Kuklacıyı ifşa ettiğim bir video atmıştım bazı arkadaşlar seyretmiştir.
Olumsuz yorumlarda bulunanlar da olmuştu.Fakat bu konuda alaycı bir tavır sergilememe rağmen ben ciddiydim.
Şunuda belirtmeliyimki konunun kaldırılmasına hala bir mantık bulabilmiş değilim.
Fotoğrafı buraya atayım :
Fotoğraf Kuklacının Seçilmişi'ne gitmeden gemi olan yerde.Öncelikle şunu sorayım bunu daha önce farkeden varmıydı?
Yandada 2 adet yüz siması bulunmakta ama bunların tam ortasında bu büyücü kılıklı adamın olması benim dikkatimi çekti.Kuklacı denen arkadaş kendi görüşümce bu fotoğraftakidir.
Konu hakkında fikirlerini belirtmek istiyen arkadaşlar dilediği gibi yorumda bulunabilir.Anti yorumlarda bulunan arkadaşlara kapalıyız.
İyi Forumlar...
sizin yaşadıgınız kafayı yaşayabilmek için servet harcadım
Sen başka kafalar yaşiym derken eldeki bulgurdan da olmuşsun..
En son AFRASiYAB tarafından 12 Şub 2015 21:34 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Sebep:Argo içerikli kelime düzenlendi.
Kim Allah’a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever.
Hz. Muhammed (s.a.v)
İnsanları düzeltebilmeniz için önce kendinizi ıslah etmeniz gerekir.
Hz. Ömer (r.a)
Kuklacı için ise edinilen bağımsızlık yeterli gibiydi. Uzun uzun, köşkün resim atölyesinde oturuyor ve düşünüyordu. Fazla konuşmuyor, ancak emirlerini kesin bir şekilde ifade ediyordu.
Benim Fikirlerim..;
Kuklacının yanında ki beyefendiler Azat Bey,Gaffar Bey olmalı.Oturanın kuklacı olduğunu zaten biliyoruz.Kuklacı meteorun batısına doğru kaçmıştı.Aslında oyun güncellemelerinin geliş şekli ile alakalı devamında söyleyeceklerim.Kuklacı batıya kaçtı.Bizler kuklacının seçilmişini öldürdüğümüzde meteorun gizemini keşfetmeye hazırdık.Meteora indik,garip keşif yapıp adayı keşfettik.Meteoru tamamen öğrendiğimizde derinlerde ki sır ile karşılaşmaya hazırdık,ve yerin altına indik.Kuklacının buradan kaçtığı düşünülüyordu zaten,yani doğru bir ilerleme yapmıştık.Ardından Meran Şehri'ni (Aklımda Gezginlerin Şehri olarak da kaldı bu şehir) keşfettik.Bu şehrin girişinde kapalı köprüler vardı.Taşlarla kapatılmış alt köprüler.Kuklacının izi bulunamadığına göre ve kuklacı batıdan kaçtığına göre sanırım yaklaşmışlardı ona.Ama bu yollar açılmalıydı.Meran şehrinde yeni büyücülerle karşılaştık.Tangriss geçitini bile gördük.Ama kuklacı yoktu.O sırada ise komutandan haber geldi.Çemberlitaş'ın deliği yeniden kazılıyor,ortaya çıkıyor diye.Yıllarca Kuklacı'nın himayesinde kalan Gaffar Bey'in kaçtığı bu yerde belki de kuklacıdan izler bulabilirlerdi.Bir beyaz büyücü olan Gaffar belki onlara yardımcı olabilirdi.Yani en azından düşünceleri oydu.Ama onlara verilen görev gaffardan bilgi al değil,Gaffarı Öldür! Göreviydi.
Çemberlitaş deliğinden geçtik,ergin korkunç yüzü ile karşılaştık.Yol Savaşcısını kestik.Ergin kalbine gittik,ardından başarısız bir çalışma diye gösterilen GBM X Makinası ile yüzleştik.Bu korkunç ve yıkım getiren makinayı def ettikten sonra gaffarın yanına gitmemize yarayacak ruh taşını kullanarak bambaşka bir yere geçtik.GBM X ten küçük ve güçsüz,ama yeterince kuvvetli ve ölüm makinası sayılabilecek makinalarla,beyaz büyücü kalfalarıyla karşılaştık.Sola doğru yürüdük.Stuart Efendi denilen Gaffarın gözde büyücülerinden birini alt ettik ve karşımızda bembeyaz önlüklü insanların olduğu bir oda bulduk.Belki de burası korokunç bir yıkıma uğrayıp gaffar sayesinde kaçan Genç Bilginlerin odasıydı ? Her neyse yolumuza devam ettik.Kapıdan geçtik ve kendimizi Gaffar Bey ile Semiha Hanımın önünde bulduk.Aynı anda 2 büyük büyücü ile savaşacaktık.Hemde Ergin beyinleri ele geçirdiği,ergi istediği şekilde yönlendirebilen bir zekanın olduğu odada.Grup olduk,bir olduk ve ikisini de yere serdik.Gaffardan yararlanamamış olsakta bir kaç şey öğrenmiştik.Kuklacıyı işaret eden belki de farkedemediğimiz sembolleri görmüştük.Kuklacı burada değildi ve Gaffar artık Kuklacıya itaat etmiyordu.Çemberlitaş deliğinden geçmemizte başarısız olmuştu ama hep bir şeyler öğrenmiştik kuklacı hakkında.Artık geriye tek bir yol kalmış gibiydi.Meran şehri kapısının altından uzanan köprüleri boşaltmak ve Derinde ki Sır ile yüzleşmek! Bu taşlar kazılmalıydı ve delinmeliydi.Ama şuan ki bilginler,savaşcılar ve asitborik şifalar bunu yapabilecek kadar bilgiye sahip değildi.Eskiye ulaşmak lazımdı,eskiye ve eskilere.
(Bu da bir fikirim;Domuza haber verilmişti bu taşların kazılma düşüncesi yönünde.)
Domuz el attı olaya o sırada,Büyük Hol Maden Ocaklarını açarak.Bu ocakta geçmiş bir kavga vardı elbet ama sadece kavga değil,çok büyük bilgilerde burada barınıyordu,kuklacının bir kaç sembolü ve portreside.Tılsım taşları vardı bir kaç yerde ve örümceklerle çevrili bir odada ki sandıkta.Belki bu taşlar işlerine yarayabilirdi.Her bir tılsım taşının farklı şekilleri de vardı.Daha parlakları,daha iyiler,daha etkilileri.Onlara lazım olan en iyileriydi.Çünkü kazacağı taşlar açacağı kapılar,derinde ki yaratıklar onlardan kat be kat güçlüydü.Kuklacı vardı belki de derinde,ya da kuvvetli meran büyülerinin ve büyücülerinin efendisi Kissless yatıyordu.Tılsım taşlarını en iyi şekilde dizmişlerdi kendilerine.Artık hazırlardı,derinde ki sır'a ve açılan kapının arkasını görmeye!..
Bunlar sadece benim oyunun hikaye ilerleyişinde ki karakterimizin hisleri hakkında fikirlerimdir.Belki ''SAÇMALIK ! '' dersiniz belki ''Doğru,'' ama benim fikirlerim bunlar.Bu kapının devamında ise Kissless denen yaratık ile karşılaşırız belki,Kuklacı ile.
Ama benim en ihtimal verdiğim fikir ise şudur yukarda yazmadıklarım arasında.Çemberlitaşta Recai'nin olduğu odada Saklı Türlerin fotoğrafları vardı.Benim fikirlerime göre de o taşların kazılması hol aracılığında olacaktı.Gaffar bu türleri belki de hole bilerek götürdü.O saatin Gezgin Şehir Kapısını tasarlayan bizzat Gaffardı ? Her neyse her zaman derim.İKV'nin hikayesi gelmiş geçmiş en iyi MMORPG oyun hikayeleri arasındadır..
İyi forumlar.
:arrow:
SOSYALDENEY yazdı:Konu hakkında fikirlerini belirtmek istiyen arkadaşlar dilediği gibi yorumda bulunabilir.Anti yorumlarda bulunan arkadaşlara kapalıyız.
Kuklacı için ise edinilen bağımsızlık yeterli gibiydi. Uzun uzun, köşkün resim atölyesinde oturuyor ve düşünüyordu. Fazla konuşmuyor, ancak emirlerini kesin bir şekilde ifade ediyordu.
Benim Fikirlerim..;
Kuklacının yanında ki beyefendiler Azat Bey,Gaffar Bey olmalı.Oturanın kuklacı olduğunu zaten biliyoruz.Kuklacı meteorun batısına doğru kaçmıştı.Aslında oyun güncellemelerinin geliş şekli ile alakalı devamında söyleyeceklerim.Kuklacı batıya kaçtı.Bizler kuklacının seçilmişini öldürdüğümüzde meteorun gizemini keşfetmeye hazırdık.Meteora indik,garip keşif yapıp adayı keşfettik.Meteoru tamamen öğrendiğimizde derinlerde ki sır ile karşılaşmaya hazırdık,ve yerin altına indik.Kuklacının buradan kaçtığı düşünülüyordu zaten,yani doğru bir ilerleme yapmıştık.Ardından Meran Şehri'ni (Aklımda Gezginlerin Şehri olarak da kaldı bu şehir) keşfettik.Bu şehrin girişinde kapalı köprüler vardı.Taşlarla kapatılmış alt köprüler.Kuklacının izi bulunamadığına göre ve kuklacı batıdan kaçtığına göre sanırım yaklaşmışlardı ona.Ama bu yollar açılmalıydı.Meran şehrinde yeni büyücülerle karşılaştık.Tangriss geçitini bile gördük.Ama kuklacı yoktu.O sırada ise komutandan haber geldi.Çemberlitaş'ın deliği yeniden kazılıyor,ortaya çıkıyor diye.Yıllarca Kuklacı'nın himayesinde kalan Gaffar Bey'in kaçtığı bu yerde belki de kuklacıdan izler bulabilirlerdi.Bir beyaz büyücü olan Gaffar belki onlara yardımcı olabilirdi.Yani en azından düşünceleri oydu.Ama onlara verilen görev gaffardan bilgi al değil,Gaffarı Öldür! Göreviydi.
Çemberlitaş deliğinden geçtik,ergin korkunç yüzü ile karşılaştık.Yol Savaşcısını kestik.Ergin kalbine gittik,ardından başarısız bir çalışma diye gösterilen GBM X Makinası ile yüzleştik.Bu korkunç ve yıkım getiren makinayı def ettikten sonra gaffarın yanına gitmemize yarayacak ruh taşını kullanarak bambaşka bir yere geçtik.GBM X ten küçük ve güçsüz,ama yeterince kuvvetli ve ölüm makinası sayılabilecek makinalarla,beyaz büyücü kalfalarıyla karşılaştık.Sola doğru yürüdük.Stuart Efendi denilen Gaffarın gözde büyücülerinden birini alt ettik ve karşımızda bembeyaz önlüklü insanların olduğu bir oda bulduk.Belki de burası korokunç bir yıkıma uğrayıp gaffar sayesinde kaçan Genç Bilginlerin odasıydı ? Her neyse yolumuza devam ettik.Kapıdan geçtik ve kendimizi Gaffar Bey ile Semiha Hanımın önünde bulduk.Aynı anda 2 büyük büyücü ile savaşacaktık.Hemde Ergin beyinleri ele geçirdiği,ergi istediği şekilde yönlendirebilen bir zekanın olduğu odada.Grup olduk,bir olduk ve ikisini de yere serdik.Gaffardan yararlanamamış olsakta bir kaç şey öğrenmiştik.Kuklacıyı işaret eden belki de farkedemediğimiz sembolleri görmüştük.Kuklacı burada değildi ve Gaffar artık Kuklacıya itaat etmiyordu.Çemberlitaş deliğinden geçmemizte başarısız olmuştu ama hep bir şeyler öğrenmiştik kuklacı hakkında.Artık geriye tek bir yol kalmış gibiydi.Meran şehri kapısının altından uzanan köprüleri boşaltmak ve Derinde ki Sır ile yüzleşmek! Bu taşlar kazılmalıydı ve delinmeliydi.Ama şuan ki bilginler,savaşcılar ve asitborik şifalar bunu yapabilecek kadar bilgiye sahip değildi.Eskiye ulaşmak lazımdı,eskiye ve eskilere.
(Bu da bir fikirim;Domuza haber verilmişti bu taşların kazılma düşüncesi yönünde.)
Domuz el attı olaya o sırada,Büyük Hol Maden Ocaklarını açarak.Bu ocakta geçmiş bir kavga vardı elbet ama sadece kavga değil,çok büyük bilgilerde burada barınıyordu,kuklacının bir kaç sembolü ve portreside.Tılsım taşları vardı bir kaç yerde ve örümceklerle çevrili bir odada ki sandıkta.Belki bu taşlar işlerine yarayabilirdi.Her bir tılsım taşının farklı şekilleri de vardı.Daha parlakları,daha iyiler,daha etkilileri.Onlara lazım olan en iyileriydi.Çünkü kazacağı taşlar açacağı kapılar,derinde ki yaratıklar onlardan kat be kat güçlüydü.Kuklacı vardı belki de derinde,ya da kuvvetli meran büyülerinin ve büyücülerinin efendisi Kissless yatıyordu.Tılsım taşlarını en iyi şekilde dizmişlerdi kendilerine.Artık hazırlardı,derinde ki sır'a ve açılan kapının arkasını görmeye!..
Bunlar sadece benim oyunun hikaye ilerleyişinde ki karakterimizin hisleri hakkında fikirlerimdir.Belki ''SAÇMALIK ! '' dersiniz belki ''Doğru,'' ama benim fikirlerim bunlar.Bu kapının devamında ise Kissless denen yaratık ile karşılaşırız belki,Kuklacı ile.
Ama benim en ihtimal verdiğim fikir ise şudur yukarda yazmadıklarım arasında.Çemberlitaşta Recai'nin olduğu odada Saklı Türlerin fotoğrafları vardı.Benim fikirlerime göre de o taşların kazılması hol aracılığında olacaktı.Gaffar bu türleri belki de hole bilerek götürdü.O saatin Gezgin Şehir Kapısını tasarlayan bizzat Gaffardı ? Her neyse her zaman derim.İKV'nin hikayesi gelmiş geçmiş en iyi MMORPG oyun hikayeleri arasındadır..
İyi forumlar.
:arrow:
SOSYALDENEY yazdı:Konu hakkında fikirlerini belirtmek istiyen arkadaşlar dilediği gibi yorumda bulunabilir.Anti yorumlarda bulunan arkadaşlara kapalıyız.
Oyunun hikayelerini ve tarihçesini detaylı şekilde inceleyen biri olarak bende fikirlerimi sunmak istiyorum yer altı ilk açıldığından beri insanlar zaten meran köprüsünden gözüken üstteki ve alttaki köprüleri sormakta ve ceşitli teoriler üretmekte bende düşündüm ki holde çok fazla yer altına benziyor saatin oralarda merana migrattaki platonusa benzeyen boosun ismini unuttum oralarda da incelenmesi gereken şeyler var kuyu falan senaryoda büyük payı var o yukardaki ve aşadaki taşla kapalı yerler saatin ordan açılan bir yolun devamında ki ekleme yeri ordan gidip geçip uzun bir yol dolantıktan sonra üstteki köprüye ulaşılıcak bence sonra ne varsa o üstte ki köprünün devamında ki kısımlarda olucak artık kissless mi dersiniz kuklacı mı ama bu gelecek olan yada en azından gelmesi ümit edilen extendet box son paket olacaktır ikvnin artık bundan başka(ki buda varsa eğer) bir genişleme paketine yetecek gücü yoktur eğerki ttnet baba! bir bütçe ayırırsa ki hiç sanmıyorum belki o zaman ümitlenebiliriz suan bütün yöneticiler gmler sus pus herkes bir teori uyduruyor sıkca sorulan sorular kısmında ;
''Yeni bölge gelicek mi ?'' sorusuna verilen cevap bence biraz olanaksız ve bir o kadar da saçma
''Oyuna olan ilgiye paralel olarak, gelecekte yeni bölümler açılmaya devam edecektir. Yeni eklentiler için web sitemizi takip ediniz.''
Oyuna olan ilgi? Reklam verilmiyor yenilikle ilgili her hangi bir açıklama yok oyundaki herşeyini tamamlamış 10 larca kişi artık sıkılmış ve bu kadar emek verdiği oyunu bırakıyor bırakırkende bari bu kadar emeğim oldu maddi manevi deyip gerçek para ile karakterini satıp oyle gidiyor.Yani kısaca oyuna ilgi git gide azalıyor.
''Bu bir şart oyuna olan ilgi'' e bu sağlanamıyor bariz olarak belli yani hiç gelmiyecek mi bu bölge neyin şartı bu ?
Asıl siz oyuna olan ilgiyi artırmak için son kozunuz olan bu yeni genişleme paketini çıkartmalısınız.Bunun başka bir açıklaması olamaz.
Eğer gelirseki yeni bölge içinde barındırığı yaratıkları 49 levele yeni ulaşmış bir oyuncu tarafından kolayca kesilemeceği belli gibi 3 tane grub bolgesi çıkartıldı full karakterlerin kesebileceği yaratıklar olacaktır burdaki yaratıklar e yeni başlayan oyuncular için suan bile girilmesi pek imkansız olan bu grıb bölgeleri yeni bölge gelirse çok daha imkansızlaşacaktır bu oyunda ki sistem hiç bir oyunda yok aslında yöneticiler demi suç oyuncularda mı orası ayrı bir muamma herkes kendine göre haklı ama yeni bir oyuncuya kapalı bir oyun oldu ikv öncede bir birkimin bir yoksa bu oyunda barınamıyorsun grub böglelerine alınmayanlar oyunu bırakan büyük bir kesimi olusturuyor bence sonradan eklenen tılsımlar sonucu insanların hiç umudu kalmadı uzun saatler pc basında oturularak 1 2 ayda üretilebilecek tılsımlar evet ama bazı insanlar oyuna bu kadar zamanını çeşitli sebpelerden ötürü veremiyor ve bırakıyorlar.
Uzun sözün kısası yeni bölge gelsede gelmesede bu oyunun sonu pek hayırlı gözükmüyor ki yeni bölge gelirse bu son 2 3 sene gibi bir süre daha uzatılabilir bu süre içinde alınan akçeler kutular vs yapabildikleri karı yapıp oyunun gözlerinin önünde bitmesini izleyeceklerdir/izleyeceğiz.
Benim tek ümidim LatveriA ve Evirenin -Erdoganıda bekleriz- modelleme vb işlerde kendilerini geliştirip şu ikv yi hayırlarına biraz daha ayakta tutmayı başarmaları.Bu arada takipteyiz zombi tasarımcıları :twisted:
Tüm forum hesaplarının şifresini bulamayacağım bir şekilde değiştiriyorum.Ulaşmak isteyenlerde tel no. vardır zaten.
Kuklacı için ise edinilen bağımsızlık yeterli gibiydi. Uzun uzun, köşkün resim atölyesinde oturuyor ve düşünüyordu. Fazla konuşmuyor, ancak emirlerini kesin bir şekilde ifade ediyordu.
Benim Fikirlerim..;
Kuklacının yanında ki beyefendiler Azat Bey,Gaffar Bey olmalı.Oturanın kuklacı olduğunu zaten biliyoruz.Kuklacı meteorun batısına doğru kaçmıştı.Aslında oyun güncellemelerinin geliş şekli ile alakalı devamında söyleyeceklerim.Kuklacı batıya kaçtı.Bizler kuklacının seçilmişini öldürdüğümüzde meteorun gizemini keşfetmeye hazırdık.Meteora indik,garip keşif yapıp adayı keşfettik.Meteoru tamamen öğrendiğimizde derinlerde ki sır ile karşılaşmaya hazırdık,ve yerin altına indik.Kuklacının buradan kaçtığı düşünülüyordu zaten,yani doğru bir ilerleme yapmıştık.Ardından Meran Şehri'ni (Aklımda Gezginlerin Şehri olarak da kaldı bu şehir) keşfettik.Bu şehrin girişinde kapalı köprüler vardı.Taşlarla kapatılmış alt köprüler.Kuklacının izi bulunamadığına göre ve kuklacı batıdan kaçtığına göre sanırım yaklaşmışlardı ona.Ama bu yollar açılmalıydı.Meran şehrinde yeni büyücülerle karşılaştık.Tangriss geçitini bile gördük.Ama kuklacı yoktu.O sırada ise komutandan haber geldi.Çemberlitaş'ın deliği yeniden kazılıyor,ortaya çıkıyor diye.Yıllarca Kuklacı'nın himayesinde kalan Gaffar Bey'in kaçtığı bu yerde belki de kuklacıdan izler bulabilirlerdi.Bir beyaz büyücü olan Gaffar belki onlara yardımcı olabilirdi.Yani en azından düşünceleri oydu.Ama onlara verilen görev gaffardan bilgi al değil,Gaffarı Öldür! Göreviydi.
Çemberlitaş deliğinden geçtik,ergin korkunç yüzü ile karşılaştık.Yol Savaşcısını kestik.Ergin kalbine gittik,ardından başarısız bir çalışma diye gösterilen GBM X Makinası ile yüzleştik.Bu korkunç ve yıkım getiren makinayı def ettikten sonra gaffarın yanına gitmemize yarayacak ruh taşını kullanarak bambaşka bir yere geçtik.GBM X ten küçük ve güçsüz,ama yeterince kuvvetli ve ölüm makinası sayılabilecek makinalarla,beyaz büyücü kalfalarıyla karşılaştık.Sola doğru yürüdük.Stuart Efendi denilen Gaffarın gözde büyücülerinden birini alt ettik ve karşımızda bembeyaz önlüklü insanların olduğu bir oda bulduk.Belki de burası korokunç bir yıkıma uğrayıp gaffar sayesinde kaçan Genç Bilginlerin odasıydı ? Her neyse yolumuza devam ettik.Kapıdan geçtik ve kendimizi Gaffar Bey ile Semiha Hanımın önünde bulduk.Aynı anda 2 büyük büyücü ile savaşacaktık.Hemde Ergin beyinleri ele geçirdiği,ergi istediği şekilde yönlendirebilen bir zekanın olduğu odada.Grup olduk,bir olduk ve ikisini de yere serdik.Gaffardan yararlanamamış olsakta bir kaç şey öğrenmiştik.Kuklacıyı işaret eden belki de farkedemediğimiz sembolleri görmüştük.Kuklacı burada değildi ve Gaffar artık Kuklacıya itaat etmiyordu.Çemberlitaş deliğinden geçmemizte başarısız olmuştu ama hep bir şeyler öğrenmiştik kuklacı hakkında.Artık geriye tek bir yol kalmış gibiydi.Meran şehri kapısının altından uzanan köprüleri boşaltmak ve Derinde ki Sır ile yüzleşmek! Bu taşlar kazılmalıydı ve delinmeliydi.Ama şuan ki bilginler,savaşcılar ve asitborik şifalar bunu yapabilecek kadar bilgiye sahip değildi.Eskiye ulaşmak lazımdı,eskiye ve eskilere.
(Bu da bir fikirim;Domuza haber verilmişti bu taşların kazılma düşüncesi yönünde.)
Domuz el attı olaya o sırada,Büyük Hol Maden Ocaklarını açarak.Bu ocakta geçmiş bir kavga vardı elbet ama sadece kavga değil,çok büyük bilgilerde burada barınıyordu,kuklacının bir kaç sembolü ve portreside.Tılsım taşları vardı bir kaç yerde ve örümceklerle çevrili bir odada ki sandıkta.Belki bu taşlar işlerine yarayabilirdi.Her bir tılsım taşının farklı şekilleri de vardı.Daha parlakları,daha iyiler,daha etkilileri.Onlara lazım olan en iyileriydi.Çünkü kazacağı taşlar açacağı kapılar,derinde ki yaratıklar onlardan kat be kat güçlüydü.Kuklacı vardı belki de derinde,ya da kuvvetli meran büyülerinin ve büyücülerinin efendisi Kissless yatıyordu.Tılsım taşlarını en iyi şekilde dizmişlerdi kendilerine.Artık hazırlardı,derinde ki sır'a ve açılan kapının arkasını görmeye!..
Bunlar sadece benim oyunun hikaye ilerleyişinde ki karakterimizin hisleri hakkında fikirlerimdir.Belki ''SAÇMALIK ! '' dersiniz belki ''Doğru,'' ama benim fikirlerim bunlar.Bu kapının devamında ise Kissless denen yaratık ile karşılaşırız belki,Kuklacı ile.
Ama benim en ihtimal verdiğim fikir ise şudur yukarda yazmadıklarım arasında.Çemberlitaşta Recai'nin olduğu odada Saklı Türlerin fotoğrafları vardı.Benim fikirlerime göre de o taşların kazılması hol aracılığında olacaktı.Gaffar bu türleri belki de hole bilerek götürdü.O saatin Gezgin Şehir Kapısını tasarlayan bizzat Gaffardı ? Her neyse her zaman derim.İKV'nin hikayesi gelmiş geçmiş en iyi MMORPG oyun hikayeleri arasındadır..
İyi forumlar.
:arrow:
SOSYALDENEY yazdı:Konu hakkında fikirlerini belirtmek istiyen arkadaşlar dilediği gibi yorumda bulunabilir.Anti yorumlarda bulunan arkadaşlara kapalıyız.
Kesinlikle katılıyorum. Şu oyunda notmal düşünceleri olan "insanları" görmek beni duygulandırıyor (!). Artık oyun içinde sürekli "D" telaffuzunu görmekten, sürekli bölgeden ve klan panelinden aşağılayıcı, alaycı, hakaretengiz ve küfürlü sözlerle birşeyler yaptığını sanan, aslında sadece kendini küçük düşüren, hilkat garibelerinden gına geldi. Böyle anlamlı ve gerekli konuları konuşmak iyi geliyor. Neyse konumuz bu gereksizler değil, bende oyunun hikayesine tam hakim olmamakla birlikte uzun süren oyunculuk süresiyle bazı şeyleri tahmin edebiliyorum ve düşünceler gayet akla yatıyor.
İkv'nin basit bir senaryo üzerine kurulmadığı kesin, hikaye de gayet yeterli ve zengin, uzun lafın kısası bu tür konuları ve sohbetleri görmeyi umuyoruz.
Kim Allah’a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever.
Hz. Muhammed (s.a.v)
İnsanları düzeltebilmeniz için önce kendinizi ıslah etmeniz gerekir.
Hz. Ömer (r.a)
Kuklacı için ise edinilen bağımsızlık yeterli gibiydi. Uzun uzun, köşkün resim atölyesinde oturuyor ve düşünüyordu. Fazla konuşmuyor, ancak emirlerini kesin bir şekilde ifade ediyordu.
Benim Fikirlerim..;
Kuklacının yanında ki beyefendiler Azat Bey,Gaffar Bey olmalı.Oturanın kuklacı olduğunu zaten biliyoruz.Kuklacı meteorun batısına doğru kaçmıştı.Aslında oyun güncellemelerinin geliş şekli ile alakalı devamında söyleyeceklerim.Kuklacı batıya kaçtı.Bizler kuklacının seçilmişini öldürdüğümüzde meteorun gizemini keşfetmeye hazırdık.Meteora indik,garip keşif yapıp adayı keşfettik.Meteoru tamamen öğrendiğimizde derinlerde ki sır ile karşılaşmaya hazırdık,ve yerin altına indik.Kuklacının buradan kaçtığı düşünülüyordu zaten,yani doğru bir ilerleme yapmıştık.Ardından Meran Şehri'ni (Aklımda Gezginlerin Şehri olarak da kaldı bu şehir) keşfettik.Bu şehrin girişinde kapalı köprüler vardı.Taşlarla kapatılmış alt köprüler.Kuklacının izi bulunamadığına göre ve kuklacı batıdan kaçtığına göre sanırım yaklaşmışlardı ona.Ama bu yollar açılmalıydı.Meran şehrinde yeni büyücülerle karşılaştık.Tangriss geçitini bile gördük.Ama kuklacı yoktu.O sırada ise komutandan haber geldi.Çemberlitaş'ın deliği yeniden kazılıyor,ortaya çıkıyor diye.Yıllarca Kuklacı'nın himayesinde kalan Gaffar Bey'in kaçtığı bu yerde belki de kuklacıdan izler bulabilirlerdi.Bir beyaz büyücü olan Gaffar belki onlara yardımcı olabilirdi.Yani en azından düşünceleri oydu.Ama onlara verilen görev gaffardan bilgi al değil,Gaffarı Öldür! Göreviydi.
Çemberlitaş deliğinden geçtik,ergin korkunç yüzü ile karşılaştık.Yol Savaşcısını kestik.Ergin kalbine gittik,ardından başarısız bir çalışma diye gösterilen GBM X Makinası ile yüzleştik.Bu korkunç ve yıkım getiren makinayı def ettikten sonra gaffarın yanına gitmemize yarayacak ruh taşını kullanarak bambaşka bir yere geçtik.GBM X ten küçük ve güçsüz,ama yeterince kuvvetli ve ölüm makinası sayılabilecek makinalarla,beyaz büyücü kalfalarıyla karşılaştık.Sola doğru yürüdük.Stuart Efendi denilen Gaffarın gözde büyücülerinden birini alt ettik ve karşımızda bembeyaz önlüklü insanların olduğu bir oda bulduk.Belki de burası korokunç bir yıkıma uğrayıp gaffar sayesinde kaçan Genç Bilginlerin odasıydı ? Her neyse yolumuza devam ettik.Kapıdan geçtik ve kendimizi Gaffar Bey ile Semiha Hanımın önünde bulduk.Aynı anda 2 büyük büyücü ile savaşacaktık.Hemde Ergin beyinleri ele geçirdiği,ergi istediği şekilde yönlendirebilen bir zekanın olduğu odada.Grup olduk,bir olduk ve ikisini de yere serdik.Gaffardan yararlanamamış olsakta bir kaç şey öğrenmiştik.Kuklacıyı işaret eden belki de farkedemediğimiz sembolleri görmüştük.Kuklacı burada değildi ve Gaffar artık Kuklacıya itaat etmiyordu.Çemberlitaş deliğinden geçmemizte başarısız olmuştu ama hep bir şeyler öğrenmiştik kuklacı hakkında.Artık geriye tek bir yol kalmış gibiydi.Meran şehri kapısının altından uzanan köprüleri boşaltmak ve Derinde ki Sır ile yüzleşmek! Bu taşlar kazılmalıydı ve delinmeliydi.Ama şuan ki bilginler,savaşcılar ve asitborik şifalar bunu yapabilecek kadar bilgiye sahip değildi.Eskiye ulaşmak lazımdı,eskiye ve eskilere.
(Bu da bir fikirim;Domuza haber verilmişti bu taşların kazılma düşüncesi yönünde.)
Domuz el attı olaya o sırada,Büyük Hol Maden Ocaklarını açarak.Bu ocakta geçmiş bir kavga vardı elbet ama sadece kavga değil,çok büyük bilgilerde burada barınıyordu,kuklacının bir kaç sembolü ve portreside.Tılsım taşları vardı bir kaç yerde ve örümceklerle çevrili bir odada ki sandıkta.Belki bu taşlar işlerine yarayabilirdi.Her bir tılsım taşının farklı şekilleri de vardı.Daha parlakları,daha iyiler,daha etkilileri.Onlara lazım olan en iyileriydi.Çünkü kazacağı taşlar açacağı kapılar,derinde ki yaratıklar onlardan kat be kat güçlüydü.Kuklacı vardı belki de derinde,ya da kuvvetli meran büyülerinin ve büyücülerinin efendisi Kissless yatıyordu.Tılsım taşlarını en iyi şekilde dizmişlerdi kendilerine.Artık hazırlardı,derinde ki sır'a ve açılan kapının arkasını görmeye!..
Bunlar sadece benim oyunun hikaye ilerleyişinde ki karakterimizin hisleri hakkında fikirlerimdir.Belki ''SAÇMALIK ! '' dersiniz belki ''Doğru,'' ama benim fikirlerim bunlar.Bu kapının devamında ise Kissless denen yaratık ile karşılaşırız belki,Kuklacı ile.
Ama benim en ihtimal verdiğim fikir ise şudur yukarda yazmadıklarım arasında.Çemberlitaşta Recai'nin olduğu odada Saklı Türlerin fotoğrafları vardı.Benim fikirlerime göre de o taşların kazılması hol aracılığında olacaktı.Gaffar bu türleri belki de hole bilerek götürdü.O saatin Gezgin Şehir Kapısını tasarlayan bizzat Gaffardı ? Her neyse her zaman derim.İKV'nin hikayesi gelmiş geçmiş en iyi MMORPG oyun hikayeleri arasındadır..
İyi forumlar.
:arrow:
SOSYALDENEY yazdı:Konu hakkında fikirlerini belirtmek istiyen arkadaşlar dilediği gibi yorumda bulunabilir.Anti yorumlarda bulunan arkadaşlara kapalıyız.
Kesinlikle katılıyorum. Şu oyunda notmal düşünceleri olan "insanları" görmek beni duygulandırıyor (!). Artık oyun içinde sürekli "D" telaffuzunu görmekten, sürekli bölgeden ve klan panelinden aşağılayıcı, alaycı, hakaretengiz ve küfürlü sözlerle birşeyler yaptığını sanan, aslında sadece kendini küçük düşüren, hilkat garibelerinden gına geldi. Böyle anlamlı ve gerekli konuları konuşmak iyi geliyor. Neyse konumuz bu gereksizler değil, bende oyunun hikayesine tam hakim olmamakla birlikte uzun süren oyunculuk süresiyle bazı şeyleri tahmin edebiliyorum ve düşünceler gayet akla yatıyor.
İkv'nin basit bir senaryo üzerine kurulmadığı kesin, hikaye de gayet yeterli ve zengin, uzun lafın kısası bu tür konuları ve sohbetleri görmeyi umuyoruz.
Bu olaya bende sinir oluyorum. Bir gramda mı dil bilginiz yok ya??
Nefer!
Unutulmayacağını mı düşünüyorsun?
Asla emin olamazsın...
Bir yağmur sonrası bedeninin var olacağından ve yarından!
