ERG (Kitap)

İKV için yazdığınız hikayeler, şiirler veya kurgusal eserleriniz
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

Bir gün, mutlaka. Ama şu an bir çizgi roman senaryosu yazıyorum ve aynı zamanda kıyamet günlüklerinde yeni bir projeye başladım. İşte bu sebeplerden, belkide, pek de yakın olmayan bir gün.😔
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

BÖLÜM 5.1 [GİZİT USÜLÜ]

Savaştan 3 ay kadar sonra küçük çatışmalar da dinmişti. Her şeyin bu kadar çabuk düzene girmesi bazılarına tuhaf, bazılarına komik geliyordu. Ama kimseye normal gelmiyordu.

Savaşın harap ettiği İstanbul, şimdi oldukça durgundu. Çocuk sesleri yine yükseliyordu ama kulaklara eskisi gibi neşeli gelmiyordu. Savaş insanların canını almıştı ama yaşayanları da birer ölüye çevirmişti.

Korcan kepenkleri kaldırdı. Ağır adımlarla içeri girdi. Ceketini askılığa astı, önlüğünü boynuna geçirdi. Taburesini dükkanın köşesinden aldı, üfleyerek üstündeki tozu temizledi. Henüz bitirmediği masanın başına oturdu. Akif Bey istemişti, 5 güne hazır olmalıydı masa. Hoş, Akif Bey laf etmezdi ama ona söz vermişti sonuçta, masayı vadettiği sürede bitirmeliydi.

- Kolay gelsin marangoz efendi!
Korcan başını kaldırmadan yanıt verdi:
- Eyvallah.

Furkan her sabah uğrardı Korcan’ın yanına. Bir çayını içer sonra doğruca Meteor Çarşısı’na giderdi. Eşref Bey’in kuyumcu dükkanını işletiyordu. Evi Korcan’ın marangoz dükkanına yakın olduğundan bir ritüel haline getirmişti bu ziyaretlerini. Yani bu alışılmış bir şeydi. Alışılmış olmayan Buğra’nın da Furkan’dan biraz sonra dükkana gelmiş olmasıydı. Korcan’a elindeki işi bıraktıran bu olmuştu.

- Günaydın komutanım!
- Kaç kere diyeceğim ulan sana; artık komutan falan değilim.
- Öylesiniz, sadece farkında değilsiniz.
Korcan başını sallayarak eline aldığı odunla, ağır adımlarla dükkanın arkasına geçti. Furkan lafa girdi:
- Hangi rüzgar attı seni buraya?
- Ender Bey’in ricası üzerine geldim.
Korcan:
- Ender mi? Bak sen... Neden böyle bir şey rica etmiş peki?

Buğra’nın yüzündeki gülümseme dindi. Ciddi ve buruk bir hale büründü.
- Ender Bey bir toplantı istiyor.
Yutkundu, sesini kısarak devam etti:
- Gizit usülü...
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Kullanıcı avatarı
zorsavas5
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 285
Kayıt: 04 Oca 2010 19:06
Sunucu: Eminönü
Konum: İstanbul

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen zorsavas5 »

Henüz hikayenin başındayım ancak bence yazım sitilin gayet güzel takipteyim :)
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

Teşekkür ederim, keyifli okumalar. :)
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

BÖLÜM 5.2 [DÜKKAN TEMİZLİĞİ]

Furkan, çarşıya girmiş, dükkana gidiyordu. Çarşının her zamanki o sıcak, bilindik havası onu da ısıttı. Komşularıyla selamlaşıyor, hal hatır soruyordu. Bu güzel havayı dağıtan esnafın Furkan’a selam verirken takındıkları buruk gülümsemeydi. Bu, kötü bir şeyin habercisiydi. Furkan ne olduğunu anlamıştı, dükkana ulaştığında haklı olduğunu gördü. Camlar yine kırılmış, dükkan bir kez daha talan edilmişti. Furkan ayağının altındaki camları çatlatarak birkaç adım attı. Yerdeki üzerine kırmızı kalemle çarpı atılmış Fazıl Sarrafoğlu fotoğraflarından birini eline aldı. İç çekerek fotoğrafı masaya koydu ve dükkanı temizlemeye koyuldu.

Bunu bir-iki haftada bir yaşardı. İnsanlar Sarrafoğlu’nun fotoğraflarını karalar, kötü anlama gelen simgeler çizer ve küfürler yazar, sonrasında dükkanı darmadağın edip bu kağıtları her tarafa saçarlardı. Bu bir tür ritüel haline gelmişti. Barışın ertesi haftası başlayan karalama kampanyaları başta çok ilgi görmemişti. Bunun sebebi muhtemelen savaşın yarattığı, henüz atlatılamamış korkuydu.

Aslında insanlar Asım Büyük’ün açıklamasının ne anlama geldiğini gayet iyi anlamışlardı, Fazıl bir teröristti. İntahar göreviyle hayatına son vermiş bir terörist...

Bunu kabul eden büyük çoğunluğun yanında reddeden, hiç de azımsanmayacak bir topluluk vardı. Fazıl, Asım Bey’in bahsettiği kadar basit bir karakter değildi. Fazıl, inandığı davaya yüzlerce insanı da inandırmış, çok kısa sürede çok büyük işler başarmış bir yönetici olmakla beraber, benzerleri hayal bile edilemeyen muhteşem aletler, silahlar ve zırhlar tasarlamış dahi bir mühendisti. Bu yüzden onu destekleyen bir topluluk vardı. Hatta bazıları hala davası uğruna çalışıyordu.

Bu karalama kampanyasına karşı, kendine “Fazılcılar” diyen bir grup ortaya çıktı. Eylemler yapıyor, insanların fikirlerini değiştirmeye çalışıyorlardı. Bir sloganları bile vardı: Hiçbir terörist Fazıl olamaz!

Başarılı olmaya başladıklarında, insanların fikirlerini değiştirip taraftarlarını çoğaltmayı başardıklarında sert bir yumruk yediler. Asım Bey’in yaptığı Fazılcılar karşıtı basın açıklamasının ardından grubun çoğu üyesi tutuklandı ve hapse atıldı. Bu açıklamayla o güne kadar bu konudaki tarafsızlığını koruyan Asım Büyük, Fazıl karşıtı olduğunu göstermiş oldu.

Bu tutuklanmalar Fazılcıların taraftarlarının artmasına sebep olmuştu ama öbür tarafta bir patlama yaşanmıştı. Yönetimin de Fazıl karşıtı olduğunu öğrenen insanlar Fazıl’a sayıp sövmeye başladı. Karalama çalışması çok büyük bir hızla büyüdü. Sokaklarda kavgalar çıktı, insanlar yaralandı hatta ölenler oldu. Bu dönem pek uzun sürmedi, Fazılcılar hızla tutuklandı, darp edildi, linç yedi.

Sonuçta Fazılcılar diye bir grup kalmamıştı. Karalama kampanyasıysa hızla büyüyordu. İnsanlar duvarlara Fazıl’ı aşağılayacak resimler yapıyor, onunlar ilgili hakaret ve küfür dolu şiirler yazıyor, şarkılar besteliyorlardı. Babasından ona kalan tek şey olan kuyumcu dükkanının sürekli tacize maruz kalmasının sebebide bu şahlanmış karalama kampanyasıydı.

Furkan burayı kuyumcu olarak işletmiyordu. En iyi bildiği işlerden birini yapıyordu; kimyasal maddeler satıyordu, temizlik ve kişisel bakım malzemeleri. Haliyle pek de yağmalanmaya değer bir dükkan değildi.

Furkan temizliği tamamladı. Dükkanın camı tuzla buz olmuş demir kapısını kapattı, kilitledi. Toplantı için Ender’in evine gitmeliydi. Dükkan onu sandığından fazla uğraştırmıştı, muhtemelen geç kalacaktı.
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Kullanıcı avatarı
Retaliation
Cin Sigorta Üyesi
Cin Sigorta Üyesi
Mesajlar: 5029
Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
Sunucu: Eminönü
Konum: İstanbul

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Retaliation »

Burada bile kimyacı olan bir Furkan. :)
Resim
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

BÖLÜM 5.3 [ÇAY SAATİ]

Furkan içeri girdi. Korcan ve Ender masada oturmuş konuşuyorlardı. Yanlarına gitti, oturdu. Buğra, Furkan’ın ayakkabılarını düzenledi, kapıyı kapattı, mutfağa gitti.

- Ne kaçırdım?
- Hiçbir şey, sadece Korcan’la dertleşiyorduk.
- Hadi ulan oradan! Ne dertleşmesi?
Korcan gülerek çayından bir yudum aldı. Ender lafa girdi:
- Dostlarım, bugün sizi buraya sandığınızdan çok daha önemli bir mesele için çağırdım. Ancak, önce size bazı sorular sormalıyım. Savaşın ardından sizlerle pek görüşemedim, hastanede işler çok yoğundu. Takdir edersiniz ki Fazıl’la ilgili fikirlerinizi de pek bilmiyorum. Hangi tarafta olduğunuzu öğrenmeliyim.

Buğra elinde tepsiyle odaya girdi. Önce Korcan’a sonra Furkan ve Ender’e çay ikram etti, oturdu. Ender’in son cümlesi Korcan’ın canını fena halde sıkmıştı. Bu yüzünden anlaşılıyoru. Furkan çayından bir yudum aldı:
- Fazıl’ın ölümü beni çok üzdü. Bu kadar büyük bir deliliğe kalkışabileceği aklıma gelmezdi. Biz onu hırsından kudurmuş bilirdik, halbuki hırsından delirmiş. Öyle yada böyle, Fazıl çok büyük bir adamdı. Ben Fazıl’ı çok seviyorum ve ona hala çok büyük bir saygı duyuyorum. Ama ne Fazılcıyım ne de başka bir şey.

Ender rahatladı. Furkan’a teşekkür edip gözlerini Korcan’a çevirdi. Korcan hiç oralı değildi. Gözlerini düşürmüş çayını içiyordu.
- Korcan, bunu öğrenmeliyim. Sen Fazıl’dan nefret ediyordun.
- Hayır.

Çayını masaya bıraktı. Kollarını bağladı, arkasına yaslandı. Derin bir nefes aldı.
- Evet, Fazıl’dan nefret ettiğim zamanlar oldu. Hele savaşın sonlarına doğru... Ağzına sıçmak istiyordum. Güç gözlerini kör etmişti. Davamızın amacını unutmuştu. Güç onu delirtmişti. Ve sonunda deliliğine yakışır bir şey yaptı.
- Acaba yaptı mı?

Korcan kaşlarını çatmış Ender’e bakıyordu. Ender’in bu sözü masadaki herkesin tüylerini diken diken etmişti.
- Ne diyorsun sen?
- Sence Fazıl o kadar delirmiş miydi? Yani... Evet, güç gözünü kör etmişti, belki sağlıklı düşünemiyordu. Ama Fazıl Sarrafoğlu’ndan bahsediyoruz! Sıradan birinden değil!

Korcan hiddetle ayağa kalktı.
- Çıkar ulan ağzındaki baklayı.
- Buğra, kurşunları getir.

ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

BÖLÜM 5.4 [ÜÇ KURŞUN]

Herkesin gözü Ender'in masaya bıraktığı üç kurşundaydı. Sadece Furkan ayaklanmış, odanın içinde volta atıyordu. Parmaklarını saçlarına daldırıyor, öfleyip püfleyip kollarını boşluğa bırakıyordu. Bir süredir süren sessizliği bozmak üzere Ender lafa girdi.
- Biri bacağından, biri böbreğinden, biri beyninden çıktı.
Cümlesinin bitmesiyle Korcan aniden bakışlarını Ender'e çevirdi. Nefes alıp verişi hızlanmış, gözleri dolmuştu.

- Kurşunların nereden çıktığının ne önemi...
Furkan'ın cümlesini tamamlayamamasının sebebi onun da durumu kavraması oldu. İntahar etmek isteyen biri neden önce bacağına, sonra böbreğine ateş edip silahı alnına götürürdü? Elini ağzına götürmesi aldığı derin nefeslerin sesini engelleyemiyordu. Güçlükle sordu.
- Asım başka bir silahtan bahsetmedi değil mi?
Ender serinkanlılığının altına gizlediği heyecanıyla başını iki yana usulca salladı. Korcan savurduğu küfürle beraber masaya sert bir yumruk indirdi.
- Fazıl'ın silahında kurşun bile yoktu, erg tabancası kullanıyordu. Nasıl düşünemedim?

Son cümlesini sıktığı yumruğunu ısırarak tamamladı. Düşman görmüş gibi irkilerek bakışlarını sertçe Ender'e çevirdi.
- Sen nasıl elde ettin bu kurşunları?
- Hastanenin müdürüyken kazandığım tüm parayla otopsiye giren adamları satın aldım.
Korcan ayağa kalktı, pencereye yaklaştı. Odadaki herkese arkası dönüktü. Ender dalgın bakışların ortasına cümlelerini savurdu.
- Dostlarım, Fazıl intahar etmedi. Bundan eminim. Onu Domuz'un vurduğuna da ihtimal vermiyorum. Domuz'un böyle bir işe cesareti yetse, becerisi yetmez. Eminim, Asım'ın işi. Bence Domuz'u da Fazıl'ı da o vurdu.

Furkan boğazındaki düğümü zorla çözerek sordu.
- Neden?
- Bilmiyorum. Ne kadarının onun planı olduğunu bilmiyorum. Ne zamandan beri bize oyun oynadığını bilmiyorum. Belki de en başından beri.
- Yani savaşın başından beri aslında düşmanımızın safında mıydı sence?
- Sanmıyorum Furkan, bence kimsenin safında değildi. Her ne planladıysa başarılı olduğu kesin. İstanbul'un en güçlü adamı şu anda Asım.
- (Korcan sinirden kaynaklı tek nefeslik bir gülüşünün ardından) Silahları o çaldı. Nureddin onun yüzünden öldü. Bilge... Fazıl bile bile başka çaresi olmadığından kendi karısının kafasına sıktı. Hain or... (Korcan küfrünü yarıda bırakıp birden sustu, arkasına döndü. Onun gözleri Ender'de, Ender'inkiler yerdeydi. Korcan'ın gözlerine bakmaya cesareti yok gibiydi. Tüm bunları önceden göremediği için tüm suç kendisindeymiş gibi hissediyordu.) Sen şimdi bana bunca savaş, acı, kayıp yalan mıydı diyorsun? Abdulkadir yok yere mi öldü? Onca askerim, onca masum sivil yok yere mi öldü? İhsan Bey... (Öfkeden titreyen sesiyle) Hayatım bir yalan mıydı Ender?

- (Ender sonunda Korcanın gözlerine bakma cesaritini edindi.) Belki de.
Korcan hışımla odadan çıktı. Kimse peşinden gitmedi. Sadece Buğra buna yeltendi, onu da Ender'in işareti durdurdu.
Furkan masaya oturdu. Sıktığı dişlerinin mührünü bozup sordu
- Ne yapacağız?
- (Ender kollarını bağlayıp ardına yaslandı. Derin bir nefes aldı. Kendinden oldukça emin) Parti kuracağız.
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

BÖLÜM 5.5 [SEKİZ AY]

Savaş döneminde Gizit Klanı safında yer almış halkın alt tabakasından sayılan büyük çoğunluk savaşın ardından tekrar eski yaşamlarına dönmüşlerdi. Eskiden şehrin gettosu sayılan tepegöz mahallesi Kale konutlarına taşınmıştı. Artık insanların evi vardı belki ancak hala paraları yoktu. Asım hükümetinin yoksulluk yardımından faydalananlar da genellikle ihtiyacı olmayan insanlardı. Öte yandan eski teşkilat taraftarları da eski hayatlarına dönmüşlerdi. Asım Bey, Domuz'un yaptığı hatayı yapıyor, halkı yeraltından ibaret sanıyordu.

Özellikle ulaşım ve hizmet alanında yaptığı büyük gelişimler İstanbul halkının hayatını oldukça kolaylaştırmıştı. Eğitim hızlı bir şekilde yeniden başlamış, sağlık sektörüne büyük harcamalar yapılmıştı. Yaptığı her açıklamada halkın refahından bahsediyor, halk için çalışmaya devam ettiğini söylüyordu. Ancak Kale halkı ne refah ne huzur görüyordu.

Kale'lilerin yaptığı eylemler Gizit Cemiyetinin kurulmasıyla gittikçe artmaya başlamıştı. Cemiyet halka ilanı sırasında kendisinin silahlı bir örgüt olmadığını, Gizit Klanı'yla bir bağının bulunmadığını her ne kadar söylemiş olsa da hala eski Teşkilat taraftarları tarafından saldırıya uğruyor ancak bunlara hiçbir şekilde karşılık vermiyordu.

Her ne kadar başta bir tehdit olarak görse de Asım Bey, göreve gelişinin gayriresmiliğine dair tartışmaları ortadan kaldırmak için bu Cemiyeti bir fırsat olarak görmüştü. Oysa ki başında Ender'in bulunduğu cemiyet sekiz ayda Asım'ın düşünmediği kadar gelişmişti. Tartışmalar özellikle Ender'in sağlam eleştirileriyle gittikçe daha da artmış, gerek eski Teşkilat taraftarlarının saldırılarına cevap vermemesiyle, gerek Ender'in her açıklamasında hissedilen eşit ve mantıklı havanın insanlara verdiği güvenle Gizit Cemiyeti Asım'ın düşündüğünden çok daha fazla taraftar toplamıştı.

Seçimlere iki ay kala Asım Bey'in radyo ve gazeteleri elinde bulundurması sebebiyle algı yönetimi yaptığına dair eleştiriler de tartışma konusu olmaya başlamıştı. Bunun üzerine Asım Bey, Ender'i İstanbul Radyosu'nun en yüksek dinleyici sayısına sahip programı Yeraltı'ndan Sesler'e davet etti.

ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 874
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: ERG (Kitap)

Mesaj gönderen Plafect00 »

BÖLÜM 5.6 [YERALTI'NDAN HABER]

Ender önündeki üç kurşunun birini Furkan'a verdi, birini önüne çekti. Kimsesiz kalan son kurşun Korcan'ındı, tabi kapıyı çarpıp çıkmasaydı. Ender kurşunu aldı Buğra'ya uzattı. Buğra her ne kadar istese de kendini hiçbir zaman bir As Gizit olarak görmememişti, şimdi olduğu gibi.

- Korcan komutanım döndüğünde ona verirsiniz Ender Bey.
Ender Hem Buğra'yı kırmanın hem de Korcan'ı kaybetmenin burukluğuyla kurşunu cebine koydu. Döneceğini ummaktan fazlasını yapamıyordu.

- Bu kurşunlar Fazıl'ın değil, Gizit'in, hatta İstanbul'un ölüm sebebiydi Furkan, bizim yaşama sebebimiz olacaklar. Benimle Gizit Cemiyeti fikrini hayata geçirmeye var mısın?

- (Kurşunu eline aldığı andan beri gözlerini ondan ayırmaya Furkan, Ender'e dönerek) Sonuna kadar.

Ender, inanç taşan bakışlarına eşlik eden mahcubiyetinin yüzündeki tesiriyle Buğra'ya döndü. Buğra'nın başıyla verdiği asker selamı soru sormasına gerek bırakmadı.
*******************************************
Korcan o gün odadan çıktıktan sonra bir daha dönmemişti, ne şimdilerde Gizit Cemiyeti'nin resmi parti binası olarak kullanılan eski Evsizlere Yardım Derneği'ne ne de kendi dükkanına. Nerede olduğuna, ne yaptığına dair hiçbir haber yoktu. Ta ki sekiz ay sonra istihbaratı tarafından Ender'e iletilen ufak bir kağıtta yazılı bu mesaja kadar.

Ender kağıdı katladı, cebine koydu. Kıyafetini düzenlemek üzere başında dolaşan görevlilere teşekkür ederek onlardan kurtuldu.
- (Aynaya bakarak görüntüsünde kendince son rötuşlarını yaparken) Yeraltı'nda görmüşler.
- (Korcan'dan bahsettiğini anlamasıyla gözlerinin içi parladı.) Ne zaman gidiyoruz?
- Bu gece, programdan hemen sonra.

Ender ve Furkan radyo binasına doğru yola çıktılar.
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Cevapla