Ruh Taşları, Ruh Seyehati, Ruh Sineması
Yazıma bu sözle başlıyorum çünkü Karaköy'de bu sözün anlamını çözüyoruz. Karaköy senaryo açısından şimdiye kadarki en iyi bölge olabilir. Hikayenin çatallandığı noktalar o kadar heyecan verici ki bu yazıyı bir an önce yazmak istedim. Ve belirtmek isterim ki daha tüm görevleri tamamlamadım. Tamamlandıkça buraya ekleyeceğim."Daha ruh taşlarını bile anlayamıyorsunuz!"-Merhum Beyaz Büyücü Gaffar Bey-
Karaköy neresi, neden burdayız gibi soruların cevabını şöyle açıklayayım. Arzuhalci'nin Derin isminde gazeteci bir arkadaşı var. Bu kadın Umut Dergisi'nin başında. Ve biz Karaköy bölgesinden önce Arzuhalci'nin referansı ile bu dergiye isimsiz bir ropörtaj veriyoruz. Erg hakkında öğrendiklerimizi, eskileri, Tangriss'i ve tanık olduğumuz dehşet verici şeyleri anlatıyoruz. Ayrıca bu bölgede Şifa Yurdu var. Vücudumuz ve ruhumuz yaşadığımız onca şeyden sonra o kadar yıpranmış ki karakterimiz arınma ihtiyacı duyuyor. Bu yüzden Karaköy'e gidiyoruz.
Karaköy'de Arzuhalci'nin referansı ile Derin hanım Umut Dergisi'nde bize bir oda ayarlıyor ve konaklamamızı orda yapıyoruz. Bu süreçte Derin ile sürekli bir muhabbet içerisindeyiz. Derin karakter olarak çok baskın ve egosu yüksek biri. Dominant bir karakter. Ayrıca gazeteci olduğundandır her şeyi bilmek istiyor. Neyse, bu süreçte merak ettiği çoğu şeyi bizim çözmemizi istiyor. Bize de Arzuhalci gibi "Git keşfet, şunu bul, fotoğraf çek..." gibi görevler veriyor. Bu görevlerin içeriğini bu konuda anlatmayacağım.
Bu süreçte Derin bize Karaköy'ün demografik yapısını da anlatıyor. Bölgede 3 farklı klan var:
1) Gizit Klanı:
Bu klan tam bir nasyonel sosyalist militarist bir grup. Tam olarak nazilere benziyor diyebiliriz. İnsan ırkına düşman fakat liberal olmayan, eşitlikçi bir fareadam milliyetçiliği savunucusu. Başlarında Hakir var. Bu Hakir, Perihan Hanım ile köprüde ölen Hakir değil. O öldükten sonra onun yerine gelmiş. Bu klanın bir de fanatikleri var. Fakat Fanatikler resmi olarak Hakir'in askeri değil. Taraftar gibi düşünün ama daha radikaller.
2)Galata Klanı
Bu klan daha liberal hatta kapitalist bir klan. Irklarla işi yok. Herkese müşteri gözüyle bakıyorlar açıkçası. En büyük kuruluşları Galata Rats Club. Kıyamet döneminin para babaları bunlar. Kurtlar Vadisi'ndeki konsey gibi düşünün. Para bunlarda her yere sızmışlar. Domuz da bunlardan. Kulübün başında şuan Fehim duruyor. Baya da karizma giyiniyorlar, takımdan aşağısı kesmiyor.
3)Gezginler Klanı
Bu klanla Gezgin Şehir'in bir alakası yok. Yani dolaylı olarak ileride bağlantısı çıkabilir tabi ama şuan alakaları yok. İsim benzerliği sadece. Bu klanın mensupları gizleniyorlarmış. Galata'dan bile elleri güçlü olabilir.
Derin Hanım daha sonra bizi İnsan Mahallesi'ndeki Yaşlı Kadın ile ropörtaj yapmaya yolluyor. Bu kadın İngiltere'de yaşamış, kıyametten sonra İstanbul'a gelmiş. Fanatiklerin taciz ettiği İnsan Mahallesi'nde bulunuyor. Kadının isteği karşılığında onunla ropörtaj yapıp Derin'e veriyoruz.
Bunları öğrendikten sonra Galata Rats Club'a başvuruyoruz.
Bizden 50 adet teşkilat altını istiyorlar. Dedim ya tam kapitalistler. Üye alımları bile parayla. Biz de şuana kadar kazandığımız madalyaları eritip altın yapıp bu adamlara veriyoruz. Daha sonra yine bu klandan olan ve Belediye Binasında bulunan Sis bize bir kaç görev verip bizi bu kulübe aldırıyor. Daha sonra asansörle çıkıp Fehim Bey ile tanışıyoruz.
Fehim Bey bizi ufak bir ağırlamanın ardından bodrum kata yolluyor. Asansörü kullanarak bu sefer de 2 kat aşağı iniyoruz. Geldiğimiz yer bir sinema salonu:
Burada karakterimiz şok geçiriyor, tabi ben de geçirdim. Bu izlediğimiz şey kıyametten önceki yıllarda İngiltere. Daha sonra bunun bir kamera çekimi değil, bir karakterin gözünden anılar olduğunu anlıyoruz. Günümüzdeki POV teknolojisi gibi düşünün. Anlam veremeden Fehim'in yanına tekrar çıkıyoruz ve Fehim bize gerçekleri anlatıyor.
Bu izlediğimiz az önce bahsettiğim Yaşlı Kadın'ın kendi hatıraları. Yani kadının yaşadıklarını izliyoruz, kamera çekimi veya bir sinemayı değil. Bu adamlar anıları kaydetmeyi, bilinci kullanmayı öğrenmişler. Yaptıkları iş de kıyametten önceki güzel günleri insanlara tekrar yaşatmak. Bu afişi hepiniz hatırlıyorsunuzdur:
Afiş bu sattıkları anıların afişi. Alltaki nota dikkat çekmek istiyorum:
"25.12.1942 tarihinden evvel doğan ve akli yeterlilik belgesi olanlar içindir."
Bunun sebebi sattıkları şeyin kıyametten önceki anılar olması. Yani buraya başvuran insanların kıyamet öncesi güzel anılarını alıp onlara tekrar yaşatıyorlar. Black Mirror gibi bir şey. 1942 yılından önce doğanlar olmasının sebebi de kıyamette en az ergenlik çağına erişmiş olmaları. Bir insana 5 yaşındaki anısını izletmek mantıklı olmayacağı için kıyamet zamanı en azından 15 yaşında olmaları tercih edilmiş.
Fehim'in arkasında kocaman bir resim var farketmişsinizdir:
Bu resimde Sis, Fehim,Domuz ve bir kadın var. Kadını daha çözemedim. Derin olduğunu sanmıyorum. Şuanki Derin GRC locasına girecek düzeyde biri değil. Ayrıca bir kişi daha var ama fotoğrafta yok. Masada da sonsuzluk işareti var. Sonsuzluğun anlamı ruh seyahati, buna daha sonra geleceğim.
Fehim'in anlattıklarından sonra Derin'e gidiyoruz. Tabi Fehim Derin'e verdiğimiz ropörtajı da satın almış. Yani bizim neler yaşadığımızı biliyor. Hatta bizim anılarımızı almak istiyor. İfliss'i öldüren, Gaffar Beyi'i öldüren, kıyamete tanıklık eden, uçsuz bucaksız medeniyetleri gören bir beyni satın almak kim istemez. Neyse Derin'e hesap soruyoruz neden verdin diye. O da bizden bir şey istiyor. Bir fare adam, ismi Konak-15. Kendisi her yerde "Ben Fehim'im, benim bedenimi çaldılar." diyip duruyormuş. Fehim de bu kim bir araştır diye Derin'e söylemiş. Derin de bize kitliyor bu işi. Gidip buluyoruz:
Bu fare üzerinde 95 yazan bir seri üretim ve yaşlı bir bedene sahip bir fareadam. Kendisi Fehim olduğunu, ruh seyehatini yani bilinç aktarımını kendisinin icat ettiğini fakat bir anda kendisini bu bedende bulduğunu söylüyor. Kafayı sıyırmış gibi konuşuyor. Ve bu bilinç aktarımını Arzuhalci diye bir adamın notlarından bulduğunu söylüyor. Eskilerin kullandığı bir büyüymüş bu. Sürekli sayıklıyor ve tam olarak bir şey anlatmıyor. Ama anladığımız kadarı ile bu fareadam bedenine Fehim'in bilinci aktarılmış. GRC'deki Fehim gerçek Fehim ve bu da onun kopyalanmış bilinci mi yoksa bir başkası gerçek Fehim'i bu fareye aktarıp kendisi Fehim mi oldu bilmiyorum. Altered Carbon izleyenler anlamıştır dediğimi İşte ben sonsuzluk işaretini buradan çözdüm. Sonsuzluğun anlamı beden ölse bile bilinci aktararak sürekli yaşamaya devam etmek sanırım. Altered Carbon dizisinde insanlar bilinç aktarımını keşfetmiş ve zengin olanlar sürekli ölen bedenlerini yenileyerek 300-400 yaşına kadar yaşıyorlardı. Bunu da bu amaçla kullanıyor sanırım GRC. Derin'e dönüp anlattığımızda bize 60 lardan beri fareadam üretilmediğini, 95 yılında niçin fareadam üretilme gereksinimi olduğunu anlamadığını, farenin neden yaşlı göründüğünü falan soruyor.
Daha sonra(57. seviyede) Fehim'e tekrar gidiyoruz ve bize arkadaki odaya girip orda bizim için hazırladığı şeyi denememizi söylüyor:
İçeri girdiğimizde asistan bize bir sıvı enjekte ediyor ve uykuya dalıyoruz. Uyandığımızda kendimizi Beyaz Köşk'ün önünde buluyoruz. Bir anda büyük bir merak içimizi sarıyor. Muhtemelen 1960'larda falanız. Bir Beyaz Büyücü bize selam veriyor. Kuklacı'nın içeride olduğunu biliyoruz ve kendisini çok merak ediyoruz. İçeri dalsak Kuklacıyı göreceğiz fakat kendimizi dizginliyoruz. Yana baktığımızda Mansur Bey'i görüyoruz ve bir kadının resmini çiziyor. Kadın çok güzel. Yavaş yavaş bulantı hissedip çıldırmış bir şekilde uyanıyoruz. Asistan bizi sakinleştiriyor. Fehim'in yanına döndüğümüzde Fehim bize bunun bir müşterilerinin gençlik anısı olduğunu söylüyor. Yani bildiğin başka bir insanın yaşadığı şeyleri bize tekrar yaşatıyor Fehim bey. Normalde bu seansı çok pahalıya yaptıklarını anlatıyor. Dehşete düşüyoruz ve Arzuhalciye gitme isteği duyuyoruz.
Arzuhalci bize bunun kendi notlarında geçtiğini onaylıyor. Fakat kendisi hiç kullanmadığını söylüyor. Ruh seyehatinin Eskilerin ruh taşlarında kullandığı şeyle aynı şey olduğunu söylüyor. Yani ruh taşının çalışma mekanizması bilinci bir noktadan başka bir noktaya aktarma prensibi ile çalışıyor. Bunun analizi ile Arzuhalci bir takım notlar çıkarmış. Fehim bey de bu notları kullanarak bu büyüyü başka türlü kullanmayı öğrenmiş. Yani Gaffar'ın söylediği " Daha ruh taşlarını bile anlayamıyorsunuz!" sözü bu mevzuya ait. Ruh taşları bildiğimizin çok üzerinde bir güce sahip.
Bundan sonra Arzuhalci bizi hastaneyi keşife yolluyor. Muhtemelen Karaköy'deki sığınak bu. Görevleri yaptıkça bu konuyu devam ettireceğim.
Ayrıca bu konu Karaköy'deki bütün konuyu kapsamıyor. Bu hikaye dışında daha Güdümlü Balon'daki erg makinası, Yılan gibi bir çok gizem mevcut. Bunlar için de ayrı bir konu açacağım. Okuduğunuz için teşekkürler.