Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Anılarını Kıyamet Günlüğü'nde sakla! Geçmişin, geleceğe ışık tutsun!
Kullanıcı avatarı
ejedrogl
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1086
Kayıt: 23 Tem 2014 00:51

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen ejedrogl »

mükemmel bir kıyamet günlüğü kardeşim başarılarının devamını diliyorum :)
Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »

BİR KELLE DAHA


Sanırım artık yeryüzünde pek işim kalmamıştı.Yine yeraltına indim.Telefona gidip o numarayı çevirdim.
Resim
Bir süre sonra biri telefonu açtı ve konuşmaya başladı ;
"Bende aramanı bekliyordum.Bu lanet medeniyet bizden kat ve kat üstün.Yolladığımız ajanların tamamı öldü.Beyaz olanları bize çok büyük sorunlar çıkarıyor.Adamlarını topla ve beyaz olanlarını bul.Yapman gerekeni biliyorsun."
Resim
Meran şehrine doğru gittim.Labirentte bir çığlık sesi duydum ve hemen o yöne doğru koştum.Yerde yatan birini gördüm.
Yanına gittim.Ağır yaralıydı ve zor konuşuyordu ;
"Korkunçtu.Altı kişiydik.Yılanlardan ve şu makinelerden saklanarak ilerliyorduk.Sonra o geldi.Tek başınaydı.Beyaz bir yılana benziyordu.Birkaç saniyede arkadaşlarımı paramparça etti.Ben yaralandım.Ama beni öldürmedi.Sanki bir şey onu çağırmış gibi burayı terk etti.Korkunçtu.Artık bana yardım edemezsin.Ama sahafı tanırsın.Ona Aydınoğlu aradığını bulmuş de."
Resim
Bir an için boş bakışlarla karşısındaki duvara baktı.Ölmüştü.
Yoluma devam ettim.Beyaz meranları aradım.Ve onları anıtların yakınında buldum.
Resim
Hepsini öldürdük.Hepsini..Öldürmek artık benim için çok sıradan bir şeye dönüşmüştü.
Resim
Domuz Kent'e geri döndüm.Telefonu kaldırdım ve yine o sesi dinlemeye başladım.Bu sefer hızlı konuştu ve sözü kısa kesti ;
"Oradaki buz büyücülerini öldürmelisin.Ana hedefe varmamızı engelleyen son savunma onlar."
Resim
Bu sefer şehrin yükseklerine çıktık.Buz büyücülerini bulduk ve öldürdük.
Resim
Tekrar telefona gittim.Bıkkın bir şekilde ahizeyi kaldırdım ve kulağıma dayadım.
"Bu yaratıklar her yere yayılmadan önce sağlam bir saldırı gerçekleştirmeliyiz.İçeri girip çıkmayı başarabilen bir tek senin grubun.Bu yüzden bu görevi sana vereceğim.Elde ettiğimiz bilgiye göre büyük kaidenin üstüne bir liderleri olduğunu fark ettik.Senden ne istediğimi tahmin edersin ?"
Resim
Bir kelle daha.Ekibimi topladım ve o tapınak benzeri yere gittik.Büyük dişi meran bizi bekliyordu.
Resim
Sanki onu hissediyordum.Oraya neden geldiğimizin farkındaydı.Bana verilen emre uydum.Ve savaşmaya başladık.
Resim
Bu dişinin buz büyüsü çok güçlüydü.Uzun süre onunla savaştık.Bu savaşta çok yakın bir arkadaşımız hayatını kaybetti.Kanını yerde bırakmadık.
Resim
Yenileceğini hissetmiş olmalı ki kendi üstüne tepeden dev bir buz kütlesi indirdi.Ve öldü.Bu ne demek oluyor ?
Resim
Telefonu açtım.Karşıdaki ses ;
"Evet görevi tamamladın.Meranları durdurduk.Ama burada işler karıştı.Bir süre bizimle ilişkin olduğunu gizlemeliyiz.Ödülünü bankacıya postaladım.Kapatmalıyım.Bu konuyu kimseyle konuşma.Ben seni bulurum sonra" dedi.
Resim
Neler dönüyor orada öyle ? Agop'un sözleri aklıma geldi.İstihbarat'ın işleri gerçekten karışıktı.Ama bu işi Arzuhalci'ye danışmadan yaptığım için kafamda bazı sorular vardı.Uzun bir gündü.Fazla düşünmedim.Ödülümü alıp köşeme çekilmek istiyordum.Önce bankacıya gittim.
Resim
Ödül paketimi aldım.İçinde bir mücevher vardı.Çok değerli bir mücevher...
Resim
Sonra sahafa gidip labirentte ölen ajanın sözlerini ilettim.Biraz gözleri nemledi ;
"Yazık oldu delikanlıya.Ona çok şey öğretmiştim.Ama o babasının katilini bulmayı kafasına takmıştı.Yerin altında ne buldu ki bana söylemeni istedi ? Artık çok geç.Çok yazık oldu.Ben yakınlarına ne diyeceğim şimdi ? Senide bekletmeyeyim.Sağol" dedi.
Resim
Çarşıdan çıktım.Ağır adımlarla Eminönü sokaklarında yürümeye başladım.Duygusuzlaştığımı hissediyordum.Yaşadıklarımdan sonra bunun olması doğaldı.Düşüncelere dalmış giderken bir mezarlık dikkatimi çekti.
Resim
Mezarlıktaki bir taşta şöyle yazıyordu ; "Aydın Çelebi , Beyaz Köşk döneminin ilk sürgünü.."
Bu konu üzerinde fazla düşünmedim.Artık sıradan biri değildim.Düşmanlarım ve sorumluluklarımda sıradan değildi.Ufak ayrıntılara kafa yoramazdım.
Resim
Bir günü daha bitirmiştim.Yine birçok tehlike atlattım.Yine hayattayım...önemli olanda buydu...


Serinwizard 19.11.2017




Bugün görevlerde bana yardımcı olan BayTerapi , Retaliation dostlarıma ve diğer tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.
Kullanıcı avatarı
Yafp
Demirci Çırağı
Demirci Çırağı
Mesajlar: 694
Kayıt: 15 May 2017 23:57
Sunucu: Eminönü
Konum: Türkiye
İletişim:

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Yafp »

:clap: :clap: :+1: :+1: :+1:
  • Eminönü: Yigas, Zekhan, Poohdini, Jacque
  • Beyazköşk: Crimzon, Shekinah, Robyn
Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »

KADİM TEHLİKE

Yer altında uzun süre kalmak psikolojimi bozmaya başlamıştı.Bu yerdeki her lanet canlıyı bana öldürtmeden sanırım beni rahat bırakmayacaklardı.Bulduğum her fırsatta Hamit'in çayını içip , sahilin havasını kokluyordum.
Resim
Bugün iskelede oturmuş sisin gizlediği Karaköy'ü görme umuduyla denizi izliyordum.Sonra İdris Ağabey'de geldi yanıma oturdu.
"Uyy naparsun ? Epeyudur yoksun ortalarda.Namın aldi yürudi.Bende herçese bu benim uşağumdur diyeyrum.Duydum ki adalara açilmişsun."
Resim
Ona başımdan geçenleri anlattım.Sonra birden gittiğim yeri duyduğunda heyecanlandı ;
"Sivru ada mu dedun ? Ora benum son cittuğum adadur.Takam battı orada.Gencuken çimseye aldurmadum cideceğum dedum adalara.Dedular yapma etme.Benum inadum tutti açildum denuze.Al aşağu ettu benu vurdu sivru adaya.Koca yaratuklar üstuma atuldu zor kaçtum.Senun deduğun o dev çomodo var ya haçen o benum takayu yedu yuttu.En çok da rahmetli babamun verduğu bir pusula varidu ona üzuldum.Oluru da leşunu yere sererusen bir deşuver karnuni da bak bakayum pusulam duray mudur ? "
Resim
Yaparım dedim.Onu da öldürürdüm.Zaten benim işim bu.Öldürmek...
Resim
Adaya gittim.Bir arkadaşımla beraber Dev komodo'nun yanına vardık.
Resim
Bu komodonun derisi kaya gibi sertleşti.Beklediğimden güçlü çıktı.Ağzından fırlattığı asit çok tehlikeliydi.
Resim
Ama sonuç değişmedi.Yine kazanan biz olduk.Yaratığın midesini açtım.İdris'in dediği gibi midesinde bir pusula vardı.
Resim
Kalkıp gidecekken komodonun parlak dişi dikkatimi çekti.Değerli bir parçaya benziyordu.Hançerim ile yerinden söküp çıkardım.
Resim
İdris Ağabey'e gidip pusulasını teslim ettim.Pusulayı görünce başladı horon tepmeye ;
"Ula uşağum senun cibisu gelmedu buralara" dedi.
Resim
Tekrar meteora indim.Sanırım yeraltına dönme zamanım gelmişti.
Meteora indiğimde İstihbarat Subayı'nın bana seslendi.Uzun zamandır yanına uğramamıştım.
"Hemen buraya gel.Acil bir durum var.Yer altında akrep mağaralarında enerji kalkanının ardını araştıran adamlarımızdan haber alamıyoruz.Silahlan ve o bölgeye git.Kalkanı geç.Oraya yolladığım adamlar basit nedenlerden dolayı kaybolacak adamlar değildi.Ne olduğunu öğren ve Komutan'a rapor ver."
Resim
Hemen yer altına indim.Akrep mağaralarına neredeyse hiç gitmemiştim.Şimdi ise şu güç kalkanlarını geçmem gerekiyor.Yer altında ilerlerken birden bir muhafız bana eliyle dur işareti yaptı.
"Hoşgeldin.Domuz seni arıyor.Sağlam birine ihtiyacı varmış.Acele et istersen." dedi.
Resim
Domuz'un yanına gittim.Beni görünce ellerini açtı ve konuşmaya başladı ;
"Hoşgeldin dostum.Bir kampanya düzenliyorum.Bunun için akrep zehrine ihtiyacım var.Ne yapacağımı sorma.Mağarada kara cinleri görmeyene kadar devam et.Bolca akrep göreceksin.Bana zehirlerinden yarım litre lazım.Ama fazla bekletirsen özelliklerini yitirirler.Bunları toplayıp hemen Topal'a götür" dedi.
Resim
Zaten güç kalkanlarına ulaşmak için çok sayıda akrep öldürmem gerekecekti.O yöne doğru ilerledim.
Resim
Bir süre ilerledikten sonra karşıma akrepler çıkmaya başladı.Yoluma çıkanları temizledim...
Resim
Sonunda güç kalkanlarına gelmiştim.Kim ? Neden yapmıştı bu kalkanları ? Kalkanları geçtim.Ve ilerlemeye devam ettim.
Resim
Geniş bir alana geldim.Karşımda devasa üç başlı , yeşil bir yaratık vardı.Evet bir hidra ! Daha önce böylesine devasa bir yaratıkla karşılaşmamıştım.Onu biraz gözledim.Bu yaratıkları sadece hikayelerde duymuştum.
Resim
O sırada yerde bazı değerli eşyalar gördüm.Sanırım benden önce gelenlerden düşmüş olmalıydı.Onların artık hayatta olduğunu sanmıyordum.Aralarına katılmaya da niyetim yoktu.Hemen oradan çıktım.
Resim
İlerlerken Domuz'un istediği akrep zehrini topladım.Hemen gidip Topal'a teslim ettim.
Resim
Ardından hemen gidip Komutan'a rapor verdim.
"Bu gerçekten inanılmaz.96'daki savaştan beri bunlardan bir tane görmemiştik.Anlattığına göre bunun rengi yeşil ve 96 saldırısında karşılaştığımdan daha küçük.Yine de bu tehlikeli bir durum."
Resim
Komutan yanındaki askerlere seslendi ;
"Askerler , çabuk Teşkilat'a haber verin.Bütün silahlı üyeler , derhal , yer altına!" dedi.Sonra bana döndü ; Sende ekibini topla ve onu yok et.Ben herkesi oraya yolluyorum.Dikkat et.Hidra denilen yaratık çok tehlikelidir."
Resim
Ekibimle beraber hidranın olduğu yere gittik.Komutan'ın bahsettiği destek henüz gelmemişti.Deneyimli arkadaşlarıma güvenerek onunla savaşmaya başladık.
Resim
Çok uzun bir savaş oldu.Daha önce bir hidrayla savaşmamıştık.Ne kadar deneyimli olsakta...
Resim
Savaşın sonunda hidra yenildi ve dizlerinin üstüne çöktü.Ardından bir çığlık attı.Çığlığı kayalarda yankılanırken çok daha büyük bir şeyin haykırışı tüm mağarayı inletti.Bu ses ona ait olmalıydı.Komutan'ın bahsettiği o hidra.Hikayelerde adı geçen o hidra.O sırada Komutan'ın yolladığı destek birlikleri geldi.Herkes birbirine baktı.Konuştuk ve doğru olanı yapmaya karar verdik.
Resim
Bu büyük tehdidi ortadan kaldırmalıydık.Bir güç kalkanını daha geçtik.Karşımıza devasa bir hidra çıktı.Diğer hidra yanında yavru kalırdı.Üzerinde 96 harbinin izleri duruyordu.Özellikle de eksik olan kellesi...
Resim
Adımız tarihe yazılacaktı.Bugün yeni bir hikaye yazıyorduk.Ve destansı bir savaş başladı.
Resim
Büyüler havada uçuşuyor.Yıldırımlar mağarayı aydınlatıyordu.Kadim Hidra'nın kalın derisi bu güçlü büyüleri geri püskürtüyordu.
Resim
Savaş yarım saattir devam ediyordu.Artık bitkin haldeydik.Ama hidranında zayıfladığını hissetmiştik.Artık geri çekilemezdik.Çok kayıp vermiştik. Hidrayı çok sinirlendirmiştik.Buradan çıkıp Eminönü'ne saldırması an meselesiydi.
Resim
Sonunda büyülerimiz derisini parçaladı ve ağır yaralar almasına sebep oldu.Kadim Hidra son kez haykırdı ve tüm cüssesiyle yere yığıldı.Adeta bir deprem oluyordu.
Resim
Savaş bitmişti ve herkes bir ganimet arayışına girdi.Bende sağlam bir büyü ile hidranın bir pençesini kopardım ve torbama koydum.Çok büyük bir tehdidi ortadan kaldırmıştık.
Resim
Zor bir gündü.Eskiden masallarda anlatılan yaratıklarla savaştım.Yine hayatta kalmayı başardım.Bir gün daha...



Serinwizard 20.11.2017
Kullanıcı avatarı
SPIEGLEIN
Yalnız Adam'ın Dostu
Yalnız Adam'ın Dostu
Mesajlar: 2704
Kayıt: 30 Tem 2017 08:45
Sunucu: Eminönü
Lonca: Kök Tengri

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen SPIEGLEIN »

Eskilerin gözlerinde büyütmüş olduğu yaratık, canavarlar teker teker cesetleri ayaklarımızın dibindeydi.

Nereye kadar hayatta kalabilcektik ? Yada bir gün herşey son bulup emekli olabilirmiydik? :blush:
Resim
Kullanıcı avatarı
HeraCross
Şarapçı'nın Sırdaşı
Şarapçı'nın Sırdaşı
Mesajlar: 79
Kayıt: 20 Kas 2017 18:13
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Güçlü Kardeşler Birliği

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen HeraCross »

Şoplarını çok beğendim (özellikle Jandarma Ali'nin cüzdanını :grin: )

Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »

KUYU

Kadim Hidra'nın ölüm haberiyle her yer çalkanıyordu.Artık yer altından ayrılma vaktim gelmişti.
Resim
Meteor bölgesinden Eminönü'ne çıktık.Komutan ,askerler ve Eminönü halkı bizi karşıladılar.
Resim
Komutan : "İşte 96 Harbinin intikam mangası ! Selim Bey , Balyoz Nazım , Arif Dede ve daha nice yiğidin başladığını bitirdiler ! Bu zafer , bu felaketin ardından 50 küsür yılı atlatan insanoğlunun , bütün bu şeytanlardan daha üstün olduğunun kanıtıdır.Sizinle gurur duyuyorum.Demirci Rüstem sizler için bir sürpriz hazırlamış.Uğramayı ihmal etmeyin." dedi.
Resim
Gidip Demirci Rüstem'e uğradım.Bizi gördüğünde sevindi ve hediye torbalarını uzattı ;
"İşte kahramanlarımız gelmiş ! Bende sana küçük bir paket hazırladım.Elimizde olanlardan güzel hediyeler..."
Resim
Ödülü aldım.Bu büyük savaştan sonra gidip bir çay içsem iyi olur dedim.Çınar Altı'na gittim.
Bir ses bana seslendi.Sesin sahibine dönüp baktığımda bu Yusuf Ağabey'di.Biraz konuştuk ;
Resim
"Hoşgeldin genç.Ne zamandır buralarda koşturuyorsun hiç sormuyorsun bu adamında bir derdi var mıdır diye ? Benim ne derdim olacak değil mi ? Yılları dolduruyorum bu kahvede.Geçen adaya gittim.Jandarma sağolsun.Biraz ada havası aldım.Hamit bahsetti.Sen oralara çok gidip gelmişsin.Burası bildiğin gibi Sivri Ada.Eskiden sadece balıkçıların uğradığı bir yer.Ama bununda eskisi var.Bir arkadaşım anlatmıştı.Kayaların altında tüneller varmış.Eski Roma'lılar yaşarmış.Olağanüstü sahnelere sahne olmuş bu yer.Ara ara depremler olurmuş.Söylentiye göre bu depremler kayaların dibine oyulmuş bir köyün , öte alemden insanlarla kurduğu bağlantılar dolayısıyla olurmuş.Bunların çoğu yalandır tabi.Adada karşılaştığım biri, içinden garip sesler gelen bir kuyu bulmuş.Bu kuyunun etrafında ölüler dolaşıyormuş.Neyse uzatmayalım.Bu kendisine yandaş arıyordu bana da sordu var mı tanıdığın diye.Kuyuya inecekmiş.Sonra duydum ki bu biçarenin cesedini bulmuşlar.Suda yüzüyormuş.Tabanca ile vurmuşlar.Talihe bak ki onu vuranları da biraz ötede bir kertenkele parçalamış.Zincirden ayrılmış birisiymiş bu.Üzerinden üstünde eski yazılar bir bez parçası çıkmış.Ama bacaksızın biri delil masasından bu bezi yürütmüş.Velet kayıp.Bende merakıma yenik düştüm.Sen zekisin.Çevren geniş.Bir şeyler duyarsan söyleyiver."
Resim
Aklıma biri geliyordu.Sanırım kim olduğunu biliyordum.Bu Umut olmalıydı.Bu çocuk uzun zaman önce bana bir torba dolusu değerli eşya vermişti.Hınzır velet.Muhtemelen bu bezi de o almıştır diye düşündüm ve yanına gittim.Beni görünce önce panikledi ve konuşmaya başladı;
"Abilerden biri dedi bana.O bezi alırsan sana Ganoderma vereceğim.Kimse görmeden aşıracaktım oradan.Ne olduğunu bilmiyordum yeminlen.Abi eski zincirciydi ama tövbe etmişti.Mezarlığın karşısında takılırdı.Bezin içindeki kolyeyi kendisi aldı.Bende bezi misketlerime kese yaptım."
Resim
Elinden bezi aldım ve dikişlerini söktüm.Misketler yere döküldü.Bezin üstünde yazana bakınca tanıdık geldi.Umut'un ensesine küçük bir tokat attım ve bir daha hırsızlık yapmamasını söyledim.Kimden bilgi alacağımı biliyordum ve doğruca ona gittim.Ve olanları sordum ;
Resim
"Evet veledin bahsettiği adamı tanıyorum.Ancak bedavaya iş yapmam.Adaya gittiğini duydum.Orada lanetli bir bölge var.Biliyorsundur.Ben oradaki kara kemiklerle ilgileniyorum.Bana 20 tane getir.Bozuk mal istemem.Beni tanıyorsun.Bende yamuk olmaz."
Resim
O bölgeyi biliyordum ama pek yanından geçtiğimi söyleyemem.Çünkü orada beladan başka bir şey olmadığını biliyordum.Ama mecburen oraya gittim ve çetecinin istediği kemikleri toplamaya başladım.
Resim
20 tane topladım ve tekrar çeteciye gittim.
Resim
Kemikleri görünce konuşmaya başladı ;
"Bu serseri var ya , daha önce bana mezarlığa gelen adamı sormuştun hani.İşte onun kiralık fedailerinden.Lakabı Çakal.Sanırım oradaki bir kuyunun dibinde ölüler yaşıyor.Ölülerle şaka olmaz.Her neyse , bunlar parayı alabilmek için kuyudan o adamı kurtarmaları gerektiğini söylüyordu.Yani o herif orada bir yerde tutsak." dedi.
Resim
Gidip şu kuyuyu aradım.Sonunda bu tuhaf kuyuyu buldum.İçeriden tuhaf sesler geliyordu.Tek başıma buraya inmenin tehlikeli olacağını düşündüm ve önce kendime bir ekip kurdum.Ardından kuyuya indik.
Resim
İçerisi karanlıktı.Ama karanlığın içindeki bir şeyin bize baktığını hissedebiliyorduk.Duvarda bir meşale gördüm.Bir ateş büyüsü ile onu yaktım.Ardından sırasıyla tüm meşaleler yandı ve her yer aydınlandı.Karşımızda kalkanlı askerler vardı.Ve ışıklar yanınca bize doğru koşmaya başladılar.
Resim
Onları öldürdük.Ölürken "Junon" diye bağırıyorlardı.Bu yer Yusuf Ağabey'in bahsettiği Eski Roma'lılara ait olmalıydı.Biraz ilerledikten sonra yerde bir kitap gördüm.
Resim
İsimsiz bir kitaptı.Üzerinde Necmi'nin kütüphanesinin mührü vardı.Bu uzun süre önce Arzuhalci'nin istediği fransızca kitaptı.Açık kalan sayfaya karalanmış bir şeyler vardı."Yardım et Çakal , beni götürüyorlar" yazıyordu.Kitabı yanıma aldım ve ilerlemeye devam ettik.
Resim
Önümüze geleni öldürerek ilerledik.Sonun bir yol ayrımına geldik.Sol tarafa gitmeye karar verdik ve ilerlemeye devam ettik.
Resim
Etrafta mezarlar vardı.İleride ise büyük bir oda vardı.
Resim
Odayı koruyanları öldürdükten sonra içeride sanki onların lideriymiş gibi görünen biri daha vardı.
Resim
Onunla da savaştık.Beklediğimiz kadar kolay olmadı ama onuda öldürdük.Sonra arkasındaki yolun sonundaki tuhaf yapı dikkatimi çekti.Oraya gittim.
Resim
Yer duran dairenin bir kapı olduğunu anlamıştım.Ama nasıl açılacağını bilmiyordum.Burada yazan çivi yazıları tanıdık geldi.Bu şey Meran teknolojisine benziyordu.Bu yerin bir fotoğrafını çektim.Ve dönüp yolumuza devam ettik.
Resim
Dümdüz yolumuza devam ettik.Uzun bir süre bu Romalılarla savaştık.Sonra yılanlarla dolu bir odaya geldik.Her şeyi öldürdük.Bu yolunda bir sonu yoktu.Yol ayrımına geri döndük.Daha küçük bir yol gördük.Oradan geçtik ve karşımıza ateşten tazılar çıktı.
Resim
Çok tehlikeliydiler.Onları da geçtikten sonra bir zindana vardık.Etrafta çeşitli işkence aletleri vardı.Sonra bir kafesin içinde duran tuhaf adamı fark ettim.
Resim
Yanına gittim.Derisi çürümüştü.Hırıltılı bir sesle konuşmaya başladı ;
"O Junon'u nasıl geçtin bilmiyorum ama anahtarım onda.Bu kafesi kıramazsın.Efsunlu metalden.Eğer o anahtarı alabilirsen sana aradığını veririm." dedi.
Resim
Şu büyük salondaki kadın Junon'du.O kadar ürkütücü görünmüyordu.Ama görünüşe aldanmamalıydık.Bu yüzden en güçlü iksirlerimizi içip savaşmaya başladık.
Resim
Gerçekten güçlü bir büyücüydü.Bizi çok zorladı ama savaşın galibi Kadim Hidra'nın katilleri oldu.
Daha sonra üzerini araştırdım.Bir anahtar ve bir maden parçası buldum.
Resim
Zindana geri döndüm ve kafesi açtım.Adam öylece durmuş boş boş bakıyordu.Ne yaptıysam konuşmadı.Kafasının içi boştu.Sanki Junon'la beraber o da ölmüştü.Daha sonra tekrar şu tazıların seslerini duydum.Sanırım artık bu yerden çıkmalıydım.Gün hiç bitmeyecek gibiydi.Sanki burada zaman hiç akmıyordu...
Resim
Yine bir keşif , yine bir savaş.Her günüm aynı geçiyor.Değişen tek şey düşmanlarım.Ne kadar zor olursa olsun daima ayakta kalan ben oluyorum.Bugün çok fazla yeni gizem toplamıştım.
Resim
Ve yarın bu yaşananlara acaba Arzuhalci ne diyecek diye merak ediyordum.Bu işin arkasında çok daha farklı şeyler olduğunu seziyorum...



Serinwizard 21.11.2017


Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »

BEYAZ BÜYÜCÜ


Dün elde ettiğim şaşırtıcı bilgilerle beraber Arzuhalci'ye gittim.Ona başımdan geçenleri anlattım.
Resim
"Tangriss'in anahtarı.Şu fotoğrafa bakalım.Meran teknolojisi ile benzerliğini fark etmiş olmalısın." dedi.
Sonra Junon'un üstünde bulduğum maden parçasını elinde gezdirerek konuşmaya devam etti ;
"Tangriss'in anahtarı.Gezgin Şehir'in anahtarı şu an elimizde duruyor.O zaman kapıyı bulmalıyız.Bu sırrı bilen diğer kişi kim acaba ? Eminönü küçük bir yer.Dikkatli olmalıyız.Ben çalışmalara başlıyorum.Sende biraz dinlen.Meraklanmada beni geçtin." dedi.Sonra aklıma Yusuf Ağabey geldi.Bari gidip adamın merakını dindireyim dedim.
Resim
Ona o biçarenin , yağma esnasında yıkılmış eski bir roma tapınağını yağmalayan çetecilere rastladığını ve bu çetecilerin de orada mutlak felaketten kurtuluşun yolu olan bir kapıyı aradığını söyledim.Yusuf Ağabey bu sözlerime güldü ve
"Hamit şu muzip çocuğa benden bol köpüklü bir kahve söyle." dedi.
Resim
Kahvemi içtim.Birazda tavla oynadık.Ardından çıktım biraz eski dostlarla hasret gidermeye.
İskele ve deniz.Tabi önce Yasemin'in yanına gittim.Uzun zaman olmuştu.Yasemin ;
"Hoşgeldin arkadaşım ,nasılsın ? Uzun zamandır görüşemedik.Size teşekkür edemedim.Işık için yaptığınızı asla unutmayacağım.Gizit'in gözüne korku saldınız.Zararlarını karşıladım ve onlarda bu işi unuttular.Sizi düşünceli gördüm ?" dedi.
Resim
Önce bir iç çektim ve "Kıyamet Keyifsizliği" dedim.Yasemin yanıtıma tebessüm etti ve devam etti ;
"Bugün deniz sakin.Deniz sakin olduğunda iskele hafif hafif gıcırdar.Sıkıntılarım uzaklaşır.Deniz heyecanlandığında , iskeleye çarpan dalgalar havada toz haline gelir.İnsanın yüzüne serinlik verir.Ve öfkelendiğinde kararır.Bu...Her neyse..." dedi ve duraksadı.Bende devam etmesini söyledim.Yasemin "Devam edilecek bir şey var mı ? Deniz öfkelendiğinde iskele sallanır , hava soğur , artık burada huzuru bulamam.İyi ki bugün öyle birgün değil.Canınızı sıkan her ne ise dostum, sadece köprünün ucuna yürüyün ve sesleri dinleyin." dedi.
Resim
Dediği gibi yaptım.Köprünün ucuna yürüdüm.Gözlerimi kapattım ve sesleri dinledim.Ama olmuyordu.Zihnimin derinlerinde bir yerde , bir şey huzuru bulamama engel oluyordu. Sonra Yasemin'i gördüm.Elimi kaldırıp ona selam verdim.
Ardından Mısır Çarşısı'na gitmeye karar verdim.
Resim
Ama çarşının önünden geçerken bir hareketlilik fark ettim.Ne olduğunu sordum.Meteor bölgesinde yeni bir geçit açıldığını söylediler.Herkes oraya gidiyormuş.Bu yeri Domuz'un açtırdığını duyunca hemen yer altına gittim.
Resim
"Hoşgeldin dostum.Büyük bir icraata imza atarak senelerdir kapalı kalan maden bölgesi Büyük Hol'ün girişini tekrar açtık.Ama içerisi korkunç durumda.Burası tehlikeli yaratıklarla dolu.Bu yaratıklar burada olduğu sürece o bölgeden maden çıkaramayız.Ben insanlığa zenginlik getirmeye çalışıyorum.Eminönü'nün kaynakları insanlığı bir 10 sene daha götüremez.Bu çok ciddi bir problem.İşte bu yüzden Büyük Hol'ün temizlenmesi lazım.Mebrure sana komutları verecektir."
Resim
Mebrure Hanım'ın yanına gittim.Bana yapmam gerekenleri söyledi.O bölgede çok sayıda mutasyona geçirmiş akrep ve örümcek olduğunu söyledi.Onları öldürmemi ve kanıt olarakta akreplerin gözlerini , örümceklerin ağlarını ona getirmemi istedi.
Resim
Her açılan kapının ardında her zaman bela ve kıyametin yarattığı yeni şeytanlar vardı.Acaba bu yer beni nasıl bir işin içine sokacaktı.Kimse beni bu işlere zorlamıyordu ama paşa keyfim öyle istiyordu.
Resim
Büyük Hol girişine gittim.Klanlar çoktan bu yere gelmişlerdi.Kapıdan geçtim.Karşımda bir tünel vardı.İlerlemeye başladım.
Resim
Önüme dev akrepler ve örümcekler çıkmaya başladı.Belli bir yere kadar onları öldürerek devam ettim.Ama sonra fark ettim ki bu yer bir labirent gibiydi.Burada kaybolmak istemedim.Yeterli sayıda örümcek ağı ve akrep gözü toplamıştım.
Resim
Bunları gidip Mebrure Hanım'a teslim ettim.Bana Domuz'a uğramamı söyledi.
Resim
Domuz'un yanına gittim.
"1986 ruhu yeniden hortladı.Klan savaşlarının başlamasının en büyük sebebi olan 86 olaylarını biliyorsun.Bu Büyük Hol'de gerçekleşmişti.Kan davasını gütmek isteyen klandaşlar bölgeye hücum ediyorlar.Bir çatışma ve kaos her an çıkabilir.İçerideki eski Arz ve Lodos ekiplerinden kalanların delirmiş halde bulundukları söyleniyor.Oradaki çatışamada bir çok klan üyesi kaybolmuştu.Onların bunlar olduğunu düşünüyoruz.Ama nereye gitmişlerdi ? Şimdi neden döndüler ? Bilgiye ihtiyacımız var.Eğer aklını kaybetmemiş birini bulursan istediğimiz bilgiyi alabiliriz."
Resim
Tekrar Büyük Hol'e gittim.Klanlar artık bu yere iyice yerleşmişlerdi.Eski maden ocakları yeni kaleleri olmuş gibiydi.İsmet Bey ve Handan Hanım bile buradaydı.Ben şu eski klan üyelerinin peşine düştüm.
Resim
Nedense her karşılaştığım üzerime saldırıyordu.Konuşabileceğim bir tane bile klan üyesi yoktu.Hepsini öldürerek eski rayların üzerinde devam ettim.Sanki onlarda Tılsım tanıkları gibi bunca zaman burada hayatta kalmışlardı.
Resim
Sonunda raylar bitti.Kimseyle konuşamadım.Burnuma pis kokular gelmeye başlamıştı.
Resim
Gidip Domuz'a gördüklerimi anlattım.Onların bir nevi ölü olduklarını ve karşısındakinin Arz mı , Lodos mu olduklarını tanımayacak kadar akıllarını yitirdiklerini söyledim.Tahminimce Erg açısından temiz olan bu bölgede büyü ile delirtilmiş olabileceklerini söyledim.Domuz biraz düşündü ve ; Peki bakalım nefer.Bu konu başımı ağrıtacak.Ama bu senin işin değil.Sen ücretini Kan Pençe'den al." dedi.
Resim
Kan Pençe'den paramı aldım.Sanırım Domuz'un benim için bir işi kalmamıştı.Bende bu yerden ayrıldım.Tekrar Eminönü'ne çıktım.Yeterince zaman geçmişti.Gidip Arzuhalci'nin araştırması ne durumda öğrenmek istedim.Arzuhalci beni görünce sanki o da beni bekliyormuş gibi hemen yanına buyur etti ve konuşmaya başladı ;
Resim
"Gel dostum gel.Neler bulduğuma bir bak.Meran Şehri'nde ölçümlediğimiz enerjiyi biraz inceledim.Bu enerji Erg ile aynı özelliklere sahip.Ancak yoğunluğu ondan daha yüksek.O kadar yüksek ki gözlerime inanamadım.Erg'e fazla maruz kalınca olanlar malum , delilik ve başkalaşım.Asıl olay İfliss ile karşılaştığın yer.Harita üzerinde buranın yüzeye izdüşümü neresi biliyor musun ? Çemberlitaş Erg Bulutu.Belki bilmezsin.Bu bulutun içinde Teşkilat Erg Santrali bulunur.Sene 2000'di sanırım.Bazı sarsıntılar başlamıştı.Bazen buradan bile hissedebiliyorduk.O esnada yeni santralin haberi verilmişti gazetelere.Bu santral Eminönü için çok önemliydi.Bu santrale izinsiz girilmesi yasak.Bugüne kadar orada araştırma yapmak isteyenlere izin vermediler."
Resim
Sonra Arzuhalci bana bir fotoğraf uzattı.Birkaç bilim adamı ve arkalarında büyük bir fabrika benzeri bina vardı.
Sonra konuşmaya devam etti;
"Şimdi bu bölgenin Meran Şehri'nin üstünde olması oldukça ilginç.Ancak santrale girmek sıkıntı.Bir şekilde o santrale sızmalıyız.Fotoğrafa göre o bölgede maskesiz dolaşabileceğin güvenli alanlar var.Santralle ilgili kayıtlara ulaşmamız gerekiyor." dedi.
Resim
Sanırım bu bilgileri İstihbarat'tan alabilirdim.Gidip telefonu açtım ve numarayı çevirdim.Telefon açıldı ve karşıdaki ses konuşmaya başladı ;
"Sonunda gelebildin.Kaybol dedim tam kayboldun.Ortalık karıştı.Şu anda Teşkilat'ın içerisinde hainler var.Tahmin dahi edemeyeceğin kişiler.Yıllardır herkesi uyutuyorlar.Şimdi kanıta ihtiyacım var.Bu çok gizli bir görev.Meteor bölgesinde bir havalandırma deliği var.Yıllardır toprak altındaydı ben kazdırdım.Eski bir depoya çıkıyor.Oraya gir.İçeride güvenlik için bir şeyler bulunabilir , dikkatli ol.Odaları iyice incele.Üzerinde Khaos yazan bir kapı var mı ? Varsa içerisinde neler var ? Bu olay çok acil.Senden haber bekliyorum"
Resim
Şu havalandırma deliğini buldum.Bu yer iyi korunuyor olmalıydı.Yanıma ekibimi de aldım ve içeri girdik.
Resim
İçeride karşımıza büyük bir kapı çıktı.Önünde duran tuhaf cihazlar vardı.Bir adım attık ve bir anda hareketlendiler.Doğruca bize saldırdılar.
Resim
Neyse ki onları etkisiz hale getirebildik.Hemen odaları incelemeye başladık.Girdiğim bir odada birçok neferin ve Topal'ın resmi vardı.İsimlerimiz "Gözlemleme ve Yok Edilme" listesindeydi.İncelediğim listelerin birinde,alt kısmında imza olarak hayret uyandırıcı isimler vardı.Bazı Şehir Meclisi üyeleri , Kütüphaneci Necmi...
Resim
Sonra Khaos adlı kapıyı gördüm.İçeri girdim.İçeride maketler vardı.Arzuhalci'nin bana gösterdiği fotoğraf burada çekilmişti.O fotoğraf sahteydi.Peki o zaman santral gerçekte ne ? Aklımda sorular uçuşmaya devam ederken Mısır Çarşısı'ndaki GB-ANI'nın birebir aynısı olan bir robot dikkatimi çekti.
Resim
Makineyi kurcalamaya başladım.Sonra cihazı çalıştırarak son kaydı dinlemeye başladım.Kalın bir ses odayı doldurdu ;
"Ziya Bey , ben Gaffar.Yer altındaki savaş büyük bir hataydı.Eskiler'i rahat bırakmazsanız , başınıza çok büyük bir bela açacaksınız.Anlaşmamız her an iptal edilebilir.Bir an önce Jandarma İstihbarat'ı devre dışı bırakmalısınız.Hareketlerinizi doğru planlayın.Yoksa Eminönü'nü size mezar edecekler..."
Resim
Neler oluyordu ? Burada büyük bir oyun dönüyordu.Topal'ın bu iş ile alakası neydi ? En iyisi gidip kendisine sormaktı.Topal' gittim ve ona "Khaos Operasyonu"nu sordum.Önce yüzündeki kaslar bir an seyrildi.Sonra konuşmaya başladı ;
"Bu konuşacaklarımızın kimsenin kulağına gitmemesi gerekiyor.Yoksa hayatın tehlikeye girer."
Resim
"Azat Bey'in döneminde , biz fare adamlar arasında özgürlükçü bir düşünce yayılmaya başlamıştı.Bende ortalıkta başıboş gezmeye başlamıştım.O dönem çok örgütlenme vardı.Geneli Köşk karşıtıydı.Ve bizden de nefret ediyorlardı.O sıralar bu örgütlerin en az bilineni ama kesinlikle en güçlülerinden olan bir örgütten teklif aldım.Tek bir adamla tanışmıştım.Çok iyi para teklif etmişti.Yüzünün sağ tarafında suratının yarısını kaplayan bir dövme vardı.Adını hiç söylemedi.Örgüt için bir sabotaj görevine katılacaktım.Beklediğimin aksine çok kanlı oldu.Gaffar benim bacağımı uçurdu.Olanlardan sonra Köşk'ü ikiye bölmeyi başardık.Gaffar Bey'in Genç bilgililerini sabote ettik.Sonra ne oldu ? Gaffar Bey , ekibi ile beraber Eminönü'nü terk etti.Bir daha ondan haber alan olmadı.Bize ne oldu ? Köşk beni ihanetle suçladı.Bende bir süre ortalardan kayboldum.Yaklaşık 30 sene sonra Teşkilat'tan bazı adamlar beni sorguya çekti.Operasyona katıldığımı biri biliyormuş.Sabotajı nasıl yaptığımı , nasıl hayatta kaldığımı sordular.Ardından beni saldılar.Olayı Domuz'a anlattığımda , Khaos adı verilen Domuz'un da içeriğini bilmediği bir operasyondan dolayı o döneme dair pek çok arama yapıldığını söyledi."
Resim
Ona isminin gözlemleme ve yok edilme listesinde olduğunu söyledim.
"Demek hala bizi izliyorlar.Domuz buradayken bana bir şey yapamazlar.Ama sen dikkatli ol.Ha bu arada , seni bir adam aramış telefondan" dedi.Gidip beni kimin aradığını öğrendim.Bu İstihbarat'tı.Ona öğrendiklerimi anlattım.
Resim
"Öğrendiğin bilgiler dehşet verici.Yıllar önce ortadan yok olmuş bir Beyaz Büyücü'nün mesajı.Ve İstihbarat'ı etkisiz hale getirmek istiyorlar.Neden istiyorlar ? Nedeni belli , şehrin anahtarlarını düşman Meranlar ve küstah Beyaz Büyücü'lere teslim edecek kadar ileri gitmişler.Şu santral..Orada Gaffar'ı bulacağımıza eminim.Niyetleri belli.Hemen ekip topla ve oraya git.O kapıyı ne pahasına olursa olsun açtırıyorum.Santral'e gir.Gaffar'ı bul ve işini bitir."
Resim
Yalanlar ortaya çıkmıştı.Ama artık bende kime güveneceğimi şaşırmıştım.Gidip en başından beri bana yardımcı olan Arzuhalci'ye danışmaya karar verdim.
Resim
Ona herşeyi anlattım.
"Oraya gidip gitmemek senin tercihin.Ama bana sorarsan saklanmanı tavsiye ediyorum..."
Resim
Elimdeki silaha baktım.Aldığım kellelerden sonra tam bir kelle avcısı olmuştum.Ama bir Beyaz Büyücü ile savaşmaya hazır mıydım ? Bilmiyordum.Kafamda deli sorular ile yürüyordum ,kaçınılmaz kaderime doğru...



Serinwizard 22.11.2017


Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »

BEKLENMEDİK MİSAFİR

Uzun uzun düşündüm.Bir Beyaz Büyücü ile bu şekilde karşılaşmanın intihar etmekten farksız olduğunu anladım.Güçlenmem gerekiyordu ama nasıl ? Önce kendime güvenli bir yer bulmalıydım.Aklımdaki onca soruyla sokaklarda yürürken arkamdan bir kadın sesi duydum.Bana sesleniyordu;
Resim
"Hey Nefer ! Lütfen buraya bak.Yardım et ne olur.Kocamı kaçırdılar.Fare adamlar.Param olduğunu sanıyorlar.Parayı Büyük Hol girişine getir dediler.Tüm paramı götürdüm yeterli bulmadılar.Bir daha kocamı göremeyeceğimi söylediler.Yalvarırım yardım et.Kocam kırmızı bronz bir madalya taşıyor.Onu bulmam lazım.Başka kimsem yok."
Resim
Kadın çok zor durumdaydı.Ağlıyordu.Benimde bunca derdimin içinde iyilik damarım tutmuştu.Ve çıktım yola.
Resim
Büyük Hol'e gittim.Bu yerde pek zaman geçirmemiştim.İçerisi tehlikelerle doluydu ve daha görmedim yerler vardı.Kaybolmak ise ayrı bir sorun.Hol'de bir süre dolandım.Her yer birbirine benziyordu.Sonunda kadının bahsettiği fare adamları gördüm.
Resim
Yanlarındaki adam kocası olmalıydı.Adam beni görünce sırıtarak yanındaki fare adamları üstüme saldı.Bu bir tuzaktı.Bu adamın Gizit'ten olduğunu fark ettim.Gizit intikamdan vazgeçmemişti.
Resim
Önce fare adamları , sonrada bu haini öldürdüm.
Resim
Gidip boynundaki madalyonu aldım ve cebime attım.
Resim
Eminönü'ne döndüm.Ve kadının yanına gittim.Beni görünce kaçmak için yer haraketlense de artık çok geçti.Yaklaştım ve titreyen elini tuttum ve avucunun içine madalyonu sıkıca bastırarak bıraktım.Gözlerimi hiç kadından ayırmadan "Başın sağolsun" dedim.
Resim
Korkudan ağlamaya başlamıştı.Yaklaştım ve kulağına fısıldadım ;"Peki bunlar gerçek mi?"
Sonra aklıma Yasemin geldi.Gizit ona bir şey yapmış olabilir miydi ? Hemen yanına koştum.
Resim
Neyseki Yasemin iyiydi.Bir şey çaktırmadan ona selam verdim ve yoluma devam ettim.
Bütün bu belaların üstüne birde Gizit belası çıkmıştı.Artık gerçekten saklanmam gerekiyordu.

Uzun bir süre sonra..

Serinwizard , Arzuhalci'nin tavsiyesine uymaya karar verdi ve bir süre ortalardan kayboldu.Kendini henüz bu savaş için hazır hissetmiyordu.Güçlenmesi gerekiyordu.Gözlerden uzak, kimsenin bilmediği bir yerde yaşamaya başlamıştı.Ama biri onu bulmayı başarmıştı.O kişiyi gördüğünde Serinwizard şaşkına dönmüştü.Bu nasıl mümkün olabilirdi ? Onu çoktan unutmuştu bile ama o geri dönmüştü.Karşısındaki yıllar önce Teşkilat için bir göreve gideceğini söyleyip bir daha geri dönmeyen abisiydi.Serinplay...
Serinwizard ona herşeyi anlattı.Ama Serinplay bunca zaman nerede ne yaptığını ona anlatmadı.Ya da onu nasıl bulduğunu.Ama görünüşten anlaşıldığı üzere o da bir şeyler keşfetmişti.Üzerinde değişik eşyalar vardı.Kim bilir nerelere gitmişti ? Serinplay kardeşine , ona yardım edeceğini ve o burada saklanırken onun güçlenmesini hızlandırmak için ona yeni bir silah yaptıracağını söyledi.Bu silahın tarifinin ise çok gizli olduğunu ancak malzemeleri hazır olduğunda reçetesini gösterebileceğini söyledi.Ve hikayemiz Serinplay ile devam etmeye başladı ;


Serinplay'in Günlüğü

Bugün Yeraltı'nın altını üstüne getirdim.Akreplerle uğraştım durdum.Güçlü büyüler için özel asalar gerekir.Ve ben yapacağım asa için hangi malzemelere ihtiyacım olduğunu biliyordum.
Resim
Önce akreplerden Klorotoksin toplamaya başladım.
Resim
Her akrepte bulunmuyordu.
Resim
Ama yinede bir gün için bu kadar Klorotoksin toplamak iyiydi..Bu asa için daha çok paraya ihtiyacım var.
Resim
Yeraltının bana sunduğu madenler arasında değerli bir maden bulmayı başardım.
Resim
Yeraltı ne kadar zenginliklerle dolu olsa da bu yerde fazla durmak istemiyordum.Bu yer benim için fazla basitti.
Resim
Artık gerçekten para kazanma zamanı gelmişti.Almam gereken daha çok malzeme vardı.Serinwizard'ı o eski silahlarla bir Beyaz Büyücü ile savaşmaya yollayamazdım.Yarın gidip şu yeni Büyük Hol bölgesinde para edecek bir şeyler bulmalıyım.Duyduğuma göre çok değişik madenler ve yaratıklar varmış...


Serinplay 23.11.2017
En son Delpize tarafından 23 Kas 2017 22:18 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Sebep: günlük sahibi isteği üzerine
Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »

ŞANSSIZ BİR GÜN

Resim
Bugün Büyük Hol'e gittim.Önce karşıma çıkan mutasyona uğramış akrepler ve örümcekler uğraştım.
Resim
Onlardan para edecek bir şey çıkmadı.Daha sonra klan delileri ile dolu olan rayları takip ettim.
Resim
Eski klan üyelerini öldürerek yoluma devam ettim.Yolun sonuna geldiğimde tavanda açılmış delikten sızan ışığı gördüm.
Resim
O geçitten geçtim.İçerisi Meran labirentine benziyordu.Ama bu yer daha farklıydı.Ve daha büyük tehlikelerle doluydu.
Resim
Etrafta mor tenli insansı tuhaf , habis iblisler vardı.Çok güçlülerdi.Bazıları sadece bakışları ile insanları olduğu yere çiviliyordu.
İri yarı olanları ise , kılıç ile tek bir darbede büyücüleri ikiye ayırıyordu.Onları güç bela öldürerek ilerledim ve sonunda güvenli bir odaya vardım.
Resim
Her yer ceset ,her yer ganimet.
Resim
Ama tek alabildiğim ganimet tuhaf tılsımlardı.İşime yaramazlardı.
Serinwizard'ın ihtiyacı olan asayı üretmem için burada para edecek şeyler bulmalıydım.
Resim
Bir tılsım daha...
Resim
Bir tane daha...
Resim
Evet bildin ! Bir tane daha...
Resim
Saatler geçmesine rağmen alabildiğim tek şey tılsımdı.Artık bu tehlikeli yerden çıkmam gerekiyordu.
Resim
Şansım yaver gitmemişti.Oradan elim boş ayrıldım.Bugün adeta tılsım yağmuruna tutulmuştum ;


Resim


Serinplay 24.11.2017
Cevapla