Bedr-in Aslanları

Teşkilat sunucusuna ait Genel Sohbet alanı
Kullanıcı avatarı
NAPSTERLeAdEr
Şarapçı'nın Sırdaşı
Şarapçı'nın Sırdaşı
Mesajlar: 89
Kayıt: 07 Ara 2009 00:56
Sunucu: Teşkilat
Klan: Arzın Çocukları
Konum: Değer vermek matematikde işe yarar.

Re: Bedr-in Aslanları

Mesaj gönderen NAPSTERLeAdEr »

Tutarsa yol tutar :lol:
only brought the player outta you
Kullanıcı avatarı
piyanistxx
Acemi Savaşçı
Acemi Savaşçı
Mesajlar: 2
Kayıt: 28 Oca 2010 02:55
Sunucu: Teşkilat
Klan: Arzın Çocukları

Re: Bedr-in Aslanları

Mesaj gönderen piyanistxx »

selamlar kenancım güzel paylaşım eline sağlık...


Piyanist
Maxximus
Piyanist Maxximus Maxximusxb

Resim
Düşmanlarınızı sevin çünkü kusurlarınızı yalnız onlar açıkça söyleyebilir.
Kullanıcı avatarı
NAPSTERLeAdEr
Şarapçı'nın Sırdaşı
Şarapçı'nın Sırdaşı
Mesajlar: 89
Kayıt: 07 Ara 2009 00:56
Sunucu: Teşkilat
Klan: Arzın Çocukları
Konum: Değer vermek matematikde işe yarar.

Re: Bedr-in Aslanları

Mesaj gönderen NAPSTERLeAdEr »

Teşekkür ederim erdemcim seni burda görmek güzel 8-)
only brought the player outta you
Kullanıcı avatarı
Cerrah
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 263
Kayıt: 08 Oca 2010 18:11
Sunucu: Teşkilat
Klan: Arzın Çocukları

Re: Bedr-in Aslanları

Mesaj gönderen Cerrah »

Güzel Olmuş Ellerin Dert Görmesin....


Dursun Ali Erzincanlı Mıydı Bunu Yazan Yanlışım Varsa Düzeltelim Arkadaşlar.... :):)



Paşaxşifa/Paşaxcerrah/Paşaxebuz
Paşaxcorleone-Paşaxpersia-Paşaxşifa

Suskunluğun Bedeli Çaresizliğin Diyetidir...
Kullanıcı avatarı
NAPSTERLeAdEr
Şarapçı'nın Sırdaşı
Şarapçı'nın Sırdaşı
Mesajlar: 89
Kayıt: 07 Ara 2009 00:56
Sunucu: Teşkilat
Klan: Arzın Çocukları
Konum: Değer vermek matematikde işe yarar.

Re: Bedr-in Aslanları

Mesaj gönderen NAPSTERLeAdEr »

Cerrah yazdı:Güzel Olmuş Ellerin Dert Görmesin....


Dursun Ali Erzincanlı Mıydı Bunu Yazan Yanlışım Varsa Düzeltelim Arkadaşlar.... :):)



Paşaxşifa/Paşaxcerrah/Paşaxebuz
Yanlış yok dogru tahmin 8-)
only brought the player outta you
Kullanıcı avatarı
Cerrah
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 263
Kayıt: 08 Oca 2010 18:11
Sunucu: Teşkilat
Klan: Arzın Çocukları

Re: Bedr-in Aslanları

Mesaj gönderen Cerrah »

Okuyunca Bile Tüylerim Diken Diken Oldu Adamı Ağlatıyor Ama Nasıl Okuyor Erzincanlı...:)

Tekrar Ellerin Dert Görmesin Çok Güzel Olmuş Kardeş...





Paşaxcerra/Paşaxşifa/Paşaxebuz
Paşaxcorleone-Paşaxpersia-Paşaxşifa

Suskunluğun Bedeli Çaresizliğin Diyetidir...
Kullanıcı avatarı
NAPSTERLeAdEr
Şarapçı'nın Sırdaşı
Şarapçı'nın Sırdaşı
Mesajlar: 89
Kayıt: 07 Ara 2009 00:56
Sunucu: Teşkilat
Klan: Arzın Çocukları
Konum: Değer vermek matematikde işe yarar.

Re: Bedr-in Aslanları

Mesaj gönderen NAPSTERLeAdEr »

Eyvallah teşekkürler cerrah arkadaşım iyi forumlar..
only brought the player outta you
ISKOC
Salgın Koruyucusu
Salgın Koruyucusu
Mesajlar: 10
Kayıt: 20 Oca 2010 04:27
Sunucu: Teşkilat
Klan: Arzın Çocukları

Re: Bedr-in Aslanları

Mesaj gönderen ISKOC »

:ugeek: Kenan buda bnden olsun dedımm sen karalamıssın :D



Her gün "Kıyamet Vaktini" yaşadığımız bu güzel oyunda İstanbul'un ve O'nun sokaklarının, Fatih tarafından nasıl büyük dehalarla fethedildiğini pek bilinmeyen detaylarıyla anlatarak bu güzel şehrin ve ülkemizin ve de ona adanmış bu güzel oyunumuzun değerini bir kat daha anlayarak gönülden sahip çıkmamız adına bir çok kaynaktan derleyerek sizlerle paylaşmak istedim... Konunun sonunda Arif Nihat Asya'nın ölümsüz" Fetih Marşı" şiirinin tam metnini ve Mehteran tarafından yorumlanan marşının mükemmel ötesi bir animasyonla birleştirilmiş videosunu ekledim.. Bir kez daha ecdadımızla gurur duyarak onlardan feyz alalım ve daha ilerisi için çalışmaya yorulmadan devam edelim.. Büyük Türk atalarımız hakkında paylaşmak istediğiniz konuları bu başlık altında sürdürelim, sizde birşeyler ekleyin ki Neslimiz ecdadını bilinmeyen yönleriyle çok daha iyi tanısın ve ona sarılsın



"Kostantiniye elbet bir gün fetholunacaktır, onu fethedecek kumandan ne güzel kumandan, onu fethedecek askerler ne güzel askerler”


Hz. Muhammed S.A.V

Fetih Marşı'nın harikulade bir Animasyonla güzelleştirilmiş videosu;
http://www.vidivodo.com/186788/istanbulun-fethi

Yirmi sekiz kez vurulan Bizans’ın kapısı yirmi dokuzuncusunda yeniçağa açılacaktı.Ve bu kapıdan giren “Ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni” diyen bir Fatih olacaktı.Ne yapacağını bir türlü kestiremeyen Bizans İmparatoruna karşılık, ne yapacağını bilen Osmanlı Padişahı II. Mehmet, hedefi bularak “Geldik Hamdolsun” diyecekti İstanbul’a nazar edip… Bizans Amirali Grandük ise İstanbul’da Latin serpuşu görmektense Müslüman sarığını görmeyi tercih edecekti.

Dedesi Yıldırım Beyazıd’ın yaptırdığı Anadolu Hisarı’nın tam karşısına zamanı bereketlendirip DÖRT AYDA Muhammed ismini nakşederek Peygamber mührünü vurduğu ve “Boğaz kese ve iznimiz olmadan kuş uçurtmaya” deyip adını vereceği Boğaz Kesen Hisarı’nı (Rumeli Hisarı) dikiyor Bizans’ın karşısına…

Bizans ordusu, 2.000'i paralı olmak üzere 9.000 askerden oluşuyordu. Şehri savunan duvarlar, 22,5 km.yi bulan uzunluklarıyla dönemin en güçlü surları olarak biliniyordu. Sultan II. Mehmed ise 20.000 yeniçerinin de dahil olduğu 200.000 kişilik piyade ve süvari, 12 Çektiri, 80 Çift Kürekli Hafif Gemi (Karadan yürütülenler) ve 50 küçük gemiden oluşan toplam 145 gemiden oluşan donanma,14 bataryadan kurulu topçu birliği, 4 ad Şahi topu, Havanlar, kapıları zorlamak için kullanılan dev Koçbaşları, Surların yükseliğinde Yürüyen dev kuleler ve 10.000 kadar mühimmat ve cephane taşıyan yük arabasından oluşan bir orduyu yönetiyordu..

Bizansın güçlü surlarını yıkabilmek için mühendisleriyle birlikte, balistik hesaplarını bizzat kendisinin yaptığı, yaklaşık 17 ton bakır kullanılarak dökülen ve 1,5 ton ağırlığındaki mermileri 1200 metre uzağa atabilen 68 cm çapında, 40 ton ağırlığında, 24 m. uzunluğunda, ateşlenebilmesi için 100 kg barut gereken, nakli ve kullanılabilmesi için 600 kadar topçu ve 50 çift mandaya ihtiyaç duyulan "Şahi" adını bizzat kendisinin verdiği o zamana dek eşi görülmemiş büyüklükte ki topları döktürdü.

Şahi toplarının şehrin 24m yükseklikte ki surlarını aşıp top mermilerini şehrin içerisine ulaştıramadığını gören Fatih, o güne kadar teoride bilinen fakat uygulanabilir bir modeli bulunmayan mancınık sistemine benzer bir prensiple ateşli olarak çalışan "Havan Topunun" çizimlerini ve balistiğini bizzat kendisi yaparak tarihte ki ilk Havan Topunu icad etti, fırlatılan topların menzilini arttırmak için de şu an dahi temel prensip olarak ateşli silahlarda bulunması gereken "Yiv ve Set" sistemini bularak bu havan toplarında kullandı

Surlarda açılan gediklerin süratle onarılması, büyük topların daha sık atış yapmasını gerektiriyordu. Fakat toplar soğumadan yeniden ateşlenmesi yüzünden namlular parçalanmaya başlamıştı. Fatih sonunda bu soruna da çare bulmuştu. Her atıştan sonra topların yağlanmasını emretti. Cenevizlilerden alınan zeytinyağı ile namlular yağlandı, böylece topların daha sık ve sorunsuz atış yapması sağlandı. (Bugünkü motorlardaki yağlı soğutma sistemi tarihte ilk defa Fatih tarafından bulunmuş ve kullanılmıştı.)

Surların altından şehre sızabilmek için Lağımcılar olarak tabir edilen kazıcalara bir çok tünel kazdırdıysa da yerleri bizans tarafından öğrenilen tüneller suyla dolduruldu..

Bizans imparatoru Sarayburnu yakınındaki Saint-Eugene kulesi ile Tophane'deki Mumhane burnunun bulunduğu mahaldeki Galata surlarının arasına 8 km'ye uzanan bir zincir gererek Osmanlı donanmasının Haliç'e girmesine mani olmak istedi..Venedik ve Cenevizliler donanmalarıyla Bizans'a yardım ediyorlardı. Fatih Sultan Mehmed Osmanlı donanmasının kuşatma sırasında yeterince kullanılamadığını ve bu yüzden kuşatmanın uzadığını düşünüyordu. İstanbul'un Haliç tarafındaki surlarının zayıf olduğu biliniyordu. Bizans bu bölgeye zinciri bu nedenle germişti. Yüksekten atılan taş gülleler Bizans donanmasından bazı gemileri batırmıştı fakat bir kısım donanmanın Haliç'e indirilmesi kesin olarak gerekliydi. Tophane önündeki kıyıdan başlayıp Kasımpaşa'ya kadar ulaşan 1.500 m.'lik orman içinde açılan yol, manda derileriyle kaplanıp ziftlenerek, Galata Cenevizlilerinden zeytinyağı, sade yağ ve domuz yağı alınarak kızaklar yağlandı ve üzerine kızaklar yerleştirildi. 21-22 Nisan gecesi 67(yada 72) parça gemi düzeltilmiş yoldan Haliç'e indirildi.

İlk defa Ulubatlı Hasan ve 30 kadar arkadaşlarının şehit olmak pahasına tutunmayı başardıkları Topkakı surlarına 18 arkadaşı çıkmaya çalışırken şehit olmuş, en yükseğe çıktığında ise geriye vücuduna 40 tan ziyade ok isabet etmiş ve kızgın yağla kavrulmuş olan bir tek kendisi kalmıştı. Bayrağı dikmeyi başarmış ancak ne var ki, ilk önce bacağının dizden aşağısını vücudundan ayıran kılıç darbeleri ve Bizans askerlerinin taş ve ok yağmuruyla şehit düşmüştür.53 gün süren ve 19 Nisan, 6 Mayıs, 12 Mayıs ve 29 Mayıs'ta yapılan dört büyük saldırıdan sonra Doğu Roma İmparatorluğu'nun 1125 yıllık başkenti olan İstanbul, 29 Mayıs 1453 salı günü Sultan Mehmet tarafından fethedilerek Orta Çağ kapanmış ve Yeni Çağ açılarak, Hz. Peygamberimizin övgüsüne TÜRK MİLLETİ olarak mazhar olunmuştur..

Ayağındaki fetih tozuyla Bizans imparatorlarının sarayını gezen Fatih mahzene indiğinde İstanbul’un geleceğiyle ilgili soru soran Bizans imparatoruna; İstanbul elden gidecek, diyerek cevap verdiği için zindana atılıp işkence gören bir papazla karşılaştı.
Vuslat anında firakı düşündüren bu papaza şu soruyu sordu:
Bu şehr-i Sitanbul gün olur bizim de elimizden çıkar mı?
Bunun cevabı düşündürücüdür;
“Vakta ki içinizde fesat arta, insanınız kendi menfaatine ramola, emvalini yabancılara satan çoğala ve yabancılardan medet umanlar çoğala, şehir sizden dahi çıka.”
Ve yakar sözlerini Sultan Fatih ahla, diz çöküp ellerini açar yakarır Allah’a;
“Ya Rab, dilerim böyleleri kahrına ve gazabına uğrasın.”

Ayasofya’nın önüne gelince atından indi. Patrik ve halk yerlere kapanarak ağladı. Fakat Fatih Sultan Mehmet onlara eliyle susmalarını işaret etti ve Patrik e “Ayağa kalk, ben Sultan Mehmed, sana, arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki bugünden itibaren artık ne hayatınız ne hürriyetiniz hususunda gazabımdan korkmayınız” dedi ve devamında “Galata halkının, bize sair halklar gibi adet ve ibadetlerini serbestçe yapmalarına izin veriyoruz. Dinimizi kabul etmeyenlere karşı asla cebir kullanmayacağız. Galata ahalisine va’dediyoruz. Kendilerini bir köle gibi idare etmeyeceğiz. İçlerinden birini anlaşmazlıkları halletmek üzere seçsinler”
Fatih Sultan Mehmet Han, böylece yürek ülkelerini de fethederek Tarihin ilk İnsan Hakları Bildirgesini emir buyurdu..



FETİH MARŞI
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek

Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın ?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!

Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...

Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!

Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster : Kabaran sular nasıl yıkar bendini ?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!

Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!

Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!

Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan !
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan ....

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin !
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...

Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın ?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!
Her gün "Kıyamet Vaktini" yaşadığımız bu güzel oyunda İstanbul'un ve O'nun sokaklarının, Fatih tarafından nasıl büyük dehalarla fethedildiğini pek bilinmeyen detaylarıyla anlatarak bu güzel şehrin ve ülkemizin ve de ona adanmış bu güzel oyunumuzun değerini bir kat daha anlayarak gönülden sahip çıkmamız adına bir çok kaynaktan derleyerek sizlerle paylaşmak istedim... Konunun sonunda Arif Nihat Asya'nın ölümsüz" Fetih Marşı" şiirinin tam metnini ve Mehteran tarafından yorumlanan marşının mükemmel ötesi bir animasyonla birleştirilmiş videosunu ekledim.. Bir kez daha ecdadımızla gurur duyarak onlardan feyz alalım ve daha ilerisi için çalışmaya yorulmadan devam edelim.. Büyük Türk atalarımız hakkında paylaşmak istediğiniz konuları bu başlık altında sürdürelim, sizde birşeyler ekleyin ki Neslimiz ecdadını bilinmeyen yönleriyle çok daha iyi tanısın ve ona sarılsın



"Kostantiniye elbet bir gün fetholunacaktır, onu fethedecek kumandan ne güzel kumandan, onu fethedecek askerler ne güzel askerler”


Hz. Muhammed S.A.V

Fetih Marşı'nın harikulade bir Animasyonla güzelleştirilmiş videosu;
http://www.vidivodo.com/186788/istanbulun-fethi

Yirmi sekiz kez vurulan Bizans’ın kapısı yirmi dokuzuncusunda yeniçağa açılacaktı.Ve bu kapıdan giren “Ya ben İstanbul’u alırım ya İstanbul beni” diyen bir Fatih olacaktı.Ne yapacağını bir türlü kestiremeyen Bizans İmparatoruna karşılık, ne yapacağını bilen Osmanlı Padişahı II. Mehmet, hedefi bularak “Geldik Hamdolsun” diyecekti İstanbul’a nazar edip… Bizans Amirali Grandük ise İstanbul’da Latin serpuşu görmektense Müslüman sarığını görmeyi tercih edecekti.

Dedesi Yıldırım Beyazıd’ın yaptırdığı Anadolu Hisarı’nın tam karşısına zamanı bereketlendirip DÖRT AYDA Muhammed ismini nakşederek Peygamber mührünü vurduğu ve “Boğaz kese ve iznimiz olmadan kuş uçurtmaya” deyip adını vereceği Boğaz Kesen Hisarı’nı (Rumeli Hisarı) dikiyor Bizans’ın karşısına…

Bizans ordusu, 2.000'i paralı olmak üzere 9.000 askerden oluşuyordu. Şehri savunan duvarlar, 22,5 km.yi bulan uzunluklarıyla dönemin en güçlü surları olarak biliniyordu. Sultan II. Mehmed ise 20.000 yeniçerinin de dahil olduğu 200.000 kişilik piyade ve süvari, 12 Çektiri, 80 Çift Kürekli Hafif Gemi (Karadan yürütülenler) ve 50 küçük gemiden oluşan toplam 145 gemiden oluşan donanma,14 bataryadan kurulu topçu birliği, 4 ad Şahi topu, Havanlar, kapıları zorlamak için kullanılan dev Koçbaşları, Surların yükseliğinde Yürüyen dev kuleler ve 10.000 kadar mühimmat ve cephane taşıyan yük arabasından oluşan bir orduyu yönetiyordu..

Bizansın güçlü surlarını yıkabilmek için mühendisleriyle birlikte, balistik hesaplarını bizzat kendisinin yaptığı, yaklaşık 17 ton bakır kullanılarak dökülen ve 1,5 ton ağırlığındaki mermileri 1200 metre uzağa atabilen 68 cm çapında, 40 ton ağırlığında, 24 m. uzunluğunda, ateşlenebilmesi için 100 kg barut gereken, nakli ve kullanılabilmesi için 600 kadar topçu ve 50 çift mandaya ihtiyaç duyulan "Şahi" adını bizzat kendisinin verdiği o zamana dek eşi görülmemiş büyüklükte ki topları döktürdü.

Şahi toplarının şehrin 24m yükseklikte ki surlarını aşıp top mermilerini şehrin içerisine ulaştıramadığını gören Fatih, o güne kadar teoride bilinen fakat uygulanabilir bir modeli bulunmayan mancınık sistemine benzer bir prensiple ateşli olarak çalışan "Havan Topunun" çizimlerini ve balistiğini bizzat kendisi yaparak tarihte ki ilk Havan Topunu icad etti, fırlatılan topların menzilini arttırmak için de şu an dahi temel prensip olarak ateşli silahlarda bulunması gereken "Yiv ve Set" sistemini bularak bu havan toplarında kullandı

Surlarda açılan gediklerin süratle onarılması, büyük topların daha sık atış yapmasını gerektiriyordu. Fakat toplar soğumadan yeniden ateşlenmesi yüzünden namlular parçalanmaya başlamıştı. Fatih sonunda bu soruna da çare bulmuştu. Her atıştan sonra topların yağlanmasını emretti. Cenevizlilerden alınan zeytinyağı ile namlular yağlandı, böylece topların daha sık ve sorunsuz atış yapması sağlandı. (Bugünkü motorlardaki yağlı soğutma sistemi tarihte ilk defa Fatih tarafından bulunmuş ve kullanılmıştı.)

Surların altından şehre sızabilmek için Lağımcılar olarak tabir edilen kazıcalara bir çok tünel kazdırdıysa da yerleri bizans tarafından öğrenilen tüneller suyla dolduruldu..

Bizans imparatoru Sarayburnu yakınındaki Saint-Eugene kulesi ile Tophane'deki Mumhane burnunun bulunduğu mahaldeki Galata surlarının arasına 8 km'ye uzanan bir zincir gererek Osmanlı donanmasının Haliç'e girmesine mani olmak istedi..Venedik ve Cenevizliler donanmalarıyla Bizans'a yardım ediyorlardı. Fatih Sultan Mehmed Osmanlı donanmasının kuşatma sırasında yeterince kullanılamadığını ve bu yüzden kuşatmanın uzadığını düşünüyordu. İstanbul'un Haliç tarafındaki surlarının zayıf olduğu biliniyordu. Bizans bu bölgeye zinciri bu nedenle germişti. Yüksekten atılan taş gülleler Bizans donanmasından bazı gemileri batırmıştı fakat bir kısım donanmanın Haliç'e indirilmesi kesin olarak gerekliydi. Tophane önündeki kıyıdan başlayıp Kasımpaşa'ya kadar ulaşan 1.500 m.'lik orman içinde açılan yol, manda derileriyle kaplanıp ziftlenerek, Galata Cenevizlilerinden zeytinyağı, sade yağ ve domuz yağı alınarak kızaklar yağlandı ve üzerine kızaklar yerleştirildi. 21-22 Nisan gecesi 67(yada 72) parça gemi düzeltilmiş yoldan Haliç'e indirildi.

İlk defa Ulubatlı Hasan ve 30 kadar arkadaşlarının şehit olmak pahasına tutunmayı başardıkları Topkakı surlarına 18 arkadaşı çıkmaya çalışırken şehit olmuş, en yükseğe çıktığında ise geriye vücuduna 40 tan ziyade ok isabet etmiş ve kızgın yağla kavrulmuş olan bir tek kendisi kalmıştı. Bayrağı dikmeyi başarmış ancak ne var ki, ilk önce bacağının dizden aşağısını vücudundan ayıran kılıç darbeleri ve Bizans askerlerinin taş ve ok yağmuruyla şehit düşmüştür.53 gün süren ve 19 Nisan, 6 Mayıs, 12 Mayıs ve 29 Mayıs'ta yapılan dört büyük saldırıdan sonra Doğu Roma İmparatorluğu'nun 1125 yıllık başkenti olan İstanbul, 29 Mayıs 1453 salı günü Sultan Mehmet tarafından fethedilerek Orta Çağ kapanmış ve Yeni Çağ açılarak, Hz. Peygamberimizin övgüsüne TÜRK MİLLETİ olarak mazhar olunmuştur..

Ayağındaki fetih tozuyla Bizans imparatorlarının sarayını gezen Fatih mahzene indiğinde İstanbul’un geleceğiyle ilgili soru soran Bizans imparatoruna; İstanbul elden gidecek, diyerek cevap verdiği için zindana atılıp işkence gören bir papazla karşılaştı.
Vuslat anında firakı düşündüren bu papaza şu soruyu sordu:
Bu şehr-i Sitanbul gün olur bizim de elimizden çıkar mı?
Bunun cevabı düşündürücüdür;
“Vakta ki içinizde fesat arta, insanınız kendi menfaatine ramola, emvalini yabancılara satan çoğala ve yabancılardan medet umanlar çoğala, şehir sizden dahi çıka.”
Ve yakar sözlerini Sultan Fatih ahla, diz çöküp ellerini açar yakarır Allah’a;
“Ya Rab, dilerim böyleleri kahrına ve gazabına uğrasın.”

Ayasofya’nın önüne gelince atından indi. Patrik ve halk yerlere kapanarak ağladı. Fakat Fatih Sultan Mehmet onlara eliyle susmalarını işaret etti ve Patrik e “Ayağa kalk, ben Sultan Mehmed, sana, arkadaşlarına ve bütün halka söylüyorum ki bugünden itibaren artık ne hayatınız ne hürriyetiniz hususunda gazabımdan korkmayınız” dedi ve devamında “Galata halkının, bize sair halklar gibi adet ve ibadetlerini serbestçe yapmalarına izin veriyoruz. Dinimizi kabul etmeyenlere karşı asla cebir kullanmayacağız. Galata ahalisine va’dediyoruz. Kendilerini bir köle gibi idare etmeyeceğiz. İçlerinden birini anlaşmazlıkları halletmek üzere seçsinler”
Fatih Sultan Mehmet Han, böylece yürek ülkelerini de fethederek Tarihin ilk İnsan Hakları Bildirgesini emir buyurdu..



FETİH MARŞI
Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;
Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;
Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek

Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın ?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!

Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden....
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...

Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!

Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...
Göster : Kabaran sular nasıl yıkar bendini ?
Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini

Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!

Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.
Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.
Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!

Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın
Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!

Delikanlım, işaret aldığın gün atandan
Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan !
Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan ....

Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!

Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin !
Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!
Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...

Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın ?
Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!
:ugeek: ISKOC :geek:
Resim
ISKOC
Salgın Koruyucusu
Salgın Koruyucusu
Mesajlar: 10
Kayıt: 20 Oca 2010 04:27
Sunucu: Teşkilat
Klan: Arzın Çocukları

Re: Bedr-in Aslanları

Mesaj gönderen ISKOC »

Yaw Kenan yazam dedım ama 2 kere yazmısız kusura bakmayın artık ıdare edın :D
Resim
Kullanıcı avatarı
NAPSTERLeAdEr
Şarapçı'nın Sırdaşı
Şarapçı'nın Sırdaşı
Mesajlar: 89
Kayıt: 07 Ara 2009 00:56
Sunucu: Teşkilat
Klan: Arzın Çocukları
Konum: Değer vermek matematikde işe yarar.

Re: Bedr-in Aslanları

Mesaj gönderen NAPSTERLeAdEr »

Sorun degil kanka güzel paylaşımın için teşekkürler 2'de yazsan 5'de yazsan problem degil maksat nerden geldiğimizi unutmamak cümleten iyi forumlar...
only brought the player outta you
Cevapla