Kızıl - Ceride

İKV için yazdığınız hikayeler, şiirler veya kurgusal eserleriniz
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Cankurtarann
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 28 Ara 2012 11:28
Sunucu: Meran
Klan: Arzın Çocukları

Kızıl - Ceride

Mesaj gönderen Cankurtarann »

Resim
Resim
...
Gün bitmişti artık . Beş gündür bu şehirdeyim . İki günü ise tanımadığım ama tanımaya çalıştığım beyefendinin evindeyim . İsmini öğrenmeliyim artık lakin o da benim ismimi bilmiyor . Ne garip bir dünyadayım ben ? Bir adamla aynı evde yaşıyorum ama birbirimize yabancıyız . Yabancı kalmamız gereken şey birbirimiz değil birbirimizin kusurları olmalı .
.
.
.
Hala odamda camdan bakıyordum . Beyefendi gelmişti:

- Alışabildin mi buralara ?
- Alışmak üzereyim .
- Hayrola ? Kime bakıyorsun öyle keskin keskin ?
- Görüyor musun şu kızı ? Ona bakıyorum .
- Bak sen şu küçük ergene , teşkilatın kızında gözü kalmış .
- Kim o ? Tanıyor musun ? Adı ne ? Hepsini öğrenmek istiyorum .
- Daha ismini bilmiyorum , üstüne üstlük başkalarını tanıtıcam . İşine bak !

Beyefendi haklıydı , daha birbirimizi tanımadan neler istiyordum ben .

- İsmim Yekta .
- Evet , isminin hakkını veriyorsun .
- Memnun oldum , peki senin ismin ?
- Teşkilatta hazır bilgiye ulaşamazsın , kendin çabalaman lazım .

Beyefendi çok zekice davrandı . İsmimi söyledim ama sonrasında bana iş bıraktı .
Neyse artık yatmalıyım .
.
.
.
Sabahki rutinimiz dün yaptığımız gibiydi . Artık dışarı çıkmalıydım sokakları tanımadan insanları tanımam lazım . Bir kaç saat bekledim ve sonunda o kız gelmişti . Onu tanımam lazımdı . Bu kız da farklı bir şey vardı . Baksanıza çok iyi nişan alıyor ve çok isabetli atışlar yapıyordu . Beyefendi doğru demiş , bu kız kesin teşkilatın yetiştirdiği bir kızdı . Acaba nasıl tanışabilirdim ? Benim gibi beceriksiz birini ne yapsın ?

Bankta oturuyordum aklımdaki düşüncelerle birlikte . Bi an geldi ve yanıma oturdu . Yorulmuştu , çok belliydi . Bana baktı:

- Seni buralarda yeni görüyorum , kimin misafirisin yakışıklı çocuk ?

Misafir değildim ama kaldığım evin sahibinin ismini de bilmiyordum .

- Şey , ben evet şey . Şu evdeyim .
- Tanıyorum ben o evi , ilginç şaşırttı beni .

O an bir ses duyuldu: ' Işıııkkk ! Talimlere devam ' . Sesin duyulmasıyla yanımdan adeta bi şimşek çaktı . Çok hızlıydı , ne ara yanımdan kalktı ?

Burada fazla kalmıştım , eve geçtim . Akşam olmak üzereydi . Boş boş geçiriyordum zamanımı . Bi işle meşgul olmalıydım ama nasıl ? Kıyamet her yeri sarmış bir vaziyette bizleri kısıtlıyordu . Sanırım en iyi yardımcı olacak kişi beyefendiydi . Gelmesini bekliyeceğim .

Beyefendinin geleceği yoktu . Saat gece 01.24 olmuştu . Sanırım yatmam gerekiyordu .
.
.
.


Sabah olmuştu , beyefendi hala evde yoktu . Sanırım bahsettiği şu teşkilatta işleri vardı . Acaba ne yapılıyordu teşkilatta ? Teşkilata kimleri alıyorlardı ? Bunların bütün cevapları beyefendide saklı . Ama o da biraz cimri ya . Bilgi paylaşımını fazla sevmiyor .

Dışarı çıktım , dünyadan bihaberdim artık . Güncel bi adet ceride almam lazımdı . Hemen aramaya başladım . Sonunda bir adet gazeteci çocuk bulmuştum . Manşet çok dikkat çekiciydi , sizce neden olmasın ?
.
.
Resim
.
EbdSr
İskele Babası
İskele Babası
Mesajlar: 31
Kayıt: 16 Oca 2019 23:53

Re: Kızıl - Ceride

Mesaj gönderen EbdSr »

Bu işin ehli değilim, yapacağım yorum kendi zevk ve tesbitime dayalı olucağı için ne kadar mantıklı olduğunu muhakeme etme sorumluluğunu almıyorum :)
Bazı yerlerde yürüttüğün iç düşüncelerde, özellikle bir nihayete bağladığın son cümlelerde kopukluk sezdim. Mesela
Sebebini bilmem ama kızılın yanına bir tek kendimi yakıştırırdım . Sanki sadece benim olmasını istediğim şarkı kasetleri gibi bu iki cümle arasındaki bağı kuramadım, tamam ortak noktayı açıkça yazmışsın, kendine özel hissetmen ama bu ikisi niye sadece sana ait olmalıymış gibi hissettiriyor, yani aradaki bağı asıl kuran vasıfları ne? Mesela kızılın ve bu devirde kaset sahibi olmanın az bulunurluğu ve kendini ezik gören bir kişi olarak senin kendini elit bulduğun bu yönlerinin arkasına gizlemen mi? Bence iç dünyana biraz daha dönersen, sana neyin, neden, nasıl hissettirdiğini daha iyi anlayabilir ve tanımlayabilirsin. Bu işler aslında daha karmaşık ama genelde düz mantık hayat kurtarır, mesela hayalinde kızıl saçlı olduğun için birileri sana bir başka bakıyorsa ve mutlu oluyorsan, kızıl saçlı olduğun için kendini özel, güzel hissediyorsundur,( kızıl kahve tonları gerçekten insana yakışan bir renk bu arada) keza hayalinde birileri kaset sahibi olduğun için seni ... buluyosa, ... olduğun için ... hissediyosundur. (Boşlukları tamamlayınız)
... Bir adamla aynı evde yaşıyorum ama birbirimize yabancıyız . Yabancı kalmamız gereken şey birbirimiz değil birbirimizin kusurları olmalı . burda da son iki cümle arasında ortak nokta yabancı olmak ama aranızdaki yabancılığı anlatırken neden birden konuyu birbirinizin kusurlarına karşı hoşgörülü olmanız gerektiğine getirdin ki? Yabancı olmamanız gerektiğini, samimi kimseler olmanız gerektiğini, samimi kimselerin de ancak birbirlerinin kusurlarına yabancı olması gerektiği kanaatini aktarmak için mi?
Yani demem o ki Düşüncelerini biraz daha aç, açıkla, daha sıralı tesbitler yap, hemen 3. aşamaya atlama :) Yeri değil ama aklın hafızadan ezbere dayanarak değil fikirle hareket ederek, doğru anlayarak, doğru anlamlandırarak çalışması lazım. Yazılarını geliştirmek istersen yazmanın yanında okumaya özen göstermeni tavsiye ederim. Sadece roman felan okuyarak da bu iş bir yere kadar. Özelden ulaşırsan tevsiyede bulunurum. Çok mu uzatıyorum, niye bu kadar uzatıyorum ':)
Öykünü beğendim bu arada, bazen gerçekten hoşuma giden olaylar ve tesbitler okudum. Oyun atmosferi içinde gerçekleşmesi oyunun ruhuna uygun ve oyundaki olayları kopyalamayan hoş olaylar kurgulamışsın.
Övgü ve eleştirilerimde eksik fazla, isabetsizlik varsa mesuliyet almıyorum :)
EbdSr
İskele Babası
İskele Babası
Mesajlar: 31
Kayıt: 16 Oca 2019 23:53

Re: Kızıl - Ceride

Mesaj gönderen EbdSr »

EbdSr yazdı: 20 Oca 2019 12:05 kendini ezik gören bir kişi olarak senin (düzeltme: yani kendini yerine koyduğun karakterin[bkz Bir Adam Yaratmak, hem güzel bir başlangıç olabilir])
Kullanıcı avatarı
Cankurtarann
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 28 Ara 2012 11:28
Sunucu: Meran
Klan: Arzın Çocukları

Re: Kızıl - Ceride

Mesaj gönderen Cankurtarann »

Göster
EbdSr yazdı: 20 Oca 2019 12:05 Bu işin ehli değilim, yapacağım yorum kendi zevk ve tesbitime dayalı olucağı için ne kadar mantıklı olduğunu muhakeme etme sorumluluğunu almıyorum :)
Bazı yerlerde yürüttüğün iç düşüncelerde, özellikle bir nihayete bağladığın son cümlelerde kopukluk sezdim. Mesela
Sebebini bilmem ama kızılın yanına bir tek kendimi yakıştırırdım . Sanki sadece benim olmasını istediğim şarkı kasetleri gibi bu iki cümle arasındaki bağı kuramadım, tamam ortak noktayı açıkça yazmışsın, kendine özel hissetmen ama bu ikisi niye sadece sana ait olmalıymış gibi hissettiriyor, yani aradaki bağı asıl kuran vasıfları ne? Mesela kızılın ve bu devirde kaset sahibi olmanın az bulunurluğu ve kendini ezik gören bir kişi olarak senin kendini elit bulduğun bu yönlerinin arkasına gizlemen mi? Bence iç dünyana biraz daha dönersen, sana neyin, neden, nasıl hissettirdiğini daha iyi anlayabilir ve tanımlayabilirsin. Bu işler aslında daha karmaşık ama genelde düz mantık hayat kurtarır, mesela hayalinde kızıl saçlı olduğun için birileri sana bir başka bakıyorsa ve mutlu oluyorsan, kızıl saçlı olduğun için kendini özel, güzel hissediyorsundur,( kızıl kahve tonları gerçekten insana yakışan bir renk bu arada) keza hayalinde birileri kaset sahibi olduğun için seni ... buluyosa, ... olduğun için ... hissediyosundur. (Boşlukları tamamlayınız)
... Bir adamla aynı evde yaşıyorum ama birbirimize yabancıyız . Yabancı kalmamız gereken şey birbirimiz değil birbirimizin kusurları olmalı . burda da son iki cümle arasında ortak nokta yabancı olmak ama aranızdaki yabancılığı anlatırken neden birden konuyu birbirinizin kusurlarına karşı hoşgörülü olmanız gerektiğine getirdin ki? Yabancı olmamanız gerektiğini, samimi kimseler olmanız gerektiğini, samimi kimselerin de ancak birbirlerinin kusurlarına yabancı olması gerektiği kanaatini aktarmak için mi?
Yani demem o ki Düşüncelerini biraz daha aç, açıkla, daha sıralı tesbitler yap, hemen 3. aşamaya atlama :) Yeri değil ama aklın hafızadan ezbere dayanarak değil fikirle hareket ederek, doğru anlayarak, doğru anlamlandırarak çalışması lazım. Yazılarını geliştirmek istersen yazmanın yanında okumaya özen göstermeni tavsiye ederim. Sadece roman felan okuyarak da bu iş bir yere kadar. Özelden ulaşırsan tevsiyede bulunurum. Çok mu uzatıyorum, niye bu kadar uzatıyorum ':)
Öykünü beğendim bu arada, bazen gerçekten hoşuma giden olaylar ve tesbitler okudum. Oyun atmosferi içinde gerçekleşmesi oyunun ruhuna uygun ve oyundaki olayları kopyalamayan hoş olaylar kurgulamışsın.
Övgü ve eleştirilerimde eksik fazla, isabetsizlik varsa mesuliyet almıyorum :)

öncelikle hoş samimiyetin için teşekkür ederim . biraz kafanda sorular olmuş sanırım . yettiğince cevap vermek isterim .

öncelikle dediğin gibi bazı cümlelerim net değil . evet , bu kasıtlı yaptığım bir şey çünkü bunu hikayeyi yazma sırasında oyuna karşı aşırı bir ilgim vardı ve bunun için kendim için oyuna dair hatıra bırakmam lazımdı . sebebi odur ki , oyun senaryosunun dışında teşkilattan birinin hayatını kendimce yazmak istedim ve bu işi yaparken de aklımda hikayeyi bitirmiş , sadece kağıda dökmek kalmıştı . kağıda burdan dökeceğim için bir yaz günü başladım çünkü vaktim bol ve bol bol her güne bir yazı yazabilirdim . ve başladım .

şimdi ise neden kasıtlı yaptığımı cevaplamak istiyorum . hikayemde ilerideki kurguyu olduğunca gizli tutmaya ama bu gizliliğin ipucularını da önceki sayfalarda vermeye yönelik başladım . bu ipucuları vermek için açık açık söylemek değil de , cümle içinde bozukluklarla vermek istedim . böylece okurken orası akılda kalıcı olacaktı . yaaanniii benim düşüncem buydu ':) . bu yöntemle de ileriki sayfaların heyacanını kurgu ilerledikçe arttıracaktım . evet , kabullenmek gerekirse ilk sayfalarımda olaylar olduğunca yavaş ilerliyor ama kendi senaryomu bozmak istemiyordum . yani yavaştan yavaştan ateşi közleyip , bi anda okurseverlerin - hele de ikv senaryo severlerin - ateşini alevlendirecektim . lakin olmadı . çünkü vazgeçtim .

Göster
madem vazgeçtim bu hikayeden anısı kalabilir . bu durumda da birtakım gizli ama ipucu mevcut olan şeyleri sana söyleyebilirim . aslında gencimiz ileride teşkilatta önemli mevkilerde olacak bir nefer olacaktı ve teşkilatın özel bölümüne katılıp kendine bir kod adı seçecekti ve bu kod adı da : ' KIZIL ' olacaktı . bundandır ki hikayemizin adı ' Kızıl ' ve ara sıra sayfalarda gelecek olan kızıl renk sevdası bunu anlamlandıracaktı . hikayeye özel bir başlık yapmam da bu işin bir cabası .

hikayedeki beyefendinin teşkilatın hatta hepimizin oyun içinde sevdiği ' Agah Efendi ' olduğunu öğrenecektik ve ben bu hikayeyi yazarken ' Agah Efendi ' nin saçlarında daha ak yoktu . anlayacağın Agah 'ın da gençliğini hikayeye dahil etmiştim . ve Yekta 'nın manevi babası olacağını söyleyebilirim .

şunu da söyleyim bu kadar yazmışken :yum: . Yekta 'nın gözlediği kız olan Işık , bildiğimiz oyundaki Işık . Onun da çocukluğunu dahil etmiştim hikayeye . ve hikaye sırasında Işık ve Yekta , teşkilatın yetiştirdiği değerli çocukları olacaktı . tabi ki olmazsa olmaz , birbirlerine karşı sevgileri olacaktı .

Ve devamında daha çok ileriye dayalı gizli ipucular olacaktı . Lakin olmadı , olacağını da artık sanmıyorum . çünkü yazmayı bıraktım .


Senin de saygıdeğer görüşün için teşekkürlerimi beyan ederim . yazdığım üç sayfada eğlendim ben ama . ay ben içerledim :') . istersen hikayeyi sen devam ettirebilirsin :yum: , senin de maharetine ortaklık etmiş oluruz .
EbdSr
İskele Babası
İskele Babası
Mesajlar: 31
Kayıt: 16 Oca 2019 23:53

Re: Kızıl - Ceride

Mesaj gönderen EbdSr »

İleri dönük ipucu bırakman hoş ama bence ip ucu verdiğin zaman gösterdiğin kadarının ne olduğunu nereden geldiğini net bir şekilde belirginleştirmelisin, nereye gideceği, gidebileceği ayrı tabi. Bir romanda editör yazar adayına şöyle bir tavsiye veriyodu " Okurların hayatları boyunca hiç görmediği şeyleri mümkün olduğunca tam ve detaylı bir şekilde tanımla. " Okuyucu bir şeyi tam göremediğinde, gözlerinin takıldığı pürüzlerin farkındalığıyla kalır, senin maksadını anlamak için çok kafa yormaz. Ayrıca anlatım bozuklukluğu adı üstünde bozuk bir anlatım ':) . Yine bence amerikayı yeniden keşfetmek için önce keşfedilmiş amerikayı gezip görmek lazım. İnsan gerçekten yazdıkça kalemi güçleniyor, hem gerçekten zevkli iş. Hayal kurmaya, yazmaya ilgini ikvye dair kurgularınla sınırlı tutmazsın inşallah, bu kabiliyet çok farklı platformlara kapı açıyor sonuçta.
Ortaklığı kurmadan ben olacakları söyleyim, benim koyunların yarısı sakat doğar, üstüne düzeltmeyle de çok uğraşmak istemiyorum, kendi yazdıklarıma karşı kolayca köreldiğim için zor oluyor, başkasının metnini okuyarak tecrübe ettiklerini aktarmak gibi değil.
Kullanıcı avatarı
Cankurtarann
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 28 Ara 2012 11:28
Sunucu: Meran
Klan: Arzın Çocukları

Re: Kızıl - Ceride

Mesaj gönderen Cankurtarann »

Göster
EbdSr yazdı: 20 Oca 2019 23:39 İleri dönük ipucu bırakman hoş ama bence ip ucu verdiğin zaman gösterdiğin kadarının ne olduğunu nereden geldiğini net bir şekilde belirginleştirmelisin, nereye gideceği, gidebileceği ayrı tabi. Bir romanda editör yazar adayına şöyle bir tavsiye veriyodu " Okurların hayatları boyunca hiç görmediği şeyleri mümkün olduğunca tam ve detaylı bir şekilde tanımla. " Okuyucu bir şeyi tam göremediğinde, gözlerinin takıldığı pürüzlerin farkındalığıyla kalır, senin maksadını anlamak için çok kafa yormaz. Ayrıca anlatım bozuklukluğu adı üstünde bozuk bir anlatım ':) . Yine bence amerikayı yeniden keşfetmek için önce keşfedilmiş amerikayı gezip görmek lazım. İnsan gerçekten yazdıkça kalemi güçleniyor, hem gerçekten zevkli iş. Hayal kurmaya, yazmaya ilgini ikvye dair kurgularınla sınırlı tutmazsın inşallah, bu kabiliyet çok farklı platformlara kapı açıyor sonuçta.
dediklerini okudum ve demek istediğini gayet iyi anladım . bu yaptığım zaten benim amatörce bir şeyler denemekti ve denerken bir kitleye hitap etmekten öte keyif almama baktım ve başardım . sonradan keyfim kaçtı , orası ayrı mesele :( .

dediğin gibi ama yazmak gerçekten zevkli bir iş, yazdığın ne kadar kusurlu olursa olsun yine zevkli ve yine dediğin gibi yazdıkça kuvvetlenen kalemi güçleniyor ve bazen bir kalem de tabirince kader değiştiriyor . tabi inşallah ikimiz içinde en hayırlısı olur .

Göster
EbdSr yazdı: 20 Oca 2019 23:39 Ortaklığı kurmadan ben olacakları söyleyim, benim koyunların yarısı sakat doğar, üstüne düzeltmeyle de çok uğraşmak istemiyorum, kendi yazdıklarıma karşı kolayca köreldiğim için zor oluyor, başkasının metnini okuyarak tecrübe ettiklerini aktarmak gibi değil.
O:-) O:-) insanın kendini tanıması çok iyi .
Cevapla