Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Anılarını Kıyamet Günlüğü'nde sakla! Geçmişin, geleceğe ışık tutsun!
Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »

RİMELLİ

Bugün işe İstihbarat Subayı'nı ziyaret etmekle başladım.Beni görünce "Tam saatinde geldin bu sefer.Lafı kısa kesiyorum.Bab-ı Ali'de bir adamımız var.Seni bekliyor.Hemen ona git.Sana bir kağıt verecek ve o kağıdı bana getir.Hızlı olursan işi kaparsın" dedi.
Resim
Hemen koşturdum Bab-ı Ali'ye.Ama kim ile buluşmam gerektiğini bilmiyordum.Sonra Elif'i gördüm.Bana bir takım işaretler yapıyordu.Yanına gittim. "Al şu kağıdı.Acele et.Beni görmedin." dedi.
Resim
Elif'te bir gariplik olduğunu sezmiştim.Kağıdı aldığım gibi subayın yanına koştum.
"Güzel.Tam zamanında.Pekala şu keşfettiğin yere küçük keşif ekipleri yollamaya karar verdik.Ancak önümüze bir takım engeller çıktı.Şu ruh taşı yolundaki yılanlar ve o yerdeki lanet köpekler.Git ve işlerini bitir."dedi.
Resim
Önce ruh taşına giden yolu yılanlardan temizledim.
Resim
Ardından o yere gidip tazıları öldürmeye başladım.
Resim
Tazıları öldürürken birden içlerinden birinin tuhaf davrandığını gördüm.Son anda ona saldırmaktan vazgeçtim.Çünkü diğerleri gibi bana doğru koşmuyordu.Biraz yaklaştım.Zihnimin bana bir oyunu muydu bilmiyorum ama sanki bu köpek bana tepeleri işaret ediyordu.Sanki...sanki Selami orada diyordu.
Resim
Yükseklere doğru gittim.Bir anda tepemden hızla bir şey geçti.Kafamı kaldırıp baktığımda etrafımı saran o tuhaf uçan yaratıkları gördüm.Büyülerim kaya gibi kalın derilerine işlemiyordu.Sanırım sonum geldi diye düşünürken yandaki çalı kıpırdanmaya başladı.
Resim
Bir anda çalının arkasından bir savaşçı çıktı.Koşarak kayanın üstünden havaya zıpladı ve kılıcını savurarak yaratıkları ikiye böldü.Yaratıklar parçalanmış taşlar gibi üzerime yağdı.Bu yüzden onlara Taş Kanat ismini verdim.Bana "Tek başına ne yapıyorsun burada.Neyse ki şanslısın bende küçük bir keşfe çıkmıştım.Bu tepenin sonunda bir fener varmış.Orayı merak ettim bende." dedi.
Resim
Beraber ilerledik.Sonunda deniz fenerine geldik.Etrafda hiç yaşam belirtisi yoktu.Sonra kafamı kaldırıp gökyüzüne baktığımda çok daha yükseklerde uçan diğerlerinden çok daha büyük bir Taş Kanat gördüm.Bizi gözlüyordu.
Resim
Bu yerde daha fazla duramazdık.Hemen bir göz gezdirdim.Uzun zamandır burada kimse yaşamamış gibiydi.Dikkatimi çeken şey fener kulesinin üstüne "Ufkabakan" yazılmış olmasıydı.
Resim
O yerden güç bela kurtuldum.Ve Subay'a gidip rapor verdim."Güzel.Sayende ajanlarımız o yeri daha rahat araştırmaya başladılar.Çizdiğimiz haritaya göre o yere buradan çıkıyoruz.Sen şu yöne doğru sahili takip edeceksin.Önüne geçemeyeceğin bir engel çıkarsa geri dön." dedi.
Resim
Adaya gittim.Haritada gösterdiği yere doğru ilerledim.Önüme tek ısırıkla ölümcül yaralar açabilecek komodolar çıktı.Ama bu beni durdurabilecek bir engel değildi.
Resim
Bir süre devam ettikten sonra ileride bazı ışıklar gördüm.Yaklaştıkça orada bir yerleşim yeri olduğunu anladım.Ama kim ? Veya kimler ?
Resim
İyice yaklaştım ve oranın fare adamlarla dolu olduğunu gördüm.Heryerde fare adamlar vardı.Hatta bazıları komodolara biniyordu.Çok tehlikeli görünüyorlardı ve çok kalabalıklardı.
Resim
Kuledeki gözcü fare adam beni fark etti.Peşime bir ordu dolusu fare adam takıldı.Hızla oradan uzaklaştım.Hemen subaya gidip gördüklerimi anlattım.Bana gizliden bir madalya uzattı...
Resim
"Demek bir fare adam köyü...Sahil sola kıvrılıyor dedin.O zaman diğer haritaları da birleştirirsek,buranın bir ada olduğunu çıkartabiliriz.Bu durumu hemen Komutan'a bildirmelisin.Dikkatli ol.Vazgeçilmez biri olmaya başladın." dedi.
Resim
Meteordan çıkıp Komutan'ın yanına gittim.Mesajı ilettim."Anlaşıldı.Bu işlere şimdilik başka ajanlar bakacak.Şu an bana lazımsın.Bugün çeteci mağarasına bir takım operasyonlar düzenleyeceğiz.Senden gidip kapının güvenliğini sağlayan çetecileri öldürmeni istiyorum.Sağlam bir patırtı olsun" dedi.
Resim
Çeteci mağarasına doğru ilerledim.Kapıyı bir süre gözetledim.Kapıyı koruyan çetecileri öldürdüm ve içeri girdim.İçerisi çeteci kaynıyordu.
Resim
Öldürebildiğim kadar öldürdüm.Daha sonra kalabalık gruplar gelmeye başladı.Bu yüzden oradan çıktım.Komutan'a gidip rapor verdim.
Resim
"Bu bilgiler hiç iç açıcı değil.Araştırmalarımız sonucunda buranın çetecilerin ana toplanma mekanı olduğunu öğrendik.Kendine bir ekip topla ve gidip işlerini bitir" dedi.
Resim
Tekrar mağaraya gitim.Önce zincir delilerini...
Resim
Sonra sultanları hakladık...
Resim
Ardından mağaranın daha iç kısımlarına gittik.Gördüklerimiz iğrençti.Gidip Komutan'a olan biteni anlattım."Anlıyorum.Jandarma İstihbarat'tan yeni bilgiler geldi.Patronun Gözdesi lakaplı bir zincir delisinin onların elebaşı olduğunu öğrendik.Ekibini de al ve onu bulup öldür.Böylece onlara iyi bir darbe indirmiş oluruz.Sana güveniyorum" dedi.
Resim
Ekibimle beraber mağaraya girdik.Şu zincir delisini aradık.Sonunda bir odada sultanlar tarafından korunan iri yarı bir zincir delisine denk geldik.Bu Patronun Gözdesi olmalı...
Resim
Kısa bir mücadelenin ardından işini bitirdik.Bu haberi Komutan'a ilettim.
Resim
"Çok iyi bir iş başardın.Ama artık bu saatten sonra duramayız.Yeni gelen bilgiler şaşırtıcı ve kökleri eskiye dayanıyor.Büyük Postane'yi hatırlar mısın ? Orayı havaya uçurmak çetecilerin işiydi.Birçok meclis üyesi can vermişti.Agah Bey'de gözlerini kaybetmişti.Necmi'ye gidip sorabilirsin.Belgeler onda." dedi.
Resim
Sahaf Necmi'ye gittim."Demek geldin.Komutan sana biraz geçmişten bahsetmemi istedi.Büyük Postane'nin yıkımından sonra enkazını kaldırmak tam 4 yıl sürmüştü.Agah Efendi çeteciler tarafından basılmış binaya , olay esnasında girmişti.Her ne yaptıysa binanın çöküşünü geciktirmişti.Sanırım Recep Day'ı da birşeyler biliyor.O gün çok kişi kaybettik.Ama artık intikam zamanı geldi.Zincir büyücülerinin liderini tespit ettik.Ona Cevriye Sultan diyorlar.Büyük patronun sağ kolu.Bu zor bir görev olacak.Ama onu öldürürsen ikinci büyük adamlarını da kaybedecekler." dedi.
Resim
Meteora gitmeden önce Recep Dayı'ya uğradım.Onunda bildiklerini dinledim.Bana o gün bir çetecinin Agah Efendi'nin yüzüğünü çaldığını söyledi.Agah Efendi o yüzüğe çok değer veriyormuş.Belki o mağarada olabilirmiş.Bende bunu araştıracağım dedim.
Resim
Ardından meteora inip ekibimi topladım.Doğruca Cevriye Sultan'a gittik.
Resim
Önce onu koruyan çetecileri öldürdük.Cevriye Sultan çok güçlüydü.Bizi zorladı.
Resim
Ama ekibim tecrübeli neferlerden oluşuyordu.Ve kazanan taraf biz olduk.Cevriye Sultan'ın cesedini araştırdım.Ama bir yüzük bulamadım.
Resim
Oradan çıktık.Bu haberi hemen Necmi'ye ilettim.İntikamını aldığımı söyledim.Bana bir torbanın içinde ödülümü verdi.
Resim
Komutan'a gidip rapor verdim.Komutan beni tebrik etti."Yeterince yoruldun.Hadi git balıkçıya benden bir selam söyle" dedi.Ne demek istedi anlamadım.Sadece emri uyguladım.
Resim
İdris Ağabey'in yanına vardığımda benim için bir sofra hazırlamıştı.Üzerinde yok yoktu."Komutan'dan" dedi.Yemeğimi yedim ve bir güzel dinlendim.
Resim
Biraz kendime geldikten sonra Komutan'ın yanına gittim."Nasıl ? İyi geldi değil mi asker ? Artık çetecilere son darbeyi vuruyoruz.Çetenin lideri hakkında bilgiler edindik.İsmi Dev Ana.Çok iyi korunuyormuş.Ekibi topla ve bu işi bitir." dedi.
Resim
Yine Teşkilat'tan tecrübeli neferler ile yola çıktım.Dev Ana çok iyi korunuyordu.Ama biz engel tanımadık.
Resim
Çetecileri öldürerek ilerlerken içlerinden birinin masanın altında birşeyler aradığını gördüm.Diğer tüm çeteciler ölmüştü.Bir ıslık çaldım.Kafasını kaldırdı ve bana baktı.Bir büyü ile kafasını uçurdum.
Resim
Gidip masanın altına baktığımda ufak bir kese buldum.Keseyi açtım ve içinden bir yüzük çıktı.Acaba bu olabilir mi ? Yüzüğü cebime koydum ve yola devam ettik.
Resim
Sonunda Dev Ana'ya ulaştık.Aşırı kiloluydu.Sanırım ismi bu yüzden Dev Ana.Önce onu koruyan büyücüleri öldürdük.Ardından tek başına kalan Dev Ana ile savaştık.
Resim
Bu devi zorda olsa öldürmeyi başardık.Bu iş çok ses getirecek.Bu yüzden hemen Komutan'a gitmesem iyi olur dedim ve bir süre gizlendim.
Resim
Bir süre sonra Komutan'a gittim.Bana bir torba dolusu ödül verdi.Birde madalya...
Resim
Gün bitmeden şu yüzüğü Agah Efendi'ye götüreyim dedim.Agah Efendi yüzüğü eline alır almaz tanıdı.Agah Efendi yüzüğünü geri aldığı için mutluydu.Bana da ödül olarak başka bir yüzük verdi.
Resim
Gün bittiğinde kazandığım eşyalar ile baştan aşağı yenilenmiştim.Bu gün büyük işlere imza attım.Yaptıklarım herkesin kulağına gidecektir.Hem dostlarımın hemde düşmanlarımın...


Serinwizard 13.11.2017


Plafect00
Çınaraltı Müdavimi
Çınaraltı Müdavimi
Mesajlar: 876
Kayıt: 11 Mar 2017 15:14
Sunucu: Eminönü
Lonca: Gizit

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Plafect00 »

Kuşkusuz çok güzel bir günlük. Adam Azul'u tek başına kesmiş bir kere!
ERG

Erg, insanı ele geçirebilen çok tehlikeli bir güçtür. Şimdi görüyorum ki para ondan da betermiş.

Fazıl SARRAFOĞLU
Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »


MAĞARA


Önceki günlerde kazandığım başarılardan dolayı Teşkilat beni dinlenmem için bir süre serbest bıraktı.Bende günü boş geçirmek istemedim ve Bab-ı Ali'ye gittim.
Resim
Bab-ı Ali Komutanı beni görünce yüksek sesle "İşte geldin sonunda ! Nerede kaldın be adam ! Hadi durma gel gel , Hahaha!" dedi.Tüm Bab-ı Ali dönüp bize baktı.Bu herifin bir kaç tahtası eksik sanırım.Yanına gittim.
Resim
Ben yokken bazı olaylar yaşanmış.Mağarada yaşayan kurt adamlar madencilere saldırmış ve savaş totemi dikmişler.Açıkça Bab-ı Ali'ye savaş ilan etmişler.Elif kurt adamlardan anlıyormuş.Gidip onunla konuşmamı istedi.
Resim
Elif'in yanına gittim.Sanırım bazı kimya deneyleri yapıyordu.Elindeki bıçak ne içindi acaba ?
"Evet.Kurt adamlarla başımız dertte.Aslında kurt adamlar son derece onurlu avcılardır.Ama liderleri bize savaş ilan etti.Gidip onlara karşı bir saldırı düzenle.Bu dikkatlerini biraz dağıtır.Unutmadan...sakın gerçek kimliğimi ağzından kaçırma." dedi.
Resim
O sırada Ayşe Teyze bana seslendi.Kauçuk Kanvas'a ihtiyacı varmış.Bu isteğini geri çevirmedim.Günlerdir öldürdüğüm yaratıklardan bir kaç tane bulmuştum.Ama ona 17 tane lazımdı.En iyisi toplu olarak teslim etmek dedim ve yoluma devam ettim.
Resim
Mağaraya gittim.İçeriden ara ara uluma sesleri geliyordu.Etraf karanlık ve soğuktu.Yerde insan kemikleri vardı.Bir ara cesaretimi kaybediyordum ki sadık arkadaşım Anka'nın ışıltısı bana güç verdi.Bu asadan vazgeçemiyordum.
Resim
Mağaranın içine doğru ilerledim.Bir anda önüme kurt adamlar çıkıverdi.Onlarla savaştım.Çoğunu öldürdüm.Ama daha fazla ileri gitmedim.
Resim
Elif'e döndüm."Güzel.Şimdi sırada hızlı koşanlar var.Bunlar bizim için büyük tehlike.Ortadan kaldırılmalılar.Ne bekliyorsun hadi git ve öldür onları" dedi.
Resim
Tekrar mağaraya girdim.Şu hızlı koşanları aradım.Gerçekten hızlı koşuyorlardı.Bacaklarıma saldırıyorlardı.Bacaklarımı koruyacak bir zırhım yoktu.Eğer bacağıma bir ısırık alsaydım oradan sürünerek çıkmak zorunda kalırdım.Çok dikkatli bir şekilde onları kendime yaklaştırmadan öldürdüm.Sonra fark ettim ki fazla ilerlemişim.İleride bir gölge belirdi.Çok büyük bir gölgeydi.Hemen çıkışa koştum.
Resim
Elif'in yanına gittim."Gerçekten çok cesursun.Beni şaşırttın.Şimdi sıra sürünün şamanlarında.Eğer şamanlarını kaybederlerse sürüde dağılmalar meydana gelir.Ne yapman gerektiğini biliyorsun." dedi.
Resim
Her seferinde mağaranın daha derinlerine gidiyorum.Şamanları buldum.Tehlikeli büyüler yapıyorlardı.Önce onları koruyan kurt adamları öldürmek istedim.Ama fark ettim ki şamanlar onları sürekli iyileştiriyordu.
Resim
Bu yüzden hedefimi değiştirdim ve onlara saldırdım.Şamanları öldürünce sürüdekiler biraz afalladı.Ardından bir uluma sesi geldi ve yine mağaranın duvarında o gölge belirdi.Diğer kurt adamlar yavaşça geri çekilmeye başladılar.Büyük bir şey geliyor olmalıydı.Bu fırsattan yararlanıp mağaradan kaçtım.
Resim
Elif'in yanına gittim."Düşündüğümüz gibi sürüde güvensizlikler oluştu.Ancak bir sorunumuz var.Sürüdeki baskın erkekler sürüyü tekrar toparlıyorlar.Alfalar her yeri yakıp yıkıyorlar.Dikkatli ol bunlar diğerlerine benzemez.Git ve onları temizle." dedi.
Resim
Sanırım artık o gölge ile yüzleşme zamanım gelmişti.Karşıma iri yarı siyah bir kurt adam çıktı.Pençeleri jilet gibi keskindi.
Resim
Zorlu bir mücadelenin ardından onları da öldürdüm.Bunu gören diğer kurt adamlar artık benden korkmaya başlamışlardı.Bu sefer kaçarak değil yürüyerek mağaradan ayrıldım.Bu arada çantam öldürdüğüm kurt adamların üzerinden çıkan kauçuk kanvaslar ile dolmuştu.
Resim
Bab-ı Ali'ye gittim.Uzaktaki biri bile üzerimdeki kurt adam kanının kokusunu alabiliyordu.Önce Ayşe Teyze'ye kauçuk kanvasları teslim ettim.Bana bir torba dolusu reçete verdi.Açıkçası bunlar bir işime yaramazdı.Ama ses etmedim.
Resim
Sonra Elif'e gittim."Bu kokuda ne böyle ? İyi iş başardın.Şimdi son darbeyi indirme zamanı.Aldığımız bilgilere göre mağaranın derinlerinde bir yerde kabile lideri bu vahşeti yönetiyormuş.İsmi Kara Kürk.Şamanlardan aldığı güçle yenilmez bir savaşçı.Bu görev için en iyi adamlarını topla.Git ve mağarada bakılmadık yer bırakma.Onu bul ve öldür.Şimdi şu koku için sana bir karışım hazırlamalıyım." dedi.
Resim
Teşkilat'ın deneyimli neferlerinden oluşan bir ekiple mağaraya girdik.Kurt adamlar son savunmalarını yapıyorlardı.Önümüze geleni öldürerek yolumuza devam ettik.
Resim
İlk önce Kara Kürk'ün güç kaynağı olan şamanları temizledik.Ardından onun mekanına gittik.
Resim
Çok iyi korunuyordu.Önce adamlarını temizledik ardından onunla savaştık.
Resim
Şamanlarından güç almadığı halde bile çok güçlüydü.Zorlu bir mücadele oldu.
Resim
Ama sonuç değişmedi.Bu aldığım kaçıncı patronun kellesiydi acaba ?
Resim
Elif'e gittim.Elif büyük bir şaşkınlık geçirdi."İşte Kahramanımız!" dedi.Mebrure Hanım benimle konuşmak istiyormuş.
Resim
Yanına gittim."İşte geldi benim bir numaram." dedi ve beni tutup platformun kıyısına götürdü.
Resim
Tüm Bab-ı Ali'ye seslendi."Bab-ı Ali Halkı ! Bu gördüğünüz kahraman bizim baş düşmanımız olan kurt adamların başını ezdi.O artık bizim ebedi müttefikimiz olacak!" dedi.
Resim
Ardından ödüllerimi bir torba içinde verdi.
Resim
Teşkilat'ın yaptığı gibi bana gizli gizli madalya vermediler.Tüm Bab-ı Ali halkı beni alkışlarken hissettiğim duyguyu tarif edemem.Çektiğim onca sıkıntı , akıttığım onca kan buna değerdi...


Serinwizard 14.11.2017
Kullanıcı avatarı
Seven
Fareli Köyün Kavalcısı
Fareli Köyün Kavalcısı
Mesajlar: 2833
Kayıt: 29 Haz 2011 08:03
Sunucu: Eminönü
Klan: Lodos
Lonca: JANDARMA
Konum: KAYSERİ & ESKİŞEHİR ### ANADOLU ÜNİVERSİTESİ ############################## HALKLA İLİŞKİLER

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Seven »

Günlüğündeki yazılardan ziyade resimler her olayı anlatıyor. Umarım emeğinin karşılığını alırsın. Başarılar dilerim....
Gizlenmiş İçerikGöster
Resim
Resim
Resim
Resim
Resim
vahdet
Meteor Kaşifi
Meteor Kaşifi
Mesajlar: 1612
Kayıt: 10 Şub 2012 13:41
Sunucu: Beyaz Köşk
Klan: Lodos
Lonca: Üstadlar

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen vahdet »

Serinplay yazdı: 13 Kas 2017 18:30

Yükseklere doğru gittim.Bir anda tepemden hızla bir şey geçti.Kafamı kaldırıp baktığımda etrafımı saran o tuhaf uçan yaratıkları gördüm.Büyülerim kaya gibi kalın derilerine işlemiyordu.Sanırım sonum geldi diye düşünürken yandaki çalı kıpırdanmaya başladı.
Resim
Bir anda çalının arkasından bir savaşçı çıktı.Koşarak kayanın üstünden havaya zıpladı ve kılıcını savurarak yaratıkları ikiye böldü.Yaratıklar parçalanmış taşlar gibi üzerime yağdı.Bu yüzden onlara Taş Kanat ismini verdim.Bana "Tek başına ne yapıyorsun burada.Neyse ki şanslısın bende küçük bir keşfe çıkmıştım.Bu tepenin sonunda bir fener varmış.Orayı merak ettim bende." dedi.

JEREMAİN ne uçmuş öyle beh  :grinning:  @BayTerapi
Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »


UZUN ZAMAN SONRA

Sürekli karanlık ve tehlikeli yerlerde savaşıp durdum.Biraz dinlenmek için her zamanki gibi Hamit Pehlivan'ın kahvesine gittim.
Resim
Çayımı yudumlarken Arzuhalci'nin bana doğru geldiğini gördüm.Uzun zamandır görüşmüyorduk.Gelip masama oturdu.Elinde bazı belgeler vardı.Yine araştırmalar üzerine bir sohbet yapacağımızı anladım.
"Merhaba aziz dostum.Kaç zamandır görüşmüyoruz.Duyduğuma göre yeni keşifler yapılmış.Seninde bu keşiflerde rol oynadığını düşünüyorum.İstihbarata seçilmişsin , tebrik ederim.Bu yeni ada bölgesi ile ilgili bende bir araştırma yaptım.Adada
daha önce insanların olduğunu kesin olarak biliyoruz.Ruh taşının oradaki kulübe fare adamların tarzına hiç uymuyor.
Orayı insanlar yapmış.Ancak Teşkilat ajanları hariç hiçbir insana rastlamadık.Orada fare adamların kurmuş olduğu bir köy var.
Şu fotoğraflara bak.Bu köyün yapısına bakacak olursak en az 20 yıllık bir yerleşim yeri.Şu ortada bir direk var.Net bir fotoğraf değil.
Bu bir totem olmalı.Işık oradaki fare adamların çok saldırgan olduğunu söyledi.İşte fotoğraf makinesi.O totemin net bir fotoğrafı işimize yaracaktır."
Resim
Daha önceden bu yere gitmiştim.Tehlikenin boyutunun farkındaydım.
Resim
Köyün meydanında bulunan totemin yanına gittim.Fare adamlar üzerime doğru koşmaya başladılar.Hemen bir fotoğraf çekip oradan koşarak uzaklaştım.
Resim
Fotoğrafı Arzuhalci'ye götürdüm.Arzuhalci fotoğrafa baktı ve konuşmaya başladı ;
"Bak sen şu işe.Şuna dikkatli bak.Neye benziyor ? Şu zincilere bak.Bu bir kukla dostum.Bu yerin en fazla 20 senelik olduğunu tahmin etmiştim.Ne safım ama.Kuklacı'nın Eminönü'nden ayrılış tarihini biliyor musun ? Tam olarak 1967 yılıydı.Kuklacı bu adayı bulmuş.Bu fare adamlarda onunla birlikte Eminönü'nü terk eden fare adamlar olmalı.Kuklacı'ya çok sadıktırlar.Ancak anlaşılan Kuklacı orada değil.Yoksa bu kadar kolay bu bilgiyi elde edemezdik.Bu olayı Teşkilat'ın bilmesi gerekiyor.Nasıl bir yerde olduklarını anlamalılar." dedi.
Resim
Bende bu bilgileri gidip İstihbarat Subayı'na aktardım.Bana "Bu konu benim yetkimi aşıyor.Telefonda seninle görüşmek isteyen birisi var.Ahizeyi al." dedi.
Resim
Ahizeyi kulağıma yaklaştırdım.Karşıdaki ses konuşmaya başladı ;
"Merhaba.Şaşırtıcı araştırmaların bana kadar ulaştı.Seninle tanışma isteğimi frenleyemedim.Ya çok zekisin ya da sağlam kaynakların var.Hangisi olduğu önemli değil.Herkesin bir yöntemi vardır.Evet , Kuklacı döneminden kalan bir grup fare adamla karşı karşıyayız anlaşılan.Adanın bilinmeyen yönlerini çözmek bizim için önemli.Adada bize bilgi verebilecek bir fare adam bulmalısın.Dilimizi bildiklerine eminim.Konuştur bakalım şu zekanı yada kaynaklarını." dedi.

Adaya gittim.Bu fare adamı nerede bulabilirdim ? Bilmiyordum ama aramaya devam ettim.
Resim
Daha sonra bir çadır gördüm.Çadıra yaklaştığımda orada oturan bir fare adam gördüm."Kıpırdama yoksa ölürsün" dedim.Dilimizi biliyordu.
"Ne işin var senin burada ? Büyük bir belaya bulaşıyorsun.Buradaki akrabalarım varlığından hiç hoşlanmazlar." dedi.
Resim
Biraz sohbet ettikten sonra lakabının Yalnız Adam olduğunu öğrendim.
"Demek bizfare adamlar ile Kuklacı ilişkisini merak ediyorsun.İyi birine benziyorsun.Ama her gördüğün akrabamı benim gibi sanma.Ben ve akrabalarım bir büyünün ürünüyüz.Kuklacı'nın yaptığı bir büyü.Bu yüzden ona bağlıyız.Yıllar önce bu adaya geldik.O artık burada değil.Birkaç liderimizle beraber yolculuğuna devam etti.Çok zaman oldu.Neredeyse 35 sene.Aradığın şeyi bilmiyorum ama illa bir cevap arıyorsan Fareköy'ü araştırabilirsin.Tabi akrabalarım seni hoş karşılamayacaktır." dedi.
Resim
Buraya son uğradığımdan bu yana uzun bir zaman geçmişti.Artık daha güçlüydüm.Önüme çıkan bazı fare adamları öldürdüm ve hızlıca köyü araştırdım.Şu totem direğinin yanında bazı notlar buldum.Bu sadece bir haritaydı.
Resim
Bunları götürüp subaya teslim ettim.Subay haritayı inceledi.Üzerinde hiç yazı yoktu.Sadece adanın tepelerinde bir yeri gösteren bir X harfi vardı.Ama o bölge taşkanatlarla doluydu.Taş Kanatları temizlememiz gerekiyordu.
Resim
Bir ekip topladım.Gidip taşkanatları öldürmeye başladık.Taş Kanatları temizleyip subaya gittim.Bana ahizeyi uzattı.Karşıdaki ses gidip X ile işaretli yeri bulmamı istedi.
Resim
Ekibimle yola çıktık.Adanın tepelerine doğru gittik.Sonunda X ile işaretli yeri bulduk.Ama tamda o yerde tepemizde uçan dev bir Taş Kanat vardı.
Resim
Gidip Arzuhalci'ye danıştım.
"Bana gelmekle doğru olanı yaptın.İstihbarat'ın bu bilgileri yorumlayabileceğini sanmıyorum.Haritaya bakacak olursak böyle bir yerde taş kanatların olması bana bir raslantı gibi gelmedi.Celp büyülerinin geçmişine bakarsak en belirgin örneğini fare adamlarda görüyoruz.Fareler ve insanlar.Şu ana kadar bilinen başarılı tek celp büyüsünü gerçekleştiren kişiyi biliyoruz.Kuklacı.Celp büyüsünün inorganik maddelere uygulanabileceğine dair teoriler var.Kuklacı gibi birisi bunu neden başaramasın ? Bir taş ve başka bir şey yeterli olacaktır.X işaretli yere gittiğinde çok büyük bronz renkli bir taş kanat ile karşılaştığını söyledin.Haritadaki X işaretini kazıdığımızda ise işte bu.Bronz tozu.Anladın değil mi ? Bu X işareti kazılacak bir yeri göstermiyor.Büyük bronz taş kanatın yerini gösteriyor.Belki ipucu bu taş kanattadır.Yapman gerekeni biliyorsun" dedi.
Resim
Yapmam gerekeni anladım.Ekibimi topladım ve yola koyuldum.Büyük Bronz taş kanatın karşısına çıktık.
Resim
Deneyimli neferlerin fiziksel büyülerine dayanamadı ve öldü.Gidip üstünü araştırdım.Baş bölgesinde değişik bir taş buldum.Üzerinde yazanları Arzuhalci'ye göstermek için taşı cebime koydum.
Resim
Arzuhalci'ye taşı verdim.Uzun bir süre inceledikten sonra ;
"Bu yazılar büyü dilinde.Tam çıkaramadım.İlginç bir şey dikkatimi çekti.Büyüyü çözmek çok uzun sürebilir.Ama arada bir tek cümle var.Okuyabiliyor musun ? Dilimizde yazılmış."Celp edeni öldür!" Bu bir komut cümlesi.Bu karışık bir büyü.Bu komutu Kuklacı vermiş olabilir.Taş yapısı için referans olarak Gargouille ve insanı kullanan Kuklacı'nın dehası ve ince göndermesine hayran kalmamak elde değil.
Peki neden "Celp edeni öldür" demiş ? Bunu anlamak zor.Bence bu bilgiyi istihbaratla paylaşmanda bir sakınca yok." dedi.
Resim
Subaya gittim.Santralden bir numara bağlattı.Raporumu telefonun diğer ucundaki kişiye sundum.Karşıdaki ses heyecanla konuşmaya başladı ;
"Cesaretin , bulduğun bilgiler ve teorilerin çok şaşırtıcı ve bir o kadar inandırıcı.Bu olay zihnimde daha önce algılayamadığım bir olay ile ilgili bir kapı açtı.Bu olayı sonuçlandıracağını bildiğimden senin için bir paket hazırlatmıştım.Bir süre telefondan uzak olacağım" dedi ve telefonu kapattı.
Resim
Subay bana ödülümü verdi.Ağzımı sıkı tutmamı söyledi.Oradan ayrıldım.Sanırım bugünlük işim bu kadardı.
Resim
Birkaç saat sonra bana bir mektup geldi.Bu Mebrure Hanım'dan bir davetti.Bab-ı Ali'ye gittim.
Resim
Mebrure Hanım ile görüştüm.
"Domuz'un adını duymuşsundur.Çok şeyi bilen birisidir.Yeraltı zenginliklerle dolu.Ama her önüne gelen oraya giremez.Geçit bizim elimizde.Ancak Domuz seninle tanışmak istiyor.Gidip onu görebilirsin.
Bence acele et.Harika fırsatlar çıkabilir.Al şu mektubu.Gidip Kan Pençe'yi bul." dedi.
Resim
Bende hemen geçiti açtırdım.Uzun bir merdivenden aşağıya indim.Burası çok derin bir yerdi.İlerlemeye devam ettim.
Resim
Biraz ilerledikten sonra muhafızların olduğu bir köprüye geldim.Beni görünce selam verdiler.
Resim
Işıkları takip ettim.Sonunda bir yeraltı kentine vardım.
Resim
Burayı nasıl inşa etmişler diye düşündüm.İnanılmaz bir yerdi.Özellikle de şu köşk.Köşkün önünde duran Kan Pençe lakablı kurt adamın yanına gittim.Ona mektubu uzattım.Mektuba baktı ve sonra başıyla Domuz'u işaret etti.
Resim
Domuz'un yanına gittim.Konuşmaya başladı ;
"Demek ortalığı birbirine katan şu ünlü zat sensin.Sonunda tanışabildik.Mekanımı nasıl buldun ? Bu köşkü yaptırana kadar canım çıktı.Teşkilat adına çalıştığını biliyorum.Teşkilat Eminönü'nü bu zamanlara kadar getirdi.Onlara müteşekkiriz.Ama şehir meclisi için aynı şeyi söyleyemiyeceğim.Artık yeni kan gerekli değil mi ? İşte bu yüzden aktif olarak politika yapacağım.Sizlerden tek farkım görünüşüm dostum...Neyse artık iş konuşalım.Öncelikle şunu bilmelisin , burada keşfedeceğin her şey bana ait.Para puldan bahsetmiyorum.
Benim istediğim bilgi.Bulduklarını benimle paylaşacaksın.Benden birşey gizlediğini hissedersem bir daha buraya ayak basamazsın.Burası maddi yönden zenginlikler barındırsada bu zenginlikler hala çapulcu Kara Cin tayfasının elinde.Bu cinleri yüzeydekilere benzetme.Öldürmek konusunda tereddütleri yoktur.Bu sebepten dolayı yakında akınlar yapacağız.Yarın erkenden burada olmanı istiyorum.Önce Topal'a uğrarsın.Yine görüşeceğiz."

Kazandığım başarılar sonunda bana Yeraltı'nın kapılarını açtırmıştı.Buranın zenginlikleri kadar tehlikeleri de çok.Yarın ola hayrola...



Serinwizard 15.11.2017
Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »

Resim

KRAL

Güne erken başladım.Domuz'un dediğini yapıp ilk önce Topal'ın yanına gittim.Beni görünce "Sende kimsin?" dedi.Bende ona beni Domuz'un gönderdiğini söyledim.
Resim
"Demek seni C.D. gönderdi.Teşkilat'ın yetenekli bir adamı işimize yarayabilir.Ama sır tutmayı bilmeliyiz.Sır tutamayanı öcüler yer bu alemde.Bana Topal derler.Uzun zamandır buradayım ve akıl almaz şeyler gördüm.Sende görmüş geçirmiş birine benziyorsun.Domuz sana kara cinlerden bahsetmiştir.Onlara yapacağımız taarruz için malzeme topluyoruz.Yeraltı mantarı buralarda sık bulunan bir türdür.Oldukça zehirlidir.Bunlardan yeterli miktarda lazım.Köklerine fazla yaklaşma.Zehir yayar ve dikkatli olmazsan saniyeler içinde ölürsün.Mantarları getirirsen sana başka işler ayarlarım."
Resim
Başladım yeraltı mantarlarını aramaya.İnanılmaz derecede ışıltılı bu güzelliğin arka yüzünde ölümcül tehlikelerin yattığını biliyordum.
Resim
Etrafda tepegözler vardı.Zorda olsa mantarlı toplamayı başardım.Ve Topal'a gidip teslim ettim.
"Güzel hala hayattasın.Beklediğimden daha çok mantar toplamışsın.Evet.Saldırı planımız hazır.30 dakikan var.Kara cinler planımızı anlamadan onların bu dünya ile bağlantısını kes.Yani kısaca git ve öldürebildiğin kadar öldür.Ayrıca cinlerin bazı intihar saldırıları yaptığını duyduk.Kan Pençe'ye de bir uğra.Acele et." dedi.
Resim
Bu süreli bir görevdi.Bu yüzden hemen kara cinlerin bulunduğu tünellere girdim.Kara cinleri öldürürken bir yandan da saatime baktım.Sanırım yeterince öldürmüştüm.
Resim
Topal'a gidip rapor verdim.Bana güzel bir ödeme yaptı."İyi iş.Parayı hakettin.Kan Pençe'ye uğradın mı ?" dedi.
Resim
Kan Pençe'ye gittim.
"Bombacılar çok tehlikeli.Tüm planımızı mahvedecekler.Onların hakkından gelmelisin.Çok dikkatli olmalısın." dedi.
Resim
Operasyonun güvenliği için bombacıları temizlemeye başladım.Bu yol derinlere gidiyordu.Bombacıları haklayarak ilerlemeye devam ettim.
Resim
Bir ara bir yarık gördüm.Doğal bir oluşuma benzemiyordu.Daha çok bir geçide benziyordu.Geçitten içeri girdiğimde içerisi cinlerle doluydu.Ama bunlar dost Folklör cinleriydi.Beni gördüklerinde "Kugrtarıgımız gehldi!" diye bağırdılar.İçlerinden bir tanesi bacağıma yapıştı ve benden yardım istemeye başladı.
Resim
Adı Cincır olan bu cin arkadaşlarının tuzağa yakalandığını söyledi.Bende onları kurtaracağımı söyledim.Cinler çok sevindiler.
Resim
Gidip tuzaklara yakalanmış biçare cinleri kurtardım.
Resim
Biçareleri kurtardıktan sonra Cincır'a gittim.Bu habere çok sevindi "Lider Cinnet seni görmeg istiyor." dedi.
Resim
Liderlerinin yanına gittim.Dilimizi iyi konuşuyordu ;
"Ulu kurtarıcı.Mağaramızın kutsal varlığı , hepimize hükmedecek tek yüzük , kıymetli Folklör'ün yüzüğü kayboldu.O yüzük olmadan medeniyetimiz tehlike altında.Mağaralardan bir kara cin çalmış olabilir.Acı bize ve yardım et.Kıymetlimizi bul" dedi.
Resim
Onlara yardım etmeliydim.Hem yüzüğü ararken bombacıları da temzilemeye devam edebilirdim.
Resim
Yol boyunca ilerledim.Sonunda bir mağaraya denk geldim.Belki içeride yüzüğü çalan cin olabilir diye düşündüm.
Resim
Ama mağaranın her yerinde örümcek ağları vardı.Ağların üstünde örümcek ağı ile mumyalanmış cinler...
Resim
Sonra bir ses duyar gibi oldum.Sanki birşey fısıldıyordu.Sanki beni çağırıyordu.Karanlığa doğru baktığımda büyük bir örümcek gördüm.
Daha önce hiç böyle bir örümcek görmemiştim.Ama onun içindeki bir şey...evet yüzük ! beni çağırıyordu.Ama böyle bir örümcekle tek başıma savaşamazdım.
Resim
Cinnet'e gidip durumu anlattım.
"Biz mahvolduk.Dişi örümcek binlerce yıldır çocuklarımı öldürüyor.Ona karşı hiç şansımız yok.Kıymetlimiz geri dönmeli.Bize yardım et." dedi.Arkasındaki cinlerinde gözleri doldu.
Resim
Kendimden emin bir şekilde "Tamam.O yüzüğü size getireceğim" dedim.Ve oradan ayrıldım.Ekibimi topladım ve mağaraya gittim.
Resim
Dişi örümcekle savaştık.Bu zamana kadar gördüğüm en güçlü örümcekti.Uzun bir mücadele oldu.
Resim
Sonunda onu öldürdük.Karnını açıp içinden yüzüğü çıkardık.Çok parlaktı.Adeta beni tak diye bağırıyordu.Bir ara yüzüğe bakarken donup kalsamda kendime geldim ve yüzüğü çantama koydum.
Resim
Yüzüğü Folklörcinlerinin mağarasına götürdüğümde beni "Kralımız döndü!" diye bağırarak karşıladılar.Yüzüğü Cinnet'e teslim ettim.
Resim
Tüm cinler sevinç içinde beni alkışlıyordu.Cinnet bana "Kralımız , size layık olmayan hediyenizi cincır kırk yıldır elleriyle yapıyordu.Size o takdim edecek" dedi.
Resim
Cincır'ın yanına gittim.Avuçlarının içinde tuttuğu şeyi yavaşça bana uzattı.Çok güzel bir ödüldü bu benim için.Ödülümü aldım.Cincır'ın başını hafifçe okşadım ve onların alkışları eşliğinde mağaradan ayrıldım.
Resim
Unutmadan gidip Kan Pençe'ye rapor verdim.Sanırım bugünlük yapılacaklar bu kadardı.Şimdi Topal'dan yeni görevlerin gelmesini bekleyeceğim.
Resim
Bugün o cinleri mutlu etmek benim için ayrı bir ödüldü.Bir süreliğine kralları bile oldum.Artık dinlenmeliyim...


Serinwizard 16.11.2017
Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »

HAİN


Bugün Topal'dan beklenen haber geldi.Tahmin ettiğim gibi benden bir liderin daha kellesini almamı isteyecekler.Topal konuşmaya başladı ;
"Evet kara cinler panik halinde.Liderleri Bazukacı Solucan.Onları bir araya toplamaya çalışıyor.Çabuk olmalıyız.Hemen bir baskın düzenlemeliyiz.Zamanında çok başarılı baskınlar yaptım ben.Bu takma bacak , başarılı bir baskın için ödediğim küçük bir bedel.Her neyse.Ekibini topla.Yapman gerekeni biliyorsun.Onu öldür.Ödülün onun taşıdığı değerli taş olacak.O taş bir liderlik simgesidir.Ve gerçekten çok değerlidir."
Resim
Deneyimli neferlerden oluşan bir ekip kurdum.Solucan denen cinin kellesini almak için onun iyi korunan mağarasına bir baskın düzenledik.
Resim
Üzerimize roketler yağdırdı.Güçlü şifacımız sayesinde bu saldırılardan hafif yaralarla kurtuluyorduk.
Sanırım bu benim gördüğüm en güçlü cindi...
Resim
Sonunda cansız bedeni yere serildi.Gidip parmağındaki liderlik sembolünü almaya çalıştım.Sanki parmağına yapışmış gibiydi.Bu yüzden parmağıyla beraber sökmek zorunda kaldım.
Resim
Topal'a gidip haber vermeye gerek duymadım.Zaten bu haber hızla her yere yayılacaktır.Şöhretim arttıkça düşmanlarımda artıyordu.Dikkatli olmalıyım.
Resim
Artık bu karanlık yerden çıkma zamanım gelmişti.Uzun zamandır evimden uzaktayım.Onu öldür , şunu öldür , bunu getir...
Eminönü'nü özledim.Dalgaların yaşlı iskeleye çarptığında çıkardığı o sesi...
Resim
Gidip biraz sahil havası alsam iyi olur dedim.Ardından gidip üstüne bir çay içerdim.İskelede otururken Yasemin bana seslendi.
Biraz endişeli görünüyordu ;
"Merhaba.Bana ayıracak vaktin var mı ? Bazı kötü gelişmeler oldu.Işık'ı biliyorsun.Bizden bile gizli birçok işi vardır onun.Kendi işine çok fazla müdahale edilmesini sevmez.Son zamanlarda çok içine kapandı.Bu durum beni endişelendirdi.Küçük bir araştırma yaptım.Ona fare adamlara fazla bulaşmamasını söylemiştim.Ancak beni dinlemedi.Geçtiğimiz aylarda fare adam çeteleri arasında büyük bir hesaplaşma olmuş.Bu çetelerden birinin elemanı Kızgın Kum denen bela öldürülmüş.Bu olayı Işık'ın düzenlediğini düşünen karşı taraf , Işık'a suikast planları yapıyormuş.Beni dehşete düşüren ise organizasyonun adı.Gizit.Eğer benim bu olaya karıştığımı duyarsa Işık çok sinirlenir.Sana bu konuda çok güveniyorum.Gidip bu suikast planını öğrenmelisin"
Resim
Bu suikast planının gerçek olup olmadığını öğrenmem gerekiyordu.Ama nasıl ? Bana bu işin içinde olan birisi lazım.Bir fare adam.Ama bu fare adamı nereden bulabilirdim ki ? Evet! Yalnız Adam ! Şu ana kadar bana bilgi veren tek fare adam oydu.Gidip onunla konuşsam iyi olur dedim ve çıktım yola.
Resim
Yalnız Adam'ın yanına vardım."Yine mi sen ? Ne arıyorsun burada ? " dedi.Ona durumu anlattım.Konuşmaya başlarken biraz tedirgin oldu.Sağı solu kolaçan edip konuşmaya başladı ;
"Neye bulaştığının farkında mısın ? Gizit'lilerin ne olduğunu biliyor musun ? Onların katılığında bir fare adam organizasyonu bulamazsın.Kanları asla yerde kalmaz.Asla kaybetmezler.Arkadaşının başına gelecekleri söyleyebilirim ama bu beni tehlikeye sokar.Bu iş bedavaya olmaz.Yeraltına indiğini duydum.Bana oradaki değerli ipeklerden 10 tane getirirsen.." daha sözünü bitirmeden çantamdan daha önce yeraltında bulduğum ipekleri çıkarıp gösterdim.
Resim
Önce sinsice güldü sonra kısık sesle konuşmaya başladı ;
"Yaklaş biraz.Gizit bu iş için 10 savaşçısını ayarlamış.Paraları fazla fazla ödenmiş katiller bunlar.Ben olsam arkadaşını hemen uyarırdım.Kaçabildiği kadar uzağa kaçsın.Çünkü ben Gizit'in intikamında kurtulabilen birini görmedim.Hadi şimdi git.Beni duymadın , görmedin." dedi.
Resim
Duyduklarım beni de endişelendirdi.Hemen Işık'ın yanına gittim.Beni görünce "Arzuhalci'yi soruyorsan her zamanki yerinde." dedi.Ona Yalnız Adam'dan duyduklarımı anlattım.Kızgın Kum olayında benimde işin içinde olduğumu söyledim.
Işık alaylı bir tonda konuşmaya başladı ;
Demek öyle.Zeki adamsın.Ancak her şeyi öğrenmen çok zor.Bu sana basit bir para işi gibi görünebilir.Çünkü ben sana öyle yansıttım.Ben bu işe kendi isteğimle boğazıma kadar battım.Artık sormak için çok geç.Açıklama yapacak vaktim yok.Eski geminin orada onlarca tetikçinin benim için hazırlık yaptığını duydum.10 dakikaya kalmaz burada olurlar.Ve bu işkencede biter.Şimdi toz ol.Kendini yakma."
Resim
Işık'ın yanından ayrılırken yüzündeki ifadeyi gördüm.Bunun olmasına izin veremezdim.Hemen koşmaya başladım.
Resim
Eski geminin oraya gittim.Tetikçileri gördüm.Işık'ın dediği gibi hepsi yola çıkmaya hazırdı.Önlerini kesmem gerekiyordu.
Resim
Karşılarına dikildim.Kanlı bir mücadele oldu.Ama ben eski ben değildim.İçimdeki yoğun erg enerjisi ile boy ölçüşemezlerdi.Hepsini öldürdüm.Üstüm başım yine kan içinde kalmıştı.Birazı benim çoğu onların...
Resim
Oradan ayrılırken Yasemin beni gördü."Ne oldu sana böyle ? " diye bağırdı.
"Senden sadece bana bilgi getirmeni istemiştim.Sen gidip Gizit suikastçilerini öldürdün.Sana minnettarım ama artık bu iş sanada bulaşacak.Pekala.Sakin olalım.Bu olayı Arzuhalci duymamalı.Bu olayı artık ben çözeceğim.Bir yolunu bulacağım.Artık sende tetikte olmalısın.Arkanı kolla.Işık'la konuşabilirsin.Bir sorun olacağını sanmıyorum."
Resim
Işık'ın yanına gittim.Ona suikastçileri temizlediğimi söyledim.Çok sinirlendi.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun ? O adamlara bulaşma demedim mi sana ? Ama ben seni uyardım.Sen kaşındın." dedi ve biraz sakinleşti.
"Ben..benim kusuruma bakma.Teşekkür ederim.Sana birşey olmasını istemem inan bana.Ama madem sen Arzuhalci'nin yolladığı her cehennemden sağ çıkabiliyorsun o zaman beni de koruyabilirsin." dedi ve gülümsedi.
Resim
Buraları boş bırakmaya gelmiyor.Ya o sırada yeraltında olsaydım ? Ya Işık ölmüş olsaydı.En iyisi gelmişken burada biraz daha dolaşayım dedim.Eminönü sokaklarında dolanırken bazı konuşmalara kulak misafiri oldum.Mısır Çarşısı'nın elektrikleri kesilip duruyormuş.Gidip bir bakayım dedim.
Resim
İçeri girdim.Etraf loştu.Agop'u gördüm.Karanlıkta oturmuş ufak bir lambanın ışığında elindeki taşı incelikle işliyordu.
Beni gördü.Göz göze geldik.Ve kafasını "gel" der gibi salladı.
Resim
Yanına gittim.Neler oluyor dedim.
"Hoşgeldin dostum.Kaç zamandır yoksun.Seni uzun zamandır takip ediyorum.Şanın aldı başını gidiyor.Vakti ile seni istihbarata öneren bendim.Biliyorsun herkesi kadrosuna seçmezler.Değerli bir üye olduğun ortada.Ancak istihbarat karmaşık bir iş.Belki bazı konularda kafan karışmış olabilir.Gelecekte daha karmaşık durumlarla karşılaşacaksın.Sana doğru gelmeyen şeyler yapacaksın.Biliyorum çünkü senin gibiler bunları yaşadı.Güçlüsün ,yetenekli ve zekisin.Benim kim olduğumu düşünüyor olabilirsin.Ben istihbarattanım.Senin gibileri bulup onlara önermekten başka bir iş yapmıyorum.Burada konuşacaklarımızın aramızda kalacağına eminim.Teşkilat uzun zamandır elektrik kaçağını araştırıyor.Sende bu konuda bir araştırma yapmıştın.Sahaf Necmi araştırmalarına saçmalık dese de ben küçük bir inceleme başlattım.Güvenli bölgenin dışında elektrik kaçıran kişinin Şarapçı'nın bahsettiği çetelerden biri olduğunu biliyoruz.Belki bilirsin.Mısır Çarşısı'nın altında Beyazköşk tarafından yaptırılmış sığınaklar var.25 yıldır kullanılmıyor.Buranın sorumlusu Baş Teknisyen Zahir.20 yıldır burada çalışır.Dün öğrendik ki Kenan'ın Asileri Zahir'i rehin alıp jeneratörleri ele geçirmişler.Liderleri Kenan bize bir mektup yolladı.Buradan dışarıya elektrik üreteceğini , eğer yaklaşırsak bütün sığınağı havaya uçuracağını söyledi.Bu jeneratörlerin yakıtları çok tehlikeli.Yani şu an bir bombanın üzerindeyiz.Oraya nasıl girdiklerini bilmiyoruz.Aramızda bir hain olabilir.Eğer onu bulursan yapman gerekeni biliyorsun.
Jeneratörler çok tehlikeli olduğu için oraya doğrudan bir baskın yapamayız.Küçük bir ekip ile işi çözmeliyiz.Sen bu iş için en tecrübeli adamlara sahipsin.Oraya git ve ne pahasına olursa olsun jeneratörlerin güvenliğini sağla."
Resim
Bu büyük bir iş.Biz küçük ama deneyimli bir ekibiz.Bu işinde üstesinden geleceğimizi bilerek sığınak asansörüne bindik.
Resim
Kapı yavaşça açıldı.Karşımızda duran deliler, fare adamlar bize baktı.Bir süre bakıştıktan sonra hepsi üzerimize koşmaya başladı.
Resim
Ve uzun bir mücadele başladı.Her yerden bir düşman çıkıyordu.Daha önce hiç böylesine zorlanmamıştık.
İlerlemeye devam ettik.Arkamızda yığınla cesetler bırakarak...
Resim
Tuvaletlerde dev bir adamla karşılaştık.Onunla savaşırken bir arkadaşımızı kaybettik.Aldığı ağır yaralar yüzünden öldü.Daha önce hiç bir arkadaşımı arkamda bırakmamıştım.Bu öfkeyle önümüze geleni öldürerek devam ettik.
Resim
Karşımıza elinde elektrikli hızar olan bir adam çıktı.Tam bir çılgın ! Bizi elindeki testere ile doğramaya çalıştı.
Resim
Çok güçlüydü ama onuda bu dünyadan yolladık.
Resim
Ekibimizin şifacısı bana "sana bir hediyem var" dedi.Bende ne olduğunu merak ettim.Bana "Yakala!" dedi.Attığı şeyi yakaladığımda bunun bir gözlük olduğunu fark ettim.Bu hediye için ona teşekkür ettim.
O sırada birinin bana seslendiğini duydum.
Resim
Sığınaklardaki bir odada oturan kadın beni çağırıyordu.Yanına gittim.
"Hey yakışıklı tütünün var mı ?" dedi.Sende kimsin dedim."Benim adım Lamia güzelim" dedi.
"Burada olduğuna göre Motorin salağını da sen haklamış olmalısın.Çok etkinlendim.Zavallı gardiyanlığının yüzde sekseninde uyudu.Uyumadığı zamanda bir baskın yedi.Şansı yokmuş hiç.O gözündeki gözlük ne öyle ? Çok ilginç."
Ona buradaki elektriğin kaynağını sordum.
"İşte beklediğim soru.Aşkıma söylemiştim yakında hem elektriği hemde keçileri kaçırdığını fark edecekler diye.Bunu Kenan'a soracaksın güzelim.İyice sıyırdı salak.Onu öldürürsen çok makbule geçer.Sakın fedailerini küçümseme.Çok yazık olacak..."
Resim
Sığınaklarda ilerledikçe rakiplerimizde güçlendi.Kenan'ın fedaileri ile savaştık.Ne destansı bir mücadele ama...Kimsenin bu yaşananları bilmeyecek olması üzücüydü.
Resim
Sonunda Kenan'ı bulduk.Bu adamı konuşarak yola getiremeyeceğimizi biliyorduk.O yüzden hemen ona saldırdık.
Zahir ? Kenan'a saldırdığımızda Zahir silahını çekip bize doğrulttu.Zahir ona yardım ediyordu.O zaman anladım ki hain Zahir'di !
Resim
Önce Zahir'i öldürdük.Çok zayıftı.Ama Kenan öyle değildi.Zahir'in öldüğünü görünce iyice sinirlenmişti.
Resim
Uzun bir kapışmanın ardından oda son nefesini verdi.Hepimiz bitmiş bir haldeydik.Ama hala hayattaydık.
Resim
Arkadaşlarım jeneratörleri incelerken bende çıkıp yukarıdaki şalteri indirdim.Bu sayede jeneratörler kapanmış ve güvenlik sağlanmıştı.Daha sonra masanın üstündeki zarf dikkatimi çekti.Üstünde "Veda Mektubu" yazıyordu.
Zarfı açtım ve içindeki kağıtta yazanları okumaya başladım.
"Merhaba sevgili birşeylerden habersiz ahali..Bu mesaj size ulaşmışsa ölmüşüm demektir.Ve size beni hain olarak tanıtacaklar.Ben hain miyim ? Biz güvenli barınaklarımızda , her türlü imkanlardan yararlanırken dışarıda göçebe yaşayan biçareler , kapıdan içeriye bile almadığınız kendilerine güvenli bir bölge oluşturacak kadar şanslı olmayan , her gün kapasitörlerden sızan saf enerji yüzünden delilik hastalığı ile boğuşan bu zavallıların sayılar hiç de az değildir.Onları dışladık.Ben artık bu oyunun bir parçası olmayacağım.Kader beni bir şekilde eski sürgünlerden Kenan ile karşılaştırdı.Görünüşte tam bir kaçık.Ama aklı başında.Ve bizim unuttuğumuz şeyi yapmaya çalışıyordu.Eminönü dışına medeniyet götürmek.Ben sadece onların seslerini duyurmalarına yardımcı oldum.Eğer hala birşeylerin yanlış olduğunu düşünmüyorsanız sizde suçlusunuz.Tarih sizi lanetleyecektir."
Resim
Bu yazılanları okuduğumda içime bir sıkıntı düştü.Odadan çıktım ve yerde yatan cesetlere baktım.Ama arkadaşlarım durumu anlamasın diye hemen birşey olmamış gibi davrandım ve mektubu cebime sıkıştırdım.
Resim
Daha sonra gidip Lamia'ya Kenan'ı öldürdüğümü söyledim.
"Öldürdün mü Kenan'ı ? Millet toplanın ! İşkence bitti..." dedi.Ama yüzündeki kederi görebiliyordum.Kenan bir kaçık olabilir ama onlara aslında hiç işkence etmemişti.
Resim
Buradaki işimiz bitmişti.Tekrar asansör ile yukarı çıktık.Gidip Agop'a olanları anlattım.Ama mektuptan bahsetmedim.Agop "İşbirliği yapan hainin Zahir olduğu anlaşılıyor.Bunu neden yaptığını söylemedi mi ?" dedi.
Sinirle başını ovuşturdu ve sonra bana doğru yaklaşıp fısıldamaya başladı.
"Bu olay her zamanki gibi bitti.Bundan kimseye bahsetmiyeceğiz" dedi.Ama ben bu gerçeği saklı tutamazdım.
Resim
Işık'ın yanına gittim.Ona mektubu uzattım.Işık'a bunu gazeteye iyi para karşılığında satabileceğini söyledim.Işık bana "Evet bu iyi para eder.Ama sen neden para istemiyorsun ?" dedi.Bir cevap vermedim.Oda üstelemedi.
Resim
İçimdeki tuhaf duyguyla beraber artık eskisi gibi gözüme hoş gelmeyen sokaklarda yürümeye başladım.O kadar çok düşüncelere dalmıştım ki kafamı kaldırdığımda kendimi Mısır Çarşısı'nda buldum.Necmi bana doğru bir gazete sallıyordu.
Yine o sinirli tavırlarıyla birşeyler söylüyordu.
"Şu altımızda yaşanan olaya bak! Ortalık gene karışacak..." dedi.
Resim
Arkamı döndüm ve çarşıdan çıktım.Koşmaya başladım..koşmaya...ama nereye ? Kafamı dağıtmam lazım..Gece oldu.Ben ne diye gelmiştim buraya ? Evet , çay ! Bu soğuk havada bir çay iyi gider... gideceğim yer belli...



Serinwizard 17.11.2017
En son AFRASiYAB tarafından 18 Kas 2017 14:21 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Kullanıcı avatarı
Parlementxx
Bab-ı Ali Muhafızı
Bab-ı Ali Muhafızı
Mesajlar: 1818
Kayıt: 09 Ara 2015 19:38
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Konum: Jüpiter

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Parlementxx »

Sen buna günlük demişsin ama bu bildiğin yayın evi olmayan çizgi roman
Resim
Kullanıcı avatarı
Serinplay
Arzuhalci'nin Adamı
Arzuhalci'nin Adamı
Mesajlar: 1022
Kayıt: 15 Ağu 2016 23:11

Re: Serinwizard & Serinplay Günlüğü [Eminönü]

Mesaj gönderen Serinplay »

KAPI

Resim
Bugün Hamit'in kahvesinde çayımı yudumlayıp düşüncelere dalmışken bir anda Arzuhalci'nin sesiyle irkildim.
Yine elinde bir takım belgeler vardı.Dejavu yaşıyor gibiydim..
"Merhaba dostum.Yorgun görünüyorsun.Domuz'un yeraltındaki şehrine gittiğini duydum.Artık sır saklamıyoruz değil mi ? Işık da bir tur attı oralarda.Orada bazı ilginç şeyler var.Bir kapı mesela.Yaklaş ve şu fotoğrafa bak.Dikkatimi şu kum taşı çekiyor.Şu cinin üzerinde durduğu.Üzerinde bazı yazılar var.Ancak okunmuyorlar.Beraber çok şey keşfettik değil mi ? Bu taşın üzerinde ne yazıyor çok merak ediyorum.Bunu neden yaptığımızı biliyorsun.Sadece merakımızı tatmin ediyoruz.Onlardan fazlasını biliyoruz , hep fazlasını bildik.
Yapman gerekeni biliyorsun."
Resim
Arzuhalci'nin merakı bitmek bilmiyordu.Nedense yaptıklarım herkesin kulağındaydı.Gidip şu taşta yazan metinleri kağıda geçirmeliydim.
Resim
Eski yıkılmış bir yapının içinde yerde duran kum taşını gördüm.Hemen yanına gidip üzerinde yazanları kağıda geçirdim.Ve başladım Eminönü'ne koşmaya..
Resim
Arzuhalci'ye kağıdı verdim.İncelemeye başladı ;
"Bu kuşkusuz bir çivi yazısı.Semboller Eski Sümer'e benziyor.Ama yazılış biçimi çok farklı.Bunu çözmem biraz zaman alacak.Sen gidip Işık'tan ödülünü alabilirsin" dedi.
Resim
Işık'tan ödülümü alım.Bir süre sonra Arzuhalci'ye tekrar gittim.Metni tercüme etmişti.Konuşmaya başladı ;
"Bu taşta , kayıp karmaşa gibi bir şeyden bahsediyor.Emin değilim.Karmaşa bir labirentte olabilir.Yazının ne zaman yazıldığına dair bir ipucu yok.Ancak bu küçük odanın eskiden bir konaklama yeri olabileceğini düşünüyorum.Kabaca bir tabirle kayıp karmaşaya girmeden önce yapılacaklardan bahsediyor.Anahtarların nasıl kullanılacağından bahsediyor.Anahtara sahip olmak kapıyı açabileceğin anlamına gelmiyor.Anahtar yanlış kullanılırsa yok olabilir.Bu işi çözmek için bizim bir anahtara sahip olmamız gerekiyor.Ama bu anahtar nerede olabilir ? Senin aklına şimdiden bu anahtarı bulabileceğimiz yerler gelmiştir.Sonuçta uzun zamandır oradasın.Gidip anahtar veya benzeri bir şey bulursan çok iyi olur."
Resim
Yeraltının bir kısmını avucumun içi gibi bilsem de hala bu yolun nerede bittiğini bilmiyordum.Ama düşününce aklıma ilk olarak şu örümceğin mağarası geldi.En mantıklı yer orasıydı.Bu örümcek yüzüğü aldığına göre anahtarı da almış olabilirdi.Veya anahtara sahip olan bir cini yakalamışta olabilirdi.
Resim
Örümceğim mağarasına gittim.Ağlardaki ölü cinlerin üstünü araştırdım.O sırada yere ağların üstünden değişik bir maden parçası düştü.Sanırım bu olabilirdi.Hemen cebime koyup yeraltından ayrıldım.
Resim
Arzuhalci'ye gittim.Bu taş parçasını ona gösterdim.
"Şu Eminönü'nde senden zeki birisini bulamam.Evet , bu bir anahtar olabilir.Üzerinde bir şekil var.Bu şekli nerede görmüştüm ben.Dur bir dakika Işık'ın çektiği bir fotoğraf olacaktı.İşte buradaki kapı.Kapının şekline bak.Anahtarın üstündeki şekle benziyor.Bunu yazanlar her kimse oldukça zekiler.İşte burada bir takım şemalar çizdim.Üç numaraya bak.Tam olarak uyuyor.Bu iş gerçekten çok ilginçleşti.Dediklerimi uygula.Bakalım kapı açılacak mı ? Açılıyorsa nereye açılıyor ? Dikkatli ol."
Resim
Yeraltına indim.Şu hergün önünden geçip gittiğim kapının yanına gittim.Arzuhalci'nin söylediklerini uyguladım.
Resim
Kapı bir anda aydınlandı.Kapıdan içeri girdim.Şaşkınlıkla etrafıma bakıyordum.Burasıda neresiydi böyle ?
Resim
Daha bir adım atmaya kalmadan arkadan birisi bana seslendi.Arkamı dönüp baktığımda sesin sahibinin Domuz'un adamlarından biri olduğunu gördüm."Son zamanlarda buralarda çok dolaşıyordun.Domuz senin bu kapıyı açabileceğini biliyordu.Bizi büyük bir zahmetten kurtardın.Şimdi Domuz seni mekanına bekliyor.Onu bekletme istersen." dedi.Domuz beni takip ettirmiş olmalıydı.
Resim
Domuz'a gittim.
"O kapıyı açabilmek için uzun zamandır uğraşıyoruz.Ya çok zekisin yada çok zeki arkadaşların var.O labirentin arkasında eğer tahmin ettiğim şey varsa çok zengin olacaksın.Çok zengin olmak istemez misin ? Bu kapının ardında yaşam var dostum.Bir direniş ile karşılaşabiliriz.O tünellerde bizi çok güçlü bir irade bekliyor.Şimdi bu yeni yolların nereye çıktığını bulmanı istiyorum.Eğer güzel birşey bulursan ödeme konusunda cömertliğimi göreceksin."
Resim
Tekrar o yere gittim.Yine bir labirentteydim.Yine bir bilinmeze gidiyordum.Karşıma tuhaf uçan makineler çıktı.Bu yer nereye çıkıyor bilmiyorum ama Domuz'un dediklerine bakarsak tehlikeli bir yolculuk beni bekliyor.
Resim
Hiç bilmediğiniz bir yerde yönünüzü nasıl bulabilirdiniz ki ? Kaç saat geçtiğini bilmiyordum.Sadece ilerlemeye devam ettim.Önüme bazı tuzaklar çıkmaya başladı.Ölümcül tuzaklar.Burayı her kim yaptıysa ileri bir teknolojiye sahip olmalıydı.
Resim
Sonunda geniş bir alana çıktım.Tünelden yavaş yavaş dışarı çıktım.Bir anda karşımda inanılmaz bir manzara belirdi.Bu yer...inanılmazdı...
Resim
Tepemdeki sütunlardan akan yoğun enerji beni etkisi altına alıyordu.İleride duran tuhaf canlılar gördüm.Burada yalnız değildim.Dikkat çekmeden oradan ayrıldım.Geçtiğim yolları aklıma kazıdım.
Resim
Domuz'a gidip gördüklerimi anlattım.
"Bu yeri çok uzun zamandır arıyordum.Bu çok büyük bir keşif ! Şimdi sana ne yapacağımı söyleyeyim.Bunu Umut Gazetesi'ne vereceğiz.Başlık şöyle : Efsane Şehir Bulundu ! Heh heh.İstersen sende İstihbarat'a haber ver keşfini.Başın onlarla derde girmesin sonra.Şuradaki telefonu kullanabilirsin.Paran telefonun orada.Şimdilik bu 100 bin cep harçlığı olsun sana." dedi.
Resim
Telefonu açtım ve numarayı çevirdim.Karşıdaki ses ;
"Bunu bana anlatmakla doğru olanı yaptın.Adamlarını topla ve talimatlarımı dinle.O bölgeden Eminönü'ne sızmalarını engellemek için tampon bölge oluşturmalıyız.Gidip tehdit oluşturabilecek olası savaşçıları etkisiz hale getir." dedi.
Resim
Labirenti ezberlemeye başlamıştım.Tekrar o şehre gittim.Ellerinde mızraklarıyla adeta muhafız gibi duran bu yılanımsı yaratıkları sebepsizce öldürmeye başladım.Sadece bana denileni yaptım.
Resim
Ardından telefondaki sesten bir görev daha geldi.
"Büyü yapıyorlar mı ? Yapıyorlarsa bana güçleri hakkında bilgi ver ve karşılaştığın büyücüleri öldür." dedi.
Resim
Tekrar o labirente girdim.Yine şehire vardım.Bir takım büyüler yapan dişi büyücüler vardı.Karşılaştıklarımı öldürdüm.İçimde garip bir his vardı.İstihbarat bana burada bir katliam yaptırıyordu.Ama neden ? Bu yaratıkların Eminönü'ne çıkma planları olduğunu hiç sanmıyordum.
Resim
Ardından Domuz Kent'e geri döndüm. Telefondaki ses "Güzel.Şimdi benden gelecek yeni haberleri bekle." dedi.Bu işi en iyi Arzuhalci yorumlayabilirdi.Bu işin arka yüzünü öğrenmeliydim.Eminönü'ne doğru yola koyuldum.
Resim
Arzuhalci'ye gittim."Hoşgeldin dostum.Nerelerdesin.Uzun zamandır uğramadın." dedi.Ona olan biteni anlattım.
"Durum vahim.Politika işin içine karıştığında ortalık her zaman karışır.Demek bir şehir buldun.Yılankavi bedenlerden bahsettin.Medeniyet seviyesinin yüksek olduğunu gördün.Ve bu medeniyeti korumaya çalıştıklarını.Domuz bu haberi yayınlattığında ortalık çok karışacak.Bütün maceracılar ortaya dökülecek.Çıkarken bir bak istersen.Savaş diye bir genç var.Gazeteleri o getirir buraya.Neyse.Biz işimize bakalım.Domuz'un bu şehri bildiği gün gibi açık.Bu konuda biraz araştırma yapacağım.Sende benim için gidip o şehrin resimlerini çek.Kendine dikkat et."
Resim
Önce Savaş'a gittim.Uzun zaman olmuştu.Beni görünce saygıdan ne yapacağını şaşırdı.Bir gazete ver bakalım dedim.Gazeteyi okuya okuya yürümeye devam ettim.
Resim
Bankanın önünden geçerken bazı konuşmalar duydum.İnsanlar aralarında bu yeni uygarlığı konuşuyordu.Hatta bazıları Teşkilat hakkında ileri geri konuşuyordu.Acaba bu işe Agah Efendi ne der diye düşündüm.Ve uzun zaman sonra karşısına çıktım.
Resim
"Pek uğramıyorsunuz bu aralar.Sizden saklamayacağım , yer altındaki bazı güçler için çalıştığınızı duydum.Orası yüksek kazançlı bir kapı olsa da oraya gidenler maalesef gittikleri gibi dönmüyorlar.Sözü uzatmanın manası yok.Size olan güvenimde azalma yok.Ancak geçmiş tecrübelerimden ötürü , artık işlerimi sezgilerime emanet etmiyorum.Bu yüzden yer üstünde yaşamaya karar verinceye kadar yollarımız ayrılıyor.Üzgünüm.Bankacı ile konuşun.Bir miktar emanetiniz vardı" dedi.
Resim
Sonunda yaptığım işler,Teşkilat ile aramı bozmuştu.Bankacıya gittim ve emanetimi aldım.Ama artık duramazdım.
Resim
Eminönü'nden meteora.Meteordan yer altına.Ardından labirentten şehire koşturdum.Güzel bir noktadan bu yeri fotoğraflamalıydım.
Resim
Biraz tehlikeli bir noktada olsada meydana benzeyen bu yeri fotoğraflamaya karar verdim.Hemen bir kaç kare alıp hızla oradan ayrıldım.
Resim
Yine uzun bir yol vardı önümde.Resimleri Arzuhalci'ye verdim.
"Fotoğraflarımızın olması güzel oldu.Senin yokluğunda Işık'la beraber şehre bir yolculuk düzenledik.Bazı şeyleri yerinde araştırmam gerekiyordu.Ayrıca çok dikkatli ol.Seni izlettiriyorlar.Hem de tek bir grup değil.Bu yılan ırkının hikayelerde rastladığımız çok da yabancı olamayan mitoslarla bağlantısı olduğunu düşünüyorum.Bu yüzden onlara Meran diyeceğim.Açıkçası gördüklerimden çok etkilendim.
Etrafda elektrikten farklı bir enerji ile çalışan bir çok aygıt vardı.Her neyse , duvarlardaki bazı yazıları tercüme etme şansım oldu.Burası bir şehir.Buraya Sstans diyorlar.İstanbul gibi yani.Enteresan olan şey ise o mavi duman.Tüm şehri garip bir şekilde dolaşıyor.Büyük sarı gonga benzeyen şeyleri gördün mü ? O bölgelere çıkamadım.O gonglarda yüksek manyetik enerji olduğunu düşünüyorum.Şimdi sana bir aygıt göstereceğim.Bu GBM-68-B.Enerjinin çeşitli formlarını ve yönlerini tespit etmede kullanılıyor."
Resim
Arzuhalci bana cihazı nasıl kullanacağımı gösterdi.Ve gongların yanına gidip bu enerjileri tespit edip , kayıtlar tutmamı istedi.
Resim
Uzun bir yol koşturduktan sonra Sstans'a vardım.Ekibimle beraber önce en alçakta bulunan gongun yanına gittim.Cihazın üstündeki ibre hafiften kıpırdamaya başladı.
Resim
Sonra sırasıyla daha yüksekteki gongun yanına gittim.Her seferinde ibre daha da çılgınca dönmeye başlıyordu.
Resim
Enerjiyi takip ede ede sonunda değişik bir yapının yanına gittim.Devasa bir sütun.
Resim
Oraya yaklaştıkça artık ibre o kadar hızlı dönmeye başladı ki , ibreyi göremiyordum.Hemen kayıtlar tutmaya başladım.O sırada diğerlerinden çok daha büyük bir meranın bana baktığını hissettim.Sanki geleceğimden haberi varmış gibiydi.
Resim
Hemen Arzuhalci'ye gittim.Arzuhalci heyecanlandı ve konuşmaya başladı ;
"Demek enerjinin merkezi en tepedeki o tapınak benzeri yer ? Ve orada diğerlerinden çok daha büyük bir dişi seni izliyordu.Herşeyin farkında olduğunu hissettin.Ne demek bu ? Kafana mı nakşettiler ? Büyü gibi bir şey mi ?"
Resim
Ardından kayıtlara baktı.Ve incelemeye başladı ;
"Şu verilere bak.İnanılmaz bir yoğunlukta.En yoğun olduğu kısımda enerji durağan değil.Akışkan.İki ucu var.Biri derinlere gidiyor , diğer ise yüzeye.Dostum ben bu verileri biraz inceleyeceğim.Sana bir kaç makara film vereyim.Sende o sıra gidip bu medeniyet neyin nesi olduğunu anlayabilmemiz için , şehirde sana ilginç gelen bölgeleri araştır." dedi.
Resim
Bu uzun yolu koşup durmaktan artık yorulmuştum.Ama bu işin içine fazlasıyla girmiştim.Eğer bu meranlar için bir düşman isem , kendimi onlara karşı savunmak için , ilk saldıran taraf ben olmalıydım.Tekrar Sstans'a gittim ve ilgimi çeken her yeri fotoğrafladım.
Resim
Fotoğrafları Arzuhalci'ye götürdüm.
"Evet bakalım şunlara.Bu dile artık o kadar alıştım ki çok rahat tercüme edebiliyorum.
"Önce dişi ve erkek vardı.Erkek göktü , ateşti , güçtü , hız , heyecan ve hırs erkeğin içindeydi.Kadın topraktı , suydu.Yaşam , sabır , sevgi ve kıskançlık onun içindeydi.Kadın ve Erkek suda hayatı oluşturdu.Biz toprak anamızın kucağında yaşadık , çoğaldık.Şifanın ve yaşamın irfanı ömürlerimizi uzattı.Böylece ilk krallığımız Tarhass'ı kurduk.Bunlar insanoğlunun cümleleri içimize sızmadan çok önceydi.Bunlar unutulmamak üzere yazılmıştır.Tam metin Kutsal Kaya'da anlatılmıştır."
Çok etkileyici.İlginç bir topluluk.Devamı var.Bu bir çeşit tarihçe.Nerede acaba devamı ? Şu cümleye bakılırsa daha önce insanoğlu ile karşılaşmışlar.Ve bizi bir hastalık gibi tanımlamışlar.Diğer resme geçelim.
Unutmadan sana bir hediyem var" dedi ve bana yeni bir ceket verdi.
Resim
Sonra devam etti ; Evet bu bir anıt mezar.Taşta adı Ustrahss olan kraliçeden bahsediyor.Tam olarak şöyle ;
"İlk kraliçemiz Ustrahss toprak ve suyun büyülerini ilk anlayan yoldaşımızdı.Bizler hep onun öğütlediği gibi toprak ve su büyüleri ile hastalıkları , yaraları iyileştirmeyi öğrendik.Binlerce yıl bu düsturlardan şaşmadık."
Diğer mezar taşında ise Ssemress adlı başka bir kraliçeden bahsediyor.Metin şöyle ;
"Ama İsriss ölmeden önce yanındaki bir kadına buz büyüsünü öğretti.Ve ona dedi ki "Toprak anayı yaralayan ateşi ilk ben buzla tutuşturdum.Şimdi dünya bu ateşten yandı.Toprak ananın yaralarını sar." O kadın gelmiş geçmiş en irfanlı kraliçemiz olan Ssemress idi.
Bizler Tarhass'ın bir bölümünü yeniden inşa ettik.Bu sefer ateş ve hava büyülerinden sonsuza dek uzak kalmaya yemin ettik."
Resim
"Evet dostum büyük bir felaket olmuş.Sürekli Tarhass diye bir yerden bahsediyorlar.Hatta duvarlarda "Yok olmuş Tarhasss'ın anısına..." diye bazı cümleler var.Duvarlara yazdıklarının hepsi kutsal kaya adlı bir bölgeye gönderme.O kayada , detaylı bir şeyler olduğundan eminim.Ama nerede bu kaya ? Evet arkadaşım , sağol şimdilik.Sanırım sende yeterince yoruldun.Ha unutmadan Suzan'a da bir uğra.Senden bir isteği olacaktı." dedi.
Resim
Suzan'ın yanına gittim.
"Hemen hemen hergün buraya geliyorsun.Ama hiç görüşmedik değil mi ? Arada bir bana uğra biraz sohbet etmeye ihtiyacım var.İsteğime gelecek olursak , bana yeni ve değişik kumaşlar lazım.Latex diye yepyeni ve heyecan verici bir kumaş etrafda dolaşıyormuş.Eline geçerse bana getirebilir misin ? " dedi.
Resim
Bende çantamda yeterince latex olduğunu söyledim."Güzel!" dedi.
Resim
Bugün çok koşturdum.Defalarca kez yeryüzüne çıkıp yeraltına indim.Çok yorgunum.Arzuhalci ve İstihbarat'ın bana yeni görevlerle geleceğini biliyorum.Ortalık iyice karışmaya başladı...



Serinwizard 18.11.2017
En son AFRASiYAB tarafından 19 Kas 2017 15:13 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Cevapla