ERG (Kitap)

İKV için yazdığınız hikayeler, şiirler veya kurgusal eserleriniz
Kullanıcı avatarı
yun1010
Labirent Rehberi
Labirent Rehberi
Mesajlar: 1302
Kayıt: 11 Ara 2009 10:13
Sunucu: Teşkilat
Klan: Lodos
Lonca: Ancient Legends
Konum: Şanlıurfa / Viranşehir
İletişim:

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen yun1010 »

Kıyamet bombasının nasıl yapıldığını nereden öğrenmiş olabilirler ki ?
------------------------------------------Ancient Legends Lonca Lideri-----------------------------------------
Youtube Kanalım: https://www.youtube.com/watch?v=v_G6kEwdzfI
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

BÖLÜM 4.30 [CEHENNEME YOLCULUK]

Anlamsız da olsa peşinden gidecekti. Korcan, teslim olmak istemiyordu. Fazıl’ın odasına ulaştı, kapının kilitli olduğunu farketti, tıklattı.
- Furkan’ı çağır.

Korcan, anlam veremedi ama emri yerine getirecekti. Çağırmasına gerek kalmadı, Furkan ve Ender de peşinden gelmişti zaten.
- Geldi!
- (Kapıyı açtı.) Furkan, içeri gir, zırhını giy!

Ağızları açık kalmıştı. Fazıl’ın bedenini boydan boya saran turkuaz renkli bir zırh vardı. Aynı renk eldivenlerini giyerken odadan çıkmıştı.
Ender: Bu...
Fazıl: Evet, transformatör zırh. (Bakışlarından hepsinin hayran kaldığı belli oluyordu.)
Furkan: Demek sonunda bitirdin.
Fazıl: Sadece bunu değil, seninki de içerde. Hemen giy, gidiyoruz.
Korcan: Nereye?
Fazıl: Domuz p*çinin kellesini almaya!

Korcan baltasını aldı, Furkan Bıçaksırtı zırhını giydi.
Korcan: Fazıl, emin misin?
Fazıl: Teslim olmak istemediğini biliyorum Korcan. Bu soruyu sormanın nedeni benim her zaman yaptığım gibi mantığımla hareket ediyor olduğumu umman. Öfkemin mantığımın önüne geçtiğini düşünüyorsun. Doğru, öfkeliyim. Ama teslim olmamız halinde savaşı kaybedeceğiz. Savaşı kazanabilmek için hala bir yol var, tek yol... Yani öfkeli de olsam yapılabilecek en mantıklı şeyi yapacağım.
Korcan: Neyi bekliyoruz o halde? (Herkesin gözlerinden saf öfke ve inanç okunuyordu.)
Fazıl: Gizitim’den en güvendiğin adamları al.
Korcan: Anlaşıldı!
Fazıl: Ender, bir kamyonet ayarla, zırhlı olsun. Cehenneme gidiyoruz!
Ender: Anlaşıldı!
Furkan: (Ender ve Korcan gitmişti, odada yalnızlardı.) Peki, şey... (Fazıl, tereddütle baktı. Furkan’ın bir şeyden şüpheli olduğunu düşündü.) Sen neyle... Yani, silahın...

Fazıl, sağ elini omuzları hizasına kaldırdı. Parmağını şıklatmasıyla elinde dolaşmaya başlayan mavi kıvılcımları görünce Furkan, Fazıl’ın ergi kontrol etmeyi, büyü yapmayı öğrendiğini farketti.
- Demek bu yüzden İhsan Bey’in ölmediğine inandın. Onun da büyü yapmış olabileceğini düşündün. Çünkü bu, sana göre mümkündü. Çünkü sen de büyü yapabiliyordun. Beynin böylece seni kandırdı.
- (Furkan tüm bunları söylerken gözlerini İhsan Bey’den ayırmayan Fazıl, ona bakmaya devam ederek) Eğer erg sana halisinasyonlar gösterecek kadar içine girmişse, onu kontrol etmek pek de zor olmuyor. Yani bir bakıma, İhsan Bey’in bana tahmin etmediğin kadar yardımı dokundu.

İhsan Bey gülümseyerek başıyla Fazıl’ı selamladı.
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

BÖLÜM 4.31 [Taarruz]

- Tam önümüzde!

Kamyonet son hız ilerliyordu. Gizitim’in yeni eğitilmiş en iyi altı askeri hiçbir atışı kaçırmıyordu. İkisi arkayı, ikisi sağ ve diğer ikisi de sol kanadı tutuyorlardı. Fazıl, Korcan ve Furkan önü tutuyorlardı. Korcan, Fazıl’ın solunda; Furkan’sa sağındaydı. Şoförün önünde “sağlamlaştırılmış ergcam”dan bir pencere vardı. Ergcam mermileri çarptığı anda paramparça oluyordu.

Meteor girişine yaklaşmışlardı. Korcan, nöbetçilerin olduğu yere ateş etti ama Taşkanat kurşunu bile işe yaramadı. Siperleri çok sağlamdı ve nöbetçilerin hepsi zırhlıydı.
- İşe yaramıyor!
- Sakın yavaşlama!

Fazıl’ı duyan şoför gazdan ayağını ölümü pahasına da olsa çekmemek üzere yanındaki askere yemin etti.
- Eğer ben ölürsem cesedimi dışarı at ve sürmeye devam et!

Korcan: Ne yapacağız?
Fazıl ellerini ileri uzattı, sipere iyice yaklaşmayı bekliyordu. Gözlerini kapattı, sipere çarpmak üzerelerdi. Fazıl gözlerini açtı, ellerinden çıkardığı yıldırımlarla önündeki siperi vurdu. Araç sipere çarpıp üstüne çıktı, siperin üstünden Meteor şehrine inen merdivenlerin üzerine 15 metre yüksekten düştü.

Şoför, öfke dolu bir zafer narası attı. Ayağı hala gazdaydı. Gizitim’ler ve As Gizitler yeniden ateş açtı. Önlerinde hiçbir şey duramıyordu. Fazıl da ellerinden çıkardığı yıldırımlarla kendilerine karşı koymaya çalışan askerleri küle çeviriyordu.

Parkı geçtiler, Şahkobra Mahallesi’ni geçtiler... Bab-ı Ali’ye ulaşmışlardı. Bu noktada plan zorlaşıyordu. Arabayı girişe park edip kapıyı açmaları, sonra arabaya tekrar binip içeri girmeleri gerekiyordu. Şoför arabayı girişe park etti. Korcan ve dört Gizitim askeri dışarıdan gelen askerlerle çatışıyorlardı. Fazıl, Furkan ve diğer iki gizitim askeri, ayrıca şoförün yanındaki asker de Yeraltı’ndan gelenlerle...

Bu sırada Yeraltı’nda kırmızı alarma geçildi. Siviller için dışarı çıkma yasağı ilan edildi. İnsanlar hızla evlerine gönderiliyordu. Askerler, platformlarda ve kritik noktalarda konuşlandırılıyordu.

Fazıl, son iki askeri de kül ettikten sonra Furkan koşup kapıyı açmaya çalıştı. Bu sırada diğer iki Gizitim askeri de Korcan’a yardıma gitmiş, yedek şoför tekrar yerine oturmuştu.
Korcan: Olmuyor, gücüm yetmiyor. Zırhlı askerler için tasarlanmış olmalı.
Fazıl: Çekil!

Fazıl’ın emriyle arabaya doğru koştu. Fazıl yoğunlaştı, ellerinden kıvılcımlar çıkmaya başladı. Ardından beş saniye kesintisiz süren bir yıldırım darbesiyle kapıyı patlattı.
- Binin!

Herkes tekrar arabaya bindi. Fazıl, içeri koştu. Platformda konuşlandırılmış askerler ateş açtı. Fazıl, karşısındaki otuz askeri birkaç saniye içinde yok etti. Araba içeri girdi, Fazıl eski yerine geçti. Şoför gazı tekrar kökledi.

Platform bu tür bir araç için tasarlanmamıştı...
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Kullanıcı avatarı
Boludanoyuncu
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 387
Kayıt: 24 Mar 2018 01:10
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Lodos
Konum: Ankara

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Boludanoyuncu »

Öncelikle ellerine sağlık ama kardeşim bu adamlar Fazıl’ın planlarını nasıl ele geçiriyorlar siyah adam kim ya çıldıracam artık bende ya siyah adam Asım bey diye düşündüm ama çok garip sen bu hikayenin sonunu düşündün mü ? Yoksa gelişi güzel mi yazıyorsun sonunu çok merak ediyorum :grimacing:
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

Merakınızı gidereceğim, hiç merak etmeyin :). Kitabın bu sezonu tamamlanmış halde elimde mevcut. Ayrıca henüz başını yazarken kitabın sonunda ne olacağını zaten biliyordum. Yani kurgu bitti, yazması kaldı. Asım Bey’in “Siyah” olma ihtimaline gelince... Bana hiç mantıklı gelmedi. En başından beri Gizit’in tek finansörü olan, bu dava uğruna servet harcayan bir adam neden ona ihanet etsin ki?
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Kullanıcı avatarı
Boludanoyuncu
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 387
Kayıt: 24 Mar 2018 01:10
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Lodos
Konum: Ankara

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Boludanoyuncu »

Kardeşim yayınlada bilelim kim siyah kim beyaz demi :)
Kullanıcı avatarı
erenkaya12345
İskele Babası
İskele Babası
Mesajlar: 45
Kayıt: 23 Oca 2017 15:14
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Lodos
Lonca: Vasiyet

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen erenkaya12345 »

En son boyle akici bir yaziyi kral katili guncesinde okumustum eline saglik devamini bekleriz
Ekinler baş verince köz buzağı Topal lamazmış
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

BÖLÜM 4.32 [ZİRVEDEKİ ADAM]

Platform sarsılmaya başladı. Biraz yol aldıktan sonra sarsıntı arttı, aracın geçtiği yerler artık yıkılıyordu. Köprüye yaklaştılar.
- Efendim, köprüyü geçtikten sonra sola dönemem, orası çok dar, platform da yok! Düşeriz!
- Arkadan dolaşacağız, meydandan.
- Anlaşıldı efendim!

Köprüyü geçtiler, Domuz’un eski konağının (şimdilerde müze yapılmıştı) önünden sola, meydana sert bir dönüş yaptılar.

Meydandan doğruca Meran girişine gidiyorlardı, kapı kapalıydı. Arabayı durdurdular, Korcan ve Furkan indi, kapıyı açacaklardı. Diğerleri onları koruyordu. Kapının önündeki Teşkilat erlerini öldürdüler. Arkalarından yeni askerler gelmişti. Arabadakiler askerlerle çatışırken Korcan kapıyı açtı. İçeri arabayla giremezlerdi. Fazıl, şoföre ve diğer askere inmelerini emretti. Asker indi, şoför inmedi. Fazıl bunu farkedemedi, herkes hemen içeri girdi. Şoför arabayı sürmeye devam edip Meran girişine sıkıştırdı. Artık kapıyı açamazdı, arabada mahsur kalmıştı ama dışardekiler de içeri giremeyecekti. En azından uzunca bir süre.

Korcan: Sana inmen emredilmişti! Fazıl, camı kırabilir misin?
Fazıl: Bu onu öldürür.
Korcan: Hay sokayım!
Şoför: Bu sizi hızlandırır efendim!
Fazıl: Bir kahraman olarak hatırlanacaksın asker! Haydi, kaybedecek vakit yok!
Şoför: (Herkes gittikten sonra) Yaşasın Gizit!

Meran meydanına ulaştılar. Burada kendilerini çokça asker bekliyordu. Çatışma başladı. Fazıl, çok güçlü bir silahtı, önünde kimse duramıyordu ama zırhı çok hasar almıştı, acele etmeliydi.
- Korcan, Domuz’un yanına çıkmalıyım.
- Seni koruruz!
- Hayır burada kalın, kimsenin yukarı çıkmasına müsade etmeyin.
- Anlaşıldı!

Fazıl ilerlemeye başladı. Önüne çıkan askerleri paramparça ediyordu. Görmediği bir asker kendisine nişan almıştı, bir havergle... Asker ateş etti, Fazıl savruldu, yere düştü. Zırhı ağır hasar almıştı. Ayağa kalktı, o askerin de icabına baktı. Sonunda Domuz’un makamına ulaşmıştı. İçeri girdi. Domuz gayet sakindi, masasında oturmuş, içkisini yudumluyordu.

Fazıl’ın zırhından kıvılcımlar çıkıyordu, çalışmaz duruma gelmişti. Ayrıca Fazıl’a zarar veriyordu. Söküp attı onu. Artık büyü yapamazdı, ergi kontrol etmesini sağlayan yegane şey zırhıydı. Belinden bir erg tabancası çıkartıp Domuz’a doğrulttu.

Domuz: Yine her şey tam da planladığın gibi ha!
Fazıl: Tam olarak!
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Kullanıcı avatarı
Boludanoyuncu
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 387
Kayıt: 24 Mar 2018 01:10
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Lodos
Konum: Ankara

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Boludanoyuncu »

Tebrikler devamını beklerim ama sanki bu bölümde diğerlerine göre biraz daha kolay içeriği bana öyle geldi.Ve daha kısa
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

BÖLÜM 4.33 [YÜZLEŞME]

- Bir şey içer misin?

Fazıl cevap vermedi. Domuz, sehpasının üzerindeki içki şişelerinden birini seçti, elindeki bardağa doldurdu, Fazıl’a döndü.
- Buradan çıkmayacağının farkındasındır.
- Planımda çıkmak yoktu.
- (Duvardaki şaltere doğru yürümeye başladı.) Madem burada ikimiz de öleceğiz, müsaden olursa kafamda soru işaretleri olmadan ölmek istiyorum. Bu şalteri indirdiğimde oda tamamen kapanacak, sadece içerden açılabilecek.

Fazıl, gözleriyle kabul ettiğini işaret etti. Domuz şaltere asıldı. Fazıl’ın arkasındaki kapının arkasından bir kapı daha kapandı. Çelik, kalın, penceresiz bir kapı. Odanın ışıkları yandı. Domuz içkisinden bir yudum aldı.

Domuz: Neden Fazıl? Neden savaşıyoruz?
Fazıl: Bunu gerçekten soruyor musun?
Domuz: Bilmiyorum, yemin ederim neden bize savaş açtığını bilmiyorum.
Fazıl: Demek biz savaş açtık! O günü hatırla Domuz! Sana sadece ergi bulduğumuzu beyan edecektik, İstanbul’u çok daha güzel bir yer haline getirebileceğimizi söyleyecektik. Sen ne yaptın? Başımızdaki adamı, hayatını kurtaran adamı vurdun! İhsan Bey’i... (Domuz sandalyesine çöktü. Fazıl birkaç saniye duraksadı, İhsan Bey’e bakıyordu. Gözlerini Domuz’a çevirdiğinde tekrar öfkeyle doldu.) Bizi terörle suçladın! İnsanların sana muhtaç olması için onlara refahı sunmadın, kölelerin olsun istedin! Şimdi çıkmış bana savaşı başlattığımı mı söylüyorsun? Hayır Domuz, savaşı başlatan İhsan Bey’in alnındaki kurşundu.

Domuz: Demek oradaydın, demek onlar sizdiniz. Nasıl oldu da tanıyamadım seni? İhsan Bey’i severdim. Zeki adamdı, sadıktı, edepliydi. Erg çalışmalarının başında o vardı. Sonra bir gün... Bir gün bu çalışmalara son verilmesi gerektiği söylendi, istihbaratım tarafından. Çalışmaların ortaya çıkartacağı güce hazır değildik. Projeye son verdik. İhsan Bey bana çok dil döktü, bu işin altından kalkabileceğini söyledi, dinlemedim. İstifa etti. Ona güvenim tamdı, o güne kadar... Aradan zaman geçti, kulağıma bir tür oluşumun haberleri geliyordu. Ve o gün, bir istihbarat almıştık, ergi silah olarak kullanmayı amaçlayan bir terör örgütü olduğuna dair. Ardından siz geldiniz. Her şey çok hızlı gelişti. Arkaya gittiğimde sizi tutuklamalarını söyledim. Odadan silah sesi duyduğumda çok büyük bir hata yapıldığını anladım. Olayın failini derhal kovdum.

Fazıl: Zırvalamayı kes! Her şeyi istediğin şekilde kılıfına uyduruyorsun. Biz terör örgütü değiliz, hiçbir zaman kötü bir amacımız olmadı. Siz işlerin çığırından çıkmasına sebep oldunuz.

Domuz: Hayır, biz ergi sadece hazır olmadığımızdan ortaya çıkarmıyorduk, potansiyelinin farkındaydık. Siz terör estirmek için ergi istediniz!

Fazıl: İhsan Bey’in terörist olduğunu mu söylüyorsun yani bana? Sırf projeye son verdin diye o hayran olduğun adamın, o muhteşem adamın birden teröriste dönüştüğünü mü?

Domuz: (Sandalyeye çöktü.) Bu... Bu olamaz! Sen haklısın, İhsan Bey böyle bir şeyi asla yapmaz. (Sesini duyurmayı amaçlamıyor, kendisiyle konuşuyor gibi) Nasıl? Nasıl düşünürüm bunu? Öfke gözümü kör mü etti? İhsan Bey’i nasıl böyle korkunç bir ithamla suçlarım? Hayatımı kurtaran adamı... (Yüzünü elleriyle kapatmıştı. Birkaç saniye öylece durduktan sonra Fazıl’a baktı, sesini tekrar yükseltti.) Ama bana böyle söylenmişti, en yakınımdaki adamlarım, en güvendiklerim söylemişti tüm bunları. Yalan olamaz ya? Yani, en yakınımdaki adamlar mı hain yoksa İhsan Bey mi? İkisine de inanmak istemiyorum! Ama ben birine çoktan inanmışım; İhsan Bey’in hain olduğuna... (İfadesiz bakışları birkaç saniyeliğine boş bir noktaya takıldı.)

Fazıl: İstihbaratın mı? Kim onlar?

Fazıl hala silahı Domuzun suratına doğrultmuş bekliyordu. Domuz kafasını kaldırdı, konuşmadı. Anlamsızca birbirlerine baktıkları altı saniyenin ardından bir silah patladı.

Fazıl yere yığılmıştı.
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Cevapla