Beni tanıdığın nasılda belli Furkan Çok giremedim oyuna ondan böyle k.b.Retaliation yazdı:2 günde az kasılmış gibisin.Ben 25 falan olmuşsundur diyordum. :?
Plafect'in Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Re: Plafect'in Günlüğü [EMİNÖNÜ]
- Vezirx27
- Antrepo Bekçisi
- Mesajlar: 713
- Kayıt: 21 Oca 2015 19:21
- Sunucu: Teşkilat
- Klan: Lodos
- Lonca: <LIL>
- Konum: İstanbul
Re: Plafect'in Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Merhaba,
Tekrardan oyuna dönmenize ve günlük yazmanıza sevindim
Başarılarınız daim olsun.
Tekrardan oyuna dönmenize ve günlük yazmanıza sevindim
Başarılarınız daim olsun.
Re: Plafect'in Günlüğü [EMİNÖNÜ]
TesekkürlerVezirx27 yazdı:Merhaba,
Tekrardan oyuna dönmenize ve günlük yazmanıza sevindim
Başarılarınız daim olsun.
Re: Plafect'in Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Selamlar,
İstanbul'un sokaklarında serüvenim devam ediyor. Bugün çok güzel bir gündü. Oyunda gerçekten çok eğlendim. Çok eğlenceli şeyler yaptık İlk olarak Azul'u kesmemden başlayalım Bir baktım oyunda dolanan enteresan bir tip var adı Retaliation. Dedim yardım mı istesem. İstedim de. Sonra vazgeçtim. Dedim ki benim bundan ne eksiğim var! Daldım azula ağız burun. Retaliation da etrafı temizledi saolsun
Yazışma kısmına dikkat ediniz Azul'u kestikten sonra bende bir özgüven patlaması bir haller falan Furkan'la enteresan yazışmalar geçti aramızda
Neyse hallettim iki görev yaptım falan derken bir baktım bu Furkan kardeşimin canı çar kasmak istiyor. Kasacak adam arıyor. Dedim yardım edeyim garibana tuttum kolundan götürdüm Hole. Sen git ben burda kızlarla biraz laflayacağım dedim yolladım Furkan'ı. Ben ona yardım ettim aslında canı sıkılmasın diye yanlış anlaşılmasın yani :ugeek:
Kızlarla sohbet ederken bir kızın sohbeti çok hoşuma gitti. İzdivaç teklif ettim. Benden elektrik alamamış. Sanırım büyücü olmadığımdan. Çektim baltayı dedim ya benimsin ya kara toprağın! Geçirdim kafasına!!!
Sonra Furkan'ın canı sıkılmasın diye çok kötü espriler yaptım. Ona bu kötülüğü yaptığım için kendisinden özür diliyorum ama burada bu esprileri paylaşıp günlüğüme de aynı kötülüğü yapamayacağım
Sonra ne mi oldu? Günün olayı Birini buldum. Bana garip şeyler yazıyordu. Başta trollüyor sandım ama yok yok bildiğin doğal haliydi. O kadar güldüm ki anlatamam. Ben susayım resimler konuşsun
Bunun ardından biraz daha görevlere devam ettim ve oyundan çıkış yaptım. Şuanda hesabım 23. seviyede 3 günde çok fazla kasmadım oyuna seyrek giriş yapıyorum yazın daha fazla oynayacağım.
Bugünlük bu kadar görüşmek üzere günlük
İstanbul'un sokaklarında serüvenim devam ediyor. Bugün çok güzel bir gündü. Oyunda gerçekten çok eğlendim. Çok eğlenceli şeyler yaptık İlk olarak Azul'u kesmemden başlayalım Bir baktım oyunda dolanan enteresan bir tip var adı Retaliation. Dedim yardım mı istesem. İstedim de. Sonra vazgeçtim. Dedim ki benim bundan ne eksiğim var! Daldım azula ağız burun. Retaliation da etrafı temizledi saolsun
Yazışma kısmına dikkat ediniz Azul'u kestikten sonra bende bir özgüven patlaması bir haller falan Furkan'la enteresan yazışmalar geçti aramızda
Neyse hallettim iki görev yaptım falan derken bir baktım bu Furkan kardeşimin canı çar kasmak istiyor. Kasacak adam arıyor. Dedim yardım edeyim garibana tuttum kolundan götürdüm Hole. Sen git ben burda kızlarla biraz laflayacağım dedim yolladım Furkan'ı. Ben ona yardım ettim aslında canı sıkılmasın diye yanlış anlaşılmasın yani :ugeek:
Kızlarla sohbet ederken bir kızın sohbeti çok hoşuma gitti. İzdivaç teklif ettim. Benden elektrik alamamış. Sanırım büyücü olmadığımdan. Çektim baltayı dedim ya benimsin ya kara toprağın! Geçirdim kafasına!!!
Sonra Furkan'ın canı sıkılmasın diye çok kötü espriler yaptım. Ona bu kötülüğü yaptığım için kendisinden özür diliyorum ama burada bu esprileri paylaşıp günlüğüme de aynı kötülüğü yapamayacağım
Sonra ne mi oldu? Günün olayı Birini buldum. Bana garip şeyler yazıyordu. Başta trollüyor sandım ama yok yok bildiğin doğal haliydi. O kadar güldüm ki anlatamam. Ben susayım resimler konuşsun
Bunun ardından biraz daha görevlere devam ettim ve oyundan çıkış yaptım. Şuanda hesabım 23. seviyede 3 günde çok fazla kasmadım oyuna seyrek giriş yapıyorum yazın daha fazla oynayacağım.
Bugünlük bu kadar görüşmek üzere günlük
- Retaliation
- Cin Sigorta Üyesi
- Mesajlar: 5030
- Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
- Sunucu: Eminönü
- Konum: İstanbul
Re: Plafect'in Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Estağfurullah ne canımı sıkması Muhammet,yalnız sen her kötü espri yaptığında ben slotlarda intihar mı etsem diye düşünmedim değil hani.
Re: Plafect'in Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Selamlar,
Bugün gene dopdolu geçti. Hikaye modu= Açık.
Gözlerimi açtığımda Arzuhalci'nin yanındaydım. Bir önceki gün konuştuğumuz labirent ve yazılar hakkında bana bir görev verdi. Labirente girip yazmam gerektiğini düşündüğüm yazıları bir kağıda not alacaktım. Kabul ettim, yola koyuldum. İlerlerken bir tür örümcek şeklinde bir taşa rastladım. O taşa dokunmamla beraber uzun bir koridora ışınlandım. Yalnızdım. Arkadaşlarım konuşurken duymuştum burada bir kitabe ve bol bol örümcek ve akrep varmış. Burada yalnız başına hiç kimsenin hayatta kalamayacağını söylemişlerdi. En azından bizim seviyelerimizde birinin. Ama ben yalnızdım ve bu görevi tamamlamak zorundaydım. Yürüdüm, yürüdüm...
Görevi tamamlamıştım. Tek başıma koridorda ilerleyip kitabenin bir kopyasını almayı başarmıştım.
Gittim ve Arzuhalciyle konuştum. Bana baktı ve bir görevim daha olduğunu söyledi. Labirentin sonuna ulaşmalıydım. Bu sefer yalnız başıma başaramayacağımı ve dostlarımdan yardım istemem gerektiğini söyledi. Beni tanımıyordu. Ben kendi görevim için dostlarımı tehlikeye atamazdım. Koyuldum yola. Tek başıma koşarak korkunç koridorlarda ilerliyordum. Üzerime her yerden çürümüş bedenler atılıyordu ama ben durmuyordum...
Sonunda yolu buldum ve salona ulaşmayı başardım.
Görevimi tamamladım. Çınaraltına doğru yola koyuldum.
Arzuhalci bana bu seferki görevimin anlaması en kolay ama yapması en zor görev olduğunu söyledi. Philetheos'u öldürmeliydim...
Salona doğru korkusuzca koşmaya başladım. Yaratıklar bu sefer bende korkuyorlardı. Nereye mi gidiyordum? Eminönü'ye korku salan yaratığın korkusu olmaya!
=Kısa bir ara=
İyi günler neferler!
Bugün Philetheos'u kesme tarifini sizlerle paylaşacağız !!!
İhtiyacımız olanlar:
=Bugün ne kessem Plafect'in Günlüğünü sunar=
Nereye mi gidiyordum? Eminönü'ye korku salan yaratığın korkusu olmaya! Tek başımaydım ama bu Philetheos'u yenemeyeceğim anlamına gelmiyordu. Baltamı kaldırdım ve yaratıkları kese kese ilerledim. İşte karşı karşıyaydık... Baltamı tam kafasına sapladım ve onu yere serdim.
Şaka şaka o kadar da uzun boylu değil Baktım benim buna gücüm yetmiyor Furkan'dan yardım dilendim Ama kesmeyi denedim en azından
Arzuhalciye Philetheosu Furkanın kestiğini söylemedim o da bana ıslık çalan hediye etti
Sonra gidip komutandan fare adam görevlerini alıp yaptım.
Kuklacı görevine gelince... Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali philetheosu tek başıma kesemeyince kuklacıyı kesmek için birisinden yardım istedim o da saolsun beni kırmadı ve görevimi yaptı. Kendisine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
Bugün böyleydi üşenmeyip okuyan herkese teşekkürler
Philetheos'un gerçek yüzünü görünce ben:
Bugün gene dopdolu geçti. Hikaye modu= Açık.
Gözlerimi açtığımda Arzuhalci'nin yanındaydım. Bir önceki gün konuştuğumuz labirent ve yazılar hakkında bana bir görev verdi. Labirente girip yazmam gerektiğini düşündüğüm yazıları bir kağıda not alacaktım. Kabul ettim, yola koyuldum. İlerlerken bir tür örümcek şeklinde bir taşa rastladım. O taşa dokunmamla beraber uzun bir koridora ışınlandım. Yalnızdım. Arkadaşlarım konuşurken duymuştum burada bir kitabe ve bol bol örümcek ve akrep varmış. Burada yalnız başına hiç kimsenin hayatta kalamayacağını söylemişlerdi. En azından bizim seviyelerimizde birinin. Ama ben yalnızdım ve bu görevi tamamlamak zorundaydım. Yürüdüm, yürüdüm...
Görevi tamamlamıştım. Tek başıma koridorda ilerleyip kitabenin bir kopyasını almayı başarmıştım.
Gittim ve Arzuhalciyle konuştum. Bana baktı ve bir görevim daha olduğunu söyledi. Labirentin sonuna ulaşmalıydım. Bu sefer yalnız başıma başaramayacağımı ve dostlarımdan yardım istemem gerektiğini söyledi. Beni tanımıyordu. Ben kendi görevim için dostlarımı tehlikeye atamazdım. Koyuldum yola. Tek başıma koşarak korkunç koridorlarda ilerliyordum. Üzerime her yerden çürümüş bedenler atılıyordu ama ben durmuyordum...
Sonunda yolu buldum ve salona ulaşmayı başardım.
Görevimi tamamladım. Çınaraltına doğru yola koyuldum.
Arzuhalci bana bu seferki görevimin anlaması en kolay ama yapması en zor görev olduğunu söyledi. Philetheos'u öldürmeliydim...
Salona doğru korkusuzca koşmaya başladım. Yaratıklar bu sefer bende korkuyorlardı. Nereye mi gidiyordum? Eminönü'ye korku salan yaratığın korkusu olmaya!
=Kısa bir ara=
İyi günler neferler!
Bugün Philetheos'u kesme tarifini sizlerle paylaşacağız !!!
İhtiyacımız olanlar:
=Bugün ne kessem Plafect'in Günlüğünü sunar=
Nereye mi gidiyordum? Eminönü'ye korku salan yaratığın korkusu olmaya! Tek başımaydım ama bu Philetheos'u yenemeyeceğim anlamına gelmiyordu. Baltamı kaldırdım ve yaratıkları kese kese ilerledim. İşte karşı karşıyaydık... Baltamı tam kafasına sapladım ve onu yere serdim.
Şaka şaka o kadar da uzun boylu değil Baktım benim buna gücüm yetmiyor Furkan'dan yardım dilendim Ama kesmeyi denedim en azından
Arzuhalciye Philetheosu Furkanın kestiğini söylemedim o da bana ıslık çalan hediye etti
Sonra gidip komutandan fare adam görevlerini alıp yaptım.
Kuklacı görevine gelince... Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali philetheosu tek başıma kesemeyince kuklacıyı kesmek için birisinden yardım istedim o da saolsun beni kırmadı ve görevimi yaptı. Kendisine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
Bugün böyleydi üşenmeyip okuyan herkese teşekkürler
Philetheos'un gerçek yüzünü görünce ben:
Re: Plafect'in Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Selamlar !
Bugün uzun bir gündü, yoruldum
İlk olarak IıIxKaNITyoKxIıI isimli savaşçı yoldan geçerken yılanları kesmeme yardım etti ve bana 2 adet oldukça güzel eşya verdi
29. seviyeye kadar görev alamadığım için Furkan'dan beni 30. seviyeye kadar kasmasını rica ettim o da saolsun kırmadı beni ve hole götürüp kastı. Holde kasarken bir ara öldüğünü söyledi, üzüldüm
Sonra birden aklıma forumda ki kim daha yaratıcı yarışması geldi ve aklıma gelen ilk şeyi Furkana yazdım. O da çok beğendi
Furkan beni kasarken düşen 1-2 parça tılsım :arrow:
Furkan hızını alamadı ve tam 6 seviye birden kastı 32. seviyedeyken Furkan'a Yanlışlıkla güzel, kafiyeli bir yazı yazdım. Nasıl oldu anlamadım birden yazıverdim ben de şaşırdım
Artık görevlerimi alıp yapmaya başlayabilirdim. Bab-ı Aliden görevlerimi alıp tek tek yapmaya başladım.
Görevleri yapmaya çalışırken bir grup kurduk ve görevi olan 1-2 kişiyle beraber görevleri yapmaya başladık. Çok güzeldi tıpkı eski günlerdeki gibi... Böyle bir şeyi en son 39. seviye sınırında yapmıştım o günleri hatırladım, çok eğlendim.
görevleri yaparken düşürdüğüm efsunlu bir yüzük:
Ve sonunda başarımın nişanesi olarak teşkilattan ilk madalyamı da almıştım.
İlerde grup bölgelerinde almaktan bıkacağım belki de
Bugün oyunda başıma gelen güzel olaylardan biri Esvedibihak isimli bir dost edinmiş olmamdır. Kendisi bana tazı görevimde yardım etti. Bir kez daha sana buradan teşekkür ediyorum. Saolasın dostum
Karakterimi kasarken biraz sıkıldım. Uzun zamandır grup bölgesine gitmiyordum. Ben de hasretimi dindirmek için kardeşimin hesabından Cyanide isimli şifacısıyla kenana gittim. Motordan sonra çıktık ama olsun o bile bana yetti :roll:
Motorda beni özlemiş olacak ki bana bir asa armağan etti. Gerçi bende vardı ama düşünmesi yeter Teşekkürler Motor !
Hesabıma akşam saatlerine doğru çemberlitaş kutu eklentisi aldım ve tekrar oyuna giriş yaptım. Çeteci mağarası görevlerinden 30 dakikada 20 çeteci muhafızı görevini aldım. Bu görevi nasıl yapacağım diye kara kara düşünürken kendisinden yardım istemememe rağmen IxxEsRaxxI isimli yardımsever büyücü bana yardım etmeyi teklif etti ve çeteci muhafızı görevimi yaptı. Kendisine teşekkür ediyorum.
Sonrasında isminin gizli kalmasını isteyen yardımsever bir nefer kalan çeteci görevlerimde bana yardım etmek için seferber oldu. Sağ elin verdiğini sol el bilmemeli hesabı isminin günlükte yer almasını istemedi. Dev Ana dışında ki tüm çeteci görevlerime yardım ettiği için ona da çok teşekkür ediyorum.
Günün sonunda [komutandan kıyak] görevini yapmak için balıkçının yanına gittim ve onunla eski halinden eser kalmayan İstanbul boğazını seyre daldık, günü noktaladım.
Bugün uzun bir gündü, yoruldum
İlk olarak IıIxKaNITyoKxIıI isimli savaşçı yoldan geçerken yılanları kesmeme yardım etti ve bana 2 adet oldukça güzel eşya verdi
29. seviyeye kadar görev alamadığım için Furkan'dan beni 30. seviyeye kadar kasmasını rica ettim o da saolsun kırmadı beni ve hole götürüp kastı. Holde kasarken bir ara öldüğünü söyledi, üzüldüm
Sonra birden aklıma forumda ki kim daha yaratıcı yarışması geldi ve aklıma gelen ilk şeyi Furkana yazdım. O da çok beğendi
Furkan beni kasarken düşen 1-2 parça tılsım :arrow:
Furkan hızını alamadı ve tam 6 seviye birden kastı 32. seviyedeyken Furkan'a Yanlışlıkla güzel, kafiyeli bir yazı yazdım. Nasıl oldu anlamadım birden yazıverdim ben de şaşırdım
Artık görevlerimi alıp yapmaya başlayabilirdim. Bab-ı Aliden görevlerimi alıp tek tek yapmaya başladım.
Görevleri yapmaya çalışırken bir grup kurduk ve görevi olan 1-2 kişiyle beraber görevleri yapmaya başladık. Çok güzeldi tıpkı eski günlerdeki gibi... Böyle bir şeyi en son 39. seviye sınırında yapmıştım o günleri hatırladım, çok eğlendim.
görevleri yaparken düşürdüğüm efsunlu bir yüzük:
Ve sonunda başarımın nişanesi olarak teşkilattan ilk madalyamı da almıştım.
İlerde grup bölgelerinde almaktan bıkacağım belki de
Bugün oyunda başıma gelen güzel olaylardan biri Esvedibihak isimli bir dost edinmiş olmamdır. Kendisi bana tazı görevimde yardım etti. Bir kez daha sana buradan teşekkür ediyorum. Saolasın dostum
Karakterimi kasarken biraz sıkıldım. Uzun zamandır grup bölgesine gitmiyordum. Ben de hasretimi dindirmek için kardeşimin hesabından Cyanide isimli şifacısıyla kenana gittim. Motordan sonra çıktık ama olsun o bile bana yetti :roll:
Motorda beni özlemiş olacak ki bana bir asa armağan etti. Gerçi bende vardı ama düşünmesi yeter Teşekkürler Motor !
Hesabıma akşam saatlerine doğru çemberlitaş kutu eklentisi aldım ve tekrar oyuna giriş yaptım. Çeteci mağarası görevlerinden 30 dakikada 20 çeteci muhafızı görevini aldım. Bu görevi nasıl yapacağım diye kara kara düşünürken kendisinden yardım istemememe rağmen IxxEsRaxxI isimli yardımsever büyücü bana yardım etmeyi teklif etti ve çeteci muhafızı görevimi yaptı. Kendisine teşekkür ediyorum.
Sonrasında isminin gizli kalmasını isteyen yardımsever bir nefer kalan çeteci görevlerimde bana yardım etmek için seferber oldu. Sağ elin verdiğini sol el bilmemeli hesabı isminin günlükte yer almasını istemedi. Dev Ana dışında ki tüm çeteci görevlerime yardım ettiği için ona da çok teşekkür ediyorum.
Günün sonunda [komutandan kıyak] görevini yapmak için balıkçının yanına gittim ve onunla eski halinden eser kalmayan İstanbul boğazını seyre daldık, günü noktaladım.
- Retaliation
- Cin Sigorta Üyesi
- Mesajlar: 5030
- Kayıt: 27 Haz 2015 13:39
- Sunucu: Eminönü
- Konum: İstanbul
Re: Plafect'in Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Şurayı okuyunca uzaklara daldı gözüm.Plafect00 yazdı:
Günün sonunda [komutandan kıyak] görevini yapmak için balıkçının yanına gittim ve onunla eski halinden eser kalmayan İstanbul boğazını seyre daldık, günü noktaladım.
Re: Plafect'in Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Selamlar,
Bundan sonra yazılarımı bu renk tonunda ve normalden biraz daha büyük yazmayı planlıyorum; daha rahat okunması için.
Bundan sonra yazılarımı bu renk tonunda ve normalden biraz daha büyük yazmayı planlıyorum; daha rahat okunması için.
Re: Plafect'in Günlüğü [EMİNÖNÜ]
Selamlar,
Bugün çok büyük gelişmeler kaydettim.
Oyuna girdiğimde karakterim dün akşamdan beri -onu bıraktığım yerde- balıkçının yanında boğazı seyrediyordu.
Komutana doğru ilerlemeye başladım; "Dev Ana" görevini almak için. Yolda maden çektim ve ufak tefek saf madenler çıktı.
Alabileceğim başka hangi görevler var diye açıklamalı görev listesine bakıyordum ki bir görev dikkatimi çekti: Agah Bey'in Kayıp Yüzüğü. Görevde Agah'ın kör olduğu gün anlatılıyordu. Ben de daha önce farketmemiş olanların bu görevi okuması gerektiğini düşündüm. İpuçları ve soru işaretleriyle dolu bir hikaye.
Normalde görevlerin açıklamalarının forumdan paylaşılmasının yasak olduğunu biliyorum ancak bu gerçekten paylaşılması şart olan bir görev. Forum yetkililerinden tolerans göstermelerini rica ediyorum.
Görevi okumayı bitirdikten sonra meteor bölgesine inip Elif'ten "Kurt Adam" görevini aldım. Kurt mağara girişinde bazı neferler düello yapıyorlardı. Yardım istedim, bir nefer düelloyu bırakıp bana yardım etti. Görevin sonunda da bana 2 adet efsunlu eşya verdi. Kendisine teşekkürlerimi iletiyorum.
Çantamızda 1 Milyon parayı da gördük haydi hayırlısı
Bab-ı Alide bir savaşçı gördüm. Daha önceki iletilerimden birinde belirttiğim bir savaşçının bana verdiği eşyaları ona vermek için ticaret açtım.
Ancak ihtiyacı olmadığını ve eşyaları ihtiyacı olan birilerine vermem gerektiğini söyledi. Hassasiyetinden dolayı ona teşekkür ediyorum. Günlüğümde paylaştığım bana hediye edilen eşyaları atmacağım/satmayacağım. Ne de olsa hediye mal satılmaz öyle değil mi ? O eşyaları ben de ihtiyacı olan birilerine hediye edeceğim. Bu da cin görevlerimi yaparken düşürdüğüm bir eşya.
Bunları yaptıktan sonra biraz ara verdim. Yarım saat sonra oyuna tekrar girdim ve Retaliation'u oyunda gördüm. Hal hatır sorma aşamasından sonra kendisinden beni holde kasmasını rica ettim. Beni kırmadı ve 36 seviyeden 43 seviyeye kadar beni holde kastı. Holdeyken düşen ilginç bir çanta :?
Bunlar da düşen birkaç tılsım. :arrow:
Ben 40 seviye olunca yeteneklerim sıfırlandı ve ben de tank oldum. Sonra fırsat bu fırsat deyip ırklara gitmeyi teklif ettim.
Bana bir tılsım ve birkaç reçete düştü.
Furkan'la bir foto aldık fakat ben ismini sansürlediğimden Furkan olduğunu anlayamayabilirsiniz
Sonrasında bir grup buldum ve ilk Kenanımı da böylece atmış oldum. Bir şey düşmedi ama olsun elbet düşecek
Günlüğü okuyanlardan yeni yazı stilimin hakkında yorum bekliyorum. Bu şekilde daha mı iyi olmuş yoksa eski halinde yazmaya devam mı etmeliyim? Veya renk ve boyut ideal mi? Renk daha mı koyu/açık olmalı? Ya da başka bir renkle mi yazmalıyım? Yorumlarınız bekliyorum, iyi oyunlar, iyi forumlar.
Bugün çok büyük gelişmeler kaydettim.
Oyuna girdiğimde karakterim dün akşamdan beri -onu bıraktığım yerde- balıkçının yanında boğazı seyrediyordu.
Komutana doğru ilerlemeye başladım; "Dev Ana" görevini almak için. Yolda maden çektim ve ufak tefek saf madenler çıktı.
Alabileceğim başka hangi görevler var diye açıklamalı görev listesine bakıyordum ki bir görev dikkatimi çekti: Agah Bey'in Kayıp Yüzüğü. Görevde Agah'ın kör olduğu gün anlatılıyordu. Ben de daha önce farketmemiş olanların bu görevi okuması gerektiğini düşündüm. İpuçları ve soru işaretleriyle dolu bir hikaye.
Normalde görevlerin açıklamalarının forumdan paylaşılmasının yasak olduğunu biliyorum ancak bu gerçekten paylaşılması şart olan bir görev. Forum yetkililerinden tolerans göstermelerini rica ediyorum.
Görevi okumayı bitirdikten sonra meteor bölgesine inip Elif'ten "Kurt Adam" görevini aldım. Kurt mağara girişinde bazı neferler düello yapıyorlardı. Yardım istedim, bir nefer düelloyu bırakıp bana yardım etti. Görevin sonunda da bana 2 adet efsunlu eşya verdi. Kendisine teşekkürlerimi iletiyorum.
Çantamızda 1 Milyon parayı da gördük haydi hayırlısı
Bab-ı Alide bir savaşçı gördüm. Daha önceki iletilerimden birinde belirttiğim bir savaşçının bana verdiği eşyaları ona vermek için ticaret açtım.
Ancak ihtiyacı olmadığını ve eşyaları ihtiyacı olan birilerine vermem gerektiğini söyledi. Hassasiyetinden dolayı ona teşekkür ediyorum. Günlüğümde paylaştığım bana hediye edilen eşyaları atmacağım/satmayacağım. Ne de olsa hediye mal satılmaz öyle değil mi ? O eşyaları ben de ihtiyacı olan birilerine hediye edeceğim. Bu da cin görevlerimi yaparken düşürdüğüm bir eşya.
Bunları yaptıktan sonra biraz ara verdim. Yarım saat sonra oyuna tekrar girdim ve Retaliation'u oyunda gördüm. Hal hatır sorma aşamasından sonra kendisinden beni holde kasmasını rica ettim. Beni kırmadı ve 36 seviyeden 43 seviyeye kadar beni holde kastı. Holdeyken düşen ilginç bir çanta :?
Bunlar da düşen birkaç tılsım. :arrow:
Ben 40 seviye olunca yeteneklerim sıfırlandı ve ben de tank oldum. Sonra fırsat bu fırsat deyip ırklara gitmeyi teklif ettim.
Bana bir tılsım ve birkaç reçete düştü.
Furkan'la bir foto aldık fakat ben ismini sansürlediğimden Furkan olduğunu anlayamayabilirsiniz
Sonrasında bir grup buldum ve ilk Kenanımı da böylece atmış oldum. Bir şey düşmedi ama olsun elbet düşecek
Günlüğü okuyanlardan yeni yazı stilimin hakkında yorum bekliyorum. Bu şekilde daha mı iyi olmuş yoksa eski halinde yazmaya devam mı etmeliyim? Veya renk ve boyut ideal mi? Renk daha mı koyu/açık olmalı? Ya da başka bir renkle mi yazmalıyım? Yorumlarınız bekliyorum, iyi oyunlar, iyi forumlar.