )

Agah Efendi: Bende sizi bekliyordum, ne yaptınız bir şey bulabildiniz mi?
İstihbarat Subayı: Ne yazık ki hayır.
Komutan: Elimizde hiçbir belge veya kanıt yok, Gaffar’ın nerede olduğunu bilmiyoruz veya Genç Bilgililerin, kısacası elde var sıfır.
Agah Efendi: ( belgeleri göstererek ) Bende Gaffar’ın eskiden yapmış olduğu araştırmalar ve belgeleri çıkarmıştım, inceliyorum dikkatimi çeken bir konu var.

( Komutan ve İstihbarat Subayı, Yuvarlak masanın yanına gelir. )

Agah Efendi: Bakın Gaffar, düzenli ve tertipli biri olduğu çok belli özenli bir şekilde not tutmaktan hiç çekinmemiş. Ve…

( Komutan, Agah Efendi’nin lafını bölerek. )

Komutan: Evet, evdeki düzen ve tertip; işte bu. Aslında o kız bir şeyler biliyor; ama bize söylemedi.

( Hemen İstihbarat Subayı ile birlikte oradan ayrılırlar. )

İstihbarat Subayı: Ne oldu? Hiçbir şey söylemeden ayrıldık, neyi anladın. O kız ne biliyor?
Komutan: Fark etmedin mi? Gaffar Bey düzenli ve tertipli birisi, evi hatırlasana. Tertemiz ve düzenliydi.
İstihbarat Subayı: Yani Gaffar Bey aslında o eve tekrar gelmişti!
Komutan: ( gülümseyerek ) Evet. Hemen o kızla konuşmamız gerek.

(Eve yaklaşırlar, komutan kolu olmayan kapıyı çalar; ama yanıt yoktur. Tekrar, tekrar çalar; ama gene yanıt yok.)

Komutan: Olamaz. Kız anlamış ve hemen gitmiş evden.
İstihbarat Subayı: Akşamı bekleyelim, belki pazara falan gitmiştir.

( Komutan onaylarcasına başını sallar. )

( 2 Saat sonra. )


Komutan: Artık bekleyemeyeceğim.
İstihbarat Subayı: Sanırım Gaffar Bey, Çemberli taş’ı ele geçirdi; yoksa bu kadar gün nerede kalacaklar.
Komutan: İşte bu olamaz. Kız kardeşini de yanına aldığına göre haklı olabilirsin.
İstihbarat Subayı: Hemen Agah Efendi’ye haber vermeliyiz.

( En yakın tren istasyonundan, kırmızı pencereli mavi kapılı tramvaya binerler. )

Komutan: Ben biliyordum böyle olacağını, kız zaten cevaplarında çok tedirgindi. Keşke, Ahh keşke…
İstihbarat Subayı: Tamam boş ver yapabileceğimiz bir şey yok. Bu durumdan Agah Efendi’yi haberdar etmeliyiz.
Komutan: Haklısın.

( Varmak istedikleri yere gelmişlerdir ve teşkilat binasına koşar adımlarla ilerliyorlar. )

( Agah Efendi kara, kara düşünürken içeri istihbarat subayı ve komutan girer. )


Komutan: Efendim, korktuğumuz başımıza geldi!
Agah Efendi: ( endişeli ) Noldu?!
Komutan: Çemberli taş…
Agah Efendi: Yoksa?
Komutan: Evet Gaffar Bey orayı ele geçirmiş!
Agah Efendi: Olamaz, olağanüstü hâl ilan edin. Şehirde bulunan tüm eli silah tutabilen kişileri çağırın. Bu güce karşı savaşamayız.
İstihbarat Subayı: Elbette Efendim!

( Odadan çıkarlar ve ertesi gün sokaklarda anons sesleri yankılanır. )

Anons: Seferberlik ilanıdır. Teşkilat Takımı eski üyelerinden Prof. Gaffar Bey, Çemberlitaş’ı ele geçirmiş ve İstanbul’a saldırı düzenlemeyi planlıyordur. Eli silah tutan bay/bayan herkesin acilen Teşkilat Binasına gelmesi gerekir.

( Bu anons birer saat arayla tekrarlanır. )

Tüm milletin arasında hep aynı diyaloglar geçer:

Mehmet: Korktuğumuz başımıza geldi.
Cenk: Haklısın; ama birinin Gaffar’a “ dur! “ demesi gerek.
İdil: Evet! O kişilerde bizleriz.

( 2 Hafta sonra, eli silah tutan bay/bayan herkes Teşkilat Binası önünde toplanmıştır. )

Agah Efendi: ( yüksek ve sert bir sesle ) Ey İstanbul Ahalisi, bu yaşamış olduğunuz topraklar tehlike altındadır. Gaffar Bey bize karşı bir savaş açmıştır. Bunu engellemek bizlerin vatan borcudur. Bizimle savaşmaya VAR MISINIZ!
Tüm halk aynı anda: VARIZ!

( Agah Efendi biraz olsun rahatlamıştır; çünkü halk bu savaşa hazırdır. )

( Komutan ve İstihbarat Subayı plan yapmışlardır; iki ayrı gruba ayrılmışlardır ve nasıl Çemberli taş’a gireceklerini anlatıyorlardır. )

Komutan: Çemberli taş etrafı “ Erg Bulutlusu “ gibi güçlü bir zehirli çevrili ve içerisi değişik makineler ve büyücülerle dolu zor bir yerdir. Gaffar Beyi yenmek için önce bunları geçmeliyiz.
Halktan biri: Ama uzun zamandır kimse oraya girmedi.
Komutan: Gaffar Bey girdiğine göre bizde girebiliriz!
İstihbarat Subayı: İki ayrı gruplar hâlinde saldıracağız; çünkü Gaffar Bey bizi orada bekliyor, tek grup saldırırsak kolay hedef oluruz.
Komutan: Evet, o yüzden bir grup başında İstihbarat Subayı ve bir grup başında ben olacağım.

( Komutan ve İstihbarat Subayı orayı 2 gruba ayırır ve yerlerini alırlar. )

Komutan: Evet, Silah ARKADAŞLARIM! Artık zafer bizim zaferimiz olacaktır. (İstihbarat Subayına işareti verir.) Saldırma vakti!

( Aradan belirli bir süre geçer her iki tarafta büyük darbe almıştır; İstihbarat Subayı ve birçok teşkilat neferi şehit olmuştur. Ama Gaffar Bey hâlâ ortada yoktur. )

Komutan: Yılmadan savaşmaya devam edeceğiz bu savaşı kazanacağız.

( Savaş hâlâ devam etmektedir ve komutan neferlere moral kazandırmaya çalışmaktadır. Sonunda Gaffar Bey görülmüştür. Görkemli Asası ve Pelerini ile Gaffar Bey tam karşılarındadır. )

Komutan: Saldırın arkadaşlarım bizim İstanbul’umuzu kimse bizden alamaz!
Neferler(Ordu): İstanbul Bizimdir! BİZİM KALACAK!

( Gaffar Bey, Genç Bilgililer Ekibi ve Semiha ile çarpışan ordu; arasında muazzam bir savaş vardır. Gaffar Bey ve Genç Bilgililer Ekibi ölmüştür. Semiha ise yaralı olarak ele geçirilmiştir. Ama Komutan ve ordusu çok kayıp vermiştir. )

( Komutan ve ordusu yanında Semiha ve Gaffar Bey’in cesedi ile teşkilat binasına dönerler. )


Agah Efendi: İnanamıyorum o gördüğüm Gaffar mı?
Komutan: Evet, efendim. Ordumuz büyük bir savaş yaşadı ve büyük bir kargaşa, bir çok kişi “ Erg Bulutlusu “ gazını geçemedi ve makinelere, büyücülere karşı olan savaşta şehit düştü; ama geri kalan neferler ile Gaffar Bey’i yenmeyi başardık.
Agah Efendi: ( gözleri İstihbarat Subayını aramakta ) Ya subay?
Komutan: ( başını eğer ) başımız sağ olsun.
Agah Efendi: Vatan sağ olsun! Böyle evlatlarımız olduğu sürece bu İstanbul bizimdir bizim kalacak.

Her şey bitmiş olsa bile hâlâ o Dikili Taş ve santral duruyor. “İşte bu santral, insanın acımasız kaosa karşı verdiği büyük mücadelenin eseridir.” Çemberli taş, İnsanın acımasızlığa karşı verdiği mücadelenin en güçlü ve en kuvvetli sonucudur ve o noktada can veren Gaffar Bey’in son sözü unutulmadı, unutulamayacaktır: “ ÇEMBERLİTAŞ! “



Buğrahan*
Öncelikle yarışmada başarılar dilerim.Hikayen komik ve sempatik olmuş.Beğendim.!
Suclu olmak sorun deyil,sucsuz olmak kolay deyil,iyi olmak herkesın isi deyil.
Kullanıcı avatarı
llwengeancell
Acemi Savaşçı
Acemi Savaşçı
Mesajlar: 6
Kayıt: 29 Ağu 2012 03:11
Sunucu: Tılsım

Re: ÇEMBERLİTAŞ (hikaye)

Mesaj gönderen llwengeancell »

Hikayen güzel okumaya değer bir hikaye ama bir gariplik var ben Agah Bey'i kör diye biliyorum yanlış biliyorsam kusura bakma.
Cevapla