Tracey'nin Günlüğü [EMİNÖNÜ]
- Seven
- Fareli Köyün Kavalcısı
- Mesajlar: 2833
- Kayıt: 29 Haz 2011 08:03
- Sunucu: Eminönü
- Klan: Lodos
- Lonca: JANDARMA
- Konum: KAYSERİ & ESKİŞEHİR ### ANADOLU ÜNİVERSİTESİ ############################## HALKLA İLİŞKİLER
Re: Tracey'nin Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Bir göz attım günlüğüne güzel gözüküyor görüntü olarak ama içeriği okumadım daha fazla vaktim yok bu aralar.
- FiratCakiroglu
- Meteor Kaşifi
- Mesajlar: 1605
- Kayıt: 19 Eyl 2016 21:45
- Klan: Arzın Çocukları
- Lonca: Raiders Of Anatolia
- Konum: Aydın
- İletişim:
Re: Tracey'nin Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Günlüğün, yeni maceran hayırlı, şansın bol olsun
Göster
ıTANRIKUTLUGı & ıTENGRİKUTLUGı
Re: Tracey'nin Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Retaliation yazdı: ↑11 Tem 2017 19:03
İnat Kıran hayırlı uğurlu olsun. Çok güzel yazıyorsun, böyle devam etmeni temenni ederim.
Teşekkürler, umarım senin günlüğünün seviyesine erişebilirim.
Ben olsam kendi günlüğümü okurmuydum bilemiyorum,çok uzun oluyor sanki.Yazmaya bir başlayınca durduramıyorum kendimi.Teşekkürler.
Teşekkür ederim Cümlemizin.
Re: Tracey'nin Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Selam günlük,
Şimdi seninle paylaşacağım şeyler arasında dün yazdığım günlük sonrasında olan olaylar ve bugünün 00.00 saatlerinden itibaren olan olaylar var.Bu akşam yazacağım günlük çok uzamasın ve sıkılmayın diye bu aradaki kısmı şimdi paylaşmak istedim.Başlayalım.
Bildiğiniz gibi Rüstem'in, Şevket'in ricalarını yerine getirmiştik.Bu ricalarda bitince bir süre kimse birşey rica etmedi.İyi mi oldu kötü mü tartışılır ama bu süre zarfında mecburen yaratıklardan tecrübe puanı almam gerekiyordu.Bende labirente çökmeden önce biraz maden çekmek istedim.
Ada sürgünü:
Açık Pembe Ametist:
Saf Bakır:
Maden çekmekten sıkılınca Labirente gitmeye karar verdim.Daha yeni girmiştimki içeride bazı güzel insanlarla karşılaştım.Her ne kadar adaşım benden önce davranmış olsada bende şuraya bir fotoğraf bırakayım.
Kısa bir hal hatır sorma faslı oldu, görevim olup olmadığını sordular sağolsunlar.Olmadığını söyleyincede Murat'ın salon görevlerini halletmek üzere gözden kayboldular.Bende Labirentteki yaratıklarla mücadeleye tutuştum.Şuraya çok değerli olmayan ama yinede güzel efsunlu bir pala bırakalım:
Buda ilk saf krom:
Umarım şansım artarak devam eder Agah Bey gerekli tecrübeyi edindiğimi hissetmiş olacak ki beni Meteor Bölgesiyle alakalı araştırma grubuna girmem için Komutana yolladı.Komutansa artık yeni üstüm olan İstihbarat Subayına.Oranın her önünden geçişimde aşağıdan gelen neferlere çok imreniyordum.Beklediğim an gelmişti.Biraz daha tehlikeli olanından.
Doğal olarak ilk görevim keşif yapmaktı.Avucumun içi gibi bilmediğim bir yerde nasıl savaşabilirdimki ?
İlk olarak lodos sancağını keşfe çıktım.Meteorun düştüğü yeri.Önceleri her ne kadar lodoslara olan sempatim artmış olsada, burdaki neferlerin birbirlerine ettiği kötü sözleri görünce biraz üzüldüm.Sanırım bir süre klansız takılacağım.
Lodos Sancak(Krater):
İkinci olarak komutanında çok bahsettiği, ileride bizi çok uğraştıracak olan çetecilerin mağarasını gördüm.Tek başıma içeriye giremem.Kapısından bi bakıp uzaklaştım.
Çeteci Mağarası:
Keşfime devam ettim.Arz neferlerin geldiği tarafa doğru yola koyuldum.Beni Eminönüdeki Lodos Kalesinden sonra neyin en fazla hayran bıraktığını gördüm.Arz Kalesi.Muaazzamdı.
Arz Kalesi:
Tam geri dönecekken yokuşun yukarısından acayip sesler duydum.Sesleri takip ettim.Dedelerimizin bizlere anlattığı, eski türk masallarında var olan Tepegözlerle karşılaştım.Gerçekten çok korkutuculardı.Onlardan kaçmaya çalışırken bir mağaraya sığındım.
Küçük Tüneller:
Görmem gereken son bir yer kalmıştı.Meteor bölgesinin yönetim merkezi.Eski halini tarihten bildiğimiz ancak kıyametin yeniden çağımıza getirdiği Yeni Bab-ı Ali.
Yeni Bab-ı Ali:
Bab-ı Ali yolundaki cinler çok büyük sorun teşkil ediyordu.Eminönüdekiler gizli gizli hırsızlık yaparken, bunlar bildiğin yanından geçerken yağmalıyordu seni.Bunun üzerine Bab-ı Alide tanıştığım komutanla konuşmaya başladık.Ve bir temizliğe başlanması gerektiği sonucuna vardık.Temizlik sırasında ve cinlerin ele başı Başıboşu haklama konusunda bana yardımcı olan IIGAZELII'e çok teşekkür ederim.Sağolsun büyük bir yükten kurtardı beni.
Komutanla laflarken bölgeden geçen bir mesajı farkettim.Bir şifacı kolye ve yüzük hediye edecek birini arıyordu.Alabilirsem çok mutlu olurum dedim.Dostumoldudüşman adlı şifacı sağolsun bir kolye ve bir yüzük hediye etti.Şimdilik bunlar kasada duracak.
Görevlerimi yerine getirdikten sonra son hız bana yetişen Muratla karşılaştım.Onunda görevleri yeni başlamıştı.Hemen sarıldık İnat Kıranlara yapıştık cinlerin boğazına.Biz cinleri haklarken daha önceden salon görevlerine yardım bulmamı sağlamış Sapphire geldi.Onuda yanımıza aldık ve devam ettik.Tam iş üstündeyken günlüğümü okumuş olan savaşçı Zekhan'a rastladım.Biraz muhabbet ettik ve anı kalsın diye bir resim çekindik.
Ne giysem üstüme oturuyor canım Bakın bakalım nasıl olmuş?
Subay beni adaya göndermişti.Kayıp Ajanı bulmam için.Lakin buldum ama hiç güzel bir vaziyette bulmadım.Ona olan saygımdan ötürü çektiğim fotoğrafı buraya koymuyorum.Onunla ilgili haberleri Subaya götürdüğüm zaman ilk madalyamı aldım.Ozaman gelsin madalyalar
Selami diye birinin peşine düştüm.Çok önemli bir konu değildi belki ileride başka izler bulursam değinirim.İz üstündeyken bir ada sürgünü daha çektim.Çektiğim en ufak saf şeyi paylaşıyorum kusuruma bakmayın benim için bunlar bile değerli şuan
Herşeyi hallettim.Geri dönüp Adaya giden ruhtaşının civarındaki engerekleri temizlemeye koyuldum.Malum şifacıyım seviyeninde artmasıyla yaratık keserken canımdan can gidiyor.Tam daha ilk yılanla cebelleşirken bir nefer hızır gibi yetişti imdadıma.Forumda paylaşmadan önce neferlerden izin alırım.Ondan izin isteyince günlüğümle paylaşmamı istemediğini söyledi.Anı olsun diye birkaç fotoğraf çekindik.Beni hem engerek derdinden hemde tazı derdinden kurtardı.Kendisine minnettarım.
Son fotoğrafımda Adayı keşfederken bulduğum Fare Köyünden gelsin.Bildiğin kabile saldırısına maruz kaldım.Hepinizle tek tek görüşücez
Bu gün sonunda tekrar yazmayı düşünüyorum günlük.Selametle.
Şimdi seninle paylaşacağım şeyler arasında dün yazdığım günlük sonrasında olan olaylar ve bugünün 00.00 saatlerinden itibaren olan olaylar var.Bu akşam yazacağım günlük çok uzamasın ve sıkılmayın diye bu aradaki kısmı şimdi paylaşmak istedim.Başlayalım.
Bildiğiniz gibi Rüstem'in, Şevket'in ricalarını yerine getirmiştik.Bu ricalarda bitince bir süre kimse birşey rica etmedi.İyi mi oldu kötü mü tartışılır ama bu süre zarfında mecburen yaratıklardan tecrübe puanı almam gerekiyordu.Bende labirente çökmeden önce biraz maden çekmek istedim.
Ada sürgünü:
Açık Pembe Ametist:
Saf Bakır:
Maden çekmekten sıkılınca Labirente gitmeye karar verdim.Daha yeni girmiştimki içeride bazı güzel insanlarla karşılaştım.Her ne kadar adaşım benden önce davranmış olsada bende şuraya bir fotoğraf bırakayım.
Kısa bir hal hatır sorma faslı oldu, görevim olup olmadığını sordular sağolsunlar.Olmadığını söyleyincede Murat'ın salon görevlerini halletmek üzere gözden kayboldular.Bende Labirentteki yaratıklarla mücadeleye tutuştum.Şuraya çok değerli olmayan ama yinede güzel efsunlu bir pala bırakalım:
Buda ilk saf krom:
Umarım şansım artarak devam eder Agah Bey gerekli tecrübeyi edindiğimi hissetmiş olacak ki beni Meteor Bölgesiyle alakalı araştırma grubuna girmem için Komutana yolladı.Komutansa artık yeni üstüm olan İstihbarat Subayına.Oranın her önünden geçişimde aşağıdan gelen neferlere çok imreniyordum.Beklediğim an gelmişti.Biraz daha tehlikeli olanından.
Doğal olarak ilk görevim keşif yapmaktı.Avucumun içi gibi bilmediğim bir yerde nasıl savaşabilirdimki ?
İlk olarak lodos sancağını keşfe çıktım.Meteorun düştüğü yeri.Önceleri her ne kadar lodoslara olan sempatim artmış olsada, burdaki neferlerin birbirlerine ettiği kötü sözleri görünce biraz üzüldüm.Sanırım bir süre klansız takılacağım.
Lodos Sancak(Krater):
İkinci olarak komutanında çok bahsettiği, ileride bizi çok uğraştıracak olan çetecilerin mağarasını gördüm.Tek başıma içeriye giremem.Kapısından bi bakıp uzaklaştım.
Çeteci Mağarası:
Keşfime devam ettim.Arz neferlerin geldiği tarafa doğru yola koyuldum.Beni Eminönüdeki Lodos Kalesinden sonra neyin en fazla hayran bıraktığını gördüm.Arz Kalesi.Muaazzamdı.
Arz Kalesi:
Tam geri dönecekken yokuşun yukarısından acayip sesler duydum.Sesleri takip ettim.Dedelerimizin bizlere anlattığı, eski türk masallarında var olan Tepegözlerle karşılaştım.Gerçekten çok korkutuculardı.Onlardan kaçmaya çalışırken bir mağaraya sığındım.
Küçük Tüneller:
Görmem gereken son bir yer kalmıştı.Meteor bölgesinin yönetim merkezi.Eski halini tarihten bildiğimiz ancak kıyametin yeniden çağımıza getirdiği Yeni Bab-ı Ali.
Yeni Bab-ı Ali:
Bab-ı Ali yolundaki cinler çok büyük sorun teşkil ediyordu.Eminönüdekiler gizli gizli hırsızlık yaparken, bunlar bildiğin yanından geçerken yağmalıyordu seni.Bunun üzerine Bab-ı Alide tanıştığım komutanla konuşmaya başladık.Ve bir temizliğe başlanması gerektiği sonucuna vardık.Temizlik sırasında ve cinlerin ele başı Başıboşu haklama konusunda bana yardımcı olan IIGAZELII'e çok teşekkür ederim.Sağolsun büyük bir yükten kurtardı beni.
Komutanla laflarken bölgeden geçen bir mesajı farkettim.Bir şifacı kolye ve yüzük hediye edecek birini arıyordu.Alabilirsem çok mutlu olurum dedim.Dostumoldudüşman adlı şifacı sağolsun bir kolye ve bir yüzük hediye etti.Şimdilik bunlar kasada duracak.
Görevlerimi yerine getirdikten sonra son hız bana yetişen Muratla karşılaştım.Onunda görevleri yeni başlamıştı.Hemen sarıldık İnat Kıranlara yapıştık cinlerin boğazına.Biz cinleri haklarken daha önceden salon görevlerine yardım bulmamı sağlamış Sapphire geldi.Onuda yanımıza aldık ve devam ettik.Tam iş üstündeyken günlüğümü okumuş olan savaşçı Zekhan'a rastladım.Biraz muhabbet ettik ve anı kalsın diye bir resim çekindik.
Ne giysem üstüme oturuyor canım Bakın bakalım nasıl olmuş?
Subay beni adaya göndermişti.Kayıp Ajanı bulmam için.Lakin buldum ama hiç güzel bir vaziyette bulmadım.Ona olan saygımdan ötürü çektiğim fotoğrafı buraya koymuyorum.Onunla ilgili haberleri Subaya götürdüğüm zaman ilk madalyamı aldım.Ozaman gelsin madalyalar
Selami diye birinin peşine düştüm.Çok önemli bir konu değildi belki ileride başka izler bulursam değinirim.İz üstündeyken bir ada sürgünü daha çektim.Çektiğim en ufak saf şeyi paylaşıyorum kusuruma bakmayın benim için bunlar bile değerli şuan
Herşeyi hallettim.Geri dönüp Adaya giden ruhtaşının civarındaki engerekleri temizlemeye koyuldum.Malum şifacıyım seviyeninde artmasıyla yaratık keserken canımdan can gidiyor.Tam daha ilk yılanla cebelleşirken bir nefer hızır gibi yetişti imdadıma.Forumda paylaşmadan önce neferlerden izin alırım.Ondan izin isteyince günlüğümle paylaşmamı istemediğini söyledi.Anı olsun diye birkaç fotoğraf çekindik.Beni hem engerek derdinden hemde tazı derdinden kurtardı.Kendisine minnettarım.
Son fotoğrafımda Adayı keşfederken bulduğum Fare Köyünden gelsin.Bildiğin kabile saldırısına maruz kaldım.Hepinizle tek tek görüşücez
Bu gün sonunda tekrar yazmayı düşünüyorum günlük.Selametle.
- Retaliation
- Cin Sigorta Üyesi
- Mesajlar: 5030
- Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
- Sunucu: Eminönü
- Konum: İstanbul
Re: Tracey'nin Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Ceket, iksirler, takılar ve en önemlisi madalya(!) hayırlı uğurlu olsun. Tez vakte 49 olman dileğiyle.
Re: Tracey'nin Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Retaliation yazdı: ↑12 Tem 2017 14:04 Ceket, iksirler, takılar ve en önemlisi madalya(!) hayırlı uğurlu olsun. Tez vakte 49 olman dileğiyle.
- Yayın: https://www.twitch.tv/yigas_
- YouTube (eski yayınlar): https://www.youtube.com/@YigasHD/videos
- Eminönü: Yigas, Zekhan, Poohdini, Jacque
- Beyazköşk: Crimzon, Shekinah, Robyn
Re: Tracey'nin Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Retaliation yazdı: ↑12 Tem 2017 14:04 Ceket, iksirler, takılar ve en önemlisi madalya(!) hayırlı uğurlu olsun. Tez vakte 49 olman dileğiyle.
Re: Tracey'nin Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Günlüğünü çok beğendim özellikle 49 seviye olmayıp şu holden hikayeler anlatmıyor olmanı. Umarım hiçbir zaman 49 olmazsın
Bunu yazarken baya güldüm, düşünsenize iyi dilek mi beddua mı belli değil.
Ciddi olduğumuz zaman evet günlüğün biraz uzun ancak kesinlikle okumaya değer. Pes etmeden yazmanı umuyorum.
Bir de gördüğüm kadarıyla diğer günlüklere göre oldukça fazla kişi günlüğün hakkında yorum yapmış. Kıskandım
-
Bir ara ben de günlük yazıyordum ancak şuan çalıştığım bir sınavım var ve oyuna pek giremiyorum.
Bunu yazarken baya güldüm, düşünsenize iyi dilek mi beddua mı belli değil.
Ciddi olduğumuz zaman evet günlüğün biraz uzun ancak kesinlikle okumaya değer. Pes etmeden yazmanı umuyorum.
Bir de gördüğüm kadarıyla diğer günlüklere göre oldukça fazla kişi günlüğün hakkında yorum yapmış. Kıskandım
-
Bir ara ben de günlük yazıyordum ancak şuan çalıştığım bir sınavım var ve oyuna pek giremiyorum.
Re: Tracey'nin Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Güzel sözlerin için çok teşekkür ederim.Arada tereddütte kalıyorum acaba görevleri yazarak insanları sıkıyormuyum diye.Bende 49 olmayı pek fazla istemiyorum, bölgeden gına geleceğini falan biliyorum.Ama insan oynamayı bırakamıyor işte Bu arada günlüklerin çok fazla gizli takipçisi var tıpkı benim gibi.Birçok günlük okudum seninkide dahil ama nedense çoğuna bişey yazmadım bundan sonra bende yazmaya başlayacağım.Günlük tutan insanları heveslendiriyor sanırım bu.Tekrar teşekkür ederim.TOLGARDA yazdı: ↑12 Tem 2017 21:50 Günlüğünü çok beğendim özellikle 49 seviye olmayıp şu holden hikayeler anlatmıyor olmanı. Umarım hiçbir zaman 49 olmazsın
Bunu yazarken baya güldüm, düşünsenize iyi dilek mi beddua mı belli değil.
Ciddi olduğumuz zaman evet günlüğün biraz uzun ancak kesinlikle okumaya değer. Pes etmeden yazmanı umuyorum.
Bir de gördüğüm kadarıyla diğer günlüklere göre oldukça fazla kişi günlüğün hakkında yorum yapmış. Kıskandım
-
Bir ara ben de günlük yazıyordum ancak şuan çalıştığım bir sınavım var ve oyuna pek giremiyorum.