İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Tüm İKV oyuncularının ortak paylaşım alanı
Kullanıcı avatarı
Sora
Kobra Takipçisi
Kobra Takipçisi
Mesajlar: 905
Kayıt: 22 Tem 2014 23:12
Sunucu: Beyaz Köşk

İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Mesaj gönderen Sora »

Resim
Her şey nasıl başladı?
25 Aralık 1956'da dünyaya güneş sisteminin dışından gelen meteorlar çarptı. Milyonlarca insan öldü. Büyük yıkımın sonrasında insanlık, "Saklı Türler" denen yaratıkların farkına vardı. Bu yaratıklar etrafa dehşet saçıyor, yıkımla beraber yeni ölümler getiriyordu.

İnsanlar arasında bir dil bilimci, saklı türlerden bir kitap çalıp dil çözümlemesini yapmıştı ve nihayetinde ilk büyü yapabilen kişi o olmuştu.

Bazı insanlar ise saklı türlerle bağlantı kurarak öğrendikleriyle onlara karşı savaşabilmek için şifacı topluluğunu oluşturdular.

Bileğine, gücüne, kuvvetine güvenen kişiler ise kılıçlarını kuşanıp birer savaşçı olarak insanlığa hizmet etmeye hazırdı.

İnsanlar, felakete karşı İstanbul'da Eminönü'nde toplandılar. Şehir büyükleriyle görüşmeler, planlamalar yaptılar ve mevcut düzeni kurmak için büyük bir çaba gösterdiler. Herkes üstüne düşeni yaptı.
Resim
Sadece İstanbul'da mı yaşam vardı?
Henüz İstanbul'un dışında bir yaşam yeri bilinmiyor. Fakat bu kesin olmadığı anlamına da gelmiyor. Tarihçe'deki şu kısma bir göz atın:
1975 yılı aynı zamanda son derece önemli bir başka olaya sahne oldu. Meteor dışından İstanbul'a, bir grup ordu mensubu, bütün engelleri aşarak gelebilmişti. Binbaşı Yavuz'un önderliğindeki bu grup, Manisa'daki, 14 yıl yaratıklara karşı direnen bir piyade alayının son temsilcileri idi. Sayıları 45-50 kadar kaldığında, artık direnemeyeceklerini anlayarak, İstanbul'a yola çıkma kararı almışlardı ve sadece 8 asker bunu başarabilmişti. Bu askerlerin gördüklerinden yola çıkılarak, Agah Efendi'nin yazdığı saklı türler isimli kitap daha da geliştirildi. Pek fazla konuşmayan bu gruptan edinilen en umut kırıcı bilgi ise, yolda karşılaştıkları hiç bir yerde medeniyet göremedikleri idi.
Psikolojik olarak alt üst olan bu gruptan elde edilen umut kırıcı bir bilgi vardı; yolda karşılaştıkları hiç bir yerde medeniyet yoktu.
Resim
Bölüm 1
Meteor felaketinden sonra şehre bir yabancı geldi. Hepiniz onu azda olsa tanıyorsunuz; KUKLACI!

Kuklacı başlangıçta Eminönü sokaklarında büyü gösterileri yapan, para kazanmaya çalışan biriydi. Yüzünde daima maske vardı. Kendisini gizemli yapanda bu maske oluyor. O dönemlerde Mansur Bey adında varlıklı, alçakgönüllü bir ressam, servetini "Saklı Türler" ile mücadeleye karşı kullanıyordu.

Kuklacı, Mansur Bey'in ilgisini çekti. Kendisiyle uzun sohbetler yaptı. Kuklacı bu sohbetlerden yüz alarak Mansur Bey'e, büyü numaraları sayesinde fare ve insan karışımı bir ırk yaratma fikrinden bahsetti. Anlattığına göre fare adamları, saklı türlere karşı kullanabilecek ve insanlığa yardımcı olabilecekti.

1 yıl süren çabanın ardından Kuklacı, Fare Adam ırkını üretmişti. Bu ırkı ilgi çekici kılan en önemli özellik ise; üreyebilmesi oldu. Yani daha fazla para harcamadan, uğraş vermeden Fare Adamlar çoğalabilecekti.
Resim
Mansur Bey, Kuklacı'nın desteğiyle Beyaz Köşk adı verilen bir organizasyon kurdu. Oyun sunucularından birisine adını veren de bu organizasyondur. Kuklacı, manipülasyon yeteneğiyle şehirde tanınır hale geldi. 2 yıl boyunca gizli yürütülen fare adam projesi, bu sürenin ardından halka tanıtıldı. Halk, fare adamları çok sevmişti.

Beyaz Köşk organizasyonuna Mustafa Bey, bazı eşyalara ismini veren Azat Bey ve bir zamanlar öldürmek zorunda bırakıldığımız Gaffar Bey'de katıldı.

Beyaz Köşkten şüphelenenler ve kıskananlar, harekete geçti. Beyaz Köşk, Jandarma kararıyla kapatıldı. Kuklacının ise buna karşı bir fikri vardı. Bütün fare-adamları teşkilatlandırdı ve Beyaz Köşk'ü örgütledi. Evet, fare adamlar ve Beyaz Köşk yanlıları bir isyan başlattı. Sonu her zaman ki gibi kanlı bitti.

Beyaz Köşk'e karşı çıkanlar hapse atıldı, yönetimin otoritesi yerle bir oldu. Muhalefet öncülerini sürgüne gönderdi. Kısa süre sonra sürülenler vefat etti. Mansur Bey'in psikolojisi bozuldu ve Beyaz Köşk'ü tamamen Kuklacı yönetmeye başladı. Bir gece Mansur Bey'de masası başında vefat etmişti.
Resim
Bölüm 2
Mansur Bey'in ölümünden sonra her şeyi Kuklacı yönetti. Azat ve Gaffar Bey'in arkasındaki Beyaz büyücüler, halk arasında itibarı olan kişilerdi. Azat ve Gaffar Bey, kuklacıdan haz etmemeye başladı fakat fare adamlar tam anlamıyla Kuklacı'ya itaat ettikleri için, herhangi bir isyan düşüncesi akıllarının ucundan bile geçmiyordu.

1967 senesinin bir yaz günü kuklacı, Azat Bey'e 100 kişilik bir kuvvet toplamasını söyledi. Bu 100 kişilik fare adam ordusuyla Azat Bey'e ayrılma vaktinin geldiğini anlattı. Meteor bölgesinin ilerisinden batıya doğru yol aldılar.

Not: Bu gidişin dönüşü henüz olmadı. Oyundaki karakterimizin kuklacı ile henüz karşılaşmamış olması bundan kaynaklanıyor. Fakat oyundaki karakterimiz, bazı görevleri yaparken kuklacının izlerine rastladı.

Örneğin bu resimde gördüğünüz totem, kuklacı ve ordusunu sembol ediyor. Sivri Ada'da bulunan fare adam köyünde rastlayabilirsiniz.
Resim
Bu ipuçlarıyla daha önce yapılmış araştırmalar da mevcut.
Resim
Bölüm 3
Azat Bey'e artık Azat Efendi denilmeye başlandı. Azat, Gaffar'dan daha kıdemliydi. Köşk meclisi, liderliği Azat Efendi'ye verdi. Kuklacının gidişiyle fare adamlar, sadakatlerini kaybetti. Ayaklanmalar başladı. Köşke bağlı fare adamların sayısı git gide azaldı.

Genç Bilgililerin Kuruluşu: Bilime meraklı olan Gaffar Bey, bilimsel çalışmalara meraklı olan adayları toplayıp Genç Bilgililer adlı bir topluluğa öncülük etti. Genç Bilgililer'e büyü hakkında bildiklerini de öğretti ve ortaya bir çok proje çıktı.

Not: Burada bahsedilen projelerden birisi de Çemberlitaş bölgesinde bulunan santral olarak ele alınabilir. Aşağıdaki resimde Genç Bilgililerden bazılarını görüyorsunuz.

GB Makine, Mısır Çarşısında bulunan yetenek ve karakter puanlarını sıfırlamaya yarayan GBT, Otomat gibi icatlar da Genç Bilgililer tarafından yapılmıştır.

Oyunda bulunan tepegözler de başlangıçta Genç Bilgililer tarafından faydalı olması için yapıldı. Fakat hatalı, başarısız bir proje olarak akıllara kazındı. Oyunda gördüğünüz üzere, gelene geçene saldıran aylak benzeri robotlar oluyor kendileri.

Resim
Kuklacının fare adam büyüsü Azat Bey tarafından bulundu. Azat Efendi, fare adamları kullanarak İstanbul'u tekrar yükseltmek istiyor; Gaffar Bey ise buna karşı çıkıyordu. Araları açıldı ve Azat yine de fare adamları üretti.

O sıralar Gaffar Bey çalışmaya devam etti. Köşk'ün içerisindeki fare adamlardan Topuz ismindeki fare adam, dışarıdan bir ajandı. Bir gün Gaffar Bey, atölyesinde çalışırken Topuz'un bilgileri aktardığı Saklı Türler, Gaffar Bey'e saldırdı. Genç Bilgililer'in bir kısmı öldü. Buna çok sinirlenen Gaffar Bey'in gözü döndü ve saklı türlerin cesetleri yerde kalmayıncaya kadar onlara saldırdılar.

Gaffar bey bu olaydan sonra Azat Efendi ile vedalaşıp ekibini topladı ve Meteor bölgesinin ilerisine ilerledi.

Not: Kim bu topuz? Bahsettiğim topuz, oyunda yer altında gördüğünüz Topal'dır. Bacağını saldırı esnasında Gaffar Bey koparmıştır ve bu ismi almıştır. Oyundaki karakterimiz bunu hikaye örgüsünün son görevlerinde fark ediyor.

Ek olarak Gaffar Bey'in ekibiyle beraber Kuklacı'nın gittiği yolu izlemesi. Onun gibi meteor bölgesinin ilerisine açılması, kafamızda soru işaretleri uyandırıyor.

(1972 - Gaffar beyin vedası)
Azat efendi, 1972 yılından, 1974 yılına kadar, Beyaz Köşk'ün mevcudiyetini sürdürmeye çalıştı. Eminönü üzerinde otoritesini kaybetmemek için, kuvvet kullanımını arttırarak devam etti. Beyaz Köşk'de Azat Efendi'ye bağlı beyaz büyücüler arasında bile kopmalar meydana gelmeye başlamıştı.
Resim
Bölüm 4
Yaşanan entrika ve ayrılıkların sonucunda 1972 yılında Yükseliş Cemiyeti kuruldu. Cemiyetin amacı bütün İstanbul'u bir araya getirmekti. Diğer bir amaçları ise Beyaz Köşk adı verilen kontrolden çıkmış organizasyonu ortadan kaldırmaktı.

Yükseliş Cemiyeti, Şehir Meclisi'ni tekrar Büyük Postane'de toplamak istiyordu. Başkanlığa Aydemir Bey seçildi. Yönetim kurulu üyeleri ise Nihat, Agah, Ziya ve Mehmet Bey'lerdi.

1 yıl sonra Yükseliş Cemiyeti büyümüş, bütün Eminönü cemiyeti tanımıştı. Azat Efendi cemiyet üyelerini yakalatmaya başladı. Yükseliş Cemiyeti gücünü toplayıp 1974 senesinde tarihin en kanlı çarpışmalarına müdahil oldu.

Kaybeden taraf beyaz büyücüler oldu. Azat Efendi, köşkün önünde öldü.

Ve bu olayla alakalı bir itirafa tanık oluyoruz!
"O yıldızsız gecede, köşk sokağı gündüz gibi aydınlıktı. Sayıları oldukça azalmış olan beyaz büyücüler, olası tehditlerden haberdar olabilmek için, sokağı büyü ışığıyla doldurmuşlardı. Çok kudretlilerdi. Onlar arasında geçirdiğim yıllar süresince, bunu bu kadar idrak edememişim sanırım. Meğerse her şeyin daha kolay olacağına dair bir yanılgı, zihnimi esir etmiş, teslim olacaklarına dair inancım bu kör yanılgıdan ibaretmiş. Kuklacının talebeleri, sayıca az olmalarına rağmen, haftalardır direniyorlardı. Son direnişleri de elbette görkemli olacaktı.

Ben kimdim? Biz zamanlar onlardan biri. Azat'ın yaptıklarına takati kalmadığından, gizlice izini kaybettirmiş ve cemiyete katılmış. Herkesin öldü bildiği... Sersem! Bir önceki hafta bir köşe başında sıkıştırdılar beni. O gün ölsem, huzura kavuşacaktım, ama korktuğum başıma geldi, beni tanıdılar ve gitmeme izin verdiler. Ve yüzlerindeki o hayal kırıklığı ve hüzün beynime öyle bir kazındı ki. Evet belki onlar Azat'ın yaptırdığı kıyımın aleti olmuşlardı. Ama en azından hain değillerdi. Peki yine, kimdim ben?

Gecenin sonunda, zafer artık cemiyetin olacaktı, bu kesin. Bana ihtiyaç olduğunu düşünmüyordum artık. Bütün gece elimdeki bir şişe şaraptan güç alarak sokağa baktım ve baktım."

Umut Dergisi 1976 - İsimsiz itiraflar.
Resim
Son kısmı okuduğumuzda anlıyoruz ki; dostumuz şarapçı eski bir beyaz büyücü...

Tüm olanların ardından Şehir Meclisi tekrar Büyük Postane'de faaliyete geçti. (Bahsettiğim Manisa'daki askerlerin gelişi tam olarak bu sıralarda meydana geliyor.)

Arzın çocukları haftalık gazetesinde Konkav lakaplı bir fare adam yazar olarak çalışıyordu. İnsanlar tepki gösterse de arzın çocuklarına güveniyordu. O dönemde fare adamlar yeniden halk içerisinde rahatlıkla dolaşmaya başladı. Sayılarının çokluğundan şüphe eden Ziya Bey, fare adamlarla iyi ilişkiler kurarak ortamı yatıştırmaya çalıştı. Fakat aç gözlü fare adamlardan oluşan bir topluluk daha vardı: Gizit!

Yine oyun içi hikayenin bir bölümünde geçen bu topluluk, 1977 yılında Yükseliş Cemiyeti'ni tanımadıklarını bildirdiler. Eminönü'ye saldırılar düzenlediler. Yeni Cami - Galata Köprüsü arasında siperler kazındı. Bu siperleri oyunda galata köprüsünden inerken dümdüz ilerleyip görebilirsiniz. Çukurun içerisindeki jandarmalar işte.

Celal Hakkı Bey'in kızı Perihan Hanım, diplomatik ilişkilerde başarılı olan birisiydi. Fare adamlarla iyi ilişkiler kurabilmek için önemli atılımlarda bulundu. Halk arasında büyük destek çeken bu atılımlar sonucunda dostane bir fare adam klanı, gizitleri anlaşma yapmaya ikna etti.

Bu barışın Galata Köprüsü üzerinde kutlanması bekleniyordu. Konuşmalar yapıldı, kutlama bir süre devam etti. Fare adam klanları arasında tartışma başladı ve sahnede bir patlama yaşandı. Perihan Hanım ve Gizit Lideri öldü. Bu olaydan itibaren fare adamlar, insanları en büyük düşmanları olarak gördüler.

Not: Perihan hanımın ölümüyle alakalı bir gazete haberini Çemberlitaş'da komutanın odasındaki masanın üzerinde görebilirsiniz. Manşet ise şöyle: "Barışa atılan bomba!"

1979 yılında Beyoğlu'ndan Arzuhalci adında bir adam geldi. Aydemir Bey'le görüşmeler yaptı ve Ruh taşı icadı Eminönü tarihindeki yerini aldı. Oyunda Sivri Ada'ya, labirente ve daha birçok başka yere bu icat sayesinde gidebiliyoruz.
Bölüm 5
1983 yılında Şehir Meclisi kararı ile Yükseliş Cemiyeti kapatıldı ve tarafsız olan "Teşkilat" kuruldu. Ziya Bey başkanlığı kabul etmedi ve bu göreve Agah Bey getirildi.

O sıralarda Lodos klanını Gediz Bey, Binbaşı Yavuz ve arkadaşlarıyla kurdu. Lodoslar, saklı türler de dahil tüm mahluklar dünya üzerinden silinmeliydi.

1 yıl sonra Handan Hanım, gazete ekibiyle beraber Lodosların yaratıklara karşı sert politikalarının karşısında durdu ve Arzın Çocukları klanını kurdular.

Arzın Çocukları, maden kazıları esnasında büyük bir mekanın girişi olduğunu düşündükleri bir yer keşfetti. Burası tahmin ettiğiniz gibi Büyük Hol idi.
1986 yılında meteor bölgesinde maden çıkartmak amacıyla kazı yapan Arzın Çocukları keşif grubundan bir ekip, büyük bir mekanın girişi olduğu düşünülen bir yer keşfetti. Arzın çocukları bu yeni mekanı uzun bir süre gizli olarak araştırdı. Adem Bey önderliğindeki küçük keşif ekipleri bu büyük girişin toprak altında kalmış kısımlarını ortaya çıkartmak için aylarca kazma salladılar. Ardından giriş kısmı şaşırtıcı derecede sağlam kalmış büyük bir hole doğru açıldı. Burası prizmatik şekillerin hakim olduğu, değişik bir medeniyete ait olduğu izlenimini veren bir mekandı. Arzın Çocukları bu büyük holü araştırmaya başlarken, onları takibe almış bir Lodos ajanı, bu faaliyetleri Lodos Klanı'na bildirdi. Araştırma günlerinden birinde bölge Binbaşı Yavuz önderliğindeki Lodos Klanı mensupları tarafından basıldı. Bundan sonrası sadece söylentilerden ibaret. Her iki klan mensupları arasında her ne geçtiyse de, bunun şahidi kalmadı. Tek bilinen bu iki grubun arasında çatışma çıktığı (ki bunu orada araştırma yapan bağımsız teşkilat yetkililerinin incelemelerinden anlıyoruz), Binbaşı Yavuz ve Adem Bey dahil bütün herkesin öldüğü. Çatışma sebebinin muamması bir yana, en büyük gariplik , arada başka bazı silahlara dair izlerin de bulunduğu. Ne Lodos'ta, ne de Arzın çocuklarında bulunmayan bazı silahlar.
Gediz Bey, Arzın Çocuklarını saklı türler ile iş birliği yapmakla suçladı. Handan Hanım ise ilk önce Lodos klanının kendilerine saldırdığını iddia etti.

Lodosların klan demircisi Cevdet usta bir gün bir balyoz dövdü. Binbaşı Yavuz'un adamlarından olan Üsteğmen Nazım'a verildi. Ve bundan sonra adı Balyoz Nazım oldu.

Not: İsmet Bey'in Balyoz Nazım'ı unutmadık gibi sözler savurmasının sebebi, Balyoz Nazım'a Arzın Çocukları tarafından yapılan bir suikast planıdır.
Resim
Bölüm 6
90'lı yıllarda Zincir Çetesi adlı bir grup ortaya çıktı. İçlerinde eski Beyaz Büyücüler bile vardı. Hatta Yükseliş cemiyeti görevlilerinden bazıları bu oluşuma hizmet etmeye başlamıştı.

Zincir çetesi, postaneye bir saldırı düzenledi. Agah beyin anlattığına göre bu saldırıda gözlerini kaybetti. Agah Efendi'nin güvenilirliği tartışılır bir konu. Hatta oyunda Agah Efendi'nin yüzüğünü aramaya, çeteci mağarasına gidiyoruz.

92 yılında Lodos Klanı, vahşi yaratıkları "İlikçiler" olarak adlandırdı ve hepsini ortadan kaldırma planından bahsetti. Arzın çocukları da buna karşı çıktı. Ve böylelikle Klan Savaşları dönemi başlamış oldu. Meteor bölgesinde bir savaş yaşandı. Savaşta Gediz Bey hayatını kaybetti. Vasiyetinde Balyoz Nazım'ın başa geçmesini istemişti. Eminönü meclisi savaştan sonra 1 aylık yas ilan etti.
HİDRA SAVAŞI
Resim

96 yılında denizin içerisinden bir yaratık Eminönü içlerine doğru çıktı. Teşkilat acil müdahele grubu, yaratığı yavaşlatmak için toplandı. Herkes büyük mücadele gösterdi. Verilmemiş kayıplar verildi. Hidra'nın bir başı koptu ve denize girip uzaklaştı.

2000 yılının 11 Mart gününde Balyoz Nazım, yemeğine katılan zehir sonucunda vefat etmişti. Suikast'i kimin yaptığı bulunmadı. Arz'ın çocukları ve çetecilerden şüphelenildi.

Balyoz Nazım'dan sonra başa İsmet Bey geçti.
Günümüz
Agah Bey önderliğindeki Teşkilat, günümüzde büyük bir tevazu içerisinde düzeni korumaya kendini adadı. Klan savaşlarını durdurmak için artık çok geçti. Buradan sonra oyundaki hikaye örgüsü başlıyor.
Son Söz
Bu konuyu bazı arkadaşlarımıza yardımcı olabilmek adına açtım. Kaynak olarak oyunun resmi sitesindeki tarihçeyi temel aldım ve bildiklerimle harmanlamaya çalıştım. Beğenildiği takdirde 2000'li yıllardan sonra yani oynadığımız karakterin hikaye örgüsünü de temel alan konular açmak isterim. Farklı konular da düşünüyorum. Umarım beğenmişsinizdir. Sevgiler. :)
Konularım

İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Ne Diyor Bu Domuz? - İnceleme

Oyun Görevleri ve Hikaye Özeti (1'den 49'a) - İKV

Yarın ufuk, grimsi pembe olur belki... Pembemsi griden iyidir her şekilde.
Kullanıcı avatarı
LEPRECHAUN
Dış Şehir Gezgini
Dış Şehir Gezgini
Mesajlar: 1732
Kayıt: 13 Mar 2011 07:45
Sunucu: Tılsım
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Deva
Konum: Gezgin Şehir.

Re: İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Mesaj gönderen LEPRECHAUN »

Emeğe saygı ! heyecanla okudum. İyi harmanlamışsın.
Resim

LEPRECHAUN
Kullanıcı avatarı
Zaknafeinn
Acemi Savaşçı
Acemi Savaşçı
Mesajlar: 9
Kayıt: 26 Mar 2017 19:29
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos
Lonca: İnşaat Mühendisleri

Re: İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Mesaj gönderen Zaknafeinn »

Başarılı bir çalışma olmuş eline sağlık .
Resim
Resim[/img]
Kullanıcı avatarı
Reliable
Acemi Savaşçı
Acemi Savaşçı
Mesajlar: 7
Kayıt: 13 Nis 2017 21:43
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Mesaj gönderen Reliable »

Çok Güzel Olmuş , Heyecanla okudum ellerine sağlık.
Bayterapi96
Cin Avcısı
Cin Avcısı
Mesajlar: 158
Kayıt: 08 Mar 2017 16:51

Re: İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Mesaj gönderen Bayterapi96 »

Eline sağlık güzel bir çalışma yapmışsın.
Kullanıcı avatarı
Caffeine
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 376
Kayıt: 10 Nis 2017 19:21

Re: İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Mesaj gönderen Caffeine »

hocam ellerine sağlık çok güzel anlatmışsın. ama çok kısa tutmuşsun. özet olmayıp tam konuya yer verseydin çok daha zevkli hale gelirdi. Selami Kelaynak, Philotheos, Suzan, Recep Dayı, Kenan (Sığınaklar) ve Junon (Migrat) olaylarına girmemişsin. Babı-Ali'nin kuruluş dönemini falanda ele alarak senden en başından günümüze kadarını tekrar harmanlamanı rica edeceğim. :) konuya meraklı arkadaşlardan da fikir alış verişi yaparsan, hikaye çok daha keyif verir. devamını getirmen dileğiyle.
Kullanıcı avatarı
KOCATURK
İri Fare Avcısı
İri Fare Avcısı
Mesajlar: 53
Kayıt: 12 Haz 2016 15:15
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Revenge Of Souls

Re: İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Mesaj gönderen KOCATURK »

Merhaba;
Harcadığın emek için hikaye hakkında bilgisi olmayan arkadaşlarımız adına teşekkürü borç bilirim. Ellerine sağlık.
Kullanıcı avatarı
karagol25
Cin Avcısı
Cin Avcısı
Mesajlar: 161
Kayıt: 25 Ara 2016 02:16
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos
Lonca: Karagöl Team

Re: İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Mesaj gönderen karagol25 »

Gerçekten Sürükleyici Olmuş Eline Koluna Sağlık İnşaALLAH Devamıda Gelir :)


OĞLUM SANA DİYORUM NERULL SEN ANLA :)
Resim
Yaşam Ve Ölüm Arasındaki ÇİZGİ.
Kullanıcı avatarı
Sora
Kobra Takipçisi
Kobra Takipçisi
Mesajlar: 905
Kayıt: 22 Tem 2014 23:12
Sunucu: Beyaz Köşk

Re: İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Mesaj gönderen Sora »

LEPRECHAUN yazdı: 18 Nis 2017 23:53 Emeğe saygı ! heyecanla okudum. İyi harmanlamışsın.
Zaknafeinn yazdı: 18 Nis 2017 23:55 Başarılı bir çalışma olmuş eline sağlık .
Reliable yazdı: 19 Nis 2017 00:15 Çok Güzel Olmuş , Heyecanla okudum ellerine sağlık.
Bayterapi96 yazdı: 19 Nis 2017 00:23 Eline sağlık güzel bir çalışma yapmışsın.
KOCATURK yazdı: 19 Nis 2017 01:16 Merhaba;
Harcadığın emek için hikaye hakkında bilgisi olmayan arkadaşlarımız adına teşekkürü borç bilirim. Ellerine sağlık.
karagol25 yazdı: 19 Nis 2017 01:57 Gerçekten Sürükleyici Olmuş Eline Koluna Sağlık İnşaALLAH Devamıda Gelir :)


OĞLUM SANA DİYORUM NERULL SEN ANLA :)
Arkadaşlar çok teşekkür ederim. Beğenmenize çok sevindim. :)
Caffeine yazdı: 19 Nis 2017 00:59 hocam ellerine sağlık çok güzel anlatmışsın. ama çok kısa tutmuşsun. özet olmayıp tam konuya yer verseydin çok daha zevkli hale gelirdi. Selami Kelaynak, Philotheos, Suzan, Recep Dayı, Kenan (Sığınaklar) ve Junon (Migrat) olaylarına girmemişsin. Babı-Ali'nin kuruluş dönemini falanda ele alarak senden en başından günümüze kadarını tekrar harmanlamanı rica edeceğim. :) konuya meraklı arkadaşlardan da fikir alış verişi yaparsan, hikaye çok daha keyif verir. devamını getirmen dileğiyle.
Selam çok teşekkür ederim söyledikleriniz için. :) Bahsettiğiniz olaylar bu konuda anlattıklarımdan sonra gelişiyor. Yani onlar üzerine de konular açmayı düşünüyorum. Çok teşekkür ederim tekrar :)
Konularım

İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Ne Diyor Bu Domuz? - İnceleme

Oyun Görevleri ve Hikaye Özeti (1'den 49'a) - İKV

Yarın ufuk, grimsi pembe olur belki... Pembemsi griden iyidir her şekilde.
Kullanıcı avatarı
melihbaba
Işık Hanım'ın Elemanı
Işık Hanım'ın Elemanı
Mesajlar: 246
Kayıt: 14 Kas 2010 09:57
Sunucu: Tılsım
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Nemesis

Re: İstanbul Kıyamet Vakti - Hikaye Özet Konusu

Mesaj gönderen melihbaba »

Gerçekten emek verilmiş güzel bir çalışma , ellerine sağlık devamını bekleriz :)
Resim

Kod: Tümünü seç

"İstanbul'un göbeğinde,savaşın eşiğinde ve kaosun son perdesinde;selam olsun Nemesis'e!.."
- Artık Eminönün'de - Villian
Cevapla