***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Tılsım sunucusuna ait Loncaların iletişim, bilgilendirme ve paylaşım alanı
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia
Konum: Bursa / Yıldırım

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

İsrail

İsrail (İbranice: יִשְרָאֵל, Yişra'el; Arapça: إسرائيل, İsrā'īl) ya da resmî adıyla İsrail Devleti (İbranice: Bu ses hakkında מדינת ישראל (yardım·bilgi), Medīnat Yişra'el; Arapça: دولة إسرائيل, Dawlat İsrā'īl), Orta Doğu'da, Asya ve Afrika kıtalarının kesiştiği yerde bulunan bir ülkedir. Coğrafi olarak, Asya kıtasında bulunur. Batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, doğusunda Ürdün, güneyinde ise Mısır ve Kızıldeniz ile çevrilidir.

Başkenti Knesset (İsrail Meclisi) kararına göre Kudüs'tür. Ancak bu durum Birleşmiş Milletler tarafından tanınmamaktadır. İsrail'deki büyükelçilik ve konsoloslukların büyük çoğunluğu, ülkenin finans merkezi olan Tel Aviv'dedir. İsrail, nüfusunun çoğunluğu Yahudi olan tek devlettir.

Uzun ve dar bir şekle sahip olan İsrail, 470 km uzunluğunda olup, en geniş bölgesi yaklaşık 135 km'dir. Sınırları ve ateşkes hatları içerisinde kalan toplam yüzölçümü 27.817 km²'dir. İsrail, yaklaşık 7.282.000'lik nüfusuyla, çeşitli din, kültür ve sosyal geleneklere sahip insanları bir araya getirmiştir. Para birimi Yeni İsrail Şekeli'dir. İsrail Dünya'daki en büyük 43. ekonomiye sahiptir. İsrail, İnsani Gelişme Endeksi'nde Ortadoğu'da ilk sırada yer alır. Asya'da ise beşinci sıradadır. Basın Özgürlüğü Endeksinde israil 86. sıradadır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia
Konum: Bursa / Yıldırım

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Rıza Tevfik Bölükbaşı

Rıza Tevfik Bölükbaşı (1869, Mustafapaşa -31 Aralık 1949, İstanbul) Türk şâir, filozof ve devlet adamı.

Hece vezninde yazdığı şiirlerle tanınan Rıza Tevfik Bölükbaşı, felsefeye merakı nedeniyle Filozof Rıza olarak anılırdı. Tıp eğitimi gören Rıza Tevfik, Osmanlı döneminde milletvekilliği, Milli Eğitim Bakanlığı da yapan çok yönlü bir kişilikti. Politikadaki tutarsızlıkları ve ateşli kişilik yapısı nedeniyle olaylarla dolu bir ömür sürdü. Sevr Antlaşması’nı imzalayan Osmanlı delegesi olarak Yüzellilikler arasında yer aldığı için uzun yıllar sürgünde yaşadı; gurbet acısını, şiirlerinde dile getirdi. Sürgünde iken yazdığı "Uçun Kuşlar" isimli şiirinde yer alan;

"Uçun kuşlar uçun! Burda vefa yok!
Öyle akar sular, öyle hava yok!
Feryadıma karşı aks-i sedâ yok!
Bu yangın yerinde soğuk kül vardır."
kıt'ası, o zamanki sıla özlemini dile getirir.

1869’da günümüzde Bulgaristan sınırları içinde bulunan Svilengrad o yıllarda ise Edirne vilayetine bağlı bir kaza olan Cisr'de doğdu. Babası Mülkiye kaymakamlarından Hoca Mehmet Tevfik, annesi Kafkas muhacirlerinden Münire Hanım idi. Babasının isteği üzerine İstanbul’da bir Musevî okulunda okudu. İspanyolca ve Fransızca öğrendi. Babasının kaymakamlık yaptığı Gelibolu’da rüştiyeyi(ortaokul) bitirdi. Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu. Öğrenci hareketlerine katıldığı için Mülkiye'den kovulduktan sonra 1890’da Tıbbiye'ye girdi. Tıp eğitimi sırasında da birkaç defa hapse girdi çıktı; hapiste mahkumları isyana teşvik etti. Okulu 1899’da bitirip doktor olabildi.

Tıbbiye yıllarında tanıştığı Ayşe Sıdıka Hanım ile evlenerek 3 kız çocuğu sahibi oldu; ancak eşini 1903’te çocukları henüz 3, 4 ve 7 yaşlarında iken kaybetti

1907’de İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi ve bir yıl sonra Edirne mebusu olarak Osmanlı parlamentosuna girdi. 1908'de ilân edilen II. Meşrutiyet sonrası Selim Sırrı Bey (Tancan) ile birlikte at üstünde İstanbul'un asayişinden sorumlu oldu. İstanbul'da İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin en önde gelen şahsiyeti olarak sivrildi ve devrim günleri boyunca Dersaadet'te en etkili kişileri arasına girdi. Bu dönemde iri cüssesi ile nam salmıştı.¹

Bir süre sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti ile anlaşmazlığa düştü. Balkan Harbi’nin İttihatçılar yüzünden çıktığına inanıyor, devletin Birinci Dünya Savaşı’na girmesine karşı çıkıyordu. İttihatçılarla mücadele için 1912’de Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na girdi. Bu sırada Sultan II. Abdülhamit’ten özür dileyen bir şiir de yazdı.

1918’de son Osmanlı kabinesinde Maârif Nâzırı (Eğitim Bakanı) olarak bulundu. Aynı yıl Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın büyük üstâdı oldu. 1919’da Şura-yı Devlet (Danıştay) Reisliği yaptı.

Darülfünun’da felsefe dersleri verdi. Felsefenin eğitim sisteminde yer alması için çabaladı. 23 Temmuz 1908 tarihinde başlayan II. Meşrutiyet Dönemi (1908-1918) boyunca tiyatro salonları ve kıraathanelerde halka açık verdiği konferanslar ile tanındı.

Osmanlı delegesi olarak, Sevr Antlaşması'nı (10 Ağustos 1920) imzaladı. Bu nedenle Yüzellilikler listesinde yer aldı ve 1922’de yurtdışına kaçtı. Sürgün yıllarında Hicaz, Amerika Birleşik Devletleri, Ürdün ve Lübnan'da yaşadı.

Af Kanunu’ndan faydalanarak 1943’te kendi ifadesiyle "hesaplaşmak için değil, vedalaşmak için" yurda döndü. 31 Aralık 1949’da, felç tedavisi için yattığı İstanbul Vakıf Gurebâ Hastanesi’nde zatürreeden öldü. Mezarı, Zincirlikuyu Asrî Mezarlığı’nda bulunmaktadır.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia
Konum: Bursa / Yıldırım

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

İlhan Koman, heykeltıraş

İlhan Koman (d. 1921, Edirne - ö. 30 Aralık 1986, Stockholm), Türk heykeltıraş.
Bilim ve sanatı bir araya getiren eserleriyle ünlendi, bu özelliğinden ötürü Türk Da Vinci'si olarak anıldı.
1921'de Edirne'de doğdu. Edirne Lisesi'ni bitirdikten sonra, 1941'de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'ne girdi. Bir yıl sonra heykel bölümüne geçti, Rudolf Belling'in öğrencisi olarak 1945'te bu okulu bitirdi.

1947-50 arasında Fransa'da Academie Julian ve l'Ecole du Louvre'da çalışmalar yaptı ve ilk sergisini Paris'te açtı. 1958'e kadar İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğretim üyeliği yaptı, daha sonra İsveç'e yerleşti ve ölümüne kadar orada yaşadı.

1967'de Stokholm Uygulamalı Sanatlar Yüksek Okulu'na öğretim üyesi olarak kabul edildi. Bu dönemde yeni geometrik türevler ve yel değirmenleri gibi bilimsel buluşları tescillendi. Anıtkabir'in büyük rölyeflerinden doğu kanadını yaptı. 1954 Ankara Devlet Sergisi'nde ikincilik, 1955 Ankara Devlet Sergisi'nde birincilik ödüllerini aldı.

1969'da İsveç'te Sundsvall'da bir alan düzenlemesi için açılan yarışmada birincilik ödülü, 1970'te de Örebro Belediye Sarayı önüne konulmak üzere yaptırılan heykel yarışmasında da birincilik ödüllerinden birini aldı. Yaşamının son yirmi yılını ailesiyle birlikte yaşadığı ve atölye olarak da kullandığı Hulda adlı teknesinde geçirdi. İlhan Koman 1986'da 65 yaşındayken İsveç'in başkenti Stokholm'de hayatını kaybetti.

Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürlüğü binasının önünde bulunan Akdeniz Heykeli sanatçının Türkiye'de bulunan çalışmalarından en bilinenidir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia
Konum: Bursa / Yıldırım

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

İhsan Sabri Çağlayangil

İhsan Sabri Çağlayangil (1908, İstanbul - 30 Aralık 1993, Ankara), Türk siyasetçidir. 1965 - 1971 ve 1975 - 1977 arasında Dışişleri Bakanlığı, 1979 - 1980'de Cumhuriyet Senatosu başkanlığı ve Cumhurbaşkanı vekilliği yapmıştır. Kendi yazmış olduğu anılarında memleketini Değirmenboğazı, Manyas olarak belirtmiştir. Ubıhlardandı.

İstanbul (Erkek) Lisesi mezunudur. 1932'de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün çeşitli kademelerinde görev yaptı. 1937 yılında Dersim harekatının sonuçlanmasının ardından kurulan mahkemede idama mahkûm edilen sanıkların infazını düzenlemekle görevlendirildi.

1945'de Ahlat kaymakamı, 1948'de Yozgat, 1950'de Antalya, 1953'de Çanakkale, 1954'de Sivas valisi oldu. Aynı yıl getirildiği Bursa valiliği görevini 1960'a değin sürdürdü. Memleketi olduğu için Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın özel önem verdiği bu valilik nedeniyle Demokrat Parti hareketinin önemli isimlerinden birine dönüştü. 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra tutuklanarak önce Yassıada, ardından Balmumcu'da hapis yattı. Yargılanmadan 6 ay sonra serbest bırakıldı.

1961'de siyasete atılarak, Adalet Partisi'nden Bursa senatörü seçildi. 20 Şubat 1965'te Suat Hayri Ürgüplü başkanlığında kurulan koalisyon hükümetinde Çalışma Bakanı oldu. 1965 genel seçimlerinin ardından kurulan Demirel hükümetinde Dışişleri Bakanı olarak görev aldı. Görevi sırasında çok iyi bilmediği diplomasi dünyasına hızla alıştı, komplekssiz kişiliği ve bilmediği konularda dışişleri personeline tam güveniyle başarılı bir bakan oldu.

Hükümetin 12 Mart 1971 askeri müdahalesi üzerine istifa etmesiyle, bu görevden ayrıldı. 12 Mart döneminde senato üyeliğini ve AP içindeki etkili konumunu sürdürdü.

Mart 1975'te Demirel'in kurduğu I. Milliyetçi Cephe hükümetinde gene Dışişleri Bakanlığı görevine getirildi. 5 Haziran 1977 genel seçimlerinden sonra kurulan CHP azınlık hükümetinin güvenoyu alamamasından sonra Temmuz 1977'de Süleyman Demirel başkanlığında oluşturulan II. Milliyetçi Cephe hükümetinde de aynı görevi üstlendi. Aralık 1977'de hükümetin bir gensoruyla düşürülmesine değin bakanlık görevini sürdürdü. Ekim 1979'daki ara seçimlerden sonra Cumhuriyet Senatosu başkanlığına seçildi. 6 Nisan 1980'de görev süresi dolan Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün yerine cumhurbaşkanlığı görevine vekalet etti. 12 Eylül 1980 askeri müdahalesiyle sona eren bu görevi sırasında kontenjan senatörleri ataması mecliste tartışmalara yol açtı.

1982 Anayasası'nın geçici 4. maddesi ile 5 yıllık siyaset yasaklıları arasına giren Çağlayangil, Mayıs 1983'te siyasal partilerin kurulmasına izin verilmesinden sonra Büyük Türkiye Partisi'nin (BTP) kuruluşunda rol oynadı. Partinin Milli Güvenlik Konseyi kararıyla kapatılmasının ardından bazı eski AP'li ve CHP'li politikacılarla beraber 1 Haziran 1983 - 30 Eylül 1983 arasında Zincirbozan'da (Çanakkale) gözetim altında tutuldu. 6 Eylül 1987'de yapılan referandum sonunda siyaset yasağı kalktı, ancak Kasım 1990'da aktif siyasetten ayrıldığını açıkladı.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia
Konum: Bursa / Yıldırım

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Rıza Maksut İşman

Rıza Maksut İşman (1915, İstanbul - 30 Aralık 2004, İzmir), Türk atlet. Spor hayatına bisiklet dalında başlamıştır. Atletizme başlaması ise 1934'te yapılan bir kır koşusu ile olmuştur.

1935 yılında Altıncı Balkan oyunları'nda ilk kez 5000 ve 10.000 metre koşarak milli olan atlet, 1936 yılında 4 Türkiye rekoru kırdığı Atina'daki Balkan Oyunlarında ikinci olmuştur. 1940 yılında İstanbulda yapılan Balkan oyunlarında 800 metrede birinci olmuştur. 1941 yılında 800 metre ile 10.000 metre arasındaki bütün mesafelerde yeni Türkiye rekorlarının sahibi olan milli atlet. 800, 1500 ve 3000 metrelerde çeşitli tarihlerde Balkan ve Türkiye rekorlarının sahibi olurken, 1948 Londra olimpiyatlarına da katılmıştır.

Uzun yıllar Atletizmden kopmayan Rıza Maksut İşman, 1975 yılında Kanada'da yapılan ilk dedeler yarışmasının da birincisidir. Bu tarihlerde Amerika'da katıldığı yarışlarda 15 madalya kazanmıştır.1976 yılında Amerika ’nın Toronto kentinde yapılan yaşlılar arasındaki yarışmalarda 800 ve 3000 metrelerde şampiyon olurken 300 metrede dünya rekoru kırmıştır.

İstanbul bölgesi antrenörlüğünden emekli olan Rıza Maksut İşman, Cahit Önel gibi birçok atletin antrenörlüğünü yapmıştır.

1940'ta Fenerbahçe forması giyerken Balkan Şampiyonluğuna ulaşmış, daha sonra Galatasaray Atletizm Kulübü'ne transfer olmuştur.

Başarıları
1938 - Taksim'deki 1500 metre koşusuyla 1948'e kadar Türkiye rekorunu elinde bulundurmuştur. (derece: 4:11,2)
1940 - İstanbul'da gerçekleşen 11. Balkan Oyunları'nda Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya'dan katılmış sporcular arasından 800 metreyi 2:01:2'de koşarak altın madalya kazanmıştır.
1948 - Londra'da gerçekleşen 1948 Yaz Olimpiyatları'nda takım arkadaşlarıyla 800 m, 1500 m ve 4x400 m bayrak yarışına katıldı. Takım arkadaşı Ruhi Sarıalp 3 adım atlamada bronz madalyanın sahibi olmuştur.
1975 - New York'taki uluslararası yarışmada 3000 metreyi 2.likle bitirmiştir. (ustalar) (daha iyi kaynak gerekli)
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia
Konum: Bursa / Yıldırım

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Saddam Hüseyin

Saddam Hüseyin Abdülmecid El-Tikriti (Arapça: صدام حسين عبد المجيد التكريتي), (d. 28 Nisan 1937, El Avja, Tikrit - ö. 30 Aralık 2006, Kadimiye, Bağdat), Irak'ın beşinci cumhurbaşkanı (1979-2003).

Arap milliyetçiliği ile Arap sosyalizminin bir karışımı olan Baasçılığı benimsemiş olan Baas Partisi'nin ve daha sonra Baas Partisi Irak Kolu'nun önde gelen bir üyesi olarak bu partiyi iktidara taşıyan 1968 darbesinde anahtar rol oynamıştır.

Saddam Hüseyin 1979'da resmen Irak'ın devlet başkanı olmasına rağmen aslında bu tarihten çok daha önce ülkenin gerçek iktidar sahibi olmuştu. Sağlığı iyi durumda olmayan Cumhurbaşkanı Ahmed Hasan el Bekir'in yardımcısı olarak, Baas hükümetini yıkabileceğini düşünen ülke içindeki pek çok güç odağına karşı doğrudan kendisi tarafından yönetilen güvenlik güçleri oluşturdu. 1970'lerin başlarında petrol ve diğer endüstrileri millileştirdi. 1970'li yıllar boyunca petrol gelirleriyle Irak hızlı bir ekonomik büyüme yaşarken Saddam Hüseyin de devlet aygıtı üzerindeki otoritesini giderek sağlamlaştırdı. Bu dönemde Irak nüfusunun yalnızca beşte birini oluşturmalarına rağmen Sünni Araplar pek çok kilit yönetim kademesine getirildi.

Hükümeti devirmeye çalışan veya bağımsızlık çabasına girişen Şiiler ve Kürtlere karşı pek çok kez sindirme girişiminde bulundu. Ülkesini adeta bir kışla devletine çeviren Saddam Hüseyin, İran-Irak ve Körfez savaşlarından sonra iktidarını korumayı başardı. İsrail'e karşı olan tutumuyla özellikle Arap dünyasında belirli bir saygınlık kazanmış olmakla birlikte, özellikle Batı dünyasında genel olarak zalim bir diktatör olarak tanımlandı.

2003 yılında ABD Başkanı George W. Bush ve Britanya Başbakanı Tony Blair'in, kitle imha silahlarına sahip olma ve El Kaide ile ilişkileri olduğuna dair suçlamalarının hedefi olan Saddam Hüseyin'i iktidardan indirmek için ABD ve Britanya öncülüğündeki koalisyon güçleri Irak'ı işgal etti. Harekatın başlamasından üç hafta sonra, 9 Nisan 2003 tarihinde başkent Bağdat'ın koalisyon güçlerinin eline geçmesiyle Saddam Hüseyin iktidarı sona erdi, kısa süre sonra da Baas Partisi yasaklandı. Yaklaşık sekiz ay sonra yakalanan Hüseyin daha sonra yargılandı. 5 Kasım 2006'da, 1982'de Duceyl'de 148 Iraklı Şiinin öldürülmesinden sorumlu tutularak idam cezasına mahkum edildi. 30 Aralık 2006'da asılarak idam edildi.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia
Konum: Bursa / Yıldırım

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

31 ARALIK 2014 - TARİHTE BUGÜN

Olaylar
1534 - Kanuni Sultan Süleyman komutasındaki Osmanlı ordusu, Bağdat'a girdi.
1609 - İstanbul'da, Sultanahmet Camii'nin temeli atıldı. Dünyadaki ilk altı minareli cami 8 yılda tamamlanacaktı.
1808 - Fransız kimyacı Joseph Louis #@!?-Lussac sonradan kendi adıyla bilinecek olan gaz kanununu denklem haline getirdi.
1879 - Thomas Edison elektrik ampulunu kamuya tanıttı.
1892 - Deutsche Bank'ın da katılımcısı olduğu grubun yaptığı demiryolu Ankara'ya ulaştı.
1921 - Mustafa Kemal, Çerkez Ethem güçlerinin dağıtılması için Batı Cephesi Komutanlığı'na talimat verdi.
1939 - İstanbul-Berlin arası düzenli uçak seferleri başladı.
1946 - ABD başkanı Harry Truman II. Dünya Savaşının bittiğini resmen açıkladı.
1977 - Cumhuriyet tarihinde ilk kez gensoruyla hükümet düşürüldü: 218 güvenoyuna karşılık 228 güvensizlik oyuyla Milliyetçi Cephe Hükümetlerinden ikincisinin iktidardan düştü.
1994 - Avusturya, Finlandiya ve İsveç Avrupa Birliği'ne üye oldu. Birliğin üye sayısı 15 oldu.

Doğumlar
1880 - George Marshall, 2. Dünya Savaşı sonrası kendi ismi ile anılan yardım planını hazırlayan ABD'li asker ve devlet adamı (ö.1959)
1937 - Anthony Hopkins, İngiliz oyuncu
1941 - Sarah Miles, İngiliz sinema ve tiyatro oyuncusu
1943 - Ben Kingsley, "Gandhi" rolüyle Oscar ödülü'nü alan, İngiliz oyuncu
1948 - Donna Summer, Amerikan sanatçı

Ölümler
1936 - Miguel de Unamuno, İspanyol düşünür, yazar (d.1864)
1961 - Tevfik İleri, Eski DP'li bakanlardan ve Yassıada mahkumlarından (d.1912)
1983 - Sevim Burak, Türk yazar (d.1931)
1994 - Haluk Tezonar, Türk heykeltraş, ressam ( d.1942)
2003 - Arthur Von Hippel, Alman asıllı ABD'li fizikçi (d. 1898)
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia
Konum: Bursa / Yıldırım

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Sultanahmet Camii

Sultan Ahmet Camii, 1609-1616 yılları arasında Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından İstanbul'daki tarihî yarımadada, Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırılmıştır. Cami Mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca "Mavi Cami (Blue Mosque)" olarak adlandırılır. Ayasofya'nın 1934 yılında camiden müzeye dönüştürülmesiyle, İstanbul'un ana camii konumuna ulaşmıştır.

Aslında Sultan Ahmet Camii külliyesiyle birlikte, İstanbul’daki en büyük yapı komplekslerinden biridir. Bu külliye bir cami, medreseler, hünkar kasrı, arasta, dükkânlar, hamam, çeşme, sebiller, türbe, darüşşifa, sıbyan mektebi, imarethane ve kiralık odalardan oluşmaktadır. Bu yapıların bir kısmı günümüze ulaşamamıştır.

Yapının mimari ve sanatsal açıdan dikkate sayan en önemli yanı, 20.000'i aşkın İznik çinisiyle bezenmesidir. Bu çinilerin süslemelerinde sarı ve mavi tonlardaki geleneksel bitki motifleri kullanılmış, yapıyı sadece bir ibadethane olmaktan öteye taşımıştır. Caminin ibadethane bölümü 64 x 72 metre boyutlarındadır. 43 metre yüksekliğindeki merkezi kubbesinin çapı 23,5 metredir. Caminin içi 200'den fazla renkli cam ile aydınlatılmıştır. Yazıları Diyarbakırlı Seyyid Kasım Gubarî tarafından yazılmıştır. Çevresindeki yapılarla birlikte bir külliye oluşturur ve Sultanahmet, Türkiye'nin altı minareli ilk camiidir.

Mimari
Sultanahmet camiinin tasarımı Osmanlı cami mimarisi ile Bizans kilise mimarisinin 200 yıllık sentezinin zirvesini oluşturur. Komşusu olan Ayasofya'dan bazı Bizans esintileri içermesinin yanı sıra geleneksel İslami mimari de ağır basar ve klasik dönemin son büyük camisi olarak görülür. Caminin mimarı, büyük usta Mimar Sedefkar Mehmet Ağa'nın "boyutta büyüklük, heybet ve ihtişam" fikirlerini yansıtmada başarılı olmuştur.

Dış
Köşe kubbelerin üstündeki küçük kulelerin eklenmesi dışında, geniş ön avlunun cephesi Süleymaniye Camii'nin cephesiyle aynı tarzda yapılmıştır. Avlu neredeyse caminin kendisi kadar geniştir ve kesintisiz bir kemeraltıyla çevrilmiştir. Her iki tarafında abdesthaneler vardır. Ortadaki büyük altıgen fıskiye avlunun boyutları göz önüne alındığında küçük kalır. Avluya doğru açılan dar anıtsal geçit kemeraltından mimari olarak farklı durur. Yarı kubbesi kendinden daha küçük çıkıntılı bir kubbe ile taçlandırılmış ve ince sarkıt bir yapıya sahiptir.

İç
Her katında alçak düzeyde olmak üzere, caminin içi İznik'te 50 farklı lale deseninden üretilmiş 20 binden fazla çini ile bezenmiştir. Alt seviyelerdeki çiniler gelenekselken, galerideki çinilerin desenleri çiçekler, meyveler ve servilerle gösterişli ve ihtişamlıdır. 20 binden fazla çini İznik'te çini ustası Kasap Hacı ve Kapadokyalı Barış Efendi'nin yönetiminde üretilmiştir. Her çini başına ödenecek tutar sultanın emriyle düzenlense de çini fiyatı zamanla artmış, bunun sonucunda kullanılan çinilerin kalitesi zamanla azalmıştır. Renkleri solmuş ve cilaları sönükleşmiştir. Arka balkon duvarındaki çiniler 1574'teki yangında zarar gören Topkapı Sarayı'nın hareminden geri dönüştürülen çinilerdir.

İç kısmın daha yükseklerine mavi boya hakimdir, fakat düşük kalitelidir. 200'den fazla karışık leke desenli cam doğal ışığı geçirir, bugün avizelerle desteklenmişlerdir. Avizelerde devekuşu yumurtası kullanımının örümcekleri uzak tuttuğunun keşfedilmesi örümcek ağlarının oluşumunu engellemiştir. Kuran'dan sözler içeren hat dekorasyonlarının çoğu zamanın en büyük hat sanatçısı Seyid Kasım Gubari tarafından yapılmıştır. Yerler yardımsever insanlarca eskidikçe yenilenen halılarla kaplıdır. Pek çok büyük pencere geniş ve ferah bir ortam hissi vermektedir. Zemin kattaki açılır pencereler "opus sectile" adı verilen bir döşeme şekliyle dekore edilmiştir. Her kavisli bölüm bazıları ışık geçirmeyen 5 pencereye sahiptir. Her yarı kubbe 14 pencereye ve merkez kubbe 4'ü kör olmak üzere 28 pencereye sahiptir. Pencereler için renkli camlar Venedik sinyorundan sultana hediyedir. Bu renkli camların çoğu bugun sanatsal değeri olmayan modern versiyonlarıyla değiştirilmiştir.

Caminin içindeki en önemli unsur ince işçilikle oyulmuş ve yontulmuş mermerden yapılma mihraptır. Bitişik duvarlar seramik çinilerle kaplanmıştır. Fakat çevresindeki çok sayıda pencere onu daha az ihtişamlı gösterir. Mihrabın sağında zengin dekore edilmiş minber bulunur. Cami en kalabalık halinde dahi olsa herkesin imamı duyabileceği şekilde tasarlanmıştır. Sultan mahfili güneydoğu köşesindedir. Bir platform, iki küçük dinlenme odası ve sundurmadan oluşur ve padişahın güneydoğu üst galerideki locasına geçişi bulunur. Bu dinlenme odaları 1826'da yeniçerilerin ayaklanması sırasında veziriazamın yönetim merkezi oldu. Hünkar Mahfili 10 adet mermer sütunla desteklenmiştir. Zümrüt, gül ve yaldızlarla süslenmiş ve yaldızlarla 100 adet Kuran işlenmiş kendi mihrabı vardır.

Caminin içindeki birçok lamba zamanında altın ve diğer değerli taşlarla ve de içinde devekuşu yumurtası ya da kristal toplar bulunabilecek cam kaselerle kaplıydı. Bu dekorların tümü ya kaldırıldı ya da yağmalandı.

Duvarlardaki büyük tabletlerde halifelerin isimleri ve Kur'an'dan parçalar yazılıdır. Bunları orijinal haliyle 17. yüzyılın büyük hat sanatçısı Diyarbakırlı Kasım Gubari yapmıştır, fakat yakın zamanda restore edilmek için kaldırılmışlardır.

Minareler
Sultanahmet camii Türkiye'de 6 minaresi olan 4 camiden biridir. Diğer 3 tanesi ise İstanbul Arnavutköy'de Taşoluk Yeni Camii, Adana'daki Sabancı Camii ve Mersin'deki Muğdat Camii'dir. Minarelerin sayısı ortaya çıkınca sultan küstahlıkla suçlanmıştır çünkü o zamanlarda, Mekke'deki Kâbe'de de 6 minare bulunmaktadır. Sultan bu problemi Mekkede olan (Mescidi Haram) camiye yedinci minareyi yaptırarak çözer. 4 minare caminin köşelerindedir. Kalem şeklindeki bu minarelerin her birinin 3 şerefesi vardır. Ön avludaki diğer iki minare ise ikişer şerefelidir.

Yakın zamana kadar müezzin günde 5 kere dar sarmal merdivenleri çıkmak zorunda kalıyordu, bugün ise toplu dağıtım sistemi uygulanıyor ve diğer camilerce de yankılanan ezan şehrin eski bölümlerinde de duyuluyor. Türklerin ve turistlerin oluşturduğu kalabalık günbatımı vaktinde, güneş batarken ve cami renkli projektörlerle parlak bir şekilde aydınlatılmaya başlarken parkta toplanıp yüzünü camiye vererek akşam ezanını dinliyorlar.

Cami inşa edildiği dönemlerde uzunca bir süre cuma günleri Topkapı Sarayı'ndakilerin ibadetlerini gerçekleştirdiği mekân olmuştur.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia
Konum: Bursa / Yıldırım

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Joseph Louis #@!?-Lussac

Louis Joseph #@!?-LussacJoseph (d. 6 Aralık 1778 - ö. 10 Mayıs 1850) Fransız kimyager ve fizikçidir. Genellikle gaz yasalarıyla ilgili çalışmalarıyla anılır. Bunun dışında, alkol-su karışımlarıyla yaptığı çalışmarının ardından bir takım alkollü içkilerin alkol oranlarını ölçmüştür.

Yaşamı
#@!?-Lussac, Haute-Vienne'deki Saint-Léonard-de-Noblat'da doğmuştur. Eğitimine orda başlayıp, 1794'te, babasının tutuklanmasının ardından, École Polytechnique'e girmek üzere Paris'e gitmiştir. 1797'de okula kabul edilip, üç sene orda okuduktan sonra, École Nationale des Ponts et Chaussées'ye geçmiştir. Bir süre sonra Claude Louis Berthollet'nin asistanı olarak atanmıştır. 1802'de Antoine François de Fourcroy'un yardımcılığını yaptı. École Polytechnique'de, 1809 yılında kimya profesörü oldu. 1808'den 1832'ye kadar Sorbonne'da fizik profesörlüğü de yaptı. Ancak bu görevi, daha sonra Jardin des Plantes'taki kimya kürsüsü için bıraktı. 1831'de doğduğu vilayet, Haute-Vienne'in temsilcisi olarak seçilmiş, 1839'da da Chambre des pairs'e katılmıştır.

1809'da, #@!?-Lussac, Geneviève-Marie-Joseph Rojot'yla evlendi. Onunla ilk defa, bir çarşafçı dükkânının çalışanı olarak kimya kitabı okuduğunu gördüğünde tanışmıştı. Beş çocuklarından en büyüğü, Jules, Giessen'e giderek Justus Liebig'in asistanlığını yapmıştır. Jules'ün bazı çalışmaları, aynı baş harfleri yüzünden (J. #@!?-Lussac), babasıyla karıştırılmıştır.


#@!?-Lussac ve Biot bir sıcak hava balonuyla yükselirken, 1804. İllüstrasyon 19 yy.'a ait
#@!?-Lussac soyunun bir kısmı Brezilya'da, Güney Amerika'da (de Salusse Lussac/Lussac Do Coutto/Do Coutto Monni) ve Ontario'da yaşamaktadır.

Başarıları
#@!?-Lussac, 1802'de, Jacques Charles'ın çalışmalarını kullanarak, günümüzde Charles yasası olarak bilinen yasayı formülize etmiştir.

1804'te, Jean-Baptiste Biot'yla birlikte, bir sıcak hava balonu kullanarak 6.4 kilometreye kadar yükseldiler. Atmosferi araştırdığından, farklı yüksekliklerden hava örnekleri alarak sıcaklık ve nemlilikteki farklılıkları gözlemlemeye çalışmıştır.

Alexander von Humboldt'la birlikte, 1805'te, alçalan basınçla (yükseklikle), atmosferin basit yapısının değişmediğini keşfetmiştir. Aynı zamanda, suyun, iki hidrojen parçası, bir oksijen parçasından oluştuğunu da, Humboldt'la beraber keşfetmiştir. 1808'de, boru bulanlardan biriydi.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Kullanıcı avatarı
ustax66
Sığınak Fedaisi
Sığınak Fedaisi
Mesajlar: 3955
Kayıt: 29 Ara 2009 22:45
Sunucu: Eminönü
Klan: Arzın Çocukları
Lonca: Raiders Of Anatolia
Konum: Bursa / Yıldırım

Re: ***Börteçine Loncası İletişim Sayfası**(Yeni)

Mesaj gönderen ustax66 »

Harry Truman

Harry S. Truman (d. 8 Mayıs 1884 – ö. 26 Aralık 1972), Amerika Birleşik Devletleri'nin 33. başkanıdır. Göreve 1945 yılında o zamanki başkan olan Franklin D. Roosevelt'in görev başında ölmesi sonucu başkan yardımcısıyken gelmiştir. Başkanlığa geldiğinde II. Dünya Savaşı'nın son ayları yaşanıyordu. Truman 1945 yılının Ağustos ayında savaşı daha çabuk kazanmak gerekçesiyle Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombası atılması kararını verdi. Truman, Hiroshima ve Nagasaki'ye atom bombası atılarak binlerce kişinin ölümüne sebebiyet vermekle kalmamış; aynı zamanda gelecek kuşak Japonların büyük sıkıntılar çekmelerine neden olmuştur.

II. Dünya Savaşı bittikten sonra SSCB ve ABD arasında bir kutuplaşma ortamı doğdu. Batı Avrupa ülkeleri 1949 yılında ABD'nin başını çektiği NATO örgütünü kurdular. Doğu Avrupa ülkeleri ise SSCB'nin başını çektiği Varşova Paktı'nı oluşturdular. Böylece Truman zamanında Soğuk Savaş başlamış oldu.

1950 yılında ikiye bölünmüş olan Kore yarımadasında SSCB ve Çin destekli Kuzey Kore kuvvetleri Güney Kore'ye saldırarak büyük bir bölümünü işgal ettiler. Amerika Birleşik Devletleri Güney Kore'yi desteklemek için savaşa girdi. Yeni kurulmuş olan Birleşmiş Milletler'e üye olan 15 ülke de ABD'nin yanı sıra savaşa katıldılar. Türkiye bu 15 ülke arasında 5.000'i aşkın askeriyle 4. büyük katılımı oluşturdu. Kore Savaşı Truman'ın geri kalan başkanlığı sürecinde devam etti. Savaş kayıpları devam ettikçe halkın desteğini kaybettiği kanısına vardı. 1952 yılındaki başkanlık seçimlerinden adaylığını geri çekti ve 1953 yılında başkanlığa veda etti.

Truman, SSCB ve yanlısı olan ülkelere karşı ne pahasına olursa olsun mücadele edilmesine gerektiği ilkesine inaniyordu. Bu ilkeye Truman Doktrini adı verildi. Bu amaçla Truman, Dışişleri Bakanı General George C. Marshall ile birlikte II. Dünya Savaşı'ndan sonra Batı Avrupa ülkelerinin ekonomik durumunu düzeltmek amacıyla Marshall Planı denilen bir yardım paketi geliştirdi. Aynı amaçla 1947 yılında Yunanistan'la birlikte Türkiye'ye de 400 milyon dolarlık bir askeri ve ekonomik yardımı öngören ilk Amerikan yardımını başlattı. Bu yardımın 300 milyon doları Yunanistan'a, 100 milyon doları da Türkiye'ye ödenmiştir.
Resim
Resim


[right]Arif YAMAN[/right]
Cevapla