FanArt 2012 Kısa Hikaye Çalışmam..

İKV için yazdığınız hikayeler, şiirler veya kurgusal eserleriniz
Cevapla
Kullanıcı avatarı
ysrough
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 287
Kayıt: 14 Nis 2010 13:59
Sunucu: Kuklacı
Klan: Lodos

FanArt 2012 Kısa Hikaye Çalışmam..

Mesaj gönderen ysrough »

Eserimi artık gönderdiğim için burada yayınlamakta bir sakınca görmüyorum, okuyacaklar için keyifli okumalar dilerim..


ERG’LE SÖYLEŞİLER


Cantara’nın anısına..

Elinde yeşil tonlarında asasıyla çıkageldiğinde nefes nefese “Yok edilmesi gerek!” demişti yaşlı usta Rollens. “O’nu yalnız bıraktığım son günün sabahı gözlerimi kızıl bir gökyüzüne açtım. Ve inanın bana bir şehri kül edebilecek yıldırımları bırakın durdurmak, yavaşlatmak bile beni bayıltacak hale sokuyor!..”
Aniden patlak veren bu karmaşayla konsey havasına hakim olmuş uzun bir sessizlik, birkaç metre ötede ardından gizlice onları gözetlediği duvarı simsiyah etmeye başlayan yeşil alevlerle kaplamaya yetti ellerini. Hikayemize burada katılan bu genç kişi, kendini en tehlikeli erg ilimlerinin nüshalarında çalışırken bulduğu rüyalarında dahi bu kadar korkmamış olacak ki anlam veremediği tüm bu olanlar ve duyduklarının korkusuyla titredi, birden daldı içeri ve kendisi gibi beyaz saçlı, çıkık elmacık kemiklerine sahip lakin diğerlerinin aksine ona sanki yüzyıllardır hatırlamaya çalıştığı bir gerçeğin eşiğindeymiş gibi bakan yaşlı kurul üyesini, karşı koymak için çabalarken harcadığı enerjiyi hiçe sayabilecek muazzam bir güçle fırlatıp ölüme sürüklerken tereddüt etti, zihninde etrafında yarattığından çok daha büyük kopan tüm o fırtınalar eşliğinde döktüğü gözyaşına neden bulamadığı için. Ve devam etti kıyımına, tereddütlerle yıpranmaktan bitap düşmüş bedeninin bir yıldız kadar parlak ani ışıklarıyla kör etti zihinleri, kavurdu bedenleri; onlara belki de anlamsız gelen tüm o sorularını cevapsız bıraktıkları için. Yağmurları, kudretiyle içindeki yangını söndürmek için sicim gibi akıttığı gökyüzünde sönmedi alevi, niçin?

Böyle süregelmiş hayatında, gelip giden tüm o anılarla; artık yaptığı her şey için çaresizce sebep arayışına tanıklık eden rüyalarından sırılsıklam uyandığı günler şahit olsun bekledi genç kişi.. Artık onu yıldırmış uzun gecelerin esareti altında kendisine “o” der oldu, kendine itiraf etmeyi kabullenemeyeceği belki de tek bir sebepten varlığını reddetmek daha kolay görünmüştü.. Ve zaman, hünerlerini acımasızca kullanmaktan çekinmeyen eski dostu, çok uzun yıllar sonra benzerine her büyücü okulunda rastlayabileceğiniz; ama bir öğrenci odasına nispeten daha oval ve resmi kasvetli bir odada uyandırdı onu. Bitişikteki ahşap masada zamkla tutturulmuş, bir anı defterinin ayrı düşmüş sayfalarını andıran eski parşömenler.. Giyindi, her zaman yaptığı bir şeymişçesine rahat; yinede kendisine pek tanıdık gelmeyen, tereddütlü tavırlarla ilerledi. Son dersine -neden böyle düşündüğünü bilmese de, son zamanlarda baş göstermiş diğer meselelerine anlamlı bir neden bulmaya çalışmakla yeterince meşguldü- kendini yeşil alevlerin parmaklarının arasında kayarcasına ilerlerken bulduğu tedirginlikle girdi dersliğine öğretmen, anlatmaya başladı: “Evrende kimliği belirsiz çokça güç vardır, ama bunlardan biri var ki tarih boyunca ilgi alanımızı oluşturduğunu söyleyebiliriz, adına Erg derler; öyle ki bazen muzip, bazen itaatkar ve bazense kararsız.. Ama tek olandan ayrı, sahipsiz. Kendi doğruları vardır, kadim zamanlarda kararı verilmişlerden öte.” Kısa bir süre duraksadı, elinde bulunduğuna hayret ederek kavradığı yeşil alevlerle sarılı dişbudak asasının kah solgun ve seyrek, kah dolgun ve parlak ışığında kendisine kulak vermiş öğrencilerine dikti gözlerini ve ekledi: “Bunu hangi amaçla kullanacağınız sizin kararınız, ancak ergi yaratmak yok etmekten daha kolay değilken yapısı zaten kararsız sayısız taneciğe hükmetmeye çalışacağınız bu yolda sizlere son bir öğüdüm var, asla ve asla kararsız kalmayın! Eskilerin ilim irfanıyla hayat bulmuş kitapların tozlu sayfalarında şöyle bir söz geçer: “Erg’de geri dönüş yok! Tereddütle çağrılmış bir tek erg bulutu, hükmedeni için zamanda sonsuz tekrarlara yol açacak delikler yaratabilir..” Konuşurken ağzından çıkan, belki de kaçınılmaz bir kaderin habercisi tüm bu sözlerle, aniden odada yanlış giden bir şeyin, belki de bir varlığın düşüncesi sardı zihnini ve kimdi neydi sorularını dahi sormadan; yaşlı bedeninin el verdiğince konsey odasına koşturdu. Hayal meyal gördüğü bulanık görüntülerle, ruhuna nakşetmiş tek düşüncenin telaşıyla feryat ederek bağırdı onlarca insanın şaşkın suratlarına karşı: “Yok edilmesi gerek!..”
Inflecto Pro Sanctus Porta Quod Veneratioalius!
Kullanıcı avatarı
Comader
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 361
Kayıt: 07 Ağu 2010 21:00
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Arzın Çocukları

Re: FanArt 2012 Kısa Hikaye Çalışmam..

Mesaj gönderen Comader »

Bana biraz ağır geldi.Belki uykulu olduğumdandır bilmiyorum.Ama aklımda,olanları ve sahneyi yaratırken çok zorlandım.Betimleme,diyalog ve durum bilgisi açısından daha dengeli olsaydı hem daha çok kişiye hitap ederdi,hem daha kolay okunurdu diye düşünüyorum.Ama belki de üslubun böyledir.

Fan Art'ta başarılar,sayın rakip :).
Eski nickim, LoSTxGENCASKER

Yeni nickim, BericDondarrion


Düşsel Eserler Kısa Hikaye Birincisi

Fan Art 2011 Kısa Hikaye İkincisi

''Hikayede sen de yerini al '' Kazananı
Kullanıcı avatarı
ysrough
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 287
Kayıt: 14 Nis 2010 13:59
Sunucu: Kuklacı
Klan: Lodos

Re: FanArt 2012 Kısa Hikaye Çalışmam..

Mesaj gönderen ysrough »

Sizin de dediğiniz gibi olay örgüsünü kurarken belli bir çatı altında toplansın istediğim birçok düşünceyi eş zamanda vermeye çalışırım, bu bazen sıkıntı yaratıyor olabilir evet :) Yine de, gönderilen eserlerin anlatmaya çalıştığı şeyler hakkında oturup düşünecek kişilerin oyunumuzun o mükemmel kurgusunu tasarlamış kişilerden oluşacak olması bana bu hassas durumu gözardı edebileceğimi düşündürüyor; keza Nerull'un bir cümlesinde şöyle geçiyor:

Nerull yazdı:Kategorimizin adı Kısa Hikaye. Hikayelerin teker teker noktası, virgülüne kadar incelenmesi ve değerlendirilebilmesi için kelime sayısını sınırlı tutmak gerekiyor.
Sanırım hiçbirimiz için amaçladığımız etkiyi uyandırmak zor olmayacak gibi.

Son olarak, yorumun ve iyi dileklerin için teşekkür ederim :)
Inflecto Pro Sanctus Porta Quod Veneratioalius!
Kullanıcı avatarı
IROH
Sahaf Yardımcısı
Sahaf Yardımcısı
Mesajlar: 132
Kayıt: 30 Oca 2012 02:20
Sunucu: Beyaz Köşk

Re: FanArt 2012 Kısa Hikaye Çalışmam..

Mesaj gönderen IROH »

Hikayeni okudum.Anlaşılmayacak bir tarafı olduğunu sanmıyorum.Ama kendi hikayem ile kıyasladığımda senin hikayen bayağı bir kısa gözüktü gözüme. :) 3000 kelimenin sınırlarını zorladığımı düşününce :)

Ayrıca sanırım devrik cümle kurmayı çok seviyorsun.Hikayende bol bol devrik cümle kullanmışsın :) (Aslında devrik diyemeyiz tam ama okurken akıcılığa etki ediyor.)
Resim
Kullanıcı avatarı
ysrough
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 287
Kayıt: 14 Nis 2010 13:59
Sunucu: Kuklacı
Klan: Lodos

Re: FanArt 2012 Kısa Hikaye Çalışmam..

Mesaj gönderen ysrough »

IROH yazdı:Hikayeni okudum.Anlaşılmayacak bir tarafı olduğunu sanmıyorum.Ama kendi hikayem ile kıyasladığımda senin hikayen bayağı bir kısa gözüktü gözüme. :) 3000 kelimenin sınırlarını zorladığımı düşününce :)

Ayrıca sanırım devrik cümle kurmayı çok seviyorsun.Hikayende bol bol devrik cümle kullanmışsın :) (Aslında devrik diyemeyiz tam ama okurken akıcılığa etki ediyor.)
Vakit ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim, evet hikayem biraz kısa lakin kafamda kurguladığım olayı 3000 kelime civarında yansıtmak yerine daha duru kılmaya çalıştığım için biraz kısa tutmuş bulundum. Devrik cümle yapısı konusunda hemfikiriz sanırım, genelde anlatımı güçlendirmesi, ilgi çekmesi ve akıcılığa etki etmesi için kullanırım ve sevdiğim bir tekniktir :P

Yönetimin, eserleri değerlendirirken uzunluk-kısalıktan ziyade içeriğe önem verecekleri düşüncesindeyim, tabii burada uzun bir çalışmaya daha çok emek verilebileceği düşüncesini gözardı etmiyorum, başarılar dilerim :)
Inflecto Pro Sanctus Porta Quod Veneratioalius!
Cevapla