Retaliation-YollugTigin-IıIıIYaMaNIıIıI Günlüğü

[Retaliation]

Keyifle okudum günlüklerini, kalemine kuvvet

İyi dilekleriniz için teşekkür ederim.

[Retaliation]

Merhabalar;

Dün itibari ile yayınlanan Çınaraltı Radyosu'ndan aldığımız bilgiler ışığında karakterlerimizin eksik olan Hol görevlerini tamamlamaya karar kıldık. Oyunda saatlerce efor sarf ettik. Yeri geldi defalarca öldük, koşuşturduk hatta Lodoslarla beraber dahi hareket ettik. Neyse ki başardık. Reta Beylerin görev konusunda sıkıntı çekmediği için sıhhatli olduğu şu zamanda;
kardeşleri YollugTigin ve IıIıIYaMaNIıIıI neferleri için güneş ışığı bir müddet yasaktı. Ayrıca yavru büyücümüz için henüz girişimlere başlamadık.


Efenim, Ekmek Parası [49] görevi için silahşor hanımefendi Işık'ın yolunu tuttuk. Bizim harap halinizi görünce kıyametten mütevellit merhametsiz erkeksi havası yumuşamıştı. Tabiri caizse sabah ezanına kalkmış gibi görünüyorduk.
Sadede gelelim, Hol Bölgesi hakkında kısa bir araştırma yapan Işık Hanım, orada para edecek şeylerin olabileceği kanaatindeydi.
Onun bu ısrarcı tavrını, konuşurken yüzünde beliren kaslarından anlıyordum.

Örümcek Çukurunda bulduğumuz bir sandığın içerisinde parıl parıl parıldayan Tılsım, Işık Hanım'ın doğruluğunun bir göstergesiydi. Eminönü'ne geri döndük. Işık Hanım, bu durumu ivedilikle Arzuhalci'ye iletmemizi söyledi. Yine gizem başlıyordu.

Ardından bir genç kıza denk geldik. Alımlı, narin bir vücuda sahip bir kızdı bu. Kıyamet'in eşsiz güzelliklerinden bir tanesi de denilebilirdi. Saçını sağ eliyle arkaya doğru atarak bize seslenmişti. "Nefer!" Ağır adımlarla yanıan varmıştık. Sonra ağlamaya başlamıştı. "Kocamı kaçırdılar ,fare adamlar. Param olduğunu sanıyorlar. Fidye istediler, Büyük Hol girişine parayı getir dediler." demişti. Mazluma el atmak bir neferin asli görevidir. Bu görevi yapmak için yola koyulduk. Bir Lodos neferi büyücünün yardımıyla Kırmızı Madalyonlu Adam'a ulaştık. Ancak etrafta bir gariplik vardı. Kırmızı Madalyonlu Adam, bir Gizit elemanıydı ve üzerimize geliyordu. Karşı saldırıya geçerek işini bitirdik.

Boynundaki madalyonu kopartıp üzerindeki kanı leşe sildik. Eminönü'ne, Dilara'nın yanına geri döndüm.
Kadıncağız beni görünce kaçmaya yaltanır gibi oldu. Ancak ayakları birbirine dolanıyordu. Başı önde eğik, ellerini önünde birleştirmiş masumca(!) bekliyordu. Madalyonu adeta taş atar gibi kadına uzattık. Ağlıyordu. Madalyonu mahçupça aldığında kulağına eğilerek fısıldadık: "Şimdi bu gözyaşları gerçek mi?" Kadının gözleri büyümüştü. Büyük bir çukurdu adeta. Ağır ağır, hafif sendeleyerek geri adım attık. O anda aklımıza Yasemin gelmişti. Yasemin... Esmer güzeli antika kılıçları seven Yasemin...
Daha önce Gizitlerle bir meseleyi çözmüş olan o Yasemin'in güvende olup olmadığını görmeye gittik. Neyse ki sağlıklıydı. Uzaktan el salladık ve uzaklaştık.

Hol'e tekrar adım attığımızda karşılaştığımız komik bir durum.

Akabinde Lodosların peşine takılarak Irkların mekanlarında dolaştık. Başkalaşmış şeyler, her zaman tehlikelidirler. Çılgınlığın zirvesine ulaşmış aklımızın odalarının çıkış kapısını arıyorduk adeta. Beynimiz, kalbimize adrenalin pompaşamsı için adeta emir veriyordu. O adrenalin ile ayaklarımız harekete geçiyordu. Akılsız başın ahını çekiyorlardı. Irklarda kanla öfke biriktirdiğimiz vakitte yerde göze çarpan bir telefon vardı. Ahizesini elimize alıp tanıdık o numarayı çevirdik. Ses tanıdıktı. "Geçmiş." diyordu. "Geri gelmeyecek. İhtiyarların anlattığı hikayeler... Bunların hepsi yalan. Canavara dönüşmen gerekiyor." diyordu. Telefondaki ses sustuğunda gözlerimiz de yerdeki taş aralığından yeşermeyi başarmış çimenden kendini alabildi. Sonra telefonun kablosunun olmadığını fark ettik. Rabbim, deliriyor muyum? Bu sorular zihnimi meşgul ediyordu. Kafamı bir duvara yasladım. Evet başlıyordu. O geliyordu. Huzursuzluk...

Akabinde Irkların ilerisinde yerde ölmekte olan Yaralı bir Meran gördük. Tıslıyordu. Vücudu yara bere içindeydi. Bizi gördü ve göz bebekleri büyüdü. "Sen..." dedi. "Sen O'sun. Rahibeyi öldüren, elçiyi öldüren..." Onaylar biçimde kafa sallamıştık. "Kisless kültü uyanıyor" demişti. Ardından acısına son vermemizi istedi. Ölümü beklerken yine tanıdık bir şeyler mırıldanıyordu. "Önce dişi ve erkek vardı.Birbirini tamamlayan Erkek..." orada acısına son vermiştik. Ardından üzerinde Junon'dakine benzer bir anahtar bulduk. Anahtarı alarak yola devam ettik.

Bir ara şifacımıza geçerek Saatler [49] görevini yapmaya çalıştık. O esnada görevlerden bihaber oyunculardan biri ile karşılaştım. Beni üzdü.

Ardından bir Lodos ekip ile bu görevi başarı ile tamamladık.

Kapının çalışmadığını fark ettiğimizde boynumuz bükük ayrıldık ve Arzuhalci'nin yanına gittik. Durumu Arzuhalci'ye bildirdik ve o da üzerinde çalışacağını söyledi. Başımdan geçenleri de anlatınca kafama takmamam gerektiğini ve dinlenmem gerektiğini söyledi. Haklıydı.

Lakin aklım hala Yasemin'de idi. İskeleye tekrar uğrayarak Yasemin'e göz attık. İskelenin ortasında dizlerini karnına çekmiş ve dizlerini de kollarıyla ile sarmış bir vaziyette öfkeli denizi izliyordu. Sırtımızı, onun sırtına verdik. Derin bir nefes aldık. Bir nebze de olsa kötü hislerden arındık.

*

Esen kalmanız dileğiyle, selametle!

[Windowss]

Forumu şu sıralar aktif olarak kullanıp yazılanları takip ediyorum. Önceden açmıştım hesabımı. Forumu kullanma sebeplerimin başında kıyamet günlüklerini takip etmek geliyor ve senin günlüğün en sevdiğim günlükler arasında. Kullandığın üslup çok akıcı, hemen okuyup bitiriyor insan, son dizelerini okuyup, son görselleri görünce içimde buruk bir acı hissediyorum tıpkı şeye benziyor bu çok severek okuduğun bir kitabın sonuna gelirsin ya o hissiyatı yaşıyorum oyuna çok vakit ayıramıyorum yoğunluğum dolayısı ile ama ciddi anlamda söylüyorum okurken oyunu yaşıyorum zihnimde her şey çok net canlanıyor. Neyse çok uzattım farkındayım kalemine ve zihnine kuvvet bol şanslar

[LethieN]

Anlaşılan Karaköy hazırlıkları başlamış.

[Retaliation]

Forumu şu sıralar aktif olarak kullanıp yazılanları takip ediyorum. Önceden açmıştım hesabımı. Forumu kullanma sebeplerimin başında kıyamet günlüklerini takip etmek geliyor ve senin günlüğün en sevdiğim günlükler arasında. Kullandığın üslup çok akıcı, hemen okuyup bitiriyor insan, son dizelerini okuyup, son görselleri görünce içimde buruk bir acı hissediyorum tıpkı şeye benziyor bu çok severek okuduğun bir kitabın sonuna gelirsin ya o hissiyatı yaşıyorum oyuna çok vakit ayıramıyorum yoğunluğum dolayısı ile ama ciddi anlamda söylüyorum okurken oyunu yaşıyorum zihnimde her şey çok net canlanıyor. Neyse çok uzattım farkındayım kalemine ve zihnine kuvvet bol şanslar

İyi dilekleriniz için teşekkür ederim.

Anlaşılan Karaköy hazırlıkları başlamış.

Başladı ve bitti. Bir günde başarabildik.

[BayTerapi]

Ben daha telefona gidemedim.

[Retaliation]

Ben daha telefona gidemedim.

Kısmetse Karaköy'ün tam yayın tarihinden önce mutlaka yaparız Murat.

[BayTerapi]

Ben daha telefona gidemedim.

Kısmetse Karaköy'ün tam yayın tarihinden önce mutlaka yaparız Murat.

Karaköy dedin de ben test sunucusuna katılamıyacağım, moralimi bozdun.

[Retaliation]

Ben daha telefona gidemedim.

Kısmetse Karaköy'ün tam yayın tarihinden önce mutlaka yaparız Murat.

Karaköy dedin de ben test sunucusuna katılamıyacağım, moralimi bozdun.

Ağlattın.

[romendiyojen]

Ben daha telefona gidemedim.

Kısmetse Karaköy'ün tam yayın tarihinden önce mutlaka yaparız Murat.

Karaköy dedin de ben test sunucusuna katılamıyacağım, moralimi bozdun.

Ağlattın.

Umarim Baska Yerde Ve zamanda karsilasiriz Retaliation.