Meteordaki fıçıda bulduğum numara aklıma geldi. Subayıma gelerek telefonu kullabilir miyim diye sordum. Onayladıktan sonra numarayı çevirdim. Alo yakamoz meyhanesi bu numarayı nerden buldun ? dedi. Selami anlaşılan yaptığı biraları buraya götürüyordu.
Adaya uğradım. Biraz daha araştırmaya başladıktan sonra bir taşın altında bir not kağıdı buldum. Kağıtta 'Çok yakında karaya veda Kelaynak 2006' yazıyordu.
Artık Selamiden nefret etmeye başlamıştım ki adayı terk edecek iken yolda dost canlısı bir köpeğe rastladım. Serap görüyor sandım ancak köpek bana kafasıyla Deniz fenerini göstermeye çalışıyordu. Selaminin izi olabileceğini fark ettim.
Yolda çok sayıda taşkanat olduğu için SARIZENCİ adlı neferden yardım alarak fenere geldim. Deniz feneri duvarına kireçle ufkabakan yazılmıştı. Evin içine baktığımda ise sanki savaş çıkmış gibiydi.
Selami Kelaynak olaylarını babi ali muhafızınada anlattım. Babi ali komutanı yanına çagırdı. Başlarında bir sorun olduğunu beni Elif'le konuşmamı söyledi. Elif'e gittiğimde kurt mağaralarına sürekli akınlarda bulunduklarını parlak ve değerli eşyalar gibi ganimetler bulunduğunu belirtti. Benden kurt mağaraya girmemi ve 25 tane kurt adam öldürmemi istedi.
Mağara soğuk ve ürkütücü idi. Hızlı koşanlar , Kurt adamlar , Kurt Alfalar görmüştüm.
Kurt adam görevinden sonra hızlı koşan görevi aldım. Hızlı koşanlarıda mağaradan temizledim.
Elif bu mağarada sadece kurt savaşçılar değil kurt şifacılarında olduğunu söylemişti. 10 tane de şaman öldürdüm.
Şaman görevinden elektrik hasarlı ayakkabı aldım ve günü sonlandırarak dinlenmeye çekildim.
Güne kurt mağarasındaki görevlerimden devam ettim. Görevim Kurt Alfalardı. Kanatma atıyorlar zırhlarıda pek iyiydi. Tek başıma göreve giderken yolda apa çektim
Kurt Alfaları daha rahat kesmek için buz hasarlı iksir içtim zorlandım fakat görevi zamanında bitirdim.
Kurt mağara operasyonları beni yormuştu. Eminönünde hamit pehlivanın kahvesınde çayımı içerken arzuhalci geldi aklıma. Yanına gittim, yeni keşfettiğimiz ada kulağına gitmiş anlaşılan ki beni hemen fare köyün fotoğrafını çekmemi istedi
Adaya tekrar adımımı attım. Fare köyün güzel bir fotoğrafını çektim.
Arzuhalciye fotoğrafı gösterdim. Çok beğendi. Fotoğrafta totem buldu ve keskin metallere bağlı zincirler bir kuklaya benzediğini söyledi. Durumu subayımıza iletmemi istedi.
Subayım beni bilgi verebilecek bir fare adam bulmamı söyledi. Daha önce yolda bir çadır olduğunu görmüştüm. Tekrar o çadıra gittim ve bir fare adam dışarı çıktı. Ankayı tam kafasına vururken ne işin var burada dedi. Çok büyük bir belaya bulaştığımı sakın buradan daha ileriye gitme dedi. Ben ise artık bu işi bitirmek istiyorum.
Yalnız adamın lafına bakmadan yolda 'LevaLizM' adlı neferden de yardım alarak kuklacıya ait notları fare köyünde buldum. Bir haritadan ibaretti.
Durumu subayıma söyledim. Haritada hiç yazı olmadığını garip bir şekilde bronz tozu ile boyanmış bir X harfi olduğunu söyledi. Bu bölgenin taş kanatlar ile dolu olduğunu ve burayı temizlemem için bana görev verdi.
Taş kanatlar benim için zorlu rakipler idi. Yardım bulamayınca arkadaşımın karakteri aklıma geldi. 20 adet taş kanat kestim.
Taş kanatları temizledikten sonra subayımdan demirci dilek modeli eldiven alarak günümü sonlandırdım.
Taş kanatları temizledikten sonra haritadaki X'i araştırmak için yola koyuldum. Yolda xNEFESx adlı neferden yardım alarak geldim. X'in bulunduğu bölgede bir şey yoktu ancak büyük bronz taşkanatı görmüştüm.
Arzuhalciye danıştım. Taş kanatlardan daha tehlikeli ve bronz renginde bir taş kanat olduğunu söyledim. Arzuhalci her zaman ki gibi bana güvenerek bronzu öldürmemi istedi
Bronzdan önce kara kürk operasyonunu bitirmemiz gerekiyordu. Kurt mağarada artık direniş zayıflamış Kara Kürk baş şamanları sayesinde ayakta kalabiliyordu. İlk olarak toprak şamanlarını hallettik.
Kara Kürke ineceğimiz ruh taşına gelmiştik. 2 tane mağara şamanı bu bölgeyi koruyordu.
Şamanlarını etkisiz hale getirince Kara Kürk ile baş başa kaldık. Fazla direnemeyen Kara Kürk yere yığıldı.
Görev sonunda bütün babi ali beni alkışladı ve Mebrure hanım Zincir modeli asa , sera etkili palt ve bir kaç iksir ile ödüllendirdi.
Kurt mağara operasyonundan sonra ada operasyonunu da bitirdik. Büyük bronzun son korumaları taş kanatları öldürdük. Daha sonra kendisiyle baş başa kaldık. Bize attığı kanatmalar çok fazla hasar vuruyordu ama nafile idi. Bir zaman sonra tam kaçarken bacağından yakaladım indirdim yere bir sağdan bir soldan vurdum derisi taş gibiydi ancak son nefesini vermişti.
Görev sonunda subayım bana keçi boynuzu demirci dilek efsunlu eldiven vererek günümü sonlandırdı. Görüşmek üzere...
Neferimiz meteorlarda , kaybolmuş adalarda , labirentte bitirmediği görevi kalmamıştı. Artık zaman derindeki sırı bulmaktı. Mebrure hanıma gittim. Bana yeraltından bahsetti . Domuz denilen şahsiyet benimle tanışmak istiyormuş. İlk olarak Kan Pençeyi bulmam gerektiğini söyledi.
Kan pençeyi bulmuştum. Kendisi kurt adamdı. Domuz arkasında idi. Kafasıyla onu gösterdi. Domuz ortalığı birbirine katan şu ünlü zat sensin demek dedi. Tanıştığımıza çok memnun oldu. Beni Topal adlı birine yolladı.
Topal ile buluştum. Kendisi fare adamdı ve bir bacağı yoktu. Benden 20 adet yeraltı mantarı istedi. Tepegözlerin bulunduğu noktada güzel mantarların olduğunu gördüm. Bir yandan tepegöz kestim bir yandan mantar topladım.
Görev sonunda topal şaşırarak halen hayattasın faydalı adamsın dedi. Bana ödül olarak Nitrojen engerek dişi verdi. Elimdekileri atmamı gerektiğini burada bir işe yaramayacağını söyledi.
Topal birşeylere hazırlanıyordu. Çok vakit geçmeden beni direk ilk darbeyi vurmamız için yeraltının derinliklerindeki kara cinleri öldürmemi istedi.
Cinlerin mekanına gelmeden kan pençe cinlerin arasındaki bombacı adlı cinleri öldürmemi tavsiye etti. Kendileri son derece tehlikeli ve bir anda grubu öldürme potansiyeli olduğunu söyledi.
Yeraltını yeni yeni keşfederken bir ara buldum. Birde baktım antrepodaki dost cinlerden buradada var ve başlarında bir lider. Cıncır adlı cinle konuştum. Arkadaşları tuzaklara düşmüşler. Zor durumda olduklarını onları kurtarmak ıcın kapanlara vurmam gerektiğini söyledi.
Tuzaklara yakalanmış olan cinleri kurtarmaya başladım.
Bütün cinleri kurtardıktan sonra cıncır hemen arkasında cinnet'e gönderdi. Cinnet sana ne sunsak az dedi bana ruh çalan emsali kenevir lifli eldiven verdi. Başlarında büyük bir sorunun olduğunu yardım etmek istersen anlatayım dedi.
Cinnet bana folklörün büyülü yüzüğünden bahsetti. Bu yüzük mağaralarının kutsal varlığı tek büyük yüzükmüş. Bir yandan bu yüzüğü arıyor idim ve karşıma daha önce rastlamadığım kocaman bir örümcek çıktı. Bu örümceğin karnında bir cisim gibi bir şey olduğunu sezdim.
Yeterince bombacı cin ve kara cin öldürdükten sonra görevlerimi teslim etmek için kan pençe ve topala uğradım. Kan pençeden görev karşılığı karacin ayakkabı aldım. Bakalım yarın neler olacak.
Güne kan pençenin bana verdiği görevle başladım. Kara cin mağarasına giderken yolumuzun üstünde engerekler başımıza bela oluyordu . Gittim onlarla ilgilendim.
Engerekler nedense toplanmışlar beni zorlamaya başlamışlardı Meteora çıktım Dilek ile konuştum. Yeraltına indiğimi duymuş. Bana 20 adet amplifikatör elması getirir misin dedi. Bende bunun sonunda kesin bir ödül alırım diyerek görevi kabul ettim.
Beklentilerim doğru çıktı ve bana güzel bir ceket verdi
Engerekler canımı sıkmaya başlamıştı. Kan pençe 10 tanede kızıl kobra öldürmemi istedi.
Yeraltında arkadaşlarım ile buluştum. Bana 45 lwl azat cevriye kolye ve yüzük , 20'şer adetde latex ve ipek getirdiler. İlerleyen görevlerde bana lazım olacaklar.
Hazır arkadaşlarımı bulmuş iken folklörün yüzüğü aklıma geldi. Yüzük dişi örümceğin karnında idi.
Dişi örümceğe gelmiştik. Görevi olan bir kaç arkadaşa daha rastladım. Grup olarak kesimi gerçekleştirdik. Dişi örümceğin midesinden yüzüğü çıkarırken midem bulanmadı değil
Dişi örümcekten sonra baktım ki biz bir kalabalık olmuşuz Ağzımdan solucanıda indiririz lafı gelince solucan yoluna düştük. Solucanı köprüye çektik ve ağzına burnuna vurmaya başladık
Çok geçmeden benim grubum bombacının gazabına uğradı Diğer arkadaşlarım ise solucana fazla direnemeden rahmetli oldular
Bakalım yarın kesebilecek miyiz ...
Bugün çok çok yorucu bir gündü. Geçen sefer solucanı kesme girişiminde bulunmuştuk fakat bizi yere sermişti. Bu sefer daha sağlam bir grup hazırladık ve biraz yan çarlardan yardım aldım
Solucanı sonunda öldürmeyi başarmıştık. Solucanın kadim taşını parmağı ile birlikte söktüm
Solucandan sonra Lucy adlı neferin dişi örümcek görevi olduğunu söyledi. Ona da yardım ettik.
Dişi örümceği daha önceki bölümlerde kesmiştik ama ben folklörün kayıp yüzüğünü daha teslim etmemiştim Cinnete gittim ve beni cıncıra yönlendirdi. Yüzüğü teslim ettim onlarda bana Örümcek gözü ve karacin modeli yüzük hediye ettiler.
Yeraltı beni yormuştu. Eminönü'ne çıktım. Sahilde dolaşır iken Yasemin hanımı gördüm. Yanına gittim bana ayırabilecek biraz vaktin varmı dedi. Işık hanım son zamanlarda çok içine kapanmış. Bizden gizli birçok işleri vardır onun dedi. Küçük bir araştırma yaptığını ama bir yerde takıldığını bilgi verebilecek fare adam aradığını söyledi. Kafama adadaki yalnız adam geldi.
Yalnız adama gittim. Çeteci gibi buda beleş iş yapmıyordu Önceden hazırladığım 10 adet ipeği verdim. Durumu anlattı ve Işık hanıma bir suikast girişiminde olan tetikçi fare adamlari durdurmam gerektiğini anladım.
Işığa bu durumdan bahsettim. Yine bana artist cevaplar beni azarlamalar bırakıcam ölecek burada
Işığın ölümüne göz yumamazdım. Işık hanımı suikaste hazırlanan fare adamlar için hemen gemi bölgesine gittim ve bütün suikastçileri temizledim.
Işığa senın hayatını kurtardım demek için geldiğimde ise sen ne yaptığını sanıyorsun dedi. Bir daha bu kıza yardım edersem neyim
Mısır çarşısında fahri beyden takım almaya gidiyordum ki Agop selam verdi. Sohbet açıldı bana mısır çarşısının altında yaratıklardan korunmak için sığınaklar olduğunu söyledi. Sığınaklar 25 yıldır kullanılmıyormuş. Buranın sorumlusu baş teknisyen Zahir imiş. Kendisi 20 yıldır orada çalıştığını yukarıya çok ender çıktığını belirtti. Uzun lafın kısası benim sığınaklara girmemi istedi.
Sığınaklara tek başıma giremeyeceğimi anladıktan sonra bir grup buldum. Sığınağa vardığımızda durum kötüydü. Her yerde fare adamlar , zırdeliler vardı.
Biraz ilerledikten sonra Düşünen Adam adlı birisini rastladık. Yolumuzun üstünde duruyordu. Öldürmemiz gerekti ve öldürdük.
Sığınakta çaresiz bir kadın buldum. Bizi buraya kenan adlı biri getirdiğini fare adam delilerin bizi burada öldüreceğini belirtti. Bu kadını çaresiz bırakamazdım.
Fareadamları öldürdükten sonra kadının attığı zalimce kahkahalar koridorlarda yankılandı. Dedim noluyor
Sıgınagın yarısına gelmiştik. Motorin adlı bir adam elinde motorlu testere bana Testere filmini hatırlatıyordu. Kendisi yakaladığı birini hemen derisini yüzüyor molotof atıyordu. Ama bilmediği bir şey vardı biz 6 kişiydik
Motorını öldürdük ilerlemeye devam ederken bir odada bayan gördüm. Bana şekerim baksana buraya tütünün varmı dedi Adını sorduğumda benim adımı mı öğrenmek istiyorsun güzelim, adım Lamia dedi. Bu kızın tavrı değişik gelmişti bana. Motorin salağını öldürdüğümü anlayınca Kenan diye birisini öldürmemi istedi.
Sığınagı kolaçan ediyordum. Yerde ranzanın altında yatmış kadın adeta diğer tarafla iletişime geçmiş gibiydi. Kımıldamıyordu gözlerini uzağa dikmişti. Zor konuşuyordu bana cehennemin dönen şeysi var o beni rahatlatır dedi.
Kadının acısını dindirmek için gerideki odada gramofon bulmuştum. Gramofonu çalıştırınca biçarenin çok popüler olan plaklarını dinlediğimi tahmin ettim.
Kenana gelmiştik. Zahir denen şahıs kenan ile çalışıyordu. İlk olarak Zahir hainini öldürdük. Lakin kenan Zahirden daha güçlü çıkmıştı. Yanlarda dört tane şalter bulunuyordu. Bu şalterlerden kendisine güç çekiyordu. Herkes bir şaltere geçtikten sonra kalkan şalterleri kapattık. Kenan güçsüz kalınca yere sığıldı. Ödül olarak madalya aldım
Çalışma masasına vardım. Zahirin masanın üstündeki zarfı dikkatimi çekti. Kağıtta şunlar yazıyordu.
Merhaba sevgili birşeylerden habersiz ahali.
Eğer bu mesaj size ulaşırsa ölmüşüm demektir.
Ve size gazatelerde beni hain olarak tanıtacaklar.
Zarftan sonra sıgınakta ana şalteri bulmuştum. Şalteri kapattım jeneratörü durdurmayı başarmıştım.
Lamia aklıma geldi. Kenanı öldürdüğümü söyledim. Gülümsemesi ile birlikte işkence bitti millet toplanıyoruz dedi. Ödül olarak azat cevriye eldiven verdi.
Sıgınaktan çıkmıştık. Agop'a hainin zahir olduğunu söyledim.
Olayları sırasıyla herkese anlatıyordum. Necmi beye bu konuyu söleyince ortalığın yine karışacağını söyledi.
Görüşmek üzere.
Yepyeni bir güne daha uyandıktan sonra kendimi Arzuhalcinin yanında buldum. Yeraltına indiğimi duymuş. Bizimkisi yine meraklı olduğundan Işık hanım ile bir tur atmışlar. Garip bir kapıdan bahsetti. Gerçi bende bu kapının nereye çıktığını bılmıyordum. Araştırma için beni solucanın bölgesindeli eski medeniyet kalıntısının fotoğrafını çekmemi istedi.
Bölgeye gittiğimde taşın fotoğrafını çektim. Kömür kalemi ile kağıda kopyasını çıkarttım.
Arzuhalci bu fotoğraf sonrasında Işık hanımdan ruh çalan emsali pantolon hediye etti.
Arzuhalciye götürdüğüm fotoğraf ve kağıdı inceler iken pek birşey bulamadı. Yeraltında araştırmaya devam ettim. Dişi örümceğin mağarasında geometrik bir cisim buldum. Bu cisim değişik bir anahtara benziyordu.
Anahtarı Arzuhalciye gösterdiğimde anahtarın o kapıya uygun olabileceğini söyledi. Koşarak anahtarı tuhaf kapıda denedim. Kapı aydınlandı içerisi pırıl pırıldı .
Girişte domuzun adamını gördüm. Beni domuz ile konuşmamı söyledi. Domuza geldiğimde ise o kapıyı açabilmek için çok uzun zaman uğraştığını labirentin arkasında eğer tahmin ettiği şey varsa çok zengin olabileceğimi söyledi. Kısacası bu labirentin nereye çıktığını öğrenmem gerekiyordu.
İçeriye girdiğimde bir çok yol vardı. Duvarın üstünde bombalar , yerlerde kobralar , uçan muhafızlar gerçekten eminönündeki labirente benzemiyordu.
Uzun uğraşlar sonrası büyük bir alana geldim. Göz kamaştırıcı bir merkez , tepede sütünlardan akan yoğun mavi bulut akımı beni etkisi altına almaya çalışıyordu. Domuza haber vermeliydim.
Domuza haber verdikten sonra acil bir iş için subayımın yanına geldim. Yer altında akrep mağaralarındaki enerji kalkanının ardını araştıran adamlardan haber alınamıyormuş. Bu bölgeyi kolaçan etmemi istedi.
Bu zorlu yolculuğa çıkmadan önce domuzun yolumuzdaki akreplerden hoşlanmadığını biliyordum.
Zorlu yola arkadaşımın yardımıyla çıktık. Gümüş akrepleri ben bronz akrepleri arkadaşım öldürüyordu.
Çok değişik bir kapıdan geçtiğimde ise kocaman yemyeşil bir hidra ile karşılaştım. Subayın adamlarına ne olduğunu şimdi anlamıştım.
Akrep görevinden sonra topal bana azat efendi eldiven hediye etti.
Arzuhalciye durumlardan bahsettim. İlgi çekici işler olduğu için hemen bana görev verdi. Meran şehrinin meydandan bir fotoğrafını istedi.
Tekrar merana gittim. Tam meydandan 1080p HD foto çektim
Domuz teşkilat hattını kullanmamı istedi. Meran şehrindeki savaşçı direnişini engellememiz gerektiğini 20 tane meran muhafızı öldürmemi istedi. Savaşçıları öldürdükten sonra yorgun düştük ve dinlenmeye çekildik .
Bugünde meranda kaldığım görevlerden devam ettim. Görevi olan bir sürü arkadaş buldum. Lanetli meranlardan başladık.
Lanetli meran görevinden sonra meranın savaşçıları gecenin takipçilerini öldürdük.
Meran bizi yormuştu. Ara verip meranın yolunda ölü olan Aydınoğlu'nun kimliğini araştırmak için Necmi beye uğradım. Aydınoğlu diyince Necmi'nin gözleri nemlendi. Yazık oldu ona , dağ gibi delikanlı idi dedi. Babasının kımlıgını öğrenmem için beni mezarlığa gönderdi.
Mezarlıkta mezarlardan birisi dikkatimi çekti. Mezar taşında Aydın Çelebili yazıyordu. Taşın üzerinde beyaz köşk döneminin ilk sürgünü Aydın Çelebini'nin anısına yazıyordu.
Arzuhalciye uğradım. Meran şehrinin fotoğrafında gonglar dikkatini çekmiş. Bunları araştırmamı söyledi.
Merana gitmeden önce teşkilat hattından buz büyücüsü görevinide aldım.
Meran şehrinden gonglara önümüze ne çıkarsa öldürüyorduk. Yolda buz büyücüsü de öldürdük.
Birinci gonga gelmiştim. Daha yüksekteki gonga gitmem gerektiğini anladım.
İkinci gong biraz daha yüksekte idi.
Üçüncü gong bir tapınağın içinde idi.
Son olarak enerjinin merkezine yaklaştım. İbre yüksek hızdan dolayı görülemiyordu. Daha sonra kocaman bir meran bekçisi. Adı iflis idi. Arzuhalciye haber vermeliydim.
Arzuhalci'ye durumdan bahsettim. Ben olayları anlatırken heyecanı tavan yaptı Şehirdeki anıtlar dikkatini çekmiş. Anlaşılan yine merana gidiyordum
Şehirde 3 adet anıt buldum. Anıtlardaki isimlerden birisi Ustrahs olarak tercüme edebildim. Fotoğraflarını çekerek orayı terk ettim.
Arzuhalci tercümanın devamı için beni suzana yönlendirdi. Suzan yeni ve değişik kumaşlara ihtiyacı olduğunu söyledi. 20 adet latex istedi. Neyse ki hazırlıklıydım
Yusuf ağabeye uğradım. Kayıp bir veletten bahsetti. Aklıma direk Umut geldi. Her zaman ki gibi habersiz bir yerlere kaçıyordu. Umut'u bulduğumda yeminle ben bir şey bilmiyorum dedi. 2 3 tane patlattım ensesine öttü direk
Agah bey cami avlusunda balıkçı seni arıyordu dedi. Balıkçıya uğradım. Kısa bir sohbet sonrası bana pusulasından bahsetti. Bir komodonun midesinde imiş. Hmm..
Çeteciye uğradım. Bilgi lazımdı. Yine beleşe iş yapmıyordu Benden 20 adet kara kemik istedi.
Kara kemik için adaya geldim. Kemik kafa ve hortlaklar ile uğraştım.
Çeteciye malları teslim ettim. Lakabı çakal adlı bir adamdan bahsetti. Teşkilat dev anaya operasyon yaptığında başıboş kalanlardanmış. Ada için paralı asker toplamış ve orada bir kuyunun dibinde ölülerle uğraşıyormuş.
Adaya gelmiştim fakat ilk önce kafama balıkçı idrisin pusulası takıldı. Wwwepopstr adlı arkadaş ile aramaya başladık . Bakalım bulabilecek miyiz...
