Yurdumun kantininde birkaç dostla muhabbet ediyorduk. Çayımızı yudumluyor, kahkahalar atıyorduk. Masaya tanıdamığım bir başka kişi oturdu. Tanıştık, sohbetimize dahil ettik. Nasıl olduysa konu oyunlara sekti. O oyun bu oyun derken türk oyunlarından bahsetmeye başladık. Ben İKV’den bahsetmedim bile, zaten bilen yoktur diye. Zula’dan biraz bahsedildi, sonra çok bilinen bir iki oyun daha. Masaya yeni oturmuş arkadaş “İKV’yi biliyor musunuz?” dedi. Yanıtım şaşkınlığımın ve heyecanımın bir yansıması olarak “Ciddi olmazsın.” oldu.
Kendisi oyunu 39 seviye sınırı yükseltmesi geldiğinden beri oynamıyormuş. Bana oyunun reklamlarını gördüğünde çıkmasını 3 ay kadar beklediğinden bahsetti. O sıralar ilkokuldaymış, şimdi Üniversite öğrencisi. Konuşmaya devam ettikçe şaşkınlığım sürekli arttı. Bundan sonrasını onun ağzından anlatayım:
“Oyuna betayla beraber başladım. Çok eğlenceli bir ortam vardı. Babam bana bilgisayar konusunda fazlasıyla imtiyaz tanırdı. Sabah akşam İKV oynardım. Oyunun atmosferiydi beni çeken, atmosferi, ortamı, sohbetin güzelliği... Kısa zamanda 29. seviyeye geldim. Ben oyunda insanlarla vs atıyordum, bu şekilde eğleniyordum. Öyle ki, bu konuda çok iyi olmuştum. Bir gün Tuncay Ağabey ile karşılaştım, o zamanlar tanışmamıştım tabi. Vs attık, uzun zamandır namağlup olan ben, kıl payı kaybettim. Beni çok sevdi. Sürekli bir ekip ile oynardı, beni de o ekibe dahil etti. En küçükleri bendim, beni kardeşleri gibi görüyorlardı. Tuncay Ağabey o sıralar üniversite öğrencisiydi. Bir gün oyuna Taşkanat görevi getirdiler, 800 adet Taşkanat kesmek gerekiyordu. Kolları sıvadık. Ne kadar sürdü hatırlamıyorum ama çok kısa bir sürede görevi ilk tamamlayanlar olduk. Bunun üzerine isimlerimiz bir eşyaya verildi: Tncyekoçlgnuyksz. Bu eşyada ekibimizdeki oyuncuların isimleri var. (Bir loncaları varmış, oyunun ilk loncalarından. Yanlış hatırlamıyorsam Xteam’dı.) Ben Eko isimli karaktere sahiptim. Bize çok güçlü setler hediye ettiler. Kuklacı sunucusunda kimse bizi yenemiyordu, vs konusunda iyi olduğumuz ve bize oyunun en güçlü eşyalarını hediye ettikleri için. 39. seviye güncellemesi henüz gelmişti ki Tuncay abi oyunu bırakmak zorunda kaldı, okuluna yoğunlaştı. Akabinde de diğerleri ve en son ben...”
Kendisine oyunun hala oynandığını hatta hesaplarını bulabileceğimizi söyledim. Mail geçmişine baktı, hesaplarını kısa süre içerisinde bulduk. Önce siteye giriş yaptık. Hiç ürün almamıştı, doğal olarak. Daha sonra oyuna girdik, karakterlerini görünce -abartmıyorum- gözleri yaşardı. Anılarından bahsetmeye başladı. Eminönü’nde gezerken her yerde anlatacak bir şeyler buluyordu. Bana eşyalarını gösterdi, gerçekten de sağlam efsunlu çok güzel eşyaları vardı.
Aradan geçen onca zaman oyuna hiç giriş yapmamış olmasına rağmen, karakterlerini göstermek için bilgisayarı açıp çağırdığımda koşarak geldi. İKV’nin büyüsüne kapılanlar anlaşılan bu heyecanı hiç kaybetmiyor. Bu güzel tesadüf üzerine gerçekleştirdiğimiz tatlı muhabbeti sizlere aktarmak istedim. İyi forumlar dilerim.
O eski oyuncular kalmadı o atmosfer de yok dün gibi hatırlarım sirayla uçakta apa ve saf krom çektiğimiz günleri.. sonra 39 geldiğinde who dan etin palpa jali kütük üretmeyi...
O taşkanatlar şu an eminönünde bulunan komutan'ın olduğu yere gelmişti . İlkokul 6.sınıftaydım o zamanlar. Bendeki karakter ezikti , kesen adamları izlerdim . Hey gidi günler hey . Beyaz Köşkte Philips ve webKurdu adında 2 savaşçı vardı . Bunlar çatır çatır keserdi beraber . İlk karakterimi de o günlerde çaldırmıştım . Oyunda 2 m karşılığında plus satılır diyen biri vardı , bölgeden yazıyordu . O zamanlar kredi kartı ile alınıyordu sadece plus . Biz de çocuğuz kredi kartı ne arar . Msn aldık , adam bana dedi ki otomatik ödeme sistemi var . Adam bana öyle güzel , öyle prof hazırlanmış bir site attı ki kim olsa şüphelenmeden giriş yapar . Ben de mynet ekranından giriş yaptım , ekranda bir yeşil bir çember dönmeye başladı . 1 dakikadan geri sayıyordu . Plus hesabınıza başarıyla yüklenmiştir yazısını görünce acayip mutlu olmuştum taa ki oyuna giriş yapmaya çalışana kadar . Mutluluk birkaç dakika sürmüştü sadece . Sonra dünyam başıma yıkılmıştı ama atlattık o günleri . Yazsam kitap yazarım oyun anılarımdan ama oyunun bugünkü halini görünce yazasım gelmiyor
ReGiSTeR yazdı: ↑20 Mar 2018 10:19
O eski oyuncular kalmadı o atmosfer de yok dün gibi hatırlarım sirayla uçakta apa ve saf krom çektiğimiz günleri.. sonra 39 geldiğinde who dan etin palpa jali kütük üretmeyi...
Biz varız ya belki taskanatlari görmedik ama onların bittiği hafta oyuna başlamıştım
Daha sonra oyuna girdik, karakterlerini görünce -abartmıyorum- gözleri yaşardı. Anılarından bahsetmeye başladı. Eminönü’nde gezerken her yerde anlatacak bir şeyler buluyordu. Bana eşyalarını gösterdi, gerçekten de sağlam efsunlu çok güzel eşyaları vardı. 
Merak ettiğim ona verilen itemler özel setlermiydi yoksa o zamanın oyun formatındaki en üstün itemlermiydi.
belki taskanatlari görmedik ama onların bittiği hafta oyuna başlamıştım 
