Öncelikle sizinle karakterimin ismini paylaşayım, Müverrih. Evet şahşahalı bir isim değil, evet korkutucu veyahut karizmatik bir isimde değil. Peki ben bu ismi neden seçtim, İsime, sıfatı katanın daima ismi taşıyan kişi olduğunu düşünürüm, dolayısıyla böyle sade bir isim seçerek sıfatını kendim katmayı planlıyorum. Müverrih tarih bilimiyle uğraşan, tarihle ilgili araştırmalar yapan, kitaplar yazan kimselere denir bende tarihi seven birisi olduğum için bu ismi seçtim ve bir savaşçı yarattım.
Karakteri geliştirme planım:
İlk önce meslek planlamasıyla başlayayım. Karakterimi Lokman yapmayı planlıyorum en azından ilk 30 seviye için. Çünkü oynadığım sunucu Eminönü ve bu sunucu oldukça kalabalık dolayısıyla altın, elmas gibi madenler genellikle boş kalmıyor. Fakat Ökse otu, Adaçayı Yaprağı, Civan perçemi gibi madenlere çok yönelen olmuyor. Bende zar zor çektiğim 50 altından şanslıysam 1 tane alacağım saf altından 1 m kar yapacağıma, kolaylıkla çekebileceğim kaynaklardan daha fazla kar edebileceğimi düşünüyorum. Örneğin ökse otunun tanesi 10 binden gidiyor ökse meyvesinin ise tanesi 50 binden. Büyücü olmadığım için madenlerden para kazanacağım bu yüzden soranlar olur diye şimdiden paylaşıyorum bu bilgiyi sizinle.
Karakteri holde kasarak veya görevlerini yapmadan canavar ile kasmaktansa, bütün görevlerimi yapıp hikaye örgüsünü takip edip görev ganimetlerini almak daha cazip geliyor dolayısıyla bütün görevlerimi yaparak ilerleyeceğim.
Gün 1:
Sevgili günlük,
Bu gün uzun zamandır katılmayı istediğim Teşkilatın bünyesine katıldım. Camide şadırvanın önünde duran büyük ihtimal ağma olan bir yaşlı adam sayesinde katıldım, o yönlendirdi beni kayıtlar için. Sanırım oda teşkilatın önemli bir ismi. Jandarma ali den aldığım kılıcımı ve kıyafetlerimi giydim atıldım teşkilatın görevlerinin içine.
Bir yandan balıkçı, bir yandan bankacı, bir yandan komutan, derken agah beyden başka bir görev alırken bir cümlesi dikkatimi çekti "Saatime bakıyorum" meğer adamcağız ağma değilmiş.
Madem öyle o zaman neden güneş gözlüğünü hiç çıkarmıyordu acaba? Neyse en son derdim bunu öğrenmek olsun. Sahaf Necmi ye çay, kahve taşımaktan dert edinecek vakit mi var! Ben savaşçıyım arkadaşım keserim, biçerim, doğrarım, avlarım ama ben kahve taşımam ben işimi vatani görev duygusuyla yapmaya çalışıyorum fakat bu yaşlı huysuzla işimiz var sanırım! Aramı da çok bozmak istemiyorum lafı geçen birisine benziyor ayağımı kaydırmasın şimdi durduk yere.Neyse. Kıyamet resmen şehirlerimizi yıktı kalıcı hasarlar bırakıyor insanlarımızın üstünde ben çocukluğumda rahatça evime girer çıkar sokakta futbol oynar arkadaşlarımla sohbet muhabbet edebilirdim sahil kenarında fakat inanır mısın günlük bu gün bir çocuğa evine girebilmesi için yardım ettim. Ne vahim bir durum. Apartmanın önünü akrepler basmış her yerdeler haşereler. Sanırım ben en doğrusunu yaptım teşkilata katılarak. Birilerinin bu kıyametle gelen mahlukları buradan yollaması lazım. Yanımdan parlayan, elektrikli asalı, ateş püskürten kılıçlı kahramanlar geçiyor bende onlar gibi olur muyum acaba? Belki de bir takımım bile olur. Adınıda Kıyamet Püskürtücüler koyarım. Vay be! kıyak isim yazıyım bunu bir kenara.
