Hikaye II İlk Toplantı

İKV için yazdığınız hikayeler, şiirler veya kurgusal eserleriniz
Cevapla
Kullanıcı avatarı
cesurbey
Şarapçı'nın Sırdaşı
Şarapçı'nın Sırdaşı
Mesajlar: 92
Kayıt: 04 Ara 2009 20:44
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları

Hikaye II İlk Toplantı

Mesaj gönderen cesurbey »

Toplantı yapıldı. Ama belgeler fare adam terbiyecilerinin eline geçti. Tuzakları işe yaradı. Kendi kazdığımız kuyuya kendimiz düşmüştük. Ama o belgeleri bir şekilde geri almalıydık. Bu belgelerde onların gizli sığınaklarının, yaptığımız gizli çalışmaların haritaları ve belgeleri bulunmaktaydı. Bu belgeler bizim için önemliydi ve bazı belgelerin yedekleri yoktu. Bir ekip kurmak şarttı. Arz-ı Hisar konseyi toplantı yapılması için konsey üyelerine gizliden talimatlar verdi. Bu kez daha organize bir plan yapmayı düşündüler. Uzun araştırmalar sonucu planların adada olduğuna dahil bazı duyumlar aldılar. Adaya göndermek için üst rütbelilerden bir grup hazırlanacaktı. Komutan Askerleri seçmek için toplanmalarını emretmişti. Askerleri seçmek için soldan sağa doğru askerleri ile göz göze geliyordu. Bir grup asker seçmeliydi ama bu planın ne kadar önemli olduğunu o ve askerleri çok iyi biliyorlardı. Askerlerde ona her an can verebilecekmişçesine savaşa girmek istediklerini anlamlı bakışlarıyla dile getiriyorlardı. Askerler seçildi ve plan yapılmaya başladı…
İlk Toplantının Hikayesi

Doctorxx : Adamlarımla birlikte belli yerlerde bekliyorduk. Bazı sesler duydum ve seslerin geldiği yere doğru ilerlemeye başladım. Ürkütücü sesler geliyordu. Yavaşça sesin geldiği yere ilerlemeye başladım, kafamı taşın etrafından çevirdiğim an bir darbe aldım. Gözlerim kararmıştı, bir karanlık oluyordu bir aydınlık sanki o anda öleceğimizi düşündüm ben ölürsem borcumu ödeyemeden gidecektim bu dünyadan. Ölmemeliydim. Bu savaşı sürdürmeliydim. Burada verilen emeklere saygısızlık yapmaman lazım. Gözlerimi açtım ve Delinin bana vurduğunu fark ettim. Bir an göz göze geldik; deli sinirli bir şekilde dişleri gözüküyor ağzından salyalar damlıyordu adeta. Adamlarım hemen yardım etmeye geldiler önlerini kesmek için dağın içinden belli noktalara vurarak taşların yıkılmasını sağladık. Vakit kazanmalıydık kaçmak için. Adamlarımda çok yaralanmışlardı hepsi birbirinden cesaretliydiler. Birinin kolunda büyük bir kesik yarası vardı ama sanki yaralı değil gibi komutanım geri çekilmeliyiz diye sürekli bağırıyordu. İçeri doğru hareket etmeye başladık. Ellerimle kapıya tutunarak kapıya yaslandım.
sChOeLLeR : Bazı sesler duymuştum, ters giden bir şeylerin olduğunu anladım ve içerdekilere sessiz olmalarını söyledim. Yavaş hareketlerle kapıya doğru ilerlemeye başladım. Sürekli düşünüyordum dışarıdaki bu sesin kaynağı neydi. Yoksa burada olduğumuzu mu öğrenmişlerdi. Buradan çıkmak kolay olmayabilirdi. Yakından gelen bir ses vardı; hızlı hızlı soluk alan, yorgun düşmüş birisinin sesiydi. Biri kanlı, kesilmiş elleriyle kapıyı tuttu ve kapıya dayanarak saldırıya uğradık çok kalabalıklar kaçmalıyız dedi.
Gubarigam : Yaralılara yardım edilirken bende hızlıca dışarı çıkıp neler olduğuna bakmaya gittim. Kayalıkların arkasında sanki yüzlerce insan vardı. Hepsi bağırıyor bizleri öldürmek için heyecandan çılgına dönmüşlerdi adeta. Bizi kolay ele geçiremeyeceklerdi. Sayımız çok az olabilirdi yaklaşık 20 kişiydik 4 yaralımız vardı ama onlar yaralılar gibi hareket etmiyorlar acılarını gözlerindeki öfkeyle yeniyorlardı. Hızla içeri geçip haber verdim çok kalabalıklar birazdan buraya geleceklerdir.
Herkes düşünceliydi. Nasıl haber almışlardı, burada olduğumuzu nerden biliyorlardı, biz neden onların bize karşı tuzak hazırladıklarını öğrenememiştik. Bir telaş uğultu vardı ve IIxxNAMELESSxxII susun diye bağırdı. Sessizlik çöktü sakin olmalıyız bir şekilde buradan çıkmanın yollarını aramalıyız telaş etmenin korkmanın hiçbir anlamı yok sadece böyle davranırsak zarar görürüz. En çok korkusu olan belki bendim aralarında en gençleriyim hem bu topluluğun yok olmasına izin veremezdim nede burada ölmeye katlanamazdım. Ölümüm buradan olamamalıydı onların hepsinin öldüğünü görüp iyi bir dünyaya da yaşamaya başladıktan sonra ölmek benim için sorun değildi. Hemen aklımdan bir plan yapmaya başladım. Savaşçılar tank görevi görecekti. xxxWHOxxx sen önden gideceksin savaşçılar sizde xxxWHOxxx yu takip edeceksiniz ben ve şifacılar size arkadan destek olacağız. Ölmeden buradan kurtulacağız.
Savaşçıları hızla dışarı kendileri siper ederek hızlıca buradan çıkmak istiyorlardı. Şifacılar arkadan destek vererek ölmemelerini engelliyorlardı ve hızlı bir şekilde destek de alarak kaçmaya başlamışlardı. Çok yaralı vardı. Herkesin gözlerinde telaş, belli edilmeyen korku vardı. Ama kaçmalılardı. Burada verilecek her can kaybı istihbarat için yeni adamların aranmasını gerektirecekti. Herkesin kendine özgü has güçleri vardı ve hiç biri ölmemeli veya tutsak alınmamalıydı. Beklenmedik bir şey olmuştu bir anda bir sessizlik çökmüştü her yer karanlıktan aydınlığa çıkmıştı. Kimse neyin olduğunu anlayamadı. Parlak bir ışık gözüktü, gözlerimizi ellerimizle kapatıp parmak aralarından ışığa doğru merakla bir o kadar da korkuyla bakmaya çalışıyorduk. Ama hiç bir şey göremiyorduk. Dev ana ve askerleri geri çekiliyorlardı. Bu ışık topu onların bir kaçını öldürerek kaçmalarına neden oldu. Kimdi, iyi olduğunu biliyorduk bizi kurtardı. Araştırmalara başladık. Asur-Babil Kütüphanelerine bakılması emredildi. Dünyanın ilk kütüphanelerinden biri olan Asur Banibal Kütüphanesi M.Ö. 626 yılında Asur’un başkenti olan “Ninova”da kurulmuştu. Asur Banibal Kütüphanesin de 26.000 kadar tablet bulmuşlardı. Bu tabletlerin birçoğunu okuyabiliyorlardı. Bu kütüphanede araştırmalar başlatıldı. Gizemle kişinin kim olduğunu bulmak için tüm olanaklar seferber edildi.
Büyük Baskın Plan
IIxxNAMELESSxxII adanın arkasından dolaşıp sahil kenarındaki büyük taşın arkasında saklanmış hazır bir şekilde bekleyecekti. Planların yolunda gitmesi için onun çevresinde bulunan nöbetçi komodoları etkisiz hale getirecekti. Komodoları etkisiz hale getirip hepsini denize atması lazımdı. Çünkü komodoların biri öldümü belli bir zaman sonra diğer komodolar öldüklerini anlayabiliyorlardı. Psijik güçleri vardı. Bu nedenle denize atıp etkileşimlerini engelleyecekti. Pusuu ve ogezen tepede mevzileneceklerdi. Her yerin buradan gözükmesi bir avantajdı. Burada ağaçların arkasına saklanılacak ve grubun kalan 3 üyesi ise denizden gelerek gözlem kulelerindeki fare adamları etkisiz hale getireceklerdi.
AynadakiYalan ve DADAŞORHAN fare adamların kılığına girip kendilerini fark ettirmeden kulelerden etrafı kolaçan edeceklerdi.6 kişi olan Şahinbey ise kilit rolü oynayacaktı. Belgeleri bulup arkadaşlarına haber vererek geri döneceklerdi. Her şeyi çok iyi planlamaları lazımdı. Bu operasyon çok önemliydi ve belgeler bize lazımdı. Artık an gelmiş hazırlıklar başlamıştı. Herkes üstünü giyiniyor bu operasyonu başarıyla sona ulaştırıp geri dönmeyi düşünüyorlardı.

Operasyonun Başlaması
Operasyon başladı ve dağılmaya başladık. IIxxNAMELESSxxII adanın arkasından çok atik ve hızlı bir şekilde görev yerine doğru koşuyordu. Taşları kendi vücudu gibi kullanıyordu. İlk komodoyu görmüştü ve taşın kenarından kafasını çevirip tek gözü ile komodoya adeta kenetlenmişti. Küçük bir taşı sağ tarafa doğru fırlatıp soldan komodoya doğru hızla hareket etmeye başladı. Komodo onu fark etmemişti. O kadar sessiz ve hızlıydı ki kimse onu fark edemezdi. Komodoya yaklaştı ve boynunu sarılıp bıçağıyla kafasına indirdiği hızlı darbelerle komodoyu öldürdü. Zorlansa da hiç belli etmeden komodoyu sürükleyip denize salmıştı. Geriye üç komodo kalmıştı onların bulunduğu noktaya ilerledi ama 1 komodo vardı planlar yanlış mıydı? İstihbarat hatalımıydı? Bunları düşünecek vakit yoktu. Taşın üstüne çıkmıştı. Taşa sanki denizin üstünde yatar gibi yatmış taşla bir olmuştu. Komodo taşın altına geldiğinde sırtına atlayıp onu yere yatırdı. Komodonun cüssesi iki-üç katıydı. Göz göze geldiler. Birbirlerinin etrafında yavaşça dolaşıp açıklarını yakalamayı ve saldırmayı düşünüyorlardı. Komodo saldırmaya başladı vuracağı an yanından hızla sıyrılıp sırtı komodoya dönükken sol eliyle bıçağı sırtına saplayıp aniden dönerek sağ eliyle ikinci bıçağıyla sol arka ayağını kesip acılar içinde bırakmıştı komodoyu. Bıçağını sırtından çıkartıp son bir bıçak darbesi ile komodoyu öldürmüştü. Beklemesi gereken yerde büyük taşta beklemeye başlamıştı. Pusuu ve ogezenin işleri zordu, her an taş kanatlarla karşı karşıya kalabilirlerdi. Adada arz sancağının bulunduğu dağdan yukarı doğru tırmanıp tazılarla mücadeleye başladılar. Bu dağın en büyük tehlikesi taşların ve ağaçların çok sayıda olmasıydı. Her taşın ve ağacın altında bir tazının olma ihtimali çok yüksekti. Her yeri pusu yapmaya müsait mükemmel bir araziydi. Ama düşündüklerinden az tazı vardı hızlıca ilerlediler. ogezen birinin takip ettiğini düşünüp arkasına hızlıca bakmıştı gözlerinden öfke fışkırıyordu. ogezen çok tehlikeli biriydi ondan korkan çoktu, sessiz sakin gözükürdü ama ölmek den korkar mısın diye sorduğumuzda ölüm nedir diye yanıt verirdi. Pusuu hadi gidelim zamanımız kısıtlı taş kanatlara yakalanmamamız lazım. Neden bekliyorsun, kendini öldürtmek mi istiyorsun, yürü hadi. ogezen Biri izliyor biliyorum. Dur, sağındaki taşın arkasına saklan, ben koştuktan sonra biri arkadan hızla koşmaya başlayacak, senden onun arkasından belli etmeden hızlıca koşmanı istiyorum, onu tuzağa düşüreceğiz. Tamam ama dikkatli ol birimizin ölmesi planın tehlikeye girmesine neden olabilir. ogezen ölüm nedir diyerek gülümsedi. Hızla koşmaya başladı, dediği gibi arkasından biride onu kovalamaya başlamıştı bu taş kanattı. Pusuu da arkalarından yüzüne çarpan ağaç dallarına aldırış etmeden koşmaya devam ediyordu. Taş kanat bir anda durup Pusuu ya doğru ilerlemeye başladı. Pusuu kütüğü eline alarak üstüne doğru kendinden emin adımlarla yürüyordu. Taş kanat havalanarak Pusuuya doğru yaklaşmıştı, gözünü bir saniye bile kırpmadan ölümle alay edercesine taş kanata saldırmaya hazırlanırken taş kanatın yüzünde acının olduğunu gördü ve taş kanat yere doğru düşmeye başladı taş kanatın üstünde ogezen vardı. Onu sırtından yakalayıp baltası ile kanatlarını kesmişti. Taş kanat son nefesini verirken bu ada size mezar olacak benim ölmem sizin beni öldürmeniz değil kendinizi ölüme bir adım daha yaklaştırmanız demektir. Pusuu gülerekogezene doğru döndü, deli misin sen burada ikimizi de öldürecektin diğer taş kanatlarda gelebilirdi bunu rapor edeceğim senin artık böyle davranıp insanları tehlikeye atmandan bıktım. ogezen ben bana verilen görevleri yaparım bu görevleri yaparken nasıl yaptığımı kimseye sormam ve sorgulatmam, Beni istemiyorsanız ya öldürün ya da susun. Pusuu sinirli bir halde bunların hepsini bugün odamda konuşacağız. Şimdi plana sadık kalıp yerimize gidelim. Yerlerini aldılar ama birbirlerine bakışları sanki 2 düşman gibiydi. Bu sadece anlık bir öfkemiydi, yoksa birbirilerine duydukları kinmiydi. Şahinbey, AynadakiYalan ve DADAŞORHAN denizden yüzerek hareket ediyorlardı. Hydra diye bilinen deniz yaratığı Asur Banibal Kütüphanesinde okunan bir perşomende yazılan efsaneye göre denizden bir gün çıkıp tüm insanlara saldırıp yok edecekti. Denize girmek İstihbarat tarafından tamamen yasaklanmıştı. Sadece bu operasyon için yasaklar çiğnenmişti. Bu yaratık Hydra bu denizdemiydi, varsa bize saldırırmıydı. Bu düşüncelerle denizde yüzüyorlardı sürekli denizin içine bakıyorlardı. Kimse korkusuz olamazdı. Gözlerinin denizdeki yansımalarına bakınca korkunun nasıl yayıldığını anlayabiliyordum. Sahile yaklaştılar. Sürünerek denizden çıktılar sahilde bulunan teknelerin içine girdiler, artık hava tamamen kararmıştı. Sadece belgeler alınıp geri dönülecekti. Gerekmedikçe köydeki kimseyle savaşılmayacaktı. Ama köyde az nöbetçinin olduğunu fark ettiler. ( Tazıların az olması, Taş kanatların 1 i hariç diğerlerinin dağda gözükmemesi, komodoların 4 nöbetçi değil de 2 nöbetçi olması) bunlar ada da bir kutlamanın olduğu düşüncesini uyandırıyordu ve öyle idi. Belgeleri ele geçirdikleri için ada komutanı eğlence düzenlenmesini emretmişti. Sadece iki kulede nöbetçi vardı. Düşündüler bu durumlarından yararlanarak onlara karşı çok büyük zaiyat verebilirlerdi. Şahinbey zaman bizim lehimize ne kadar işlese de biz elimize geçen her fırsatı değerlendirip onları yok etmeliyiz ki bizden fazla olan sayıları birer birer azalsa da bizim her geçen gün bu sonu gelmeyen savaşın, kinin, düşmanlığın, kötülüklerin kuyularını kazalım. Ya benle şimdi savaşıp, adayı yakarak belgeleri alıp geri dönelim. Ya da hazır fırsat varken bu durumu görmezden gelip birer korkak gibi kaçalım. Düşünüyorlardı evet zaman kısıtlı sayıları azda olsa yenebilirlerdi. AynadakiYalan kafasını sallayıp tamam. DADAŞORHAN bu dünyaya sizinle beraber gelip sizin gibi dostlar edindim ölümüm sizin yanınızda olacaksa adayı yakalım ve bizim yok olmadığımızı hala insanların var olduklarını bu pisliklere gösterelim. AynadakiYalan, IIxxNAMELESSxxIIin yanına giderek savaşmak için uyarıyordu. Bunu bekliyordum zaten buraya gelip 1 2yaratık öldürüp geri dönmeyecektik demi. Ayağının birini küçük bir taşa koyarak eliyle dizine çöktü ve bekle bizi ada ölümün, yok oluşun bizim elimizden olacak. DADAŞORHANsa diğerlerini uyarmaya gitti savaşa gireceğiz bu fırsattan yararlanın onları yeneceğiz. ogezen bugün işte ölümün ne demek olduğunu bu adadakileri öldürerek bu adayı ve onlarıyakarak öğreneceğim. Ölüm bunların yok olduklarını gördükten sonra benim için artık bir anlam kazanıyor. Huzur içinde artık ölümün ne olduğunu söyleyebileceğim.
Pusu, ogezen ve AynadakiYalan hazırlandılar kılıçlarını bilediler son kez olarak. Son kez namus olan kılıçlarıyla çarpışabilirlerdi. IIxxNAMELESSxxII ve DADAŞORHAN yerlerinden hareket ederek adanın arka tarafından ki yoldan gizlice gelerek pusuya yattılar. Dikkatlice bakınıyorlar da tuzak da olabilirdi. İlk seferde yaptıkları gibi tuzağa düşürebilirlerdi bizi. Zamanın geldiğini nasıl bileceklerdi hepsi birbirinden uzak yerlerde bulunuyorlardı.Kum saatleri vardı. Kum saatlerini ayrılırken ayarlamışlardı. Kumun bir bölümden diğer bölüme tamamen dolduğu an savaşa başlayacaklardı. Şahinbey bekleyecek di o belgeleri alacaktı. Pusuu, ogezen ve AynadakiYalan hızlıca yukardan aşağıya fark ettirmeden kendilerini koşmaya başladılar. Gözlem kulelerine ateş atarak yanmalarını sağladılar. Köyde bir an panik oluşmuştu. Bu sırada IIxxNAMELESSxxII ve DADAŞORHAN cephaneliklerini yakmaya başladılar. 5 kişilerdi ama sürekli yer değiştirerek her yeri ateşe vererek kalabalık olduklarını gösterdiler. Şahinbey sağına soluna bakarak çadırların aralarından süzülerek belgelerin olabaliceğini düşündüğü çadıra hareket etti. Burada belgeler yoktu ama Ada komutanı buradaydı komutan Şahinbeyi fark ettiği an bir bıçak fırlattı, Şahinbeyin gözleri bir anda açıldı ve kenara attı kendini. Ayağa kalkıp komutanın üstüne doğru gitti komutan bulduğu her şeyi fırlatıyordu ona. Ama o hiç bir şeye aldırış etmeden komutanın üstüne yürüyerek, komutanın tam vuracağı an komutanın elini tutup kolunu çevirdi. Kafasını masaya vurdu. Komutanın yüzü masayla temas ederken öldür beni öldür beni diyordu. Şahinbey aldığınız belgeler nerde ne yaptınız belgeleri söyle, söyle yoksa ölü cesedin çıkar bu çadırdan. Komutanın kafasını masaya defalarca vurdu çok sinirliydi IIxxNAMELESSxxII çadıra geldi gitmeliyiz artık belgeleri aldın mı? hayır ama komutanlarını ele geçirdim. Tutsak alacağız bu konuşacaktır. Ada Komutan Tamam, tamam belgeler su deposunun dağla bitişik kısmında bir kol var o kolu çekin belgeler orda. IIxxNAMELESSxxII ben gidiyorum belgeleri almaya hızlı ol, bitir işini yada al #@!? komutanı. Şahinbey komutanı tutsak olarak almayı düşündü, yerden aldığı iple komutanın elini bağladı. Dışarı çıkardı ve teknenin içine fırlatarak kafasına ayağıyla vurup bayılmasını sağladı. AynadakiYalan, IIxxNAMELESSxxIIin hızlıca dağa doğru gittiğini gördü.
Su deposuna doğru gidiyordu. Hızlıca koşmaya başladı. IIxxNAMELESSxxII belgeleri almak için su deposundaki kolu çekti bir tünel açıldı içeri girdi belgeleri aldı ama fark etmemişti içerde birinin olduğunu. Merdivenden inerek belgeleri görüp aldı. Tekrar merdivene doğru ilerleyerek çıkmaya başladı. IIxxNAMELESSxxII, AynadakiYalan a belgeleri verdi aşağıdan terbiyeci çekmeye başladı. İçeri düştü ve kapak kapandı açamadı kapağı AynadakiYalan. Taş kanatların yukardan geldiklerini fark etti. Kalmalıydı yada belgelerle kaçmalıydı bağırıyorlardı gitmeliyiz, hadi AynadakiYalan gitmeliyiz. Bir an her yer karardı hiç bir şey duymuyordum ne yapacağımı bilmiyordum belgelere baka kaldım onu kurtarmalıydım yoksa kaçmalımıydım. Tam bu sırada bayıldı dayanamamıştı. DADAŞORHAN, AynadakiYalan bayıldı yardıma gelin.Kucaklıyarak tekneye gördüler ve uzaklaşmaya başladılarIIxxNAMELESSxxII geride kalmıştı. Ölmüşmüydü yoksa elemi geçirmişlerdi. Ona sorulan soruları cevaplıyacakmıydı. Grubun 6 üyesinden 5 i ve adanın komutanı ile birlikde tekneyle geri dönüyorlardı.
CESURBEY xxMuYaKxx WiZaRDrY

Resim

Soysuzluk acizin Soyluluk bilgenin işidir
Cevapla