RAAAj ve YASEMİN'in Günlüğü - EMİNÖNÜ

Anılarını Kıyamet Günlüğü'nde sakla! Geçmişin, geleceğe ışık tutsun!
Kullanıcı avatarı
xANARCHYx
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 365
Kayıt: 30 Oca 2018 09:30
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: RAAAj ve YASEMİN'in Günlüğü - EMİNÖNÜ

Mesaj gönderen xANARCHYx »

Merhaba YASEMİN ;

Dün dediğim gibi halen üzerimdeki yorgunluğu atamadım.
Biraz daha uzansam kimseye zararı olmaz sanırsam.

Resim

Tabii ki bana uzanmak haram.
İçimden düşünürken düşündüğüm başıma geldi ve telsiz çaldı.
Yasemin bağırıyordu telsizden.
'' RAAAJ NERDESİN RAAAJ ''
İlk başta acaba duymamazlıktan mı gelsem diye düşünmedim değil.
Fakat Yasemin'in sinirli halini bildiğim için uzatmadan elime aldım.
Geleceğimi söyledim ve hazırlanmaya başladım.

Yanına gittim ve yardımcı olabileceğim bir konu olup olmadığını sordum.
Sinirli bir şekilde bekle konuşacağız dedi.
Bende içimden acaba bir şey mi yaptım dedim.
İnşallah siniri bana değildik yandık o zaman.

Resim

Telsiz görüşmesi bittikten sonra yanıma geldi.

+ RAAAj yardımına ihtiyacımız var.
- Dinliyorum.
+ Kuklacının adamı bizi rahatsız ediyor.
- Ne yapmamı istersiniz.
+ Birde soruyor musun ?

Anladım manasında kafamı salladım ve yanından uzaklaştım.
Arkadaşlarım da bir hayli yorgundu.
Bu işi tek başıma yapmam gerekiyordu.
Yasemin'in yanından ayrılıp Kuklacı'nın adamını bulmak için yola koyuldum.

Kuklacının adamını uzaktan izlemeye başladım.
Etrafında askerleri doluydu.
İlk önce sessizce onları öldürmem gerekiyordu.

Resim

Ve sonunda kuklacının adamıyla göz göze gelmiştik.
Beni diğer düşmanların kadar zorlamadı.
Kuklacının adamını alt etmem biraz kolay oldu.
Hemen durumu gidip Yasemin'e izah ettim.
Neler yaptığımı Kuklacı'nın adamını nasıl öldürdüğümü.
Bana teşekkürlerini iletti.
Bende ona minnetlerimi sunup yanından uzaklaştım.
Kullanıcı avatarı
xANARCHYx
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 365
Kayıt: 30 Oca 2018 09:30
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: RAAAj ve YASEMİN'in Günlüğü - EMİNÖNÜ

Mesaj gönderen xANARCHYx »

Merhaba YASEMİN ;

Bugün sabah yüzümü toz bulutu kaplamıştı.
Gözümü açamadan direk lavaboya gittim.

Resim

Güzelce elimi yüzümü yıkadıktan sonra kendime geldim.
Bu toz bulutunun nedeni neydi acaba ?
Sanki bir savaşın habercisi gibiydi.

Dışarı çıktığımda gördüğüm manzara beni baya ürkütmüştü.
Her tarafı toz bulutları kaplamıştı.
Fakat bir şeyler olsa telsizden ilk haber verecekleri kişi bendim.
Niye haber vermediler diye düşündüm.

Resim

Eminönü camide bildiğiniz kıyamet tekrardan kopmuştu.
Hidralar dehşet saçmış herkes bir yerlere kaçmıştı.
Anladığım kadarıyla telsiz kablolarıda bu dehşetten nasibini almıştı.
Bu konuyu bilse bilse Agah Bey bilir diyerek koşarak yanına gittim.

- Efendim buralara ne oldu ?
+ RAAAj sen nerelerdesin ?

Agah ilkkez bana sesini yükseltmişti.
Olaylardan bir haberdim.

- Başka bir görevim için uzaklara gitmiştim.
+ Acil yardımın gerekiyor bize.
- Dinliyorum.

Hidralar dün gece herkes uyurken Eminönüne baskına gelmişler.
Bu yırtıcı hidralar en savunmasız zamanımızı beklemişler.
Tüm neferler görevdeyken savunmasız halkı katletmişler.
Bizde neferler olarak halkımızın öcünü almak zorundayız.


Hidraların sonu artık yaklaşıyordu.
Neferlerin sabrı kalmamıştı.
Tüm neferler toplanıp Hidranın o pis nefesini kesmek için yola koyulduk.
Neferler yerinde duramıyor , herkesin gözünden ateşler çıkıyordu.

Sonunda Hidranın saklandığı deliği bulmuştuk.
Hidra tüm gücüyle bize saldırıyordu.
Neferlerimiz son gücüyle saldırmaya başladı.
Bir çok neferimizi kaybetmiştik.

Resim

Artık bende yorulmaya başlamıştım.
Arkadaşlarımın yardımıyla gücümü zorda olsa toplamıştım.
Son bir hamle hakkım vardı ve hidrayı öldürmem gerekiyordu.


Bir kaç kılıç darbesi vurabilmiştim hidraya.
Hidranın sert derisi birazda olsa zedelenmişti.
Neferler ile son bir taarruza geçtik ve son darbeyi vurduk.
Hidranın cansız bedeni yerde yatıyordu.
Masum halkımızın ve cesur neferlerimizin kanı yerde kalmamıştı.

Kullanıcı avatarı
xANARCHYx
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 365
Kayıt: 30 Oca 2018 09:30
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: RAAAj ve YASEMİN'in Günlüğü - EMİNÖNÜ

Mesaj gönderen xANARCHYx »

Merhaba YASEMİN ;

Halkımızın huzuru ve refahı için gözümüzü kırpmadan neler yapabileceğimizi biliyorsun.
Bizim gibi cesur ve korkusuz neferler oldukça var olmaya devam edeceğiz.

Bugün buralar diğer günlere nazaran biraz sessiz sanki.
O zaman ne yapacağımızı sen çok iyi biliyorsun.
Eski günlerden bildiğin üzere sevdiğimiz manzaramıza gidelim.

Resim

Bildiğin üzere ben buraya kafa dinlemeye geliyorum
Önceden neferlerin uğrak yeri olsada şimdilerde gelen kimse yok.
Bu bizi biraz daha yalnızlığa itiyor.
Aslında insanın kafa dinlemeside kötü bir şey değil.
En azından bir kaç saat bazı şeyleri unutturuyor bize.

Tam ohhhh bugün sanırsam rahatım derken telsiz titremeye başladı.
Telsizdeki sesi duymadan önce içimden '' yine birileri rahat durmuyor '' dedim.
Telsizdeki ses Sahaf Necmi'nindi.
Buraya gelmemi bana ihtiyacı olduğunu söyledi.

Resim

Kitap okuyan insanları her zaman sevmişimdir.
Kendiside zaten kitapların içinde büyümüş.
Kendini kitaplara adamış bir insan.
Çağırır çağırmaz ikiletmeden yanına gittim.

Artık yaşlandığını , gençlerin istediği kitapları dağıtamadığını söyledi.
Bu yüzden bankada biriktirmiş olduğu parasını çekmemi söyledi.

Resim

Bankacıdan Sahaf Necmi'nin birikmiş parasını almıştım.
Bu kadar para ile ne yapacaktı acaba ?
Yanına gittim , bir kaç kişi ile ilgileniyordu.
Müşterilerini gönderdikten sonra yanıma geldi.

- Tekrardan hoşgeldin RAAAj
+ Hoşbulduk.
- Bu parayı birine götürmeni istiyorum.
+ Kime götüreceğim.
- Meteor bölgesinde Mecbure Hanım var tanır mısın ?
+ Evet tanıyorum kendisini.
- Ondan bir kaç kitap siparişi vermiştim gelmişler onları bana getirir misin.
+ Memnuniyet ile getiririm.

Parayı arka cebime koyup yoluma devam ettim.
Mecbure hanım niye böyle bir şey yaptı diye düşünmedim değil.
Demekki tanıdığı bir kaç kişi vardı.

Resim

Mecbure hanımın yanına gelmiştim.
Sahaf Necmi'nin gönderdiğini , kitapları alacağımı söyledim.
Kitapları verdikten sonra parayı kendilerine uzattım.
Mecbure hanım parayı kabul etmediler.
Neden kabul etmediklerini sorduğum da '' Teşkilatın hediyesi '' diye cevap verdi.
Kafamla selamlayıp hemen Sahaf Necmi'nin yanına gittim.

Sahaf Necmi'ye parayı ve kitapları teslim ettim.
Sahaf Necmi şaşırmıştı.

- Bu kadar kitabı nereden buldular ?
+ Bilmiyorum bir şey sormadım.
- Parayı neden almadılar.
+ Teşkilatın hediyesiymiş.
- Ahhh çok teşekkür ederim.

Sahaf Necmi'nin istediğinden çok kitap vermişlerdi ona.
Ne mutlu Teşkilata.
Kullanıcı avatarı
xANARCHYx
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 365
Kayıt: 30 Oca 2018 09:30
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: RAAAj ve YASEMİN'in Günlüğü - EMİNÖNÜ

Mesaj gönderen xANARCHYx »

Merhaba YASEMİN ;

Geçen bölümümüzde bazı aklımıza takılan şeyleri çözmüştük.
Bu bölümlde bunların devamını yazacağım.
Neler yaşadım anlatmaya başlıyorum.

Telsiz bulmam gerekiyordu.
Hakire ulaşmam lazımdı.
Telsizleri bir bir kontrol ettim.
Sonunda Hakir ile iletişime geçmek için bir telsiz bulmuştum.

Resim

Hakir ile konuşmaya başlamışdım.
Bize tehtidler savuruyor. Karaköyde yaşayamacağımızı dile getiriyordu.
En sonunda '' Küstahlar , çıkın karşıma bekliyorum. '' dedi.
Cevap vermeden telsizi kapattım.

Tüm neferleri toplamaya başladık.
Silahlarımızın örsleri önceki savaşlardan dolayı bitmişti.
Örs yapması için Demirci Rüsteme ricada bulunduk.
Sağolsun bizi kırmayıp silahlarımızı örs yaptı.

Doğruca hakirin oraya doğru yol aldık.
Yolda Hakir'in adamları bizi karşıladı.
Belli ki bunlar bize rahat vermeyecek.
Gizit askerlerini tek tek alt edip Hakir'e ulaşmayı başarmıştık.

Hakir'in bizi görünce birden yüzünün asıldığını farkettim.
Ani bir hareketle üzerimize mermi yağdırmaya başladı.
Şifacılarımızın çevik bir hamle ile bizi kurtardı.
Ve Hakir ile savaşın içine girmiştik.

Hakir diğer düşmanlarımıza göre daha güçlüydü.
Fakat bunuda zapt etmeyi başardık.

Resim

Artık Hakir pis elleriyle halkımıza bulaşamayacaktı.
Fare halkı tekrardan yenilgiye uğramıştı.
Kullanıcı avatarı
xANARCHYx
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 365
Kayıt: 30 Oca 2018 09:30
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: RAAAj ve YASEMİN'in Günlüğü - EMİNÖNÜ

Mesaj gönderen xANARCHYx »

Merhaba YASEMİN ;

Bugün sokaklarda avare bir şekilde dolanıyordum.
Sessiz ve ıssız sokaklardan geçerken Kerime'yi gördüm.
Nasıl olduğunu sordum.

Resim

Sormamla dertlerini anlatması bir oldu.
Ablasının hastalığını ilaç alması gerektiğini anlattı.
İlaçları nasıl bulabileceğimizi sordum.
Derviş Hasan'dan yardım isteyebiliriz dedi.

Bir koşu Derviş Hasan'ın yanına gittim.
Durumu kendisine anlattım.

Resim

Sağolsun Derviş Hasan yardımcı oldu.
Kerime'nin ablasının ilaçlarını getirdim.
Kerime ilaçlar için teşekkür etti.
Bende ufak bir tebessümle yoluma gidiyordum ki yaşlı kadını gördüm.

Resim

Bugün kime dokunsam bin ah işitiyor gibiydim.
Artık iyice ağırlaştığını , yakında canavarların bunu yiyip yutacağını söylüyordu.
Üstüne birde ölürse bizim kurtulacağımızı söylüyordu.
Kendisine yardım etmek istedim.

Etraftaki Fanatikleri öldürmek ile başladım korumaya.
Etrafa yaşlı kadını tehtid edecek başka bir şey kalmadığından emin olduğumda tekrar yanına gittim.
Güvende olduğunu hatta korkmaması için yanına iki jandarma komutanı göndereceğimi söyledim.
Teşekkür etti ve yanından ayrıldım.
Kullanıcı avatarı
xANARCHYx
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 365
Kayıt: 30 Oca 2018 09:30
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: RAAAj ve YASEMİN'in Günlüğü - EMİNÖNÜ

Mesaj gönderen xANARCHYx »

Merhaba YASEMİN ;

Bugün eski dostum olan Demirci Rüstem'in yanına gittim.
Kendisinin sıcak sohbetine ve çayına talip oldum.
Saolsun bizi bunlardan eksik etmedi.

Fakat benden bir ricası vardı.
Dilek'in bir kaç isteği olduğunu bunları götürmemi istedi.
Bende kendisine seve seve yardım edebileceğimi söyledim.

Resim

Rüstem'e Dilek'in neler istediğini sordum.
Bir miktar Tungsten'in lazım olduğunu söyledi.
Tungsten'in bulunmasının çok zor olduğunu biliyordum.
Tungsten gibi değerli bir madeni ne yapacaktı acaba ?
Hmmm sanırsam silah üretirken kullanabilir.
Çünkü Tungsten gibi kütle ve ağırlığı taşıyabilen başka maden yok.

Madenleri toplamak için Tungstenin bol olduğu meteora doğru yol aldım.
Bazı madenler çalıların arkasında saklanmış bulunmamak için direniyor gibiydi.
Bazıları ise herkesin tüketebileceği yol kenarlarındaydı.

Resim

Gerekli olan Tungsten madenlerini toplamış ve Dilek'in yanına gitmiştim.
Bir süre beklememi zamanım olup olmadığını sordu.
Bende zamanımın olduğunu bekleyebileceğimi söyledim.

Dilek bir süre Tungsten odaklı bir kütük üretimine koyuldu.
Uzaktan bakınca kolay gibi görülsede işi cidden çok zordu.
Bir süre sonra kütüğü soğuması için bir yere yerleştirdi.
Kendisini dikkatlice izledim.

Bir süre sonra kütüğü kılıfa koyup bana doğru uzattı.
Bu kütüğü Rüstem'e götürür müsün ona ufak bir hediyem.
Rüstem'in çok mutlu olacağını düşünmüştüm.
Hemen Rüstem'in yanına gidip hediyesini verdim.

Çok teşekkür ettiğini , mahçup olduğunu söyledi.
Bende kendisini selamlayıp yanından ayrıldım.
Kullanıcı avatarı
xANARCHYx
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 365
Kayıt: 30 Oca 2018 09:30
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: RAAAj ve YASEMİN'in Günlüğü - EMİNÖNÜ

Mesaj gönderen xANARCHYx »

Merhaba YASEMİN ;

Daha önceki bölümlerden hatırlayacağın üzere bir gizemin peşindeydik.
İşaretler , karmaşalar , birbirinden farklı kelimeler kafamızı karıştırmıştı.
Tablonun ve işaretlerin peşinden gitmeye devam ediyoruz.
Bir işaret ve ya duyum alırsam tekrar geleceğim demiştim.
Bir duyum alamadım fakat önceki olaylarda bir kibrit kutusu bulmuştuk.
Bununla neler yapacağımızı düşünüyorduk.
Fehimin yanına uğradığımızda ağzımızı arar gibi '' kibrit kutusunu buldun mu ? '' dedi.
Sanırsam bize buralara yollayan ve bulmamızı isteyen kişi kendisiydi.

Sonra Konak 15 diye birisiyle tanıştım.
Bana Çare Hastanesi diye bir yerden bahsetti.
Bende Konak 15 den duyduklarımı Arzuhalciye ilettim.
Arzuhalci ne duruyorsun o zaman git bir bak demesiyle harekete geçtim.

Çare Hastanesine giriş yapmadan önce bizi Büyük Büyücü karşılamıştı.
Buranın baş koruyucusu kendisiydi.
Onu geçmeyi başarmıştık ve Çare Hastanesine girmiştik.
Aşağıda bizi Fanatikler ve gizitler bekliyordu.
Fakatikleri ve gizitleri geçtikten sonra bize açılan kapıdan girdik.

Resim

Daha önceki hikayemde size bahsettiğim Komiserdeki işaret buydu.
İşaret masadaki işaretin aynısıydı.
İçeriye girdiğimizde görevliler etrafa kaçışmaya başlamıştı.
Biraz etrafı kolaçan etmeye başladım.

Resim

Etrafta kapsüller gördüm.
İçlerinde neler olduğunu görmek için yavaşça ilerledim.
İçlerinde fare adamların tutulduğunu farkettim.
Fareler üzerinde deney mi yapılıyordu ?

Resim

Sonradan açık bir kapsül olduğunu farkettim.
Bu kapsülün üzerinde '' Konak 15 müşteri-1 '' yazıyordu.
Müşteri Fehim den başkası olamazdı.
Burada aslında farelerin yaşamını koruyor gibi görünüyorlar.
Fakat burada varlıklı ailelerin yaşamları uzatılıyordu.

Araştırmalarımız devam ediyor.
İşin boyutu git gide kötüleşiyordu.
Fare adamların bulunduğu yerdeki kabloları takip etme kararı almıştık.
Kablolar nereye gidiyordu acaba ?
Kablolar bizi Yılan lakaplı kişinin yanına götürdü.

Laboratuvarı yıkmıştık ve duvardaki mektup dikkatimizi çekmişti.
Yılanın fareleri korumasının sebebi bu mektup mu acaba ?
Yoksa pişmanlıkları mı vardı ?
Fehim'in neler yapmak istediğini artık biliyorduk.
Kullanıcı avatarı
xANARCHYx
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 365
Kayıt: 30 Oca 2018 09:30
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: RAAAj ve YASEMİN'in Günlüğü - EMİNÖNÜ

Mesaj gönderen xANARCHYx »

Merhaba YASEMİN ;

Bugün seninle biraz daha gizemlerin peşinden koşalım.
Eminönünde herkesin her gün gördüğü fakat farkedemediği ayrıntıları inceliyeceğiz.
Hadi başlayalım.

MEZARLIK
Resim

Bildiğiniz üzere mezarlıkta yarım açık bir mezar bulunmakta.
Bu mezarın ne zaman açıldığına dair garip söylentiler mevcut.
Kimisi kıyamet zamanı açılmış diyor kimisi ölü bir labirent görevlisinin sonradan diriltildiğini söylüyor.
Kimisi ise bu söylentilerin uydurma halkı korkutmak için olduğunu , o mezarın hep açık olduğunu söylüyor.

Bu mezarın gizemini araştırmak için labirentte ufak çaplı bir gezintiye çıkalım.
Labirentte bir çok labirent görevlisi ile iletişime geçtim.
Fakat hiç birisi bilgi vermedi.

Bu bilgiyi bana yine en iyi verecek kişinin arzuhalci olacağını düşünüp yanına gidiyorum.
Bana gizemli labirentin sonunda örümcek simgesinin olduğunu söyledi.
Bu örümcek simgesinden ışınlandıktan sonra bir geçite çıkacağımı , geçitin sonunda bir ruh taşı olduğunu söyledi.

Bu ruh taşında istediğim bilgilerin olabileceğini düşündüm.
Yolda giderken başıma neler gelecek bir haberdim.
Fakat ruh taşını bulmak epey bir zor olacaktı.

Yolda giderken yine dışarıda ki gibi mezarlıklar vardı.
Etrafında bu mezarları koruyan labirent görevlileri mevcuttu.
Bekçiler beni görmeden yanlarından geçmeyi başarıyordum.

Arzuhalcinin bana verdiği haritaya baktığım da yolumun az kaldığını farkettim.
Karşıya baktığımda yol ikiye ayrılıyordu.
Haritada burası biraz karanlık gözüküyordu ve hislerime güvenmem gerekiyordu.
Hislerime güvenip sol tarafa doğru ilerledim.
Birde ne göreyim örümcekler burayı kuşatmış.
Örümceklerle savaşmak zorunda kalmıştım ve her tarafımı pis salyaları sarmıştı.

Arzuhalcinin bahsettiği örümcek simgeli ışınlanma taşını bulmuştum.
Fakat üzerimde ki salyaları temizlemem lazımdı.
Biraz dinlendikten sonra ışınlanma taşını kullandım ve aşağıya doğru indim.

Aşağısı bayağı bi ürkütücü ve karanlıktı.
Tünel boyunca örümcekler ve akrepler bulunuyordu.
Hiç biri beni görmeden gitmeyi başarabilecek miydim bilmiyorum.

Resim

Arzuhalcinin bana bir şeyler bulabilirsin dediği ruh taşını bulmuştum.
Ruh taşında anlamadığım yazılar vardı.
Sanırsam bu taş önceden başka bir yerde muhafaza ediliyormuş ve buraya taşınmış.
Eski ve önemli bir kalıntı olabilir.

Gizemimi çözmek için ruh taşını incelemeye başladım.
Ruh taşında düşündüğüm gibi bir ölüden bahsediyordu.
Bu ölünün zamanında önemli bir asker olduğunu , sonradan tekrardan diriltiğini yazıda belirtmişti.
Ufak ve anışılmayacak bir şekilde ruh taşının arkasında bir kordinat buldum.
Bu kordinat ( 1207 , 1293 ) olarak belirtilmişti.
Labirentten çıkıp kordinata doğru gittim.

Resim

Kordinatlara gittiğimde ölü askerin cansız bedenini burada terkedilmiş bir şekilde bulmuştum.
Acaba böyle bir ölümü haketmiş miydi ?
Öldükten sonra bedeni önemsiz gibi bir yerde bırakılmıştı.
Bu biraz üzücüydü.
Kullanıcı avatarı
xANARCHYx
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 365
Kayıt: 30 Oca 2018 09:30
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: RAAAj ve YASEMİN'in Günlüğü - EMİNÖNÜ

Mesaj gönderen xANARCHYx »

Merhaba YASEMİN ;

Yine bir gizemle karşındayım.
Bugün yine Eminönü sokaklarının kalıntılarını araştıracağız.
Bu kalıntılarla nasıl yol izleyeceğiz sana anlacağım.

Geçen gün yanına gittiğimde Dilek bana bazı şeyler söylemişti.
Eminönünde silahlar için gerekli olan malzemeleri toplarken bir şeyler görmüş.
Uçak parçalarından bahsetti fakat malzemelerin neler olduğunu bulamamış.
Parçaları birleştirmeye çalışmış , malzemeler korunduğu için ilerleyememiş.

Dilek'in bana verdiği bilgilere dayanarak bilgi toplamaya çalıştım.
Etrafta geziyormuş gibi yapıp uçağın etrafını süzdüm biraz.

Resim

Uçağın içini pek göremesem de gizledikleri bir şey var diye düşündüm.
Çünkü etrafındaki fare adamlar üstün bir koruma önemli almıştı.
Kimse uçağın yakınlarına yaklaşamıyordu.
Benim bile özel bir izinle yakınına girmeme izin verdiler.

Uçağın pencerelerini tahta ile kapattıkları için içini göremiyordum.
Fakat etrafta belki bir kanıt bulurum diye göz ucuyla bakıyordum.
Uçaktan çıkan bir farenin çöpe doğru yöneldiğini gördüm.
Sanki onu hiç görmemiş gibi davranıp etrafa bakarak oraya doğru gittim.
Farenin uçağa tekrar girdiğini gördüğümde çöpü karıştırmaya başladım.
Bu biraz tiksindiriciydi fakat elimden başka bir şey gelmiyordu.

Çöpleri karıştırırkan bir kaç işe yaramaz evrak ve mektup bulmuştum.
Bu mektupta bir uçak kanadından bahsediliyordu.
Fakat uçak kanadının cinlerde olduğu yazılmış.
Fare adamlar ve cinler iş birliği içindemiydiler ?

Cinlerin yoğun olduğu yerleri araştırdım.
Araştırmam doğrultusunda edindiğim bilgilere göre cinlerin yerini buldum.
Antrepo denilen yerde bulundukları çok açıktı.

Antrepoya doğru yola koyuldum.
Antrepoya giriş kapısını buldum ve içeriye girdim.
İçeriye girip az ilerlediğimde bir kalıntı gözüme çarptı.

Resim

Bir uçak kanatı vardı.
Fakat farelerin koruduğu uçak kanadında uçakların kanatı duruyordu.
İkinci bir uçak mı vardı ?
Yoksa ikinci bir uçak mı yapıyorlardı.

Bu gizemi çözmek için antrepoda biraz daha ilerledim.
İleride kafes içinde cinlerin olduğunu farkettim.
Cinlere en başta uçak kanadını sorduğumda cevap alamamıştım.
Fakat onlara konuşmazlar ise sonlarının diğerleri gibi olacağını söyledim.

Bu ısrara ve tehtidlere karşı konuşmaya karar vermişlerdi.
Bu uçak kanadı uçak ilk düştüğünde uçaktan alınmış bir parçaymış.
Uçağın kanadı onarıp tekrardan uçmaya hazır hale getiriceklermiş.
Fakat sonradan karar değiştirip uçağı gizleyip orada çalışmalar yapmaya karar vermişler.

Kullanıcı avatarı
xANARCHYx
FareAdam Düşmanı
FareAdam Düşmanı
Mesajlar: 365
Kayıt: 30 Oca 2018 09:30
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos

Re: RAAAj ve YASEMİN'in Günlüğü - EMİNÖNÜ

Mesaj gönderen xANARCHYx »

Merhaba YASEMİN ;

Bir kaç gündür koşturmaktan biraz yorulmuş olabiliriz.
Ama bu bizim doğrularımızdan alı koyamaz.

Resim

İstihbarat Subayı telsizden beni yanına çağırdı.
Yanına gittiğimde etrafta garip olaylar olduğunu söyledi.
Olayları sorduğumda bir kaç gündür kurt adamların kaçırıldığını tespit ettiklerini belirtti.
Nereye kaçırıldıklarına dair ve neler yaptıklarına dair hiç bir bilgi yoktu.

İlk önce kurt adamların nereye kaçırıldığını bulmam gerekiyordu.
Kurtların yaygın olduğu ve başları Karakürk'ün olduğu mağaraya bakmak geldi aklıma.
Fakat Karakürk çok korunduğu için pek fazla ilerlemeye cesaret bulamadım.
Gittiğim yerde de pek fazla ipuçu bulamamıştım.

Acaba bu iş çetecilerin başından mı çıkıyordu ?
Araştırmakta fayda var.
Cetecilerin mağarasına gittim fakat burasıda farklı değildi.
Güvenlik önlemlerini sıkı almışlardı.

İçlerinden bir kaç tanesini alt ederek geçmeye çalıştım.
Çeteciler kurtlara göre biraz daha iri ve güçlülerdi.
Bu da beni epey zorlayacaktı.
Biraz yürüdükten sonra kafamı kaldırdım ve bir kafes gördüm.

Resim

Evet kurtları çeteciler kaçırmışlardı.
Fakat bunu neden yaptılar hiç bir bilgim yok.
Kurt ile konuşmaya çalışmam lazımdı.
Fakat doğru zaman çok önemliydi.

Çeteciler biraz etraftan uzaklaştılar.
Bende saklandığım masanın altından kurta doğru gittim.

- Seni neden burada tutuyorlar.
+ Bilmiyorum kurtar beni.
- Seni kurtarmam için bilgi vermen gerekiyor.
+ Korkuyorum...
- Kimden ?
+ .....

Kurtun sesi yorgunluktan çıkmıyordu artık.
Yanından giderken elime bir kağıt tutuşturdu.
Mağaralardan birine fıçılar taşındığını söyledi.
Bu fıçılardan çıkardıkları içeceği her gün içirip iki saat sonrada kan alıyorlarmış.
Acaba bu içecek neydi ?

Hangi mağara olduğunu düşünüp durmuştum bütün gün.
En sonunda işin içinden çıkamayıp Subayın yanına gittim.
Kendisine böyle bir fıçı görüp görmediğini sordum.
Oda bana sivri adadaki gizli taşın altına pusula ve not bıraktığını söyledi.

Sivri adadaki gizli taşı biliyordum.
Bilgileri birleştirmem için o taşa gitmem gerekiyordu.
Taşa vardığımda altında ufak bir not ve pusula bulmuştum.
'' Bu pusula seni doğruca fıçılara götürecek. Dikkatli ol ''

Pusulanın götürdüğü yere doğru gitmeye başladım.
Vahşiler pek rahat vermedi yolda.
Sürekli peşimdeydiler.
Vahşilerden kurtuldum derken bu seferde taşkanatlar çıktı.
Bütün zorluklardan kurtulduktan sonra pusulanın götürdüğü yere gelmiştim.
Bu bir şarap fıçısıydı.

Resim

Bu fıçının içindeki şarabın kurtlar üstünde yan etkisi olduğunu öğrendim.
Çeteciler kurtlardan bilgi almak için bunu kullanıyorlarmış.
Öğrendiğim kadarıyla bir bardak vermeleri kurtların her bildiğini söylemesine yetiyormuş.
Çetecilerin bunu bilmesi onlar için hiç iyi olmadı.
Vay kurtların haline.

Cevapla