Kara Mesih - 5.Bölüm(Kırık Çelik Ordusu)

İKV için yazdığınız hikayeler, şiirler veya kurgusal eserleriniz
Cevapla
onatcan3
Salgın Koruyucusu
Salgın Koruyucusu
Mesajlar: 23
Kayıt: 04 Nis 2012 21:09

Kara Mesih - 5.Bölüm(Kırık Çelik Ordusu)

Mesaj gönderen onatcan3 »

-Onu izlediğimizi biliyor mu?

Harap olmuş bir apartman dairesinin salonunda, hareketsiz duran iki siluetten birisi söylemişti bunu. Üstlerine giydikleri gri renkte kapüşonlu pelerinler yüzünden, bedenleri içerisine gömülmüştü ve neredeyse tanınmalarını imkansızlaştırmıştı.

-Ruhu bile duymadı, dedi diğer siluet. Bu esnada kolunu yavaşça kaldırırken; pelerinin içerisinden öncesinde demirden, iskelet bir el çıktı. Sonrasında demir eli, demir bir kol takip etti. Demir el, artık tozların içerisinde kendi varlığını yansıtmayı unutmuş olan pencere camına gitti. Demir el, tozları yavaşça silerken; camda hafif hafif çizikler oluşmaya başlamıştı bile.

-Dikkatli ol, dedi önceki adam. "Bizim takip ettiğimizi anlamamalı..."

-Sakin olur musun?

Demir el, camın ufak bir kısmını temizlediği anda; yavaşça tozları temizleyen adamın üstündeki pelerin düştü aniden. Vücudu, tabiri caizse, demir bir iskeletti. İnsanın anlatmakta güçlük çekeceği, belki de bir mühendisin teknik tabirleri ile saatler boyunca anlatılabilecek bir tasviri vardı aslında ancak her şeyden önce; bir ağzı yoktu bu insansı varlığın. Sesinin, bir gaz maskesini andıran çenenin iki yanından çıkan delikten geldiği anlaşılıyordu. Alnı diye tabir edilebilecek, enlemesine geniş bir plakadaydı üç gözü. Kasları, pistonlardan oluşuyordu ve çevresine yaydığı metalik bir koku vardı.

Arkadaşı da pelerinini çıkardığında, aynı zamanda hem cinsiydi, üstteki gözü kırmızıya döndü camı izleyenin. Sonrasında hızlıca arkadaşına döndü.

-İki kadın çıktı apartmandan. Sence harekete geçer mi?

-Sanmıyor-..

Sözü yarıda kesildi takipçilerden ilkinin. İkisinin de gözleri, kırmızıya döndüğü anda, sırtlarında taşıdıkları, çelikten yapılma, ucu sivri ve iki elli kılıçlarını çıkardılar.

-Şimdi!

Ve hızlı bir şekilde yükseğe sıçradıkları anda; tavanı parçalayarak yukarı çıktı iki demir adam. Bu esnada fare maskeli adam, geriye doğru sıçramış ve iki eline de, siyah renkteki uzun şarjörlü tabancalarını eline almıştı. Demir adamlar, savaş pozisyonlarını almış bir şekilde, fare maskeli adamın önünde duruyorlardı.

-Demek geldiniz.

Fare maskeli adam, tabancalarını demir adamlara doğrultmuş biçimde, yavaş yavaş geriye doğru adım atmaya başlamıştı.

-Kaçmanın bir anlamı yok, dedi pelerinini önce atan demir adamlardan birisi. "Kara Mesih'in buraya gelmesindeki sebebini anlayabiliyoruz ama o kişilerden ne istiyor? Bizim işimizi zorlaştırma Sıçan Surat, istediğimizi ver." Bir yandan düşmanıyla konuşurken, hızlı bir şekilde de sağ tarafına geçmişti sadece ufak bir sıçramayla.

-Siz İskeletler hep aynısınız. Ergin size ruh vermesi, sizi antik yapar ama bu saygı duyacağım anlamına gelmiyor.

Fare adam, hedeflerine bir el ateş etti aynı anda. Siyah tabancalardan, tok ancak adeta "fısıltı" denebilecek bir patlama çıkarken; iki İskelet aynı anda mermileri havada kesti.

-Oh!

Şaşkın bir biçimde, Fare Surat gerisingeriye ilerlemeye devam ederken; İskeletler yavaş yavaş hedeflerine ilerlemeye devam ediyordu.

-Bu fare maskesini, Issız Ada'daki canlılardan mı yaptın? Canisin...

Camı gözleyen iskelet, Fare Surat'ı aşağılamaya devam edecek gibi duruyordu gardını alarak hedefinin üstüne ilerlemeye devam ederken.

-Gerçekten, o iki kızı izlemenin amacını bize söyle ki; en azından kaçmana izin verelim. Bizden korkaklara zarar gelmez.

Fare Surat, aşağılamaya çalışan İskeletin sol bacağına nişan aldığı anda; diğer kılıçlı bir anda, normal bir insanın göremeyeceği bir hızla, düşmanına savurdu. Bir koluyla, kafası da bir kenara uçan Sıçan Surat, tazyikli bir şekilde etrafa kanlarını saçarak yere düşerken; İskeletlerden diğeri kılıcını sırtına astı.

-Bana zarar veremeyeceğini biliyorsun, hala ademoğlu ruhunla hareket ediyorsun.

Kılıcı savuran İskelet, yavaşça gözlerini kırmızıdan maviye döndürdü.

-Özür dilerim, dedi kılıcını sırtına asarken. "Ben... Engel olamıyorum."

-Sorun değil, derken diğer İskelet; gözleri eski mavi rengine dönmüştü. "Sen diğerlerine haber et. Ben kızları takip edeceğim."

Üstadı olduğunu düşündüğü iskelet, karşı sokakta olan apartmanın çatısına hızlıca sıçradı ve kendi bedeninden beklenmeyecek bir sessizlikle kondu yeni pozisyonuna. Üstadını izleyen diğer İskelet, az önce parçalara ayırdığı Fare Surat'a bakarken; dizlerinin üstüne çöktü ve uzunca bir süre öyle kaldı.
onatcan3
Salgın Koruyucusu
Salgın Koruyucusu
Mesajlar: 23
Kayıt: 04 Nis 2012 21:09

Re: Kara Mesih - 5.Bölüm(Kırık Çelik Ordusu)

Mesaj gönderen onatcan3 »

Bölümün Devamı

Üstadı olduğunu düşündüğü iskelet, karşı sokakta olan apartmanın çatısına hızlıca sıçradı ve kendi bedeninden beklenmeyecek bir sessizlikle kondu yeni pozisyonuna. Üstadını izleyen diğer İskelet, az önce parçalara ayırdığı Fare Surat'a bakarken; dizlerinin üstüne çöktü ve uzunca bir süre öyle kaldı.

Sonrasında, arkasından hızlıca bir şeyin geçtiğini hissetti ve aniden döndüğünde; onu çarparak deviren, başka bir tane "Fare Surat" gördü.

İki kişiler mi? Bu tamamen saçmalık... Yoksa?!

Bakışlarını ölmüş olan hedefine çevirdiğinde, yerinde olmadığının farkına varmıştı.

Demek en başından beri planı buymuş.

Ve hızlıca yerinden kalkıp, koşarak hedefini takibe başladı. Fare Surat'ın hızı, bir insandan beklenmeyecek şekilde iyiydi ve yakalaması neredeyse imkansızdı. Sadece onunla aynı hızda, gideceği yere doğru takip edebiliyordu İskelet. Bu esnada, Üstat olarak nitelendirdiği diğer İskelet'i gördü takipçi. Üstat, bakışlarını aniden ölmüş olması gereken hedefine ve öğrencisine(?) çevirdiğinde; nereden çıktığı belli olmayan başka bir siluet, Fare Surat'ın yolunu kesti. İki İskelet'in, bu kovalamaca esnasında anladığı iki şey vardı. Birincisi, Fare Surat Erg'i anlamış birisiydi. İkincisiyse; onun yolunu kesen adamın tek seferde bir gözünü ve kolunu koparmış ve birlikte, devasa ağacın olduğu ufak bir meydana fırlamış olmalarıydı.
Cevapla