Yazınızı hiç sıkılmadan keyif alarak okudum. Kaleminize, elinize, emeğinize sağlık. Ben uzun süredir yapılan hatalı kullanımları ele almak istiyordum; ancak kırmadan, eğlenceli bir şekilde bu hataları nasıl ortaya koyabilirdim onun düşüncesi içerisindeydim. Böyle bir yola baş vurarak şansımı denedim ve yerinde oldu diye düşünüyorum. Bu altı üstü bir oyun çok da önemsememek lazım diyen arkadaşlara ders niteliğinde olması gerekiyor. Aslında önemseyin! Önemseyecek olan bizleriz. Bu bizim dilimiz.kocakurt yazdı: ↑24 May 2018 05:56 Oyunu geliştiren ekip, İstanbul Kıyamet Vakti'nin muadili olan oyunlarda kullanılan terimleri, mükemmele en yakın biçimde Türkçeleştirmiş. Öncelikle bunu takdir etmek gerekir diye düşünüyorum. Aklıma gelen ilk örneklerden biri, Tecrübe Puanı kavramı. Yine, Efsun kavramı da bu duruma güzel bir örnektir.
Takdir etmeliyiz ki; vaktin nakit olduğu bir çağda ve çağın tüm gerekliliklerini bünyesinde barındıran, bu bakımdan da gerçekçi bulunabilecek bir oyun türünde, mesajlaşmayı kısaltmalar kullanarak gerçekleştirmek, üzücü ve acı da olsa, oldukça doğaldır. Esasında; ilgili tercih, yalnızca bu oyun türüne mahsus olmayıp, özellikle internet üzerinden gerçekleştirilen tüm "önemsiz" mesajlaşmalarda gözlenebilir. Uzun senelerdir bu böyle. Bunu, kabul etmek zorundayız.
Dil bilimcilerin yıllardır saptadığı bir husus var: Kısaltmalar, dilin zenginliğine zarar veren ve basitleştiren kullanımlar. Basit bir dil ise, basit düşünen, karmaşık düşünemeyen insanlar demektir. İnternet dönemi ile beraber başlayan ve bugün oldukça yaygınlaşan kısaltma kullanımı, ne yazık ki, internetin dışına taşmaya ve günlük hayatta da kendisine yer bulmaya başlamıştır. Özellikle, yine vaktin nakit olduğu sektörlerde, beyaz yakalılar arasında kullanılan "plaza dili", buna güzel bir örnektir.
Kısaltmaların dili basitleştirmesinin yanı sıra, bir diğer dilsel sorun ise; yabancı terimlerin, yazışmalarda ve konuşmalarda, yaygın biçimde kullanılması. Bunun birçok nedeni var. Her yeni durum, sorun ve ortam; kendi terimlerini ve kendi dilini yaratır. O durumu, sorunu ve ortamı yaratan insanların kültürü, oluşan yeni dile doğrudan nüfuz/etki eder. Bu terim ve kavramları Türkçeleştirmek, elbette ki, mümkündür. Fakat; bu bir çaba ve ortak bilinç gerektireceği için, tercih edilmez, meşakkatlidir/zorludur/güçtür. Güç olmasının yanı sıra; küçüklük kompleksi dediğimiz, kendini ve kültürünü aşağı görme sanrısı, bu noktada oldukça belirleyicidir. Bir kavram veya terimin Türkçesi var iken, yabancı halini kullanmak söz konusu olur ise bu durumda aşağılık duygusu aranmalıdır. Aşağılık duygusu; imparatorluk geçmişi olan fakat kısa bir sürede en tepeden düşmüş olan milletlerde/toplumlarda, sıklıkla gözlenir. Rus halkı ve Türk halkı, bugün bu duruma en güzel örneklerdir.
Umarım; bu oyunu oynayan ve bu güzel saptamaları yapan, katılan, ilgi duyan gençler/insanlar olarak sizler, en azından İstanbul Kıyamet Vakti'nde bir Türkçe Hareketi başlatır ve kültürümüze elinizden geldiğince katkıda bulunursunuz. Unutulmamalı ki; bu eylem, yalnızca örgütlü bir hareket ile mümkün olacaktır. Kendinizi asla küçümsemeyin. Tüm kürede, yeni nesil olağanüstü yeteneklere sahip olarak yetişti. Fakat, ne yazık ki, bu kudret doğru yere yönlendirilemiyor. Genç nesli bu kudreti doğru yere yönlendirmeyi başaran toplumlar, önümüzdeki 20 sene kaderlerini baştan aşağıya değiştirme imkanına sahiptir.
Küçük bir adım, büyük mesafeleri kat etmekteki en önemli adımdır. Adım atmaya tam da bu noktadan başlayabilirsiniz...
