Wrath'ın Günlüğü - Teşkilat

Anılarını Kıyamet Günlüğü'nde sakla! Geçmişin, geleceğe ışık tutsun!
Kullanıcı avatarı
WRATHforum
Salgın Koruyucusu
Salgın Koruyucusu
Mesajlar: 23
Kayıt: 30 May 2015 22:51
Sunucu: Teşkilat
Klan: Lodos

Re: Wrath'ın Günlüğü - Teşkilat

Mesaj gönderen WRATHforum »

Junonla son görüşmemden beri kendimde değildim . Kafamın içinde bütün o yılanlar , zindanlar , kemiklerinden başka bir şeyi kalmayan o zavallı adam . İnsanlar bu kadar acımasız olacak kadar ne yaşamış olabilirler diye düşünüyordum sürekli ama cevapları bulamıyordum bir türlü , beni en çok korkutan şeylerden biriydi bu insanlar gibi zalim ve bir hiç olmak ... Arzuhalci'nin yanına uğradığımdaysa bu bitkin halimi görmüş olacak ki bana oturup soluklanmamı söyledi ve başımdan geçenleri anlatmamı istedi . Her şeyi anlattım o çukurları , ölü bedenleri , Junon'u , Zindanını ... Ona bir kaç önemli bilgiyi verdikten sonra gidip Yusuf ağabey ile konuşmamı istedi ama şu an için buna hazır değildim . Çınaraltından uzaklaşıp Halime Teyze'nin yanına uğradım . Son zamanlarda tutturmuştu '' Büyük adam olacaksın sen , oku da şu sınavlara gir evladım . Savaş sana göre değil , anan görse çok üzülürdü . '' diye öğüt veriyordu bana . Ama olmayacaktı böyle bir şey , ben ne o yılları içinde barındıran tarih kitaplarına ne de labaratuarlara aittim . Benim yerim burasıydı , kaderimde vardı savaşmak , insanları korumak , gerekirse ölmek ...
Resim
Resim

(Bilgisayar değiştirdiğim için bazı eski resimleri koymak zorunda kaldım , Junon ve Sığınak gibi bölgelere girdim ve ardından Khaos görevini aldım en kısa zamanda yapmaya çalışacağım günlüğü taze tutmak için . ''MEKANİK'' loncasına ve Berk'e yardımı için burdan teşekkür ediyorum :arrow:
BİZLER TARİHİN ORTANCA ÇOCUKLARIYIZ .
Kullanıcı avatarı
WRATHforum
Salgın Koruyucusu
Salgın Koruyucusu
Mesajlar: 23
Kayıt: 30 May 2015 22:51
Sunucu: Teşkilat
Klan: Lodos

Re: Wrath'ın Günlüğü - Teşkilat

Mesaj gönderen WRATHforum »

Resim
Neredeydim ben ? Burası iğrenç kokuyordu . Gerçi artık iğrenç kokmayan bir yer varmıydı İstanbul'da merak ediyordum . Ama buraya ne zaman gelmiştim ben , Çeteci mağarasına benziyordu burası . En yakın arkadaşım Can'ın öldürüldüğü yerdi burası . O iğrenç çetecilerdenn hep bu yüzden nefret etmiştim ama anlamıyordum . Oynatamıyordum kollarımı , bacaklarımı . Neler oluyordu burada . Bağlanmıştım ben , lanet olsun ! Kim bağlamıştı beni buraya . Oh , hayır beni kurban edeceklerdi bu iğrenç yerde . Elinde baltası olan bir adam üzerime doğru yürüyordu . '' İmdattt '' diye bağırmak istiyordum ama sesim çıkmıyordu . Hayırr , hayırrrr !

Resim
Ter içinde uyanmıştım , İstihbarat Subayı hemen yanıma gelip beni sakinleştirmeye çalıştı . Neler olmuştu biraz önce öyle . Noluyordu , yoksa kafayımı yemeye başlıyordum ? Her şey Junon'un o zindanından sonra olmaya başlamıştı . Aklımı kurcalayan bir şeyler vardı , tanıdık gelen bir şeyler ...

Resim
Ayrılmam gerektiğini söyleyerek Subay'a yol aldım Çemberlitaşa . Demek adı buydu , artık bende alışmıştım '' Çemberlitaş '' . Şu koca demirlerin arasında yeni bir ufuk , belkide yeni bir dünya ... İnsanların beni tanımaması lazımdı , hemen yüzüme atkımı sararak tozun , dumanın arasında ilerlemeyi başladım . Oradalardı , Arzuhalci'nin adamları beni tanımış olacaklar ki elleriyle işaret ettiler bana , yanlarına gittim ve bana hazır olup olmadığımı sordular . Hazır mıydım ? Başka biri olmaya , yeni şeyler keşfetmeye , öldürmeye , ölmeye , iz bırakmaya , tarihin kirli sayfaları arasında toz olup gitmeye . Hayır değildim , ben sadece yaşamak ve uzaklara gitmek istiyordum ama yapamazdım . '' Hazırım ! '' dedim . İşte başlıyordu maceram , hayatımın en çılgın belkide en korkunç günleri oradaydı tam karşımda ...
BİZLER TARİHİN ORTANCA ÇOCUKLARIYIZ .
Kullanıcı avatarı
WRATHforum
Salgın Koruyucusu
Salgın Koruyucusu
Mesajlar: 23
Kayıt: 30 May 2015 22:51
Sunucu: Teşkilat
Klan: Lodos

Re: Wrath'ın Günlüğü - Teşkilat

Mesaj gönderen WRATHforum »

İlerliyorduk , uçsuz bucaksız o karanlıkta ve sonra ışığı gördük . Ve sesler , bir takım radyoaktif dalgalar . Yaklaşmıştık demek ki sonun başlangıcına . 2 adet robot vardı orada tıpkı Mısır Çarşısında çocukluğumdan beri konuştuğum GB-Anı gibi robotlar . Yanlarına gitmeyi düşündüm , onlarla konuşmak için ...

Resim
'' Neler oluyorr ? '' diye bağırdı adamlardan biri , çelik zırhlı ve iri yarı olan atıldı ileriye '' saklanın , KAÇIN ! '' diye bağırıyordu . Saldırgandı bu robotlar , ilk defa böylesini görmüştüm alevler saçıyor , bizi parçalara ayırmaya çalışıyorlardı ve Dikkatimizi dağıtan bazı dalgalar yolluyorlardı bize . Neyseki onları alt edebilmiştik güçlü büyücülerimiz sayesinde . Sonra arkada kan izleri gördüm . Olamaz ! Bu genç bir büyücüydü ve kanıyordu , robotlar ona ulaşmayı başarmışlardı , şifacımız hemen yanına koştu ve onu bir Sağlık Ocağı'na götürmemiz gerektiğini söyledi . Diğerleride aynı fikirdeydi , burası öldürücü bir yerdi . Ama ben gidemezdim buradan , görevim vardı . Khaos odasını bulmalı ve içinin fotoğrafını çekmeliydim . Sonra ufak bir oda gördüm , arkamı döndüğümde ise sadece 3 kişi kalmıştık diğerleri çoktan kaçmıştı bile ...

Resim
Bir sürü kitap ve resimle doluydu bu ufak oda , kimdi bu resimlerdeki insanlar . Teşkilata ihanet eden Hainlerdi bazıları , bazılarıysa genç bilginlerdi , kimisi ise çoktan ölmüş bir takım insanlardı , bunların arasında benim öldürdüğüm bir çok tanıdık yüz vardı . El yazısı tanıdık gelmişti ama anlamıyordum Agah Efendi'nin o resimde ne işi vardı . '' İşte orada '' dediğini duydum birinin . Sonra üzerinde Khaos yazan o odayı fark ettim .

Resim

İçeri girdim yeni dostlarımla ve bir robot vardı orada , bir de resim .

Resim
NEYDİ BU BÖYLE ? Bu bilimadamları , fabrikalar , bu fotoğraf makinesi . Yalan mıydı yoksa hepsi . Tüm teşkilat halkı buranın gerçekten var olduğuna inanmıştı ama bu sadece kartondan bir resimden mi ibaretti ? Gene mi kandırılmıştık . Artık hiç bir şeye inanamıyordum , demek bu da bir oyundu ...

Hemen oradaki robotun devrelerini tuttum ve konuşması için onu zorladım , bana her şeyin bir sihirbazın numarası olduğundan bahsetti . Burayı evi haline getirmek için , insanları kandıran ve varolmayan kişileri hain ilan ettiren acımasız birisiydi bu . Kudretli bir büyücüydü , İstanbul onun gibisini görmemişti . '' Neeğ OlĞrurr bıraannk bEğnnii '' diye bağırıyordu bana .

Resim
Ne yapıyordum ben , bir an önce çıkmam gerekiyordu buradan , dahası gelebilirdi bu robotların . Ama gitmeden önce yapmam gereken son bir iş vardı . Robotu tuttum ve '' KİM O ADAM !! İSMİNİ SÖYLE BANA ! '' Yaşama içgüdüsüyle bana o son kelimelerini söyledi bu robot '' GAF FFARR '' . Ve sonra yanmaya başladı , lanet olsun bu odada kameralar vardı . Birazdan kim bilir neler olacaktı burda , hemen uzaklaştık odadan ve bu korkunç yerden . Nereye gideceğimi , ne yapacağımı bilmiyordum .

Güvenebileceğim nadir insanlardan biri olan Topal'dı gitmem gereken adam . Ya da o muydu ? Güvenebilirmiydim insanlara , teşkilata , kendime ? Bildiğim tek bir şey vardı artık değişmiştim , acımasız ve zalim birine dönmüştüm . Bana madalyalar takacaklar , ödüllendireceklerdi , ve sonunda onların istediği ama olmaktan korktuğum o adam olacaktım . Bir hiç olacaktım ...

( Khaos'a yardımcı olan arkadaşlara teşekkürler :arrow: )
BİZLER TARİHİN ORTANCA ÇOCUKLARIYIZ .
Kullanıcı avatarı
WRATHforum
Salgın Koruyucusu
Salgın Koruyucusu
Mesajlar: 23
Kayıt: 30 May 2015 22:51
Sunucu: Teşkilat
Klan: Lodos

Re: Wrath'ın Günlüğü - Teşkilat

Mesaj gönderen WRATHforum »

Resim
Gitmem gereken yere doğru yola koyulmuştum , ya da öyle düşünüyordum en azından . Gitmek istediğim değil gitmem gereken yer ... Çok acıydı bu , şimdiden bile kendi hayatımdan ödün vermiş , Teşkilat'ın gitmem gerektiğini söylediği yerlere doğru yola koyulmuştum . Muhafızlarla selamlaştıktan sonra yolda gördüğüm bir kaç madeni taramaya başladım ama değerli bir şey yoktu . Paraya ihtiyacım vardı çünkü ilerde büyük çatışmalar olacağını hissediyordum ve silahlanmam gerekiyordu

Resim
Topal'ın yanındaydım , bana öyle şeyler anlattı ki tek kelimeyle bütün bedenim benden başka bir varlıkmış gibi hissetmeye başlamıştım . Fare adamların beyaz köşk zamanındaki devrim hedefleri , Azat efendiye karşı olan nefreti . Topal'ın bir hain ilan edilmesi ve bunun sonucu olarak Domuz'un yanına sığınması . Teşkilat hani korurdu adamlarını , hain ilan etmişlerdi bu bilge adamı . Ama anlamıyordum bütün bunların arkasında kim vardı , neler dönüyordu , sorularıma cevap bulamıyordum bir türlü ve doğruyu söylemek gerekirse ; Yalnız kalmaktan korkuyordum . Bana bir telefon geldiğini söyledi ve hemen Domuz'un ofisine doğru yöneldim

Resim
BU KESİNLİKLE BİR ŞAKA OLMALIYDI ! BU İNSANLAR BENİ NE ZANNEDİYORDU SANKİ . Gaffar Bey'i öldürmek ? HAHAHA , bu imkansız bir şeydi yüzünü bile görmediğim bir adama nasıl ulaşacaktım , onu nasıl bulacaktım daha korkunçu o Terminal'e bir daha nasıl girecektim . Bir arkadaşımı kaybetmiştim orada kanlar içinde ölümle buluşmuştu . Eğer bu dedikodular doğruysa Gaffar Bey'e ulaşmam onu yok etmem , yanına bile yaklaşmam imkansızdı ! Nasıl yapabilirdim böyle bir şeyi , bu Telefon'un ucundaki adam ne istiyordu benden . '' Onu öldür ve her şeyin sebebini öğren '' demişti , öğrenmek istiyordum aslında . Bir insanın neden bu kadar acımasız olabileceğini ve insanlara bu kadar acı çektirebileceğini . Ama böyle bir şeyi imkan yoktu , Gaffar Beyle yüzleşmeye hazır değildim henüz ve yahut onu öldürmeye ... En azından şimdilik .
BİZLER TARİHİN ORTANCA ÇOCUKLARIYIZ .
Cevapla